-
Amerikali yazar John Perkins'in dogum gunu (28 Ocak 1945)
"...bu ulke buyuk bir borcun altina sokulmus olur. Bu o kadar buyuk bir borctur ki odenmesi imkansizdir. Plan boyle isler. Sonunda ekonomik danismanlar/tetikciler olarak gider onlara deriz ki; 'Bize buyuk borcunuz var odeyemiyorsunuz. O zaman petrolunuzu satin, dogal gazinizi bize verin, askeri uslerimize yer gosterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmalari icin savastigimiz bolgelere gonderin, Birlesmis Millletler de bizim icin oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi ozellestirin! Onlari Amerikan sirketlerine ya da diger cok uluslu sirketlere satin...' sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, egitim kurumlarini, saglik kurumlarini hatta adli sistemleri ele geciririz. Bu, ikili, uclu, dortlu bir darbeler serisidir." Bir Ekonomik Tetikcinin Itiraflari
https://jamesclear.com/wp-content/up...ohnPerkins.jpg
"...those people (the whole country), are left holding a huge debt. It’s such a big debt they can’t repay it and that’s part of the plan (that they can’t repay it). And so at some point, we economic hit men go back to them and say, 'Listen, you lost a lot of money, you can’t pay your debt so sell your oil very cheap to our oil companies, allow us to built a military base in your country or send troops in support of ours to some place in the world or vote with us in the next United Nations vote; we induce them to have their electric utility company privatized and their water and sewage system privatised and sold to US corporations or other multinational corporations...' including many of their social services, their utility companies, their school systems, their penal and insurance systems; to foreign corporations. So it’s a double, triple, quadruple whammy!"
-
Turk neyzen ve sair (Tevfik Kolayli) Neyzen Tevfik'in olum yildonumu (28 Ocak 1953)
Izdirabin sonu yok sanma, bu alem de gecer,
Gecici omur gibidir, gun de gecer, zaman da gecer,
Keder kararli duramaz, nes'eli gulus de gecer,
Sevincli devir de gecer, kederli yas da gecer,
Gece gunduz yok olur, su guzelligin de gecer.
Bu gorunen hayat ask ile buktu belimi,
Caglayan goz yasimi, yoksa ayrilik seli mi?
Inleyen kaza sazinin acaba bam teli teli mi?
Cevrilir kaderli elle bu olayin filmi,
Ney susar, icki dokulur, gurultulu toplanti da gecer.
Ibret aldin,okudunsa su yaman dunyadan,
Nefsini kurtaragor avlanmakta oldugun aractan.
Yaradilanin niyeti dunyada yasayanlarin aski bu,
Onu yoktan, sonu boktan, bu kuru iddiadan,
Utanir Tanri'nin aciyan bagisiyla cehennem de gecer.
Ne bilgi, ne Tanri yolu, ne hakikat ne tore,
Suremez hukmunu bunlar yasadikca bu dunya.
Cahilin korku kokan defterini Tanri dure!
Ustalik mahkemesinde verilen hukme gore,
Cennet iflas eder, Adem'in masali da gecer.
Serseri Neyzen'in askinla kulak ver sozune,
Girmemistir bu dunyam, bu yaratanin gozune,
Bilmezligin kudreti baktirmadi, kendi ozune.
Pîr olur icki sunan gul cehreli bakilmaz yuzune,
Hak olur yillanmis meyhaneci, sohbet arkadasi da gecer.
https://www.wannart.com/wp-content/u...ik-900x580.jpg
Don't think this suffer is endless, this world also passes
Like the mortal one, the day passes, the moment also passes
The happiness of the one who cannot feel sorrow also passes
The age of the happiness also passes, the grief of the mourning also passes
The day and night disappear, the man of the moment also passes
This manifestation of life has bended me with love
Are these gurgling teardrops or the flood of blues?
Is this howling sound of the instrument of life belongs to the lowest note?
Are these the deeds of all kinds which surrounded by destiny?
Reed gets silent, drink spills over, the sound of the Solomon also passes
If you draw a lesson and read this extreme world
So save your soul from this mortal world and beyond
Find your purpose of creation at the place of earth love
Starting from nowhere and ends in the shit, this dead case
The hell ashamed with feeling of forgiveness and let it pass away
Neither religious law, nor cult, neither truth, nor justice
This world cannot rule as long as these are alive
Let the god settle smells fear ignorant's hash
According to the judgement at the court of talent
The heaven fails, the legend of the man also passes
Listen this vagabond Neyzen's words with love
None of them the beauties of these worlds would be seen
The power of his ignorance did not let him to look his own
Gets older the one whose face beautiful as roses
The innkeeper returns to dust, the conversation of the friend will also passes.
-
Amerikali yazar Rick Warren'in dogum gunu (28 Ocak 1954)
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-51-78-95.jpg
"Sadece ne kadar yol kat etmeniz gerektigini degil, ne kadarini kat ettiginizi hatirlayin. / Recuerda lo lejos que has llegado, no lo lejos que debes llegar. No estás donde querías, pero tampoco donde estabas antes."
"Eger her seyi yapamiyorsaniz Tanri'nin sizden istediginden daha fazlasini yapmaya calisiyorsunuz demektir (ya da belki cok fazla televizyon seyrediyorsunuz)."
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...17736001-1.jpg
"If you can’t get it all done, it means you’re trying to do more than God intended for you to do (or, possibly, that you’re watching too much television). / Si no logras terminarlo todo, significa que estás haciendo más de lo que Dios quiere que hagas (o quizás estás viendo demasiada televisión)."
-
2 Akademi Odul adayligi (Esaretin Bedeli-The Shawshank Redemption, 1994 ve Yesil Yol - The Green Mile, 1999) bulunan Amerikan film yonetmeni, senarist ve yapimci Frank Árpád Darabont'in dogum gunu (28 Ocak 1959)
https://images.complex.com/complex/i...eeektsuues.jpg
https://amyliddella2.files.wordpress...demption-9.jpg
https://i.pinimg.com/originals/ce/ca...3f3c28788f.jpg
-
Amerikali roman, kisa hikaye yazari ve antropolog Zora Neale Hurston’in olum yildonumu (28 Ocak 1960)
“Ufuktaki gemilerde, her adamin arzulari vardir. Bazilari icin umutlar dalgalarla yanasir. Digerleri icin ise, ruyalar sonsuza kadar ufukta yol alir, gozden hic kaybolmadan seyredilir ve onlari gozleyenler SIKILIP gozlerini baska tarafa cevirinceye, zaman onlari alayli bir sekilde silinceye kadar, asla kiyiya yanasmazlar. Insan hayati budur iste.” Tanriya Bakiyorlardi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Ships at a distance have every man's wish on board. For some they come in with the tide. For others they sail forever on the same horizon, never out of sight, never landing until the Watcher turns his eyes away in resignation, his dreams mocked to death by Time. That is the life of men.”
-
Amerikali heavy metal grubu Anthrax'in gitaristi Daniel Alan Spitz'in dogum gunu (28 Ocak 1963)
https://pbs.twimg.com/media/Dx_KGo5X4AAj-Ie.jpg
-
Sean Connery, Richard Harris ve Samantha Eggar’in rol aldigi drama Ihanet (The Molly Maguires - I cospiratori), 28 Ocak 1970’de Pennsylvania’da gosteriem girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....3NDc@._V1_.jpg
-
Italyan roman - oyku yazari, Surrealist ressam, sair ve gazeteci, Tatar Colu kitabi ile taninan Dino Buzzati Traverso'nun olum yil donumu (28 Ocak 1972)
"O zaman degin, cocukken insana sonsuz gibi gorunen bir yolda, yillarin yavas yavas ve hafifce gectigi, boylece hic kimsenin akip gittiklerinin ayirdina varmadigi bir yolda, hep ilk gencliginin kaygisizligiyla ilerlemisti. Insan bu yolda sakin sakin, cevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gercekten hic gerek yoktu, ne arkanizda sizi SIKISTIRAN ne de tabi, bekleyen birileri bulunurdu, arkadaslariniz da kaygisiz, oynamak icin SIK SIK durarak ilerlerdi. Evlerinin kapisindan buyukler size dostca selam verir ve suc ortakligi dolu guluslerle ufku gosterirlerdi; boylece yurek yigitce ve tatli arzularla carpmaya baslar ve insan kendisini az otede bekleyen harikulade umudunu tadar; gerci o seyler henuz uzaktadir ama bir gun onlara ulasilacagi kesin, tartismasiz bir bicimde kesindir.
Daha cok yol var midir? Yoo, su ilerideki nehri gecmek, su yesil tepeleri asmak yeterlidir.Belki de varmisizdir bile. Su agaclar, kirlar, su beyaz ev belki de bizim aradigimiz seylerdir. Bir an bunun dogru olduguna inanip, orada durmak isteriz. Sonra, kulagimiza ilerde daha iyisinin oldugu calinir ve tasasiz bir bicimde yeniden yola koyuluruz.Insan, boylelikle, umut dolu, kendi yolunda gider durur; gunler uzun ve sakindir, gunes yukarida gokyuzunde parlamakta ve aksam bastiginda uzulerek yok olmaya yuz tutmaktadir.
Ama bir noktada, belkide icgudusel olarak, insan geri doner ve arkasindaki bir kapinin kapanarak donusu olanaksiz kildigini fark eder.Iste o zaman , bir seylerin degismis oldugunun ayirdina variriz, gunes eskisi gibi kipirtisiz degildir, hizla hareket etmektedir; ne yazik ki henuz bakmaya bile firsat bulamadan, onun ufkun ucuna dogru hizla kaydigini, bulutlarin da gokyuzundeki mavi koylarda hareketsiz durmadigini, birbirlerinin uzerine cikarak kactiklarini, iyice acele ettiklerini goruruz; zamanin gectigini ve gunu gelince yolun zorunlu olarak son bulacagini anlariz."
http://www.mondadoristore.it/img/Il-...t=Dino+Buzzati
"Fino allora egli era avanzato per la spensierata etŕ della prima giovinezza, una strada che da bambini sembra infinita, dove gli anni scorrono lenti e con passo lieve, cosě che nessuno nota la loro partenza. Si cammina placidamente, guardandosi con curiositŕ attorno, non c'č proprio bisogno di affrettarsi, nessuno preme di dietro e nessuno ci aspetta, anche i compagni procedono senza pensieri, fermandosi spesso a scherzare. Dalle case, sulle porte, la gente grande saluta benigna, e fa cenno indicando l'orizzonte con sorrisi di intesa; cosě il cuore comincia a battere per eroici e teneri desideri, si assapora la vigilia delle cose meravigliose che si attendono piů avanti; ancora non si vedono, no, ma č certo, assolutamente certo che un giorno ci arriveremo.
Ancora molto? No, basta attraversare quel fiume laggiů in fondo, oltrepassare quelle verdi colline. O non si č per caso giŕ arrivati? Non sono forse questi alberi, questi prati, questa bianca casa quello che cercavamo? Per qualche istante si ha l'impressione di sě e ci si vorrebbe fermare. Poi si sente dire che il meglio č piů avanti e si riprende senza affanno la strada.Cosě si continua il cammino in una attesa fiduciosa e le giornate sono lunghe e tranquille, il sole risplende alto nel cielo e sembra non abbia mai voglia di calare al tramonto.
Ma a un certo punto, quasi istintivamente, ci si volta indietro e si vede che un cancello č stato sprangato alle spalle nostre, chiudendo la via del ritorno. Allora si sente che qualche cosa č cambiato, il sole non sembra piů immobile ma si sposta rapidamente, ahimč, non si fa tempo a fissarlo che giŕ precipita verso il confine dell'orizzonte, ci si accorge che le nubi non ristagnano piů nei golfi azzurri del cielo ma fuggono accavallandosi l'una sull'altra, tanto č il loro affanno; si capisce che il tempo passa e che la strada un giorno dovrŕ pur finire."
https://pbs.twimg.com/media/C3MMOzPW8AAY9ng.jpg
https://3.bp.blogspot.com/-bExcBqIU0...25288%2529.jpg
https://4.bp.blogspot.com/-Eh-ztrepz...52823%2529.jpg
https://3.bp.blogspot.com/-u4fzSiBvS...52847%2529.JPG
-
28 Ocak 1973’de duzenlenen 30. Golden Globes Odul toreninde, Baba (The Godfather), Drama Dalinda En Iyi Senaryo; Liv Ullmann, Gocmenler (The Emigrants) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktris; Marlon Brando, Baba (The Godfather) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktor Odulunu aldilar.
http://wearepalermo.com/wp-content/u...s-shooting.jpg
https://norwaytoday.info/wp-content/...2NQ@@._V1_.jpg
https://i.ytimg.com/vi/uU-4wmwc2Rw/hqdefault.jpg
-
Arjantinli ressam Benito Quinquela Martín'in olum yildonumu (28 Ocak 1977)
Mańana impresionista, 1929
https://www.christies.com/img/LotIma...esionista).jpg
Elevadores a pleno sol, 1945
https://www.bellasartes.gob.ar/media...ccion/8823.jpg
-
Amerikali korku, dogaustu kurgu, gerilim ve fantezi romanlari yazari Stephen Edwin King, 3.korku romani Medyum'u (The Shining) 28 Ocak 1977 tarihinde Doubleday araciligiyla yayimladi.
"Elbette arkadasiz ... Ikimiz de uygar insanlariz, degil mi ? Ayni yatagi, sofrayi ve siseyi paylastik seninle. Hep dost kalacagiz ve boynuna taktigim tasmayi gormezlikten gelecegiz, ben de sana hep iyilik yapacagim. Karsiliginda senden yalnizca ruhunu istiyorum. Ufak bir sey. Tipki kopek tasmasi gibi, onu verdigini de bilmezlikten geliriz."
https://kbimages1-a.akamaihd.net/1ae...-shining-1.jpg
“Of course we're friends ... we are both civilized men, aren't we? We've shared bed and board and bottle. We'll always be friends, and the dog collar I have on you will always be ignored by mutual consent, and I'll take good and benevolent care of you. All I ask in return is your soul. Small item. We can even ignore the fact that you've handed it over, the way we ignore the dog collar.”
-
Ispanyol asilli Arjantinli yazar, sair, cevirmen, kose yazari ve blog yazari Andrés Neuman Galán'in dogum gunu (28 Ocak 1977)
“Doktorlar, karina, ailene her yalan soylediginde ayni endiseyi yasarsin, bu ahlak meselesi degildir, bilmiyorum, belki daha cok fiziksel olabilir, gercegi soylemek seni korkutur, aslinda kandirilmis olarak olmek seni daha da korkutur, yalanlar hayatimizi devam ettirmemiz icin degil midir? Sen hayatina devam etmeyecegin zaman, artik gereksiz olduklarini dusunursun. Anlatabildim mi?” Yalniz Konusmalar
https://bythefirelight.files.wordpre...los_grande.jpg
"Te preocupan cada vez que hablas con los médicos, con tu mujer, con tu familia, no es una cosa moral, es algo, no sé, físico, en el fondo te aterra la verdad, pero más todavía te aterra la idea de morirte engańado, las mentiras nos sirven para seguir viviendo, żno?, y cuando ya sabes que no vas a seguir, entonces te parece que dejan de ser útiles, żme explico?"
“Konusurken, beni ciplak bir sekilde aynali dolabin onune dikti. Elleri ensesindeydi ve hala biraz terliydi. Aynada kendimi izlerken o da beni izledi. Bedenimin en nefret ettigim kisimlarini inceledim. Goguslerimin yamuklugu. Sezaryen izi. Kalcalarimdaki gevseklik. Dizlerimin altindaki pis tumsek. Genis baldirlar. Ayaklarimdaki gecmeyen nasirlar.”
https://images.penguinrandomhouse.co.../9788466345545
"Mientras hablábamos me puse en pie, desnuda, frente al espejo del armario. Ezequiel, un poco sudoroso todavía, seguía acostado con las manos por detrás de la nuca. Tenía los pies en cruz y me miraba mientras yo me miraba. Repasé los detalles que más odio de mi cuerpo. La orientación asimétrica de los pezones. La cicatriz de la cesárea. Esa flacidez en la cara interna de los muslos. Ese odioso bultito encima de las rodillas. Las pantorrillas demasiado anchas. Los callos perennes en los dedos meńiques."
“Plastik masaya oturuyoruz. Meydanda yasli insanlar, cocuklar ve kopekler var. Terliyorum ama cok mutluyum. Babam oksuruyor.”
https://1.bp.blogspot.com/-MNBd033o3...ar%2Bsolos.JPG
"Nos sentamos en unas mesas de plástico. En la plaza hay gente vieja y nińos con perros. Estoy chorreando pero contentísimo. Papá tose."
-
28 Ocak 1978'de duzenlenen 35. Golden Globes Odul toreninde, Donum Noktasi (The Turning Point), Drama Dalinda En Iyi Senaryo; Jane Fonda, Julia filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktris; Richard Burton, Kor Atlar (Equus) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktor Odulunu aldilar.
https://images-na.ssl-images-amazon....1RG0AD16JL.jpg
https://www.goldenglobes.com/sites/d...-033114jpg.jpg
https://i2.ytimg.com/vi/gLENAdTUU-o/0.jpg
-
Turk sair Ozdemir Asaf’in olum yildonumu (28 Ocak 1981)
Bu bakis seni gormek icindir.
Senden baska birsey var mi?
Denizlere bakiyorum, denizlere..
Denizler bu kadar mi?
Bakiyorum baska seyler goreyim diye..
Tabiat ezilip buzuluyor karsimda.
Manzaralarin omru birer saniye
Bulutlar ayagimin dibinde, sen basimda.
Yildizlara bakiyorum, yildizlara..
Bir sen varsin benimle bakan.
Ne oldu diyorum, oteki insanlara..
Hani sozleri vardi, hayati aydinlatan.
http://www.antbilgi.com/wp-content/u...f-1024x614.jpg
This glance is for you to see.
Is there anything more than you?
To the sea, I’ll look to the sea…
Is this all there is of the sea?
Staring only to see something else…
Nature cringes in front of me.
Landscapes pass by the second.
Clouds beneath my feet, you in my head.
At stars, I’m looking at the stars…
You’re here looking with me.
I wonder what happened to the others…
They had words, and enlightened life.
https://i.sozcu.com.tr/wp-content/up...54-400x400.jpg
Questo sguardo č per vedere te,
vedere se c’č altro oltre te
Il mare, guardo il mare
sono questi, tutti i mari?
Guardare, solo per vedere altro
La natura mi si china di fronte
Il panorama vive un secondo solo
Le nuvole ai miei piedi, tu nella mia testa
Le stelle, guardo le stelle…
E poi tu a guardare insieme a me
Che cosa sarŕ successo all’altra gente?
Avevano le parole a rischiarare la vita.
https://lh3.googleusercontent.com/-t...1368284198.jpg
One evening you were looking from your window
Into darkness slowly filling the road.
Someone passed your house resembling me.
Your heart began to race…
But the one passing wasn’t me.
One night you were sleeping in your bed…
You awoke suddenly to a silent world.
Something in a dream opened your eyes,
And darkness was there in your room…
The one who saw you wasn’t me.
At that time I was nowhere near,
And for no reason you began to cry.
Now at last you’re thinking of me
Living with love in your life…
The one who knew this wasn’t me.
You were reading a book, entranced…
The people inside fell in love or else died.
A young man in the novel was killed.
You were afraid, with all your strength cried…
The one who died wasn’t me.
-
-
28 Ocak 1984’de duzenlenen 41. Golden Globes Odul toreninde, Sevgi Sozcuklari (Terms of Endearment), Drama Dalinda En Iyi Senaryo; Shirley MacLaine, Sevgi Sozcuklari (Terms of Endearment) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktris; Robert Duvall, Sevecenlik (Tender Mercies) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktor Odulunu aldilar.
http://metrograph.com/uploads/films/...20-726x388.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...re-id560521633
-
Ingiliz heavy metal grubu Black Sabbath, 12.studyo albumu Seventh Star'i 28 Ocak 1986'da Vertigo VE Warner Bros. (Amerika / Kanada) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/Dx_KlgGWsAAvngI.jpg
-
28 Ocak 1989’da duzenlenen 46. Golden Globes Odul torenlerinde, Yagmur Adam (Rain Man), Drama Dalinda En Iyi Senaryo; Jodie Foster, Sanik (The Accused) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktris; Dustin Hoffman, Yagmur Adam (Rain Man) filmi ile Drama Dalinda En Iyi Aktor Odulunu aldilar.
http://www.moviefanfare.com/wp-conte...01/RainMan.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...re-id105909106
-
Rus asilli Amerikali sair Joseph Brodsky’nin olum yildonumu 28 Ocak 1996)
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
https://internetpoem.com/img/poems/6...ph-brodsky.png
Iki kere uyandim geceleyin,
ve isiltili sokak lambalar, duruyordu
duslerin yarim tumcelerini tamamlayamayan
ve havsalami dindiremeyen uc nokta gibi.
Gebe oldugunu dusledim.
Yillardir ayri olsak da birbirimizden,
gene de biliyordum sucumu,
ve ellerim oksuyordu gergin kasigini,
fakat gene de yataktaki pantolonu
ve elektrik dugmesini buldu ellerim. Ve gider gitmez,
anlamistim ki seni karanlikta yuzustu birakarak
terk etmistim, bir duste, fakat beni beklemeyi
istiyordun sen, ve bir bakisla bile
kinamiyordun beni bu apacik
sucumdan oturu. Cunku – karanlikta olur
isigin parcaladiigi seyin sucu.
Orada evlendik ve iki sirtli iki hayvani
taklit ettik, ve gelecekteki cocuklarimiz
yalnizca bahanesiydi ciplakligimizin.
Bir keresinde, baska bir gece, duruyordun
bakisim icin boylece, bitkin, siska,
ve goruyordum henuz adi olmayan
bir kiz ya da bir oglan cocugunu, ve o vakit
uzatamiyordum ellerimi
elektrik dugmesine dogru, hakkim yoktu
sizleri golgelerin ulkesinde birakmaya,
gunun duvarlari onunde dilsizdim
ve sizler icin ulasilmaz oldugum
o gercek dunyaya bagliydiniz sizler.
-
Isvecli cocuk kitaplari yazari Astrid (Anna Emilia) Lindgren’in olum yildonumu (28 Ocak 2002)
“ 'Ben okul diye Arjantin’dekilere derim,' dedi etrafindaki cocuklari gururla suzerek. 'Asil orada okula gitmeliydiniz. Noel tatilinden uc gun sonra, Paskalya tatili baslar. Paskalya tatili bittikten uc gun sonra da yaz tatili baslar. Yaz tatili 1 Kasim’da biter. Tabii 11 Kasim’da baslayan Noel tatiline kadar biraz zorlanirsiniz. Ama hic degilse ev odevi diye bir sey yok. Arjantin’de ev odevi yapmak kesinlikle yasak! Tamam, bazen gardiroba saklanip da ev odevi yapan bir ya da iki Arjantinli cocuk cikar ama anneleri onlari bir yakalarsa, vay hallerine. Hele toplama islemi, oradaki okullarda adi bile anilmaz. Eger bir cocuk 7 arti 5’in kac ettigini bilir de, bir de ogretmene soyleyecek kadar budala olursa, butun bir gun utanc kosesinde tek ayak uzerinde dikilmek zorunda kalir. Yalnizca Cuma gunleri ders yaparlar, tabii ders yapacak kitap bulabilirlerse. Ama neyse ki orada hic kitap yok.' ”
https://www.nobelkitap.com/img/2000/...4a550fb50d.jpg
" 'You ought to know about the schools in Argentina,' said Pippi, looking down at the children. 'That's where you should go. Easter vacation begins three days after Christmas vacation ends, and when Easter vacation is over there are three days and then it's summer vacation. Summer vacation ends on the first of November, and then you have a tough time until Christmas vacation begins on November 11. But you can stand that because there are at least no lessons. It is strictly against the law to have lessons in Argentina. Once in a while it happens that some Argentine kid sneaks into a closet and sits they're studying a lesson, but it's just too bad for him if his mother finds him. Arithmetic they don't have at all in the schools, and if there is any kid who knows what seven and five are he has to stand in the corner all day— that is, if he's foolish enough to let the teacher know that he knows. They have reading on Friday, and then only if they have some books, which they never have.' "
-
Anthony Hopkins'li Ayin (The Rite) 28 Ocak 2011'de Amerika ve Kanada'da vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....5,1000_AL_.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DUoo4AjV4AAET0Q.jpg
https://78.media.tumblr.com/b99e71a7...8o1_r1_500.gif
"Seytana inanmamayi secmek seni ondan korumaz. / Scegliere di non credere nel Diavolo non ti proteggerŕ da lui."
-
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...rown-penny.jpg
Fisildadim ‘Cok gencim, ‘ diye
Sonra da, ‘Yasliyim’ diye, ‘ oldukca’;
Ask olasiligim var mi bilmek icin
Bir Peni firlattim havaya.
‘Git ve sev, git ve sev, genc adam,
Eger gencse ve guzelse kadin.’
Ah Peni, ah kahverengi Peni,
Dugumlendim dugumune sacinin.
Cetrefil bir seydir ah ask,
Yoktur icindekileri bilecek kadar
Yeterli bilgelikte kimse,
Ta ki uzaga gidinceye yildizlar
Karanlik yuzu ayi yiyinceye dek
Aski tefekkur edeceklerinden.
Ah Peni, kahverengi Peni,
Baslayamaz kisi aska pek erken.
-
Kral, elmas suslu, celikten buyuk calisma masasindan kafasini kaldirdi.
'Ne soyluyor askerlerim ?’ diye sordu. Disaridaki Culus Meydani'ndan boluk boluk askerler geciyordu sinira dogru, yururken turku soyluyorlardi. Yasam guluyordu hepsine cunku dusman kacisa gecmisti ve oralarda, irak cayirlarda, donuste baslarina takacaklari zafer taclarindan baska bir sey yoktu dertlenecek. Bu nedenle kral da olaganustu saglikli, guvenli hissediyordu kendini. Dunya boyundurugu altina girmek uzereydi.
‘Turku soyluyorlar hasmetlim' dedi basdanisman, o da zirhlar, demirler kusanmisti, cunku savas duzeni boyle gerektiriyordu. Kral guldu 'Daha neseli bir sey bilmiyorlar mi? Schroeder, ordularim icin ne guzel marslar besteledi. Hepsini dinledim. Tam askerlere gore!’
‘Elden ne gelir Hasmetlim’ dedi yasli danisman. Kusandiklarinin agirligiyla gercekte oldugundan daha da kambur gorunuyordu. ‘Askerler bir seyi tuttururlar, tipki cocuklar gibi. Yeryuzunun en guzel marslarini bile versek hep kendi turkulerini yeglerler.” Dino Buzzati, Tanriyi Goren Kopek
http://image.anobii.com/anobi/image_...b&time=&type=4
"l re sollevň il capo dal grande tavolo di lavoro fatto d'acciaio e diamanti. ‘Che cosa diavolo cantano i miei soldati?’ domandň.
Fuori, nella piazza dell'Incoronazione, passavano infatti battaglioni e battaglioni in marcia verso la frontiera, e marciando cantavano. Lieve era ad essi la vita perché il nemico era giŕ in fuga e laggiů nelle lontane praterie non c'era piů da mietere altro che gloria: di cui incoronarsi per il ritorno. E anche il re di riflesso si sentiva in meravigliosa salute e sicuro di sé. Il mondo stava per essere soggiogato.
‘E la loro canzone, Maestŕ’ rispose il primo consigliere, anche lui tutto coperto di corazze e di ferro perché questa era la disciplina di guerra. E il re disse: ‘Ma non hanno niente di piů allegro? Schroeder ha pur scritto per i miei eserciti dei bellissimi inni. Anch'io li ho sentiti. E sono vere canzoni da soldati.’
‘Che cosa vuole, Maestŕ?" fece il vecchio consigliere, ancora piů curvo sotto il peso delle armi di quanto non sarebbe stato in realtŕ. " I soldati hanno le loro manie, un po' come i bambini. Diamogli i piů begli inni del mondo e loro preferiranno sempre le loro canzoni. "
-
Dogum Gunu Cocugu
Yonetmen Frank Darabont
"1966 yilinda Andy Dufresne, Shawshank Hapishanesi’nden kacti.Hakkinda bulabildikleri tek sey giysileri, bir kalip sabun ve eski bir tas cekiciydi... / In 1966, Andy Dufresne escaped from Shawshank prison. All they found of him was a muddy set of prison clothes, a bar of soap, and an old rock hammer, damn near worn down to the nub..."
https://youtu.be/h3XM9taF9Ek
https://www.youtube.com/watch?v=Bjqmg_7J53s
-
IFC Films, Haley Bennett, Austin Stowell, Denis O'Hare'in rol aldigi ve tehlikeleri nesneleri yutmak isteyen genc ve hamile Hunter'in hikayesine odaklanan Swallow'un fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/bltiD7hehgg
-
AMC, Better Call Saul'un 5.sezonun teaserini yayinladi.
https://youtu.be/60O-Sbts-gk
-
Italyan ressam Giuliano Bugiardini'nin dogum yildonumu (29 Ocak 1475)
Scene dalla storia di Tobia (Scenes from the Story of Tobias, c. 1500)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...erlin_1500.jpg
Ritratto di giovane donna, Firenze (Portrait of a Young Woman, Florence, 1516)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-25_ca._02.jpg
-
William Shakespeare'in Romeo ve Juliet'inin ilk kez Londra'da 29 Ocak 1595'de sahnelendigi tahmin ediliyor. (Ilk resmi performansi 1597)
http://thehundredbooks.com/romeo%20and%20juliet.jpg
https://artsedge.kennedy-center.org/...ays/january/29
-
Rokoko doneminin Italyan ressami Donato Creti'nin olum yildonumu (29 Ocak 1749)
La Caritŕ (The Charity, 1721 - 1722)
http://www.settemuse.it/pittori_oper...he_charity.jpg
Mercurio e Paride (Mercury and Paris, 1745)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...o_e_Paride.jpg
-
Italyanca librettosunu Giambattista Varesco'nun yazdigi, Wolfgang Amadeus Mozart'in besteledigi 3 perdelik Idomeneo (Girit Krali Idomeneo veya Ilia ve Idamante - Re Di Creta Ossia Ilia e Idamante) opera seriasi ilk kez 29 Ocak 1781'de Munih, (Altes Residenztheater) Cuvilliés Theatre'da sahnelendi.
https://media.gettyimages.com/photos...5512?s=612x612
-
Ingiliz Akademik ressam John Callcott Horsley'in dogum yildonumu (29 Ocak 1817)
The Morning of St Valentine, 1865
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ne%27s_Day.jpg
Under the Mistletoe, 1865
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._MISTLETOE.jpg
-
Amerikali sair, yazar, editor ve edebiyat elestirmeni Edgar Allan Poe, The Raven (Kuzgun) siirini 29 Ocak 1845 tarihinde New York Evening Mirror'da yayinladi.
Ah, hatirliyorum simdi, bir Aralik gecesiydi,
Oruyordu dosemeye hayalini kul ve duman,
Isisin istedim safak caresini arayarak
Bana kalan o acinin kaybolup gitmis Lenore'dan,
Meleklerin cagirdigi essiz, sevgili Lenore'dan,
Adi artik anilmayan!...
https://pbs.twimg.com/media/DyAnCCNXcAAKEQt.jpg
Oh, ricordo, era il dicembre e il riflesso sonnolento
dei tizzoni in agonia ricamava il pavimento.
Triste avevo invan l'aurora - chiesto e invano una virtů
a'miei libri, per scordare la perduta mia Lenora,
la raggiante, santa vergine che in ciel chiamano Lenora
e qui nome or non ha piů!...
-
Italyan ressam Luigi Sabatelli'nin olum yildonumu (29 Ocak 1850)
Rhadamiste killing Zenobia, 1803
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nobia_1803.jpg
Die Vetreibung Heliodors aus dem Tempel, unknown date
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hes_Museum.jpg
-
Amerikali ressam Henry Ward Ranger'in dogum yildonumu (29 Ocak 1858)
Underneath the Bridge, Amsterdam, unknown date
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Amsterdam.jpg
The windmill, unknown date
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_windmill.jpg
-
Rus tiyatro yazari ve modern kisa oykulerin kurucularindan Anton (Pavlovic) Cehov’un dogum yildonumu (29 Ocak 1860)
"Perde kalktiginda , sahne dedikleri uc duvarli odada, sahnenin yapay isiginda o muazzam yetenekleri, insanlarin nasil yiyip ictiklerini, nasil asik olduklarini, nasil gezip tozduklarini, nasil giyinip kusandiklarini gostermeye; bezdirici sahneler, yavan konusmalarla ibret vermeye; onumde surekli, hep o ayni, kolayin kolayi ahlak dersini okumaya kalkistiklarinda yuregimi sikintilar basiyor ve Maupassant'in Eyfel Kulesi'nden kacmasi misali kaciyorum."ť
http://www.mondadoristore.it/img/Il-...t=Anton+Cechov
“Quando si alza il sipario e sotto la luce dei riflettori, in una camera a tre pareti, questi grandi talenti, sacerdoti della sacra arte, rappresentano uomini che mangiano, bevono, amano, camminano, indossano le loro belle giacche; quando da scene e frasi volgari vogliono a tutti i costi trarre una morale, una morale meschina, facile, pronta per tutti gli usi; quando in mille varianti mi ripropongono sempre la stessa cosa, la stessa identica cosa, allora io scappo, scappo come scappava Maupassant dalla torre Eiffel, che lo ossessionava con la sua volgaritŕ.”
https://pbs.twimg.com/media/DyFGoG0W0AAQ6ic.jpg
"Bana ayin parladigini soyleme, kirik cam uzerindeki pariltiyi goster. / Non dirmi che la luna splende, mostrami il riflesso della sua luce nel vetro infranto."
-
1915 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Fransiz yazar Romain Rolland’in dogum yildonumu (29 Ocak 1866)
“…insan icin hayvanlarin cektigi aci, insanlarin cektigi acidan daha katlanilmazdir. Zira ikincisinde, hic olmazsa, cekilen aci lanetlenir ve neden olan suclu ilan edilir. Oysa her gun binlerce hayvan en ufak pismanlik duymadan, hic luzumu yokken katledilir. Birisi bundan soz edecek olsa alay edilir. Ve bu affedilemez bir suctur.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9782253012399-uk.jpg
"...souffrance des animaux a quelque chose de plus intolérable encore pour une conscience libre que la souffrance des hommes. Car, celle-ci du moins, il est admis qu'elle est un mal et que qui la cause est criminel. Mais des milliers de bętes sont massacrées inutilement, chaque jour, sans l'ombre d'un remords. Qui y ferait allusion se rendrait ridicule. — Et cela, c'est le crime irrémissible."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Ben de Voltaire gibi dusunuyorum: Birkac sinek isirigi, kosan ati durduramaz. / Je pense comme Voltaire que quelques piqűres de mouches ne peuvent retenir un cheval dans sa course ardente. / Penso come Voltaire che qualche puntura di mosca non puň rallentare la corsa di un cavallo focoso."
-
Ispanyol roman yazari, gazeteci ve politikaci Vicente Blasco Ibáńez’in dogum yildonumu (29 Ocak 1867)
“En alt dallarindan, en yukaridakilere kadar fildisini andiran bembeyaz minicik ciceklerle bezenen portakal agaclari kesme kristalden yapilmis gibi gorunuyordu. Her an tazelenen guzel koku dalgalari, dogayi degistirerek, dogaustu bir hava yaratarak, insanda yepyeni, guzel bir dunya hayali yaratarak en gur bosluklari sarmaktaydi; sanki bir anda dunya icinde oturanlarin yalniz guzel kokulari icerek ebedi bir siir havasi icinde yasadigi bir yildiz oluvermisti bir anda. Her sey degisivermisti sanki, sedef isik dalgasiyla yikanan engin bir ask odasi oluvermisti kirlar. Derin sessizligin icinde, dallarin hisirtisi opucuk sesleriydi sanki; nehrin miriltisi, Rafael’e baygin bir sesle birbirinin kulagina ihtirasla titreyen seyler soyleyen sevgililerin fisiltisi gibi geliyordu.” Baharlar Acarken
https://pictures.abebooks.com/isbn/9788401805561-es.jpg
"Los naranjos, cubiertos desde el tronco a la cima de blancas florecillas con la nitidez del marfil, parecían árboles de cristal hilado; recordaba Rafael esos fantásticos paisajes nevados que tiemblan en la esfera de los pisapapeles. Las ondas de perfume sin cesar renovadas, extendíanse por el infinito con misterioso estremecimiento, transfigurando un paisaje, dándole una atmósfera sobrenatural, evocando la imagen de un mundo mejor, de un astro lejano donde los hombres se alimentasen con perfumes y vivieran en eterna poesía. Todo estaba transfigurado por aquel ambiente de gabinete de amor iluminado por un inmenso fanal de nácar. Los crujidos secos de las ramas sonaban en el profundo silencio como besos: el murmullo del río le parecía a Rafael el eco lejano de una de esas conversaciones con voz desfallecida susurrando junto al oído palabras temblorosas de pasión."
-
Avusturyali ressam Albin Egger-Lienz'in dogum yildonumu (29 Ocak 1868)
La Danza Macabra dell'anno Nove (The Dance of Death of Year Nine, 1906-1908)
http://www.artcyclopedia.org/art/alb...ienz-dance.jpg
Sturm. Den Namenlosen (1925) Fresco in the war memorial chapel in Lien
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n%2C_1925.jpeg
-
Osmanli Imparatorlugu ve Cumhuriyet doneminde yasamis Turk sair, yazar ve burokrat Suleyman Nazif'in dogum yildonumu (29 Ocak 1870)
"...Soyle var misin yok musun? Kimsin, nesin? Yerde mi gokte misin? Senden bes yuz yetmis bir sene sonra dogmus olan Resulullah. Benim Peygamberim, Allah’in Meryem’e ufledigi ruhtan senin vucut bulmus oldugunu soyluyor. Hatta insanlarin seni carmiha gererek katletmis olduklarini agza almaya o sefkatli ve merhametli Nebi’nin gonlu razi olmadigindan, dipdiri goge ciktigini 'sadik haberci' sifati ile haber vermistir. O halde sen sagsin. Ve bulundugun yerden dunya denilen bu facialar ve belalar mahserini goruyor, buradan yukselen dualari ve beddualari isitiyorsun demektir. Ummetinin ilk fertlerini Roma kayserlerinden Neron senin ilk inanlarina katliam etti. (…) Sozume kizma: Biraz sonra Kayser lakabini Papa unvanina tahvil ile onun makamina ve senin vekaletine gecen herifler zulumde, cinayette, kotulukte ve fenalikta Neron’u fersah fersah gectiler. Neron, yalniz on dort sene Roma sehrinde hukumet etmis ve bu meyanda guya biraz da zulmetmisti.[...]"
https://admin.biyografya.com/_docs/p...8aa682c010.jpg
"...Tell me: do you exist or not? Who or what are you? Are you on earth or in heaven? The messenger of God, my prophet, who was born 571 years after you, said that you came into existence from the Spirit of God that he breathed into Mary. As an evertruthful herald with a clement heart, he even did not dare to say that you were killed by crucifixion and announced that you ascended to heaven alive. Hence, you are in good health. And this means that you see this cluster of calamities that is called Earth and hear the supplications and maledictions that rise from here to the place where you are. Nero, one of the Roman emperors, massacred your first believers. (…) Do not retort to my words: very soon after Nero, those fellows who replaced him and became your representatives and changed the title of Caesar into Pope, surpassed him greatly with regard to oppression, crimes and wickedness. Nero reigned in Rome for 14 years and supposedly tyrannized a little bit; provided that it is permissible . . . and not forbidden . . . to call actions that result from conviction, oppression.[...]"
-
Ingiliz sanatci, illustrator, muzisyen, yazar ve sair Edward Lear'in olum yildonumu (29 Ocak 1888)
https://i.ytimg.com/vi/m4aKFjLG6GQ/maxresdefault.jpg
Baykus ve de Kedicik, acildilar deryaya
Guzel bir teknede, yesile boyanmis
Birazcik bal yaninda ve bol miktar parayla
Hepsi bir kagit bes liraya sarilmis.
Baykus segirtti soyle, kubbeyle yildizlara
Sakimaya basladi, kucucuk bir gitara
“Ah sevgili Kedicik! Kedicik, ah sevdicegim,
Ne de guzel kedisindir sen,
Sen evet,
Evet, sen!
Ne de guzel kedisindir.“
“Zarif kanatli seni!” buyurdu Kedicik Baykusa
“Ne cekicidir su tatli sesin senin
Haydi, bir yuva kuralim? Ne hacet bu oyalanisa
Fakat yuzugu nasil edip bulmali?“
Bir yil ve bir gun, denizleri astiar
Varmada bong agaclarinin diyarina
Orada bir domuzcuk yasardi
Gecirmiş bir yuzugu tam da burnuna
Evet, burnuna
Gecirmiş bir yuzugu tam da burnuna...
https://cdn.britannica.com/02/151202...ny-Stories.jpg