Amerikali yonetmen, yazar, editor ve aktor George Andrew Romero’nun dogum yildonumu ( 4 Subat 1940 )
https://fm.cnbc.com/applications/cnb...g?v=1500262099
http://www.sensesofcinema.com/wp-con...-Posters-1.png
Printable View
Amerikali yonetmen, yazar, editor ve aktor George Andrew Romero’nun dogum yildonumu ( 4 Subat 1940 )
https://fm.cnbc.com/applications/cnb...g?v=1500262099
http://www.sensesofcinema.com/wp-con...-Posters-1.png
Alman sair, oyun yazari ve tiyatro yonetmeni ( Eugen ) Berthold ( Friedrich ) Brecht’in Sezuan'in Iyi Insani ( Der gute Mensch von Sezuan - The Good Person of Szechwan - L'anima buona di Sezuan ) oyunu ilk kez 4 Subat 1943’de Zurich Schauspielhaus’da sahnelendi.
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Cigliklar duyuluyor, ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
Sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan!
https://m.media-amazon.com/images/I/51Ng4GzXWXL.jpg
Oh ihr Unglücklichen!
Eurem Bruder wird Gewalt angetan, und ihr kneift die Augen zu!
Der Getroffene schreit laut auf, und ihr schweigt?
Der Gewalttätige geht herum und wählt seine Opfer
Und ihr sagt: "uns verschont er, denn wir zeigen kein Missfallen."
Was ist das für eine Stadt, was seid ihr für Menschen! ?
Wenn in einer Stadt ein Unrecht geschieht, muss ein Aufruhr sein
Und wo kein Aufruhr ist, da ist es besser, dass die Stadt untergeht
Durch ein Feuer, bevor es Nacht wird.
http://deacademic.com/pictures/dewik...%C3%BCrich.jpg
Amerikali rock sarkicisi, soz yazari ve aktor The Godfather of Shock Rock ( Vincent Damon Furnier ) Alice Cooper'in dogum gunu ( 4 Subat 1948 )
https://i.pinimg.com/originals/21/ed...68d0ff65dd.jpg
1950'lerde Beat Kusagi ve 1960'larda psikedelik akimin onemli bir simgesi, Jack Kerouac'in Yolda romanini en onemli karakteri Dean Moriarty olarak taninan Neal ( Leon ) Cassady'nin olum yildonumu ( 4 Subat 1968 )
( Kerouac'in sonraki kitaplarinin cogunda, Cassady Cody Pomeray karakteri ile betimlendi. Cassady ayrica Allen Ginsberg'in siirlerinde ve diger yazarlarin bazi edebiyat eserlerinde de yer aldi. )
" Postanenin kosesindeki cesmeden su icerdim, Denver'daki cogu cesmeden farkli olarak bu cesme kisin da acikti, havanin cok soguk oldugu bazi gunlerde gumus kapli musluktan akan su ufak havuzda donup kaliyordu. Ben de cesmeden bir avuc su icip, ayagiimi islatmadan cekilebilmenin derdindeydim. Cesmenin uzerinde yazan cumle bana oldukca paradoksal geliyordu cunku hem huzurlu olun diyordu hem de fazla huzurdan sakinin: ‘ Huzur isteyin ama cok degil.’ " Ucun Biri
https://tommygirard.files.wordpress..../05/144407.jpg
" On the Post Office corner I would pause for a quick drink at the public fountain which, unlike most of Denver's, was not shut off in winter, so that conical ice attacked the spout's silvery knob, and on certain cold days it victoriously choked the bowl and froze the overflow basin outlet. The idea was to avoid torrents of backlogged water, leap on the fountain to snatch a gulp, then rush a retreat before my shoes were filled. I made paradox of the puzzling proverb carved in its granite, for it cautioned against too much rest while offering it freely: ‘ Desire rest but desire not too much. ' "
" Ilk otomobilimi 1940 yilinda, 14 yasindayken calmistim; ’47 yilinda erkeklige adimi atip yuregimi agzima getiren bu tur tehlikeli maceralara tovbe edinceye kadar elimden yasa disi yollardan 500 kadar araba gecmisti.—Bunlarin bazilari, otoparka birakilan ve sahipleri donunceye kadar binip gezdigim, sonra yerine biraktigim—bazilari gorunusunu degistirerek bir sure elimde tuttugum, bazilari ise gezdikten sonra oraya buraya carpip hurdahas ettikten sonra biraktigim arabalardi. "
https://m.media-amazon.com/images/I/..._AC_SY580_.jpg
“ I stole my first automobile at 14 in 1940; by ’47 when swearing off such soul-thrilling pleasure to celebrate advent into manhood, I had illegally in my possession about 500 cars—whether just for the moment and to be taken back to its owner before he returned—or whether taken for the purpose of so altering its appearance as to keep it for several weeks but mostly for joyriding. ”
Kongre Kutuphanesi tarafindan 1945'te Amerikan Bas Sairi ( Devlet Sairi ) secilen ve bu unvani alan ilk kadin sair Louise Bogan'in olum yildonumu ( 4 Subat 1970 )
https://1.bp.blogspot.com/-WeV7NDnKs...uise-Bogan.jpg
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...e-last-act.jpg
Yuzun simdi yuregimde oldugundan oturu,
Ayva ve kavunun, taze bir alaz gibi sarinin
Dikenli yildizcicekleri ve coban asasiyla uzandigi
Yureginin kararan cercevesine oranla
Daha az bakarim yuzunun cehresine.
Otede, bir bahce. Tirpanlar asili dursa da elma agaclarinda,
Orada, kustah rahatlikta kursun ve mermer figurler seyreder
Gonulsuzce giden baska bir yazin gosterisini.
Yuzun simdi yuregimde oldugundan, bakarim.
Sesin simdi yuregimde oldugundan, anlarim
Kasvetli bir sayfadaki kara akortlari.
Sallayan ve kanayan sozcuklerle
Karismis simgeleriyle muzik
Muzigin hapishanesi icin yapilmamistir.
Notalar mekik dokur saf yankisiz sessizlikte.
Cifte bir duste hecelemeliyim firtinayi, akan seli.
Vurus asiri hizlidir. Karanlikta degisir notalar.
Sesin simdi yuregimde oldugundan, anlarim.
Yuregin simdi yuregimde oldugundan, gorurum
Kocaman gemileri ve dis cerceveleriyle iskeleleri;
Donanimi ve yuku ve koleleri
Bozuk bir gogun altindaki tuhaf bir sahilde.
Ayrilis degildir ey, fakat tamamlanmis bir yolculuktur!
Balyalar durur tasta; kizil pasi asagi dogru inerken
Inilder capa, ve uzun asmalar emekler
Tuz otunun yani sira, uzayan guneste.
Yuregin simdi yuregimde oldugundan, gorurum.
1971 yilinda En Iyi Film Akademi Odulunu alacak olan, George C. Scott, Karl Malden ve Stephen Young’in rol aldigi biyografi-drama General Patton, 4 Subat 1970’de New York’ta gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...zNDI@._V1_.jpg
Ingiliz-Amerikali rock grubu Fleetwood Mac, 11.studyo albumu Rumours’i 4 Subat 1977’de Warner Bros. Records. etiketiyle piyasaya surdu.
https://media.tenor.com/zem0SfL2EcsA...ac-rumours.gif
Gineli yazar Camara Laye'nin olum yildonumu (4 Subat 1980)
“ Daha cocuktum ve babamin kulubesinin etrafinda oynuyordum. O zamanlar kac yasindaydim tam olarak hatirlamiyorum. Bayagi kucuktum: bes, alti olsa gerek. Annem atolyede, babamin yanindaydi. Nalbanta gelen musterilerin seslerine ve ors sesine karisan sakin ve guven verici konusmalarini duyabiliyordum.
Birden oyun oynamayi biraktim ve babamin kulubesinin etrafinda surunen, daha dogrusu dolasmaya cikan yilana tum dikkatimi verdim. Citlerden surekli dusen kamislardan birini alip hayvanin agzinin tam ortasina firlattim. Fakat yilan korkmadi bile: onunla oyun oynadigimi dusunmustu sanki. Firlattigim kamisin bir kismini avini yutmak istercesine buyuk bir hazla yakaladi. Mutluluktan hayvanin gozlerinin ici guler gibiydi; fakat bir yandan da yanima gelmeye devam ediyordu. Bir an gozleri yarim kalan avina takildiysa da parmaklarima dogru ilerlemeyi birakmamisti. ” Afrikali Cocuk
https://m.media-amazon.com/images/I/...,800_QL80_.jpg
“ Je ne me rappelle pas exactement. Je devais être très jeune encore: cinq ans, six ans peut-être. Ma mère était dans l’atelier, près de mon père, et leurs voix me parvenaient, rassurantes, tranquilles, mêlées à celles des clients de la forge et au bruit de l’enclume.
Brusquement j’avais interrompu de jouer, l’attention, toute mon attention, captée par un serpent qui rampait autour de la case, qui vraiment paraissait se promener autour de la case; et je m’étais bientôt approché. J’avais ramassé un roseau qui traînait dans la cour — il en traînait toujours, qui se détachaient de la palissade de roseaux tressés qui enclôt notre concession — et, à présent, j’enfonçais ce roseau dans la gueule de la bête. Le serpent ne se dérobait pas: il prenait goût au jeu; il avalait lentement le roseau, il l’avalait comme une proie, avec la même volupté, me semblait-il, les yeux brillants de bonheur, et sa tête, petit à petit, se rapprochait de ma main. Il vint un moment où le roseau se trouva à peu près englouti, et où la gueule du serpent se trouva terriblement proche de mes doigts.”