Maşallah abla nasıl arayıp buluyorsunuz... Dünkü dikkatimi çeken şey seanslık bazda imiş ve MACD kriterini karşılayamamış.
Printable View
Eline sağlık üstad.
#AVOD benim ekranda şöyle:
https://i.ibb.co/bWVJDn1/avod1.jpg
https://i.ibb.co/bzYHcNS/avod2.jpg
4.70 dibinden sonra toparlanma görüntüsü oluşmuş.
Aylık Pivot(4.94) ve Haftalık Pivot(5.09) üzerinde olması olumlu.
Bir süre daha 4.9x-5.34 arası sıkışması olası görünüyor Günlük Ichimoku' ya bakarsak.
20 Haftalık Ortalama(Anlık 5.51) üzerine yerleşene kadar Günlük ortalama ve göstergeler de toparlanacaktır.
Özetle 10-20 gün arası 4.9x - 5.7x aralığında hareket etmesi olası görünüyor...
"Bence!".
Ailede, aileyi bırakın sülalede benden başka herkesin tuttuğu, benim için de ebedi dost takım KARTAL'ımız yara aldı bu akşam. :(
"dertliyim, ruhuma hicranımı sardım da yine,
..."
Ne şahane bir şarkıdır, o.
"minimum"dur o, öyle olmalı :yes:
Maçın sarsıntısı bitmeden bir tweet okudum, ben tam leyla, mecazi anlamda. :p
Burada, sevgili kardeşim Tolga Bey'in hoşgörüsüne sığınarak konu dışı söyleşiyoruz ama bunun da sınırı var.
Biraz zaman geçsin, forumda uygun bir başlık bulurum bu tweet-i paylaşacak.
Hatırlatma babında; hayatı ve insanlığı...
https://www.youtube.com/watch?v=B_jgYzkX5kM
Bir de şiir bırakalım geceye, en hasından;
"YAŞAMAYA DAİR
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için... "
Nazım HİKMET
Eline sağlık üstadım.
Herşey çok farklı olabilirdi ama tecrübe çok önemli...
Bence de 2.'lik iyi bir sonuç olur...
Ben merak ettim twiti ama siz bilirsiniz abla,
Başlıkta konu dışı olsa da güzel paylaşımlar görüyoruz, sıkıntı yok bence...
Sev kardeşim