Originally Posted by
Salih Karakaya
Çin''in ABD ile çatışmak gibi bir derdinin olmadığını İran savaşında belli oldu. İran'a tam destek vermedi ama, İran'ın Hürmüz boğazını kapatma ihtimalini de hayati mesele olarak gördü. İran'ın, Katar'daki ABD üssünü bilgi vererek vurması ve İran füzesinin hava savunma sistemlerine yakalanmaması Çin'in açık desteğini gösterdi. Çin, savaş uzatılırsa dahil olmak zorunda kalacağı mesajını iletti. Çin enerjisinin çoğunu o bölgeden aldığı için savaşın büyüyeceğini ABD'de gördü ve savaşı bitirdi. Çin'in önünde ekonomik olarak durulamayacağını artık herkes görüyor. ABD, güven kaybı da yaşıyor. Nato birlikteliği sarsılabilir. AB, Kanada bile bu birlikteliği sorgulamaya başladı. Sağlam bir birliktelik sağlayamazsa askeri ve ekonomik operasyon kolay değil. Gümrük tarifeleri ile Çin yola gelmeyecek. Onun da elinde sağlam kozlar var görünüyor. Çin sonuna kadar ABD'ye ihracatını koruma gayretinde. Kendi çıkarı için uygun olduğu müddetçe bir kısım tarife farklarını sineye çekeceğini gösterdi. Ama bu Çin'i, Japonya'nın 1990 yıllarda ani frene basması gibi bir durum yaratmayacak görünüyor. Gerçekten şaşırtıcı bir değişim. Nasıl bu kadar büyük bir üretim üssü olabildiler.? Kovid'in ,Çin'e karşı başlatılan bir operasyon olduğunu artık inanmaya başladım. O'nun altından da kalkmayı bir şekilde başardılar. ABD, durumu hissettirmemeye çalışsa da (Ki mecbur. En küçük bir şüphe mecburi birliktelikleri cesaretlendirir) Çin'den çok tırsıyor.