ölü sayısı ile bina sayısı arasında uyumsuzluk var her binada 4 daire olsa yaklaşık 500.000 daire eder
Printable View
Herşeyi saklama huyları olduğundan gayet normal,böyle durum başka ülkelerde olsa derhal istifa ederler,caponlar ise intihar ederler,20 sene içinde ülkenin üzerine kabus gibi çöktüler,hesap sorsan yargı kurumlarını üzerine salıyorlar kolluk görevleriylen,neymiş ülkeyi bölme propagantası yapıyorlarmış,halkı yanıltıp kışkırtıyorlarmış,benim iddianemdede ayni böyle yazıyordu:seyt::seyt::seyt:
Herhangi bir istifa veya af talebi var mı?
Çevre ve Şehircilik bakanlığına 22 Şubatta yapılacak olan deprem konutları ile ilgili öneridir.
https://t24.com.tr/haber/bakan-kurum...aniyor,1093416
Deprem sonrası büyük hacimli iş yapacak olan Çimento üreticileri,İnşaat demiri üreticileri,Seramik,vitrafiye gibi malzeme alımlarını açık ihale yapılarak en iyi indirimi yapan firmadan toplu alım yapılmalı.
Deprem sonrası yüksek kar beklentisi içine girmiş üreticiler olan bazı ''Cenaze Levazimatçılarını'' uyarmak lazım.
Yoksa yeni bir enflasyon dalgasıda bu sektörlerden bütün ülkeye yayılacak.
Yakında batıdaki şehirlerde bile çimento ve inşaat demiri piyasada yok diye duyabiliriz.
Fenerbahçe sermaye tavanını 250 Milyon a çıkarmış.
Yakında artırım için SPK ya başvurabilir.
Orhan baba, 50 senedir alamanya’ya gitmek istiyoruz
50 yıldır değişmedi
https://i.hizliresim.com/exdgsc3.jpeg
heryer o kadar pahalı değil. sizin dediğiniz yerler zengin turistik köyler. bir sürü ucuz alternatif konum var.
1 milyon liraya basit bir tarla alsan 300-500-700 bine de gücüne göre çelik konstrüksiyon bir 80-100m2 ev yapsan kazasız belasız 100 yaşına kadar depreme yenik düşmeden köyde rahatça yaşarsın emekli maaşınla.
1 milyon nakit parası olup köyde kendi müstakil evinde, kendi yağında kral gibi kavrulacağına, şehirde kümeste kıt kanaat ölmemek için yaşayan emekli aslında köleliği tercih ediyor. köyde o kadar toz pembe değil tabii herşey ama şehirde köle olmak insanların zoruna gitmeli belli bir gelir seviyesinin altında. en azından bunu denemeli ve şehir her zaman son tercih olmalı.
misal geçen küçük bir kasabada arabayı belediye otoparkına park ettim. günlük park 5 TL kasaba merkezinde.
Benim köyüm sit alanı çivi çaktırmıyorlar üstelik arsa da yok. Geçenlerde gördüm Kulu Cihanbeyli tarafında Tavşancali da yaklaşık 5000 MT arsa içinde üç daire 2,4 milyon du. Onların evleri genelde saray gibi büyüktür.
Koyune git, ilgili tarim teskilatina, sut icin 20 bas keci uretecegim de, onlar yeri bulurlar.
Satin alma, kirala, cerden copten dam kur, 20 bas hayvana bak.
Yeter ki uret.
Hani derler ya, bi zanaatin olsun, altin bilezik.
Koylu cocuklari o altin bilezige sahip.
Ben bu halimle bile köye gitmek istiyorum ama hanım kabul etmiyor. O da haklı hem bana hem mala bakacak. Bizim köyde keçi olmaz. Mevcut köyde koyun besleyenler bile bir umut para kazanırız diye bekliyor. Hep ot olsa dört mevsim kurtarır ama sadece kışın yediğini hayvanın masrafı çıkarmaz. Bizim köy kıraç kuraklık da var o yüzden bizim köyde hayvan tarım yapanlar bankaya çalışıyor. Hepsi birbirine kefil ve borçsuz olanlar parmakla sayılır. Eninde sonunda o tarla hayvanlar bankanın olacak.
Bana göre sağlıklı olsam köyde hayvancılık ve tarım yapmak istemiş olsam büyükbaş hayvan ve onun gübresinden gaz üretimi yapar o gazı da sera yapıp oranın ısınmanda kullanırım. Teknoloji zeka ile olur. Ama köyde bu yok. Anadan babadan bildiği ile yapıyor ve sürünüyor. Ha bir iki sene para kazanmıştır. Ama 4-5 kişi aynı şekilde Konya'da çalışsa ayni mesaiyi yapsa daha fazla kazanırdı.
Viob ta Alper kardeşim var. Hem hanım öğretmen hem kendi kamuda çalışıyor hem de meyve ağaçları var. Bunun için ek gelir oluyor kazanç kapısı değil bu şekilde para kazanır ne kadar kazansa ilave gelir ama sadece buradan kazanmak şuan imkansız gibi. Şuan ülkede en ucuz olanlar çiftçinin hayvancınin ürettiği ürünler.
2019 yılı itibariyle gübre %1000 den fazla, arpa %800 mazot %300 artmış. Süt 2,3 de 11,5 olmuş. Et 40 TL den 160 . Buradan da gözüküyor ki üreticilerin gideri daha çok artarken geliri daha çok azalıyor.
Ölüyü diriyi öptünüz gözünüzü EMEKLİLERE diktiniz. Adı üstünde - emekli- . Yaş ilerledikçe insanların sağlık sorunları artar, hastaneye yakın olmak ister. Şehirde oturan bile randevu bulabilirse hastaneye gidiş - dönüş çilesi çekiyor. Aynı gün işlemleri bitmiyor. Tahlil- tetkik verecek, sonuçları alacak , doktoruna gösterecek 2-3 kez daha hastane ziyareti yapar.
İnsanlar , 10 yıl öncesine kadar çalışırken kendilerine göre bir ev ediniyorlardı çoğunlukla. Artık mümkün değil. Köyler boşaltılırken kimsenin beğenmediği araziler yok pahasına satılarak şehirden mülk edinenler oldu. Köyde ancak ev yeri ile küçük bir bahçe bırakan yine de kazançlı. Artık her köylünün şehirde mutlaka çocuğu yaşıyor veya kendi 6 ay köy 6 ay şehir devam ediyor. haliyle herkesin gözü açıldı. Artık kelepir arazi kalmadı köylerde.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Gençliğinde köy işleri yapmayanlar şimdi hiç yapamazlar. Youtub videolarıyla köy işleri dönmez. Tecrübe , alet- edavat ister. Köy macerası için elindeki birikimden olanlar bile çoktur.
Nedense ilk iş aklınıza emeklileri köye göndermek geliyor. Oysa sığınmacıları ülkelerine göndersinler. Emekliye şehird yaşayacak ücreti versinler ..... Herkes birgün mutlaka emekliliği tadacaktır !
Olurda köye gitmeyi hanımı ikna edersem. Bir saz çalmayı öğrenmem lazım. İkincisi kendi çapında sağlık tetkikleri yapacak alet edavat ilaç vs alırim bir yıllık öyle giderim. Ha köyde fareler üzerinde deneme fırsatım olursa kafamda baya bir tedavi var. Hatta kanser ile ilgili araştırmalar var bazı arkadaşlara mail olarak atmıştım onun üzerine çalışırım hem vakit geçer hem insanlığa bilime faydamız olsun.
Herkes emekliliği tadamaz , hele 65 te olacaklar dan azımsanmayacak bir kısmı tadamaz , bu ayete öykünen güldür güldür seviyesindeki , benzetmelere acayip kıl oluyorum . Ölüm gelince siritamazsin . Aklıma eser yenenler denen .... geliyor.
Köy , daha önce göç almamissa o köyde yaşam zor ve insanlar yobaz ve tehlikelidir . Bu şeerli de para çoktur deye gece kesilebilir siniz de , bakınız müge anlı , ayrıca toprak işi zor zahmetli dir bedava ya toprak size domatis vermez , ayrıca köylü ahıra 1 milyon u az bulur , ver 3 milyon 5 milyon dili durmaz Ege'nin köylü gençleri daha bi para yeme meraklısı olur salladikca sallar .Bi video izledik adam köye gitmiş Muğla da mı neydi beni soymaya çalışıyorlar en ufak şeyde diye dert yandı .Bunu anlamayanin hayatı kayar , ayrıca köylüler nereye gidiyorsun ne yiyorsun hep bilmek ister çeneleri durmaz, adamı sinir ederler . Bütün Anadolu da bu böyledir .Kendi köyümde tapulu yerimde beni sinir ettiler ittir ettim pek çoğunu.Ancak en ufak şeyde onlara muhtaç olduğundan sessiz kalmak zorundasindir. Yani hiç göründüğü gibi değil tam tersi fena zordur .
Köy olması şart değil. Orta ölçekte olan şehir ve kasabalar da olur.
Biraz planlı, kitaplı şekilde yayılmayı sağlamak gerekiyor. Emeklilerin yerleştiği yerlere hizmet sektörü de gidecektir.
Bu şekilde ufak çapta iş sahaları da açılmış olur.
Herkes Ege/Akdeniz falan derse olmuyor tabii de, aslında oralara da yerleşim kaydırılabilir. Dünya alamet yazlıkların olduğu bölgelere
sağlık ocakları ve diğer hizmetler biraz kaydırılsa bile faydası olur.
Hadi gelin köyümüze geri dönelim. Ferdi Tayfur. https://www.youtube.com/watch?v=V4B9EjVRYj4
Ama nasıl ?Bayanlara söz geçirenler gidebilir.
Benim köyüm doğal sit alanı ve tarihi eski. Köyümde çocukluğum da bir çok ailenin köy odası vardı eskiden. Bu köy odası şehirden ilçeden gelip geçerken yolda köyde kalanların yatıp kalktığı yemeğin verildiği bedava küçük otel odası gibi düşünün. Şuan varsa köy muhtarlığına ait var onda da yatıp kalkma yemek vs köyden önceden birini ayarlarsan olur. Çoğu köylü yaşlı kendi ihtiyaçlarını zor karşılıyor gençler vurdum biraz yine de Anadoluda bu tür köyler vardır. Dedidero74 kardeşin dediğinin çoğu doğru bizim köy için.
Köyden ziyade küçük kasabalar yerleşim için en uygunu. Kaymakamlık ve Hastane oluyor. Internet hızlı oluyor. Köyde yaşam zor. Ama küçük kasabalarda yaşam orta zorlukta ve yaşam ucuz. Teknik servis vs de kolay gelen yerleri bulursanız yaşam için tercih edilebilir. Emekli için demiyorum sadece beyaz yakalı olup uzaktan çalışanlar için bile küçük kasabalarda yaşam kalitesi şehirden iyi olabilir. Ama köy konusunda negatif olanlara hak veriyorum. En mantıklısı küçük kasabalardan birinde müstakil küçük bahçeli bir ev olması. Maksat para kazanmak değil. Şehir yaşamının pahalılığından kurtulma.
Raporlu ilaçları aile hekimi yaZamıyor ucuz olan sokak Arası poliklinik dahiliye 350 tl kalp 900 tl sadece ilaç yazdırma için . Hiçbir tetkik dahil değil .
Bu kadar sıkıntılı dönemde yazmak istemiyorum...Bu kadar acı ve hüznünün olduğu zamanda ama
2002 AKP iktidara geldiğinde en düşük Emekli maaşı asgari ücrete eşitken şimdi 0,647 oranına sahip...İktidarın oy deposu Emeklileri AKP diktikçe adamlar AKP bizi sağlam dikiyor dedi ve destekledi...
AKP döneminde garibandan toplanan deprem pardon ÖTV ile yeni zenginler yaratılırken sofrası küçülen Emekliler olmuştur...
Neyse AKP dikmeye devam etsin diye sosyal yardımla aynı parayı maaş diye almaya devam etsinler...
Boş verin gitsin....
piyasa sığ mığ.. 19,0213 görmüş az önce inesting'de.. tüm zamanların en yükseği.
İlk depremin (6 Şubat)arama kurtarma çalışmaları bitti galiba artık hiç kimse göstermiyor.
Ben köyde yetismedim ama Türk olduğumuz adetlerimizden konuştuğumuz dilden kilimlerimizden belli , köy odası bizde de vardı orada yolcular yemek yer yatardı , bu güzellikler yok oldu maalesef , şimdi hala bayramlarda her köyün bir bayram günü var, bir bayramda koydeyiz , tanımadığımız uzak bi köye gittik arabayla çoluk çocuk geziyorduk turist gibi , ,manzaralı bi köy o gün oranın bayramı imiş , bize siz kimsiniz vb dediler sonra zorla.bir eve götürüp tatlisindan fuzlusundan ne varsa yedirip icirip sohbet ettiler ve yolcu ettiler , bu güzellikler .de ölmek üzere ama devam ediyor .
Para girdi herşey bozuldu , son 20 yılda para , daha da fazla din ,örf , adet , saygı kültürünü yok etti , bu da teşvik edildi .Hesapta muhafazakarlik böyle oluyor .Dayımın kızı elimi sıkmadı , gençken tokalasirdik kendimi zor tuttum ,şimdi torunu var yeni musluman. oldu sanki , eskiden bu iktidara kadar böyle bir anlayış yoktu acayip insanlara dönüştük .
Aslında fare ile uğraşacak kadarda göz yok. Şu anda ki durumumla hayvan teknisyenliği imkanı yok hayvan fizyolojisii de çok bilmem aslında veterinerler çoğu tıp hekiminden daha bilgili bana göre hayvan derdini söyleyemez. Hayvan iyileşmedi mi kesersin kolay yönü de bu. Birazcık hareket kabiliyetim birazcık sağlığım olsa neler yaparım neler. Benim sadece felçli kalabilmem bile hayal şu anda. Zaman ne getirir göreceğiz ama. En iyi tarafım neşem herşeyde mutluluk aramam hayata hep iyi tarafından bakmam. Zaten başka türlü de çekilmez bu durum. Üç sene boşu boşuna gece gündüz ağladım intihar planları yaptım. Sonra benden çok çok kötü birini gördüm ve bütün fikrim değişti.
Maalesef öyle. Çok önemli bir konu aslında. Raporun olduğu halde sırf ilaç yazdırmak için uzman doktordan randevu almak zorunda kalıyoruz. Sonra da randevu bulunmuyor hastanelere. Halbuki raporlu ilaçları eskisi gibi aile hekimi de yazabilse en az %20 yeni randevu hakkı açılır hastane doktorlarına...
Bir yerde yanlış olmasın. Ben yıllardır raporlu ilaçlarımı aile hekiminden yazdırıyorum, sadece rapor yenileme döneminde hastaneye gidip uzman doktora rapor süresini uzattırıyorum. Hatta şöyle birşey var eğer aile hekiminiz uzman doktorsa rapor yenilemeyi bile yapıyor diye biliyorum. Yanlışım varsa düzeltin. Bazı istisnai ilaç raporları var ve bunlar aile hekimi tarafından yazılamıyorsa onu bilemem.
Dört günlük çalışma haftasının şimdiye kadarki en büyük denemesine katılan Birleşik Krallık şirketlerinin çoğunun beş günlük standarda geri dönmediğini ve üçte birinin bu değişikliği kalıcı hale getirmeye hazır olduğu ortaya belirtildi.