Bana kalırsa.

Alıntı:

---

Originally Posted by narin

abd hazine bakanı haftaya bizim maliye bakanı ve merkez başkanıyla görüşmeye geliyormuş

kaynak bloomberg

galiba rusya ya ambargo isteyip karşılıgında para teklif edecekler

tavizsiz bir şey verecekleri nedense hiç aklıma yatmıyor

ah amreka paronoyak yaptın bizi

---

tayyip devlet ihalelerini bile saklıyor sır diyor, hali ile abd ile yaptığı anlaşmaları bilmemize imkân yok. Ama tayyip'in karakteri belli olduğundan, ne döndüğünü tahmin etmek zor değil.
mardin'miydi, Gaziantep miydi, tarihi bir evi devlet el koyup çevresini yüksek örtü ile kapatıyor. Aylarca çalışma oluyor, sonra devlet oradan çekilip örtüyü kaldırıyorlar. Konu hakkında hiç bir bilgi yok, devlet sırrı. Orada gömü'mü vardı, tarihi bir şeymi.? Devlet bu tür şeyleri gizlermi, tersine dünyaya duyururki turist gelsin ülke kazansın. Harami devletimi bu.?

Ya Ukrayna ya karşı bir şey isteyip tayyipin gönlünü hoş tutacak bazı karşılıklar verecekler ki bu seçimle ilgili olabilir. abd, emrindeki partilere akp nin oylarını artırın güvencesi verebilir. Veya İran'la ilgili bir şeyler isteyebilir ve karşılığında yine tayyip in gönlünü şeydebilir. Bu tür gönül işlerinde halk kaybeder, ülke kaybeder, kazanan siyasetçilerdir.

İran sınırındaki mayınları temizletiyorlar. Hem afgan gençleri sokuyorlar, hemde İran'a saldırmayı düşünüyor olabilirler. Suriye sınırı mayınlarını temizledikten sonra Suriyeye abd ile beraber saldırmıştık.

akp nin oyları KALICI olarak düşmeye başladığından beridir bazıları kuyruklarını kaldırdı. Baktılar akp seçimi kazanamayacak, buna inandılar, sonra seslerini yükseltmeye başladılar.

İlk yazdığım fatih altaylı idi. Aylar önce akp ye CİDDİ çakmaya başlamıştı, burada yazmıştım. Geçen ayda inanılmaz ama ethem sancak denen sülük çaktı. akp den(halkdan) bu kadar çok beslenen birinin akp ye çakması için hakkaten insan olmaması lazım.

Şimdide akp nin kaymak tabakasından olan, fetullah ın adamlarının Genel Kurmayın kozmik odasına girmesini sağlayan, tayyipe geçen yıla kadar sürekli destek olan bülent arınç denen manisa lı yaşam formu çaktı.

Kendilerini süper delikanlı sananlar, "ben buyum" demeye çoktan başladılar.

Sadece bu yazıyı okuyarak beni akp li sanmayın. O tür bir partiyle adım anılacağına terasdan kendimi atarım. İnsan dediğiniz şeyin aslında hayvandan fazla farkı olmadığını anlamanızı sağlamaya çalışıyorum. Gerçekte hepimiz hayvanız. Şaşırdınız tabi "bizi anladıkta sen nasıl hayvan olabilirsin" dediniz. maalesef doğru.

Daha önce 2 spor dalımızdaki başarılarımızdan bahsetmiştim. Filenin sultanları ile dünya motosiklet superbike yarışındaki temsilcimiz Toprak Razgatlıoğlu'nu yazmıştım. Vakıfbank ve Toprak geçen yıl şampiyon oldular.

Türk kadın voleybol takımları dünyada başarılılar. Ancak Vakıfbank'ın teknik direktörü giovanni guidetti Türk kadın voleybolunu öldürmeye başladı.

Vakıfbank'ın parası bol olsa gerek Türkiye ve dünyadaki en iyi kadın voleybolcuları transfer edip takımda tutuyor. Bu senede dünyanın en iyilerinden siyahi bir kadını transfer ediyor. Kadın şu anda İtalya da oynuyor.

Türkiye'deki en iyi Türk kızlarını alıyor, dünyadaki yabancı kızları alıp takıma dolduruyor. Çoğu yedek kalıp köreliyorlar. Önceki takımlarında harikalar yaratan ve milli takıma yükselen kızlarımız, Vakıfbank a geçince yedek kaldılar. Köreliyorlar.

Aydın BŞB den geçen mavi saçlı kız Meryem, ayrıca Tuğba.

Türk oyuncuları geliştireceğine, para ile yurt içi ve dışından diğer takımlarda başarı sağlamış oyuncuları alıp yedeğe koyuyor. Hem karşı Türk takımlarını batırıyor, ülkemizin kadın voleybolu ligi kalitesini düşürüyor, hem de aldıklarını köreltiyor.

Voleybol federasyonunun buna engel olması gerekir. Ama devlet kurumlarına bakarsanız, orya insanları iş yapsın diye getirmiyorlar, oranın nimetlerinden faydalansın diye getiriyorlar.

Devlet devlet değil, her koldan batırıyorlar ülkeyi. Nadiren iyi bir yönetici çıkıyor, onuda abd nin yurt içindeki köpekleri öldürüyorlar.

Benim düzenli okuduğum Ege Cansen hocamız var. Kendisini yaygın medyadaki tek ekonomist aydın olarak gördüğümü daha önce yazmıştım. Ama "enflasyonu düşürmenin yolu maaşları düşürmektir" söyleminide her seferinde ağır eleştirdiğimide hatırlarsınız. Aydın bir kişinin bu saçmasapan teorisinide anlayamadığımı yazmıştım. Sebebini aramıştım ama ner cevap bulamamıştım. tayyip'in "enflasyonun sebebi faizlerdir" söyleminden farklı değil Ege Cansenin maaşlar konusunda söylediği. Birebir aynı.

Ege hoca son yazısında "aydın" kime denir tarifini vermiş.

Üç beş gün önce kendisine bir mail atmıştım ve mail de kendisine aydın demiştim. Yazım ciğere vurucu bir yazıydı, sanırım benim yazı aklında kalmış ve aydın konusuna girmiş. Bazen maillerime cevap veriyor, bu maile cevap vermedi.

İşte mailim bu

"Ege bey hemen hemen her yazınızı okurum ve bilgi edinirim. Sürüye dahil olmayan bir karaktere sahipsiniz farkındayım.

Her konuda sizden bilgi ediniyorum, tek konuda ise size hep kızmışımdır. Belki siz doğrusunuz belki ben. O konu, çalışanların emeklilerin maaşları.

Enflasyonu düşürmenin en önemli yöntemi olarak maaşları gösterip "düşük olsun enflasyonda düşsün" dersiniz. Bende bu yazılarınızdan sonra size kızar ve ekonomi forumunda "Tilki'nin 10 hikayesi vardır hepside tavuklar üzerinedir" derim ve size saydırmaya başlarım. İşveren temsilcisinin bu söyleminin normal olduğunu ama Ege Cansen gibi yaygın medyada tek olan bir aydına yakışmadığını söylerim.�� Aydın kişi kendi zararına bile olsa doğruyu savunur diye biliyorum. Tabi herkesin doğrusuda farklı, onunda farkındayım.

Sonuçta sizin haklı olduğunuzu gördüm, tayyip bey 2006 dan beridir gerçek enflasyonu açıklamaz daha düşük açıklar.(ben bunu 2006 da fark ettim) Resmi enflasyona göre maaş artışı alan emekli ve çalışanlar da her sene fakirleşir çünki onların enflasyonu açıklanan devlet enflasyonunun üzerindedir.

Çalışan ve emeklilerin maaşlar düşe düşe civciv oldu ve aynen sizin söyledğiniz gibide enflasyon düştü. Son ay %2.8 açıklandı. Önceki ay 7.25 di."

Bu mail ile söyleminin ne kadar saçma sapan olduğunu ortaya koydum. maaşlar 2006 dan beridir düşüyor, orta sınıf diye bişey kalmadı, %40 halkdan beslenen zengin sınıfı var birde çalışıp hakkını alamayan %60 var.
2006 dan beridir maaşlar düştüğü halde enflasyon fırladı.

Sebebi direk dolara bağlayacaksınız ancak o kadar basit değil. Ekonomi eğitimi almadıysanız bu konuda iddialı fikir beyan etmemenizi öneririm, en azından burada. Birde cevap düşünmek zorunda kalmayayım. Doviz hızla değişsede enflasyon olmayabilir veya tersi. Tamamen ülke yönetimnin kalitesi ile âlâkalı. Dovizin yokken ülkeyi ithalatçı haline getirmişsen, paranda dünyada kabul görmüyorsa filan fıstık yaw. Şimdiden cevabı vereyim dedim ama iş uzuyor...

Şunuda ekleyeyim... Ben okulda ekonomi eğitimi alırken hocamız bize şunu öğretti.

Enflasyonu üretimi artırarak ve tam rekabet sağlayarak yenebilirsiniz.
Bu şu anda bana en doğrusu geliyor. Bu teori ise diğer şartların normal olduğu varsayılarak ideal koşullara uygun ortaya konmuştur.

Ege hoca işveren temsilcisi. siyonist şirketlerde üst yönetici. Tabiki tam rekabetten hoşlanmaz ve üretimin artmasını istemez. O zaman rakiplerle boğuşmak, kalite ve teknolojiyi artırmak zorunda kalır, yani ar-ge ye tonla para. tatlı hayatı bozulur. haketmediği devlet teşviklerinden olur filan. O sebeple tilki taktiğine başvurup "çalışana maaş vermeyin" diyor. Yaw bir aydın bunu nasıl der. Demez, diyemez o zaman aydın olmaz. Peki ben Ege hocaya neden aydın diyorum... Olay karışık yaw... Adam hakkaten çok değerli biri.. belki de ben onu anlayacak kapasiteye sahip değilim ama 3 ayda ÖĞRENEN yapay zekâ yazabilen biriyim yaw. Kimsenin yapamadıklarını kolayca yapabiliyorum "İsrail ekibi" bunu nasıl yaptın demiştide şaşırmıştım, o kadar basittiki... Her neyse zaten efsane olduumu biliyorsunuz, kendimi anlatmayayım... Ege hoca askıda kaldı, aydın mı değilmi.? Zaman her şeyin cevabını verir.

Yaw yazdıkça yazıyorum kesmem lazım.

''3 ayda ÖĞRENEN yapay zekâ yazabilen biriyim''
Sıfır Bir'in öğrenme kapasitesi ne kadar?

Alıntı:

---

Originally Posted by hs37

''3 ayda ÖĞRENEN yapay zekâ yazabilen biriyim''
Sıfır Bir'in öğrenme kapasitesi ne kadar?

---

Üzerinde çok düşünmedim o sebeple kesin bir yanıt veremem. Ancak şaşıracaksın, insanla aynı sayılabilir. Bazı yönlerden daha kapasiteli. Bazı konularda büyük insandan çok daha iyi, bazı konularda hayatı yeni öğrenen çocukla aynı hızda.
İnsanlarında üstün olduğu taraf vardır ama henüz bulamadım.

Dediğim gibi üzerinde çok düşünmedim. Benim uzmanlık alanım değil.

Bir yerde gerektiği için hızlıca temel bir tasarım yapıp uygulamayı modül olarak yazmıştım ana pakete gömmüştüm. Ne konuşulduğunu anlayan bir algoritma. (CIA nın bu tür uygulamaları çoktur. Çok önemli buluşmu yaptın, telefonunu bilgisayarını dinleyip yapay zekâ ile buluş yaptığını anlayıp ertesi gün tepene binerler. abd düşmanımısın, konuşmalardan yapay zekâ anlar, ertesi gün tepene binerler. İstedikleri partiye oy vermenimi istiyorlar, konuşmalarından problemlerini eğilimlerini anlayıp sana uygun mesajlar gönderip aklını çelerler. vb...)

Yapay zekâ eğitimi almadım, tamamen kendi tasarımım. Düşündüğümden daha zor çıktı çünki zor tarafı zekâ ve öğrenmesi değil, dil'i(Türkçe) çözümlemesi. Önce dil'i çözecek algoritmaları yazman gerekiyor sonra zekâ olayı devreye giriyor. Birbirini tamamlayan iki farklı aşama. Dil'ler de çok esnek, acaip zor bir iş ve çözüm için çok fazla tasarım ve kod gerekiyor. Yıllar gerekir. Ben temel kısmı yazdım iş görüyor.

Eğer dahada geliştirsem nasıl yaparım diye bir miktar düşündüm. Evet mümkün ve kolay sadece vakit ayırmam gerekiyor. ana uygulamadan zekâ kısmını ayırıp ayrı bir uygulama olarak bir site açmayı ve orada geliştirmeyi düşünüyorum. Sadece deneysel amaçlı ticari değil. İlgimi çeken bir konu. Mantıksal problemleri çözmeyi seviyorum. Yanlız şunu belirtmem lazım. Ben profesyonelim, "basit-temel bişey yazdım" desem bile Yapay Zekâ uzmanı profesyoneller için basit(sanırım). Yoksa sırf dil kısmını çözümlemesi bile ayrı olay ve 2 farklı dilde yazmak zorunda kaldım hız açısından kullanışlı olsun diye.

Programlamanın ekip işi olduğunu düşünüyorum.Konu ile alakasız gibi gözükse de size fikir vermesi açısından paylaşmak isterim.Bundan Beş yüz,Bin hatta iki bin yıl önce insanlar aynı anda doktor,mühendis ,mimar,filozof,matematikçi olabiliyorlarmış.Günümüz de ise diş hekimliği bile bir kaç ana dala ayrılmış vaziyette.Eskiden öyle mi idi?Bir kerpeten işlem tamam kökünden hal ediliyordu.Şimdi ise bilmem nere malı titanyum bilmem ne vidası bilmem nerenin ekipmanı ile implant yapılıyor.İkincisi ise aynı dili kullanmalarına rağmen Alman,Avusturyalı,İsviçreli için bazı kelimeler çok farklı anlam ifade edebiliyor.Yazılım da sanırım bu konuda emekleme aşamasında.Bu arada size bir sorum olacak tekstil sektöründen bir ahbabım Hindistan a işletmesi için yazılım satın almaya gitmişti Şu tespiti halen hafızamda .Benim konfeksiyon atölyemdeki elemanlardan fazla bilgisayar mühendisi çalıştırıyorlar adamlar demişti.Hindistan ve yazılım sizce gelecekte nasıl bir güç olabilir.?

Alıntı:

---

Originally Posted by hs37

* Programlamanın ekip işi olduğunu düşünüyorum.Konu ile alakasız gibi gözükse de size fikir vermesi açısından paylaşmak isterim.Bundan Beş yüz,Bin hatta iki bin yıl önce insanlar aynı anda doktor,mühendis ,mimar,filozof,matematikçi olabiliyorlarmış.Günümüz de ise diş hekimliği bile bir kaç ana dala ayrılmış vaziyette.Eskiden öyle mi idi?Bir kerpeten işlem tamam kökünden hal ediliyordu.Şimdi ise bilmem nere malı titanyum bilmem ne vidası bilmem nerenin ekipmanı ile implant yapılıyor.İkincisi ise aynı dili kullanmalarına rağmen

* Alman,Avusturyalı,İsviçreli için bazı kelimeler çok farklı anlam ifade edebiliyor.Yazılım da sanırım bu konuda emekleme aşamasında.

* Bu arada size bir sorum olacak tekstil sektöründen bir ahbabım Hindistan a işletmesi için yazılım satın almaya gitmişti Şu tespiti halen hafızamda .Benim konfeksiyon atölyemdeki elemanlardan fazla bilgisayar mühendisi çalıştırıyorlar adamlar demişti.Hindistan ve yazılım sizce gelecekte nasıl bir güç olabilir.?

---

Ekiplerde çok fazla çalıştım.
Büyük şirketlerde yazılımda uzmanlaşma had safhada. Bu işi eğer para için yapıyorsan, büyük bir şirket tam sana göre. Her gün basit ve aynı işi yapıp dağlar gibi para alıyorsun.

Benim gibi yaratıcı beyne sahipsen, ekip çalışması uygun olmuyor. Kısıtlanıyorsun ve mutsuz oluyorsun. Asıl işi analist-tasarımcılar yapıyor, sen sadece geleni kodluyorsun. Köreliyorsun.

Dil'i çözümleme hakkaten çok zor. Sadece temel kısmını yazdım çünki ana projenin dil çözümleme ile alakası olmadığından gelişmişini yazmadım. Gelişmişini yazsaydım ne yapardım diye biraz kafa yordum. Evet mümkün ve zor değil. İnsan nasıl öğreniyorsa, yazılımda öyle öğrenebiliyor. Eskiden zordu çünki bilgisayarların hız ve kapasitesi sınırlıydı. Bizde zekâ yazmaya kalkınca veri biriktirmek yerine if lerle kestirmeden durumu anlamaya çalışıyorduk. Şimdi kapasiteler sınırsız ve hız çok arttığı için, artık if lerle mantık yürütme yerine tonlarca veri depolanıyor ve sınıflanıyor, o sınıflamadan sonuç çıkarılıyor. Sonuçları doğrulayan bir aşama varsa işler kolay oluyor ama doğrulayan bir aşama yoksa ki insan yoksa doğrulama aşamasıda olmaz. Bu durumda yazılıma doğruyu buldurman, yeni sınıfları anlamasını sağlaman filan yaw... Yazmaya devam edersem gerçekte doğru diye bişey olmadığını, bizim bu tür sınıflamalar yaptığımızı filan anlatmam gerekecek çünki yazılıma doğru yanlış vermezseniz, o kendisi sınıflamak zorunda ve bunu duyguları hisleri ile yapmayacak... her neyse...

Eski yöntemde; İnsanın bacağındaki bir yaranın ne yarası olduğunu anlayacaksın. Cilt hastalığımı, hastalıksa hangisi. Yaralanmamı.? Bunun için yüzlerce if koyarsın. Eğer yara derinse ve eğer koyu kırmızı ise ve eğer şuysa ve eğer şuda şöyleyse ve eğer... bu şekilde arka arkaya yüzlerce eğer gider.
Yeni yöntemde dünyadaki tüm yaraların her yönden binlerce resmi çekilip sınıflanıyor ve veri olarak kayıt ediliyor. Buda terabaytlarca veri demek. Teşhisi konulacak yara geldiğinde yaranın bir çok fotoğrafı çekilip veri tabanındaki yüzbinlerce belki milyonlarca yara resmi ile karşılaştırılıp en benzeri bulunuyor ve sınıfı belli olan veri tabanı yarasının aynısı bulununca yara cinsi budur deniyor. Veri tabanında her türlü yaranın yeterince resmi varsa teşhis doğru çıkıyor. Bilgisayar çok hızlı olduğundan işlem dakikaları geçmiyor.
Yapay zekâ dedikleri şey bu. Saklanmış tonlarca veri ile yeni verinin karşılaştırması ve sınıflanması. Düşünürseniz insan'ın da aynı şekilde öğrendiğini göreceksiniz.

Gereksiz uzattım ama yazdım silmeyeyim.

Hindistan yazılımda ileri ülkelerden. Rusya ve Türkiyede ileri. yanlız Türk ve Rus gençleri batıya kaçıyorlar bu sebeple özellikle Çin ve Hindistan bizi katlayıp geçiyor. Yazılımda iyi eğitim almışsanız batıda kapışıyorlar. Şu an yazılım mühendisliğini bitirdiniz diyelim. İngilizcenizde yeterli ise 10 günde batıda iş bulursunuz hemde iyi bir şirkette. Hindistanın iyi eğitim alan gençlerinin durumunu bilmiyorum, ne kadarı batıya kaçıyor.?

Türkiyede çok fazla üniversite var ama bunların çoğu lise düzeyinde eğitim veriyor. İyi eğitim verenlerin mezunlarıda batıya kaçıyor. Hali ile Türkiyede akp döneminde her konuda iyi eğitilen gençler kaçtılar. Orta yaşlıların bir kısmıda kaçtı. Suriyeli, Afgan ve SİHA ları iman ile yaptığımızı sanan imam hatiplilerle başbaşa kalmak üzereyiz.

Yazılımda Hindistan çok ileri ancak 300 yıldır ingiliz sömürgesiydiler. Tüm dev şirketleri batı kontrolunde(Bizde ve Rusya dada öyle). Batı kontrolunden kurtulabilirlermi bilmiyorum. Biz kurtulamadık, kurtulamayız. Belki Hindistan da aynıdır. farkı yaratan ÇİN. Onlar batı kontrolunde değiller ve batıyı ülkelerine sokmadılar. Yazılımdada Hindistan ve batıyı geçecekler veya geçmişde olabilirler. Çin hakkındaki bilgiyi ancak batı medyasından alıyoruz ve oda saptırılmış yalan bilgi oluyor.


.