Organik derken hic hormon gubre veya ilac kullanilmamismi?
Printable View
Asla ve asla ne yediğime nede üretip yedireceğim hiçbir meyva ve sebzeye kimyevi ilaç ve gübre kullanmam. Sadece keçi koyun gübresi. Doğal zeytin, doğal zeytinyağı(üstelik taş baskıda soğuk sıkım), doğal bal yumurta tereyağı ve mis gibi ekşi maya ev ekmeği. Bir tek içtiğim çayı bilmiyorum.
Rahat olun. Zaten bu saatten sonra diğer üreticilerde gübre ilaç kullanamaz artık mâlüm fiyatlardan dolayı. Birçok kişi daha mazot alıp tarlalarını süremedi. Gidişat iyi değil ya. Allah sonumuzu hayr etsin. Ramazan ayınız mübarek olsun. Saygılar. Allah'a emanet olun.
Yalnız bu arada dün hükümetten biz eytliler için müjde hazırlanıyor diye bir haber geçildi ama inşaallah iyi olur.
Yine bazen düşünüyorum da. Yukarıda yazdığım organik yiyeceklerin reklamını yapsamda köyümde, şehirden gelecek yerli turistlere veya gezginlere sunsak tutar mı acaba? Köy kahvaltısı diyorlar ya işte ondan. Evlerimizde müsait. Butik otel tarzında konaklama yaptırsak nasıl olur sizce. Atlarla orman turu. Karpuz çatlatan çeşmesine yürüyüş. Orada odun ateşinde pişirilmiş yemekler. Bize kaça mâl olur. Biz ne kadar ücret islemeliyiz. Aklımda deli fikirler işte. Gerçi bu saatten sonra insanlar geçim derdinde. Maaşlar zaten yetmiyor. Neyin gezmesi diyeceksiniz belki ama. Yazdım işte. Akıl akıldan üstündür. Belki sizlerde fikir verirsiniz diye. Saygılar
Abi Akhisarda transit geçerkene
İndim arabadan bankomata gittim
Arabaya döndüm
Baktım cep Tlf. Yerde arabanın yanında
Emniyet kemerine takılmış
Ben çıkarken dışarı fırlamış onu
On dk. Yerde yatan Tlf. u kimse de almamış
Tlf. gene ben de şükür :))
Güzel bi anımdı bu
Bütün çalışma dönemimiz emekli olunca köye geri dönmeyi hayal etmekle geçti. Hatta eski forumda bir topik açmıştım müstakil ev villa projeleri diye, tonla proje hayal.
Neyse emekli olduk, hadi dedim götüreyim sizi köye, var köyde bir evimiz halihazırda. 3 ncü gün dediler bizi gezmeye götür, 30-35 km. ötede şehir gittik AVM gezdik, bir gün geçti, bizi yemeye götür, hadi yakınlarda bir yol boyu gelişmiş dinlenme tesisi var oraya, bir gün daha geçti, ee biz sıkıldık gezdir bizi. Haa dedim, toplanın gidiyoruz.
Halbuki ne hayaller kurmuştuk, 8 dönüm kadar sırf bu maksatla ayırdığım bir arazi var. Derenin kenarında içinde kuyusu var, içinde eski bir ev vardı, yıktırdım keşke yıktırmasaymışım, şimdi aynı eski evi yıkıp yerine ev yapıp elektrik suyunu bağlayıveriyorlar, yasak masak, şikayet olmayınca bir şey olmuyor. Yani köye ev ama, müştemilatlı bir şey yapacaktım, bir tane köpek, 20-30 tane tavuk, belki 5-10 tane koyun, belki bir at, küçükken hep atımız vardı bizim, severim, belki küçük de olsa bir havuz, yine seracılık geldi yıllar sonra herkes seracılık yapıyor ki yoktu yapılmıyordu eskiden, şimdi hemen herkesin var bir tane, bir sistem kurulmuş, periyodik olarak bir firma gelip topluyor, üç-beş herkes sabit gelir gibi kazanıyor.
Tabi bunu yapmak demek komple köye bağlanmak demek, hayvanlar v.s. Düşündük taşındık, olmayacak, en fazla hafta sonları, veya yazın bolluk zamanı gidilip gelinecek.
Bunun için masraf yapmaya gerek de yok, çünkü ölü yatırım gibi, maliyeti yine arsa hariç inşaat maliyeti, ama kira getirisi yok. Geçen aynı benim gibi düşünen bir doktor, 3-4 sene önce yaptırmıştı bir müstakil ev bir hevesle, bayağı dubleks villa, tonla masraf yapmıştı, damı falan da var, sattı yok paraya, çünkü bir iki geldiler baktılar olmayacak. Aslına bakarsanız ilk değil, 3-4 kişi aynı şekilde bir hevesle yaptılar, olmadı sattılar veya atıl duruyor, gelip gitmiyorlar.
Niye olmuyor, birincisi kendimizle ilgili saydığım şeyler, büyükşehre alışma durumu, diğeri de, köy o eski çocuklukta hayal edilen köy değil. İnsan yok, nüfus 3 te 1 ine düşmüş, sokaklar bomboş.
Şimdilik mevcut evin üzerine bir kat veya yarım kat-teras acaba çıksak mı şeklinde projeler, geçen hesaplattım bir ustaya deli bir rakam çıkardı. Bu arada köyde durumu olanların çoğu katı yakıtlı kombi kullanıyor, ama kışın hiç çekilmiyor o yüzden boşa masraf bence, bizim açımızdan.
Bir diğer alternatif de, şehirde veya büyük bir ilçede, biraz merkezin dışında bir arazi kapatıp, orada bu işi yapmak olabilir. Ne yardan ne serden hesabı, ama benim bakış açımla en az 1-2 dönüm arazisi olmalı, site tarzı bir dubleks evde oturmanın apartmanda oturmaktan ne farkı var, hele ki bahçesi küçücükse..
Ben aslında daimi yaşarım köyde, benim açımdan sorun yok, ama ev halkı benim gibi köylü değilmiş, bu çıktı meydana emekli olunca. Küçüklüğümüz hep bizim kafamızda, o yanıltıyor. Çocukken Ramazan yaz aylarındaysa, sahura kadar oyunlar oynardık 20-30 kişi her akşam. Bütün günümüz yazın dere boyunda balık tutmakla geçerdi, tutamayan en az bir dizi yapamayan da olmazdı. (Dizi derdik, bir söğüt dalı parçasına dizip, nasıl anlatmalı 30 cm. boyunda bir çubuğa büyükten küçüğe 10-15 balığı dizmek) Bostan tarlalarını yağmalardık, dağ taş yer gök bostandı, meyve ağaçları, çoğunluğu toplanmazdı, satılmazdı.
Velhasıl, kafamızdaki köy, sadece coğrafi bir yer değildi, bir sosyal ortamdı. Eskiden 4-5 kahvehane vardı, şimdi son kalan da kapanmış corona morona derken..insan yok.
Ama hayali güzeldi tabi...hala bile ara ara güzel geliyor.
Saygılar selamlar
Bizim oralarda Zengin olan köylüler şehre taşındı ,fakirler köyde kalıp boş arazileri ekip biçip hayvan yetiştirdiler..İlerleyen yıllarda köyün fakirleri şehre göçen zenginlerden daha fazla zengin oldular...Yaşlanınca bu yeni zenginler şehre taşınıyorlar...
Zeytinci arkadaşın dediği gibi yaşlanınca bir ayağın şehirde bir ayağın köyde olacak şekilde yaşam kurmak mantıklı , ama yaşlanınca veya emekli olunca köye değilde daha sakin ama şehir havası olan ilçe daha mantıklı ..Köy hayatı şehre alışmış kişiler için maalesef zor bir yaşam ,
Neyse EYT falan bu kesimin oyuna ihtiyaç varsa veya tabandaki EYT liler başka yerlere kaymaya başladılarsa yasa çıkar..Aksi halde EYT falan hikaye
Achiles, resmen ağlattın beni be kardeşim. Kelimesi kelimesine katılıyorum valla. Neydi o günler hakikaten. Saygılar