Kukla senin duymak istediğin ve zihnine yerleşmiş olan. Gerçekte olan yetkilerinin sınırlandığı
Printable View
DİNLERE GÖRE İNSANLIĞIN YAŞI
ortalama 10 bin ile 7 bin yıl arasında değişkenlik gösterir. hatta musevilere göre adem ile hava'nın dünyaya gelişi tarihi m.ö. 3761'dir.
islam'da ve hristiyanlıkta da aynı, 7 bin yıl. said-i nursi 7000 yıl demiş mesela. . hesaplarına göre de 2120 yılında da kıyamet kopacaktır.
amaç din tartışmak değil. burdan değil ama nerden okuduğumu hatırlayamadığım için paylaşıyorum..
konu kapanmıştır.
Urfa da bulunan 12 bin yıl öncesine ait ilk tapınak olan göbeklitepe tapınağıdır...demek ki bilim ilerledikçe salladıklarıda ortaya bir bir cıkıyor...hatta ilk insanların 315 bin yıl önce yaşadığı bile ortaya çıktı..ben de konuyu kapatayım dedim [emoji16]
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Türkiye niye enkaz ... eğitim , kültür, ahlak endeksi , bilim , spor ,
Niye gelişmiş ülkelerin yüz yıl gerisindeyiz .
Bu forum en güzel örneği .
Çünkü , cehalet , dincilik , biAt kültürü , yalan , ahlaksızlık toplumun önemli kesiminde normalleşmiş . Sanki Bunlar olması gerekenler gibi sabitleşmiş . Gerçeklik , doğruluk algısı kaybolmuş .
Yazık
İşin trajikomik tarafı ise ülkenin bu çıkmazdan kurtulmasının TEK yolu cumhuriyetin ilk 20 yılındaki akla dönmek ve yarım kalan işi günümüz dünyasının gerçekleri ile bütünleştirerek uygulamak...
1950 den sonra yerimizde saydığımızı kabul etmeden, kendimizi kandırmaya devam ederek yol almamız olanaksız...
Turan Akıncı'dan alıntıdır
SEÇİLENLER MENÜDE
Pazar günü ailece bir lokantaya gittiniz,
Garson menüyü getirdi.
Sizin canınız patlıcan beğendi istedi,
Garson dedi ki:
‘’Menü haricinde servisimiz yoktur.’’
Yapabileceğiniz iki şey var.
Ya lokantadan kalkıp gideceksin.
Ya da menü de ne varsa onu yiyeceksin.
Lokantanın ‘’Sizin için seçtiklerini’’
Yiyeceksiniz.
++
İşte sihirli kelime bu:
‘’SİZİN İÇİN SEÇİLENLER’’
Lokantayı anladık.
Bir öğün patlıcan yerine enginar ye.
Ölmezsin ya?
Ama ülkenin siyaseti nasıl olur?
Lafı getireceğim yer orası.
Lokantadan gitme şansın yok.
Beş senede bir menüye bakacaksın.
Vatandaşlık görevi.
Partileri kuranlar,
Parti liderleri,
Mümtaz bakanlar
Ünlü gazeteciler,
Askeri komutanları
Birisi,
SİZİN İÇİN SEÇİYOR.
++
Eskiden bu tür senaryoları anlatanlara
Çok gülüyordum.
Fotoğraf ortada tabak ki duruyor.
İstersen inanma!
İngiltere Türk çocuklarına niye burs versin?
Soru bu.
Tüm İngiliz çocukları üniversite mezunu mu?
Kendi çocuğu varken,
Niye Türk'e burs versin?
İngiliz binmeyeceği şeye torba takmaz.
++
Tesadüf bu ya, o senekilerin hepsi Kayserili.
Öğrencilerin hepsi dini bütün çocuklar.
Merak ettim bu seçimi kim yapmış?
Neye göre seçiyorlar?
Şeftali değilki eziğini ayıklayasın.
Çocuklar harama el sürmezler.
Onun için trilyonlar kayıp oluyor.
İngiliz her yıl birilerini tezgahtan geçiriyordur.
Mutlaka başka NECİP Türk şehirleri de vardır.
Yukarıdaki fotoğrafa bir bakın.
İyi bakın!
++
Gel zaman git zaman,
Bu adamlar menüde.
SİZİN İÇİN SEÇİLMİŞ.
Ekmelettin de mi,
Bu tezgahtan geçmişti?
Benim ki Limonatadan bir soru.
++
Gelelim fotoğrafa
Biri en tepenin menüsüne konmuş.
Biri askerin başına getirilmiş,
Biri ülkenin en önemli gazetecisi olmuş,
Biri belediye başkanı olmuş.
Hiç BOŞ YOK.
İngiliz aptal mı?
Boşa para yok.
Bir kilo şeftalide bile ezik çıkıyor.
++
Ülkede Basın yok mu?
Bir muhabir gitsin Exeter’e,
Ne fotoğraflar bulur.
O okuldan kimler geçmiş?
Okulda mutlaka talebelerin kaydı kuydu vardır.
Orası Marmara Üniversitesi’de değil ki?
Arşivi yansın..
İngiltere’de tüm kayıtlar 25 senede kamuya açılır.
Mutlaka Algida Magnum yerken bir fotoğraf çıkar.
Araştırmak lazım.
Exeter’den çok parlak çocuklar çıkar.
++
Aklıma geldi.
Bunlar İngiltere de uçuş yapmışlar mıdır?
Ne alaka diyen olur.
Bunlardan biri devletin helikopteri ile,
Diğerinin ŞEYİNE inmiş.
Gazetede okudum.
Necip Türk büyüğü ne demiş:
Karakter her şeyin başıdır.
Bence İngiltere.
https://scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net...76&oe=5BEA05DE
adama dün burada harita gösterdik..
gıkını çıkaramadı..
haritada ne vardı: ingilizlerin dayattığı ve 1. dunya savaşı sonrası osmanlı devletinin kabul ettiği harita..Türklere anadoluda küçük bir bölge kalıyordu..
Türk halkı bu haritayı reddetti..
milli mücadele ile işbirlikçilerin ve düşmanların oyunları bozuldu..
Türk devleti kuruldu..
bundan neden rahatsızsınız ??
Kızım,Dr...
Güvenlik araştırmasından geçti..
Ataması geldi..İş başladı..
En yakın arkadaşı, 6 yıl okumuş dr.olmuş bir kızın atamasını yapmadılar..
Sebep?
Güvenlik araştırması olumsuz..
Ailesi,anne babasının ne fetö ne de AKP ile cemaat ile hiç işi olmamış..
Kız onların okullarında okumamış,yurtlarında kalmamış..
Ne olacak şimdi?
Kızını zar, zor okutan emekli anne babanın evladı.. Gurur duyacakları bir zamanda, başlarına gelene bak..
İslamcı AKP veFETÖ nün sıradan , masum insanların başına açtıkları belalar bitmiyor..
SM-A800I cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Halkını cehalet ile sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya; cehalet ve sefalete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya mahkumdur.†Mustafa Kemal Atatürk
Kendi kendini bitiren bir ülke...
Doç ve Dr.öğretim görevlileri için,lisan eğitimi takviyesi için yurt dışı bursu vermeye başlanacakmış ...!
Doktora yapmış birinin lisan sorunu mu?!
Nasıl yani? Diyorsun..
Sonra bakıyorsun ...TVde tartışmalara
Çıkan prof.lara...!
SM-A800I cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Turan Akıncı'dan alıntıdır
SÜRGÜN İŞLERİ
İttihat ve Terakki’yi anlatan CEMİYET isimli,
Bir kitap yazdım.
Daha sonra meşrutiyete giden yolda yaşanan,
Olayları da kitaba koymaya karar verdim.
Bu olayların en önemlileri Şeref ve Canik Sürgünleri.
Benim ailemden sürgüne giden iki kişi var.
İkisi de tıbbiye öğrencisi.
Biri ismini bilmediğimiz bir çölde gömülü,
Diğeri 11 yıl sonra İstanbul’a dönebilmiş.
++
Maalesef bu konularda bilgi çok az.
Yazılmış hatıralar içinde tutarsızlık çok var.
Olayları benim ZAMAN DİZİNİNE koyunca,
Tarih ve mekanlar oturmuyor.
Şimdi Osmanlı’da Sürgün işini anlatayım.
++
Sürgün Osmanlı’da uygulanan eski bir yöntem.
Ama sistemin borusu Abdülhamit döneminde çıkıyor.
Sürgüne gönderilenlerin sayısı zıplıyor.
Çünkü istibdat var.
Zat-ı Şahanenin gıcık kaptığı devlet adamları,
Muhalifler İstanbul’da parazit yapmasın diye,
Sürgüne gönderiliyorlar.
Abdülhamit döneminde
Ziya Paşa, Namık Kemal ve Süleyman Paşa gibi,
Aydınlar nasibini almış.
Yazı uzamasın başka isimler yazmıyorum.
++
İki tür sürgün var.
İstanbul’dan çıksın denilen kişiler için,
Rodos, Kıbrıs, Midilli, Sakız gibi adalar.
Bunlar çok yıpratıcı değil.
İkinci tür ise en uç noktalara gönderilen
Kürek mahkumları.
Taif, Yemen ve Fizan’a yapılan sürgünler.
++
Bizimkilerin paketlendiği olayın ismi‘’Şeref Kurbanları.’’
Konu ne?
İttihat ve Terakki fikirlerine inanan,
Harbiye ve Tıbbiye talebeleri ile genç subaylar,
İstanbul’da meşrutiyet için bir gösteri yapmak isterler.
Hemen jurnaller çalışır.
Sonunda zaptiye 600 kişiyi paketler.
120 gün işkence, dayak ve benzeri olaylardan,
Sonra mahkeme 78 idam verir.
Hünkâr, Avrupa korkusundan,
Cezayı müebbet kürek cezasına çevirir,
77 kişi Trablusgarp’a sürgün edilir.
Gidenler ŞEREF vapuru ile gönderilir.
Bundan dolayı bu isim verilir.
Aslında sürgün yeri Fizan’dır,
Ama devlet Fizan’a gidecek vasıta bulamaz.
++
Fizan neresidir?
Bugünkü Libya’nın en güney noktası.
Büyük Sahra’nın doğusu.
Fizan’a ulaşım nasıl diye merak eden olur?
Trablusgarp’ten sadece deve ile gidiliyor.
Tam 45 günde.
Çölde 45 gün artık ne bulur ne içersin,
O senin sorunun.
Kısacası: kim öle kim kala.
Fizan’dakiler hayatında hiç yağmur görmemiş.
Fizan’da on yıl kalan var.
++
II. Meşrutiyet sonrası siyasi mahkumlara af çıkar.
Sürgünler ülkeye geri dönerler.
Sağ kalıp geri dönebilen sadece 8 bin kişi.
Çöllere Niyazi olan belli değil.
Abdülhamit’e kimse cennetmekan falan demesin..
Onun bizim aileye bir can borcu var.
https://scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net...aa&oe=5BE667CB
T.A.dan alıntı
GERİLEME DEVRİ
Bugün yarın Cumhurbaşkanı
Yeni yetkilerle koltuğuna oturacak.
Başkanlık, ilerlemedir dediler,
Şahlanıştır diye anlattılar.
Necip Türk halkı yine seyretti.
Büyük devlet adamı Mithat Paşa’nın ruhu şad olsun.
++
1876 yılında padişah değişikliği oluyor.
Mithat Paşa ve arkadaşları,
Şehzade Abdülhamit ile görüşüyorlar:
‘’Eğer meşrutiyeti ilan edersen,
Destek verelim.
Seni tahta oturtalım.’’
Abdülhamit her türlü şartı kabul ediyor.
Hatta hızını kesmiyor:
‘’Sen benim babamsın’’ bile diyor.
Abdülhamit, 31 Ağustos 1876 tarihinde tahta oturuyor.
++
Anayasa çalışmaları yapılıyor.
23 Aralık 1876 günü anayasa ilan ediliyor.
Son derece çağdaş bir anayasa
Maddeler:
Mahkemeler bağımsızdır,
Hakimler teminat altındadır.
Mahkemelerde savuma hakkı kutsaldır.
Toplanma, gösteri yürüyüşleri serbesttir.
Dernek kurma özgürlükler kapsamındadır.
Fikir ve girişim özgürlükleri kısıtlanamaz.
Mahkeme kararı olmadan hiçbir ceza uygulanamaz
İdam cezası kaldırılmıştır.
Basın yayın hürriyeti sınırsızdır.
Yazıyı daha fazla uzatmayayım.
++
Anayasa’nın tarihi 1876
Tam 142 yıl evvel kabul edilmiş.
Daha Almanya, İtalya ortada yok.
Anayasa, bu hakların tanınmış.
++
Hünkâr, bir süre sonra,
Mithat Paşa ve ekibinden sıkılır.
Bir bahane bulur sadrazamı sürgüne gönderir.
Kafası Mithat Paşa’ya takılır.
Kendine tehdit görür.
Sultan Abdülaziz’in ölümünden paşayı sorumlu tutar.
Yıldız’da çadırda bir düzmece mahkeme de yargılar.
Paşa ve eniştesini Taif’e sürer.
Merak eden baksın Taif neresi?
3 yıl sonrada zindanda Mithat Paşa’yı öldürtür
++
Bizim coğrafya ilginç.
Osmanlı’nın son astığı sadrazam Benderli Ali Paşa.
Yıl 1821
Bundan sonra çağdaşlaşma başlıyor.
63 yıl öldürülen devlet adamı yok.
Ama,
1884 yılında özgürlükleri getiren sadrazam,
İdamın kalktığı ülkede zindan da öldürülüyor.
++
Bir süre sonra zat-ı şahane savaş bahanesi ile
Meclisi tatile sokar.
Mebusan meclisi 32 yıl kapalı kalır.
Sonunda Abdülhamit tahttan indirilir.
++
Bunları niye anlattım:
Ortadoğu ülkelerinde,
Daima birtakım kafalar gelip,
Kendi düzenlerine göre devleti değiştiriyorlar.
1876 yılında kalkan idam gelir mi?
142 sene evvel tanınan özgürlükler,
Yasaklanır mı?
Tarihçiler de buna,
GERİLEME DEVRİ DİYORLAR.
T.A.dan alıntı
RAMAZAN KARARNAMESİ
Mahmut Nedim Paşa, Osmanlı sadrazamları arasında,
En fırıldaklardan biriydi.
Sokakta onun için edilmeyen laf yoktu.
Sultan Abdülaziz onun bu vasıflarını iyi biliyordu.
Saraya en çok para bulan sadrazam olduğu için
Abdülaziz onu 30 Ağustos 1875 tarihinde
İkinci defa koltuğa oturttu.
Günümüzün deyimi ile; hırsız ama para buluyordu.
++
O dönemde Bosna Hersek’te isyan çıktı.
Orduya para lazımdı ama hazinede para yoktu.
Devlet ana para ve faizler dahil 14 milyon dış borç ödeyecekti.
Paşanın aklına bir fırıldak geldi.
Bu paranın yarısını ödeyelim.
Elimizde kalan 7 milyon ile orduyu finanse edelim.
Ödemediğimiz 7 milyonu ise belli olmayan bir tarihte öderiz.
Kısaca:
Allah bize, biz sana.
Bu konuda Sultan Abdülaziz’den de olur alındı.
Bakanlar kurulu bu kararı çok gizli aldı.
Toplantı sonunda tüm bakanlar,
Ellerindeki tahvilleri Galata’da sattılar.
++
Bakanların kağıt satması hemen dedikoduya sebep oldu.
Dedikodular başladı.
Hükümet faizleri ödemeyecek.
Mahmut Nedim Paşa, basına şu açıklamayı yaptı:
‘’Oruç ağzımla yemin ederim,
Bu haberler yalandır.’’
Piyasa rahatladı zira sadrazam açıklama yapmıştı.
++
30 Ekim 1875 günü hükümet
RAMAZAN KARARNAMESİ’Nİ AÇIKLADI.
‘’Osmanlı Tahvillerin yarı paralarını ödeyeceğiz,
Bakiyesini ileriki bir tarihte ödeyeceğiz.’’
Allah bize, biz size.
++
Piyasalara bomba düştü.
Avrupa’da faizleri yüksek diye çok kişi,
Osmanlı Devlet Tahvili almıştı.
Avrupa’da çok kişi battı ve intihar etti.
Aileler dağıldı.
Avrupa bankaları önünde olaylar yaşandı.
Olaylar uzun süre devam etti.
Batı’da Osmanlı Devleti’ne büyük bir öfke oluştu.
Avrupa’nın bize bakışı değişti.
++
Sadrazam günü kurtarmıştı ama
Devletin itibarını bitirmişti.
Bu tarihten sonra hiçbir savaşta,
Avrupa ülkeleri bize destek olmadılar.
93 Harbi’nde dağılmamızın sebebi budur.
Harbe girerken Fransa ve İngiltere'nin bize destek,
Olacağını bekliyorduk.
Onlar hiç oralı olmadılar.
I. Dünya Savaşı’nda Fransa ve İngiltere’nin
Bizi kabul etmemesi bu sebebe dayanır.
++
Fırıldak adamlar,
Akıllarınca günü kurtarırlar.
Ama çok uzun yıllar üstümüze yapışan,
Etiketi ancak cumhuriyet sökebildi.
Bu arada aklıma geldi.
Önümüzde ödenmesi gereken 240 milyar dolar var.
Ne olacak ?
++
Oruç ağzı ile bir açıklama yakışır.
Ne de olsa Müslüman adamlar.
T.A. dan alıntı
İLZAM İŞLERİ
Tanzimat sonrası Osmanlı Devleti’nin en önemli geliri,
Tarımdan elde edilen AŞAR vergisiydi.
Yıllık mahsulün takriben yüzde onu devlete ödenirdi.
++
Ticaret kesimi yabancıların elinde olduğu için,
Devlet bu kesimden vergi alamazdı.
Aşar vergisi devletin en önemli gelir kaynağıydı.
Osmanlı’da maliye teşkilatı yoktu.
Her vilayet her yıl ihale açardı.
Kim devlete daha fazla peşin para teklif ederse,
Vergiyi toplama hakkına sahip olurdu.
İhaleyi alan kişiye ‘’MÜLTEZİM’’ denirdi.
Bizim memlekette daima her iş de mangoluk olur.
++
Adam ufak bir şehrin valisi veya mutasarrıfı.
Büyük bir ile vali olmak istiyor.
Babıâli’den adamını bulurdu.
Al takke ver külah 50 bin altın getir,
Seni vali tayin edelim sözünü alırdı.
Selanik şehrine böyle tayin edilen onlarca vali bulmuştum.
Vali adayında bu kadar bir para yok.
Gider Galata’dan bir Yahudi, Rum veya Ermeni banker bulurdu.
Banker bu rüşveti öder,
Adam da şehre vali olurdu.
++
Bir süre sonra vali vergi toplama ihalesi açardı.
İhaleye valinin izin vermediği kimse katılamazdı.
İhale dorudan bankere verilirdi.
Başta 50 bin altını veren banker MÜLTEZİM olurdu.
Burada önemli olan Mültezim ile valinin uyumu.
Mültezimin para toplaması için devletin jandarmasının,
Desteği şart.
Toplanan vergi üçe bölünürdü.
Bir pay bankere, bir pay valiye, bir payda devlete.
Yani kısaca devlet verginin ancak üçte birini,
Toplardı.
ÜÇÜN BİRİNİ ALIRSIN lafı oradan gelir.
++
Uzun vadede Galata konusunu yazacağım.
Galata, başlı başına bir dünyadır.
Gelelim yazının sonuna.
Yeterli para toplayamayan devlet ne yapardı?
Galata bankerlerinden borç alırdı.
Bankerler parayı nereden bulurdu?
++
Devletin vergisini çalıp,
Bu parayı Osmanlı Devleti’ne fahiş faizle çakmaya
Ne denir?
++
Sahi, Osmanlı niye battı?
Aklıma son yapılan köprüler geldi.
Viop ülkenin genel durumudur.
Su anda önümüzde borç sorunu, kıbrıs sorunu, tek adam sisteminin yaratacağı sorunlar vs var.. (Yeni çözüm sürecini de önümüze koyacaklar.)
Yani tümü neredeyse tekerrür eden sorunlar..
Çözüm sonunda yine cumhuriyet olacak..
Yazanlar viopla alakalı...
Yazanlardan, yazılanlardan rahatsız olmayın, herkes istediğini yazsın..
T.A. dan alıntı
TÜTÜN İŞLERİ
Osmanlı Devleti, Kanuni devrinden itibaren,
Batılı ülkelere KAPİTÜLASYON hakları verdi.
Bu haklar, her padişah devrinde devam etti.
Sultan I. Ahmet devrinde yeri yurdu bilinmeyen,
Hollanda’ya bile bu haklar verildi.
Beyoğlu kitabında bunları anlattım.
Başlarda Osmanlı güçlüydü.
Zaman içinde eski gücünü kaybetti.
1699 yılından sonra toprak kayıpları başlayınca
Bu haklar zarar verici oldu.
++
Kapitülasyonlar çok eziciydi.
Osmanlı Devleti gümrük vergisini değiştiremezdi.
Polis jandarma yabancının evine giremezdi.
Yabancıları yargılayamazdı.
Garip bir örnek:
Osmanlı yüzde 8 gümrük vergisi alıyordu.
Yabancı konsolosluk çalışanları gümrük vergisinden muaftı.
Örnek yurt dışından SAMAN ithal edeceksiniz.
Gümrük vergisi yüzde sekiz.
Konsolosluktan birini ayarladığınız taktirde,
Saman adamın adına ülkeye girince vergi sıfır.
Bu sayede herkes yolunu buluyordu.
Herhangi bir konsolosluk çalışanı,
SONSUZ mal ithal etme hakkına sahipti.
Beyoğlu kitabında bunları anlattım.
Bu kişilere DRAGOMAN denirdi.
Kimse sormazdı bir çalışan milyonlarca
Samanı ne yapıyor, diye?
++
Osmanlı, 1838 yılında
Baltalimanı Ticaret Anlaşmasını yaptı.
Üretimim ekonomisi olmadığı için
Osmanlı batının sömürgesi haline geldi.
Daha sonra alınan krediler ödenemeyince
Devlet ekonomik olarak çöktü.
1875 Ramazan Kararnamesi ve
1881 Muharrem Kararnamesi ile göçtük.
++
Batılı devletler paralarını kurtarmalarını için,
Osmanlı'ya Duyun-u Umumiye idaresinı kurdurdular
Bu kuruma devlet üstü haklar verildi.
Kurumun görevlileri diledikleri adamı,
Öldürebilirlerdi.
Yanlış okumadınız.
İstedikleri adamı vurabiliyorlardı.
Sorgusuz sualsiz.
Yargılama yok.
++
Tütün Rejisi, Duyun-u Umumiye kurumuna verilmişti.
Ülkedeki tüm tütün işi bu kurumun kontrolündeydi.
Kurum onay vermezse bahçene tütün ekemezdin.
Ticaretini yapmıyorum.
Kendi ihtiyacım için bahçeme tütün ekeceğim.
Buna bile izin verilmezdi.
Devlet sakalı kaptırmıştı.
Aklıma bugünkü tohum politikası geldi.
Mısırdan elde edilen şeker şurubu geldi.
Reji kolcularının kaçak tütün ekenleri,
Sorgusuz sualsiz vurma hakkına sahipti.
Tabii bizim topraklarda bu işin de borusu çıkmıştı.
Kolcunun biri, hısmını vuruyordu.
Açıklaması kaçak ekiyordu.
Kolcu köyde bir kadını beğeniyordu,
Kocasını vurup işi kaçağa bağlıyordu.
Kaymakam bile adamın yavuklusuna el koyuyordu
Lafı uzatmayayım.
Onlarca böyle sebep.
++
O günlerin bu güne kalmış bir hatırası var.
Bodrum yöresinin Çökertme türküsü.
You Tube’de bulup dinleyin.
Tolga Çandar, eski CHP milletvekilidir.
Muhteşem söyler.
Kendisi Orta Doğu mezunu mühendistir.
++
Resim: Sultan I. Ahmet devrinde Hollanda'ya verilen kapitülasyon hakları.
https://scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net...b0&oe=5BDD8C75
Herkese kolay gelsin.
seçim sonrası şu anda balayı dönemi yaşanıyor..
akp nin teknotrat hukumet tarzı söylemleri ile algı yönetimine erkenden başladığını söyleyebilriz.
tek belirleyici ve tek karar merciine dayanan bir hukumet yapısının ciddi sarsıntılara uğraması çok olası..
akp nin son dönemde milliyetçi çizgiye ve söylemlere yaslandığı doğru.. ama bunu retorik olarak kullanıyorlar..gerçek test için bir kaç konu var:
1. suriyelilerin ülkerine dönmesi.. Esad geçen hafta dönün çağrısı yaptı.
2. akp döneminde yunanistanın işgal ettiği ege adalarının işgalden kurtarılması.
3. ayrılıkçı ve dinci terörle sonuna kadar mücadele
özellikle mhp ye görev düşüyor.. bu üç maddede Türk devletinin bekaası için önemli.. gerçekten milliyetçi bir parti ise bu konularda politikaları akp ye dayatır..suriye mülteci meselesi için aktif girişimlerde bulunmalılar..milliyetçilik lafla olmaz.. dunyanın hiç bir ülkesi böyle 4-5 milyon mülteci ile yaşamıyor. üstelik geçici bir süre misafir demişiz ama kalıcı olmaları için uğraşanlar var. özellikle ümmetçiler.. oysa mültecilerin yerlerinden sökülerek suriyenin kuzeyinin insansızlaştırılması emperyalistlerin projesidir.. bu konuda da ümmetçi dinciler emperyalistlerin projelerine çanak tutuyorlar.. idrak edemedikleri için tüm resmi göremiyorlar..
ğünaydın,,
inğilizce öğrenmem gerekiyor,oğlumla beraber,önerceginiz link yada web varmıdır!!tşklerr..
bu kitabın değişik versiyonları olabilir.. advanced, beginner gibi..beginner olandan başlayarak ve anlamaya çalışarak çok ciddi bir ilerleme sağlayabilirsiniz.. ayrıca digitürk ten ingilizce orjinal dilinde dizi/sinema seyredebilir ve ayrıca türkçe/ingilizçe altyazı kullanabilirisiniz. bol bol kitap okumayla (başlangıç seviye hikaye kitapları ) takviye edilmeli..
ilk 3-4 ay mucize olmaz ama gerek dinleme gerekse okuma ile grammar desteklendiğinde 3-4 ay sonra kritik eşik aşılır..
http://www.cbpbook.com/wp-content/up...fourth-abc.jpg
# Ölüm, ayrılık, boşanma gibi durumlarda YAS sürecinin 5 aşaması vardır.
1. İnkar
2. Kızgınlık/öfke
3. Pazarlık
4. Depresyon
5. Kabullenme
# Şimdi 2. safhadayız.
# 2 ay önce Muharrem İnce'yi arayıp trolleyerek dombra dinletmek isteyen bu AKP'li muteber işadamı(!) 3 gün önce intihar etmek için çatıya çıkmış. ''Evime ekmek götüremez hale geldim, beni ne hale koydular Allah'ım'' diye ağlıyor.
https://i.hizliresim.com/VDEX1q.png
https://www.youtube.com/watch?v=OCtS...ature=youtu.be
https://www.youtube.com/watch?v=srDJQl3gHxU
# Bunlar önümüzdeki 3 yıl içinde izleyeceğimiz filmin ilk fragmanları.
Patlamış mısırlarımızı, içeceklerimizi aldık, durmak yok izlemeye devam...:kahkah:
https://i.hizliresim.com/PDQ6X9.jpg
Haftaya mokoko devam...:kahkah:
https://i.hizliresim.com/MDkLaQ.png
Bunu kaçırmışız!!!
M.Fadıl Akgündüz
@JtFadil
Jetpa Holding Kurucusu, Koyunlara Fısıldayan Adam, Keriz Pazarı Esnafı, Parody, Kurumsal @JetPAdil
https://twitter.com/JtFadil
Hemen takibe aldım. Çok muhabbetimiz oldu kendisiynen.:)
https://i.hizliresim.com/GD3ogb.png
Bugun bir arkadasim yazdi. 2 polis arkadasi Feto ile hic alakalari olmamalarina ragmen ihrac edilmisler.
Bir de sanirsam bu kisilere bu ay maasta odemeyecekler.
Asil ihrac edenlerin en basta ihrac edilmesi gerekiyor ama ne yapacan.
Yasi temelden ogrenmek icin cok uygun ancak disiplinli bir sekilde ogrenmesi sart. Rosetta stone tarzi programlar ancak ogrendiklerini pekistirmek icin ise yarar. Bu yasta ki cocuklar kolay vazgecebilir. Butceniz varsa dil okuluna gonderebilirsiniz ve orada ogrendiklerini evde tekrar ederek ve bol bol ingilizce dizi film izleyerek kulagi alisabilir. Yasi 18 ve uzeri olsaydi AB programlarini onerebilirdim. Ben uzun zaman AB projelerinde gorev aldim. Hem cok faydali hem de cogunda masraflar karsilaniyor. AB yi sadece bir birlik olarak gormemek gerekir. Ornegin onlarin duzenledigi egitimlerde ortaya cikan fikirler AB ye yol haritasi ciziyor. Butun fikirler bir havuzda toplaniyor ve degerlendiriliyor. Adamlar bizim ucretlerimizi karsiliyor ama fikirlerimizi de almis oluyorlar.
Asla vazgecmeyin. Ingilizce mutlaka ogrensin ve mumkunse Almanca ya da Fransizca da ogrensin ilerleyen zamanda.