Alıntı:
Prof. Dr. Hasan Ünal
@hasanunal1920
1-Amerika'nın Kıbrıs Rum Kesimi'ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırması, ABD ve Fransa'nın Yunanistan'ı silahlandırması yeni bir Yunanistan politikası tasarlamamızın şart olduğunu ortaya koyuyor.
Alıntı:
2-Türkiye gerek Soğuk Savaş döneminde gerekse tek kutuplu dünyada Yunanistan'ı hep markajda tutardı ve zaman zaman kriz yönetimlerine başvurarak (Kardak Krizi, 1997-1999 S-300 krizi) sonuç alırdı
3-AB konusunun bütün dış politikamızı rehin almaya başladığı 1990'ların ikinci yarısından itibaren önemli savrulmalar yaşadık. 2015'e hatta 2017 Crans Montana görüşmelerine kadar devam eden bu dönemde politikamız içerik ve amaç kaybına uğradı
4-Örneğin Kıbrıs konusunda inadına müzakere, inadına çözüm gibi abuk sabuk laflarla ifade edilen ve sanki biz masadan kalkmayınca AB-D'nin Yunan/Rum tarafının çözüm istemediğini göreceğini ve ona göre hareket edeceğini varsayan politikalar sonuçsuz kaldı
5-Aynı dönemde Ege'deki bütün hak ve menfaatlerimizden vazgeçmeye hazırmışız gibi karşı tarafa/taraflara verilmeye çalışılan mesajlar Ege ve Kıbrıs politikalarımızın amacını adeta ortadan kaldırdı. O yıllarda yabancı muhataplarıma tezlerimizin ne olduğunu izah etmekte zorlanırdım
Alıntı:
6-Şimdi AB ipoteğinden çıkarılmış bir Yunanistan ve Kıbrıs politikası geliştirmemiz gerekir. Bunu doğası ve görev tanımı gereği Dışişleri bakanlığı yapamaz zira bakanlık uygulamacıdır ama politika yapımında onlardan da katkılar olabilir. Bu görev siyasi iradeye aittir
7-AB ipoteği öncesinde Yunanistan/Rum tarafının ister Ege'de isterse Kıbrıs'ta sorunları askerileştirme girişimlerini karşı hamlelerle Türkiye hep püskürtmeyi başarmıştı. Kardak Krizi ve S-300 krizleri bunların en güzel örnekleridir
8-Yunan/Rum tarafının Ege/Kıbrıs'ı askerileştirme girişimlerini NATO/BM'ye şikayet ederek kayda geçirmek doğrudur ama büyük sonuçlar beklenmemelidir. Gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması ile ilgili yaptığımız girişimler de yerindedir
9-Bir yandan Yunanistan'ın Ege'deki tahriklerine misliyle karşılık vermek, bunun için harbe hazır durumdaki S400'leri zaman zaman tatbikat amacıyla Ege'ye konuşlandırmak, bu arada KKTC ile Savunma anlaşmaları yaparak hava/deniz üsleri kurma girişimlerine hız vermek gerekebilir
Alıntı:
10-Bu arada kendi uçağımızı yapana kadar ara dönem için uçağa ihtiyacımız varsa bunları bir yandan Rusya ve Çin öte yandan da politik getirileri olacak şekilde Fransa/İngiltere ile konuşmak ve sadece ABD'ye bağımlı görüntü vermemek yerinde olabilir
11-Hem uçak alımı vs hem de ortak üretim (S-400 ve S-500) çabaları/görüşmeleri vesilesiyle hem de zaten Rusya ile Yunanistan/Rumlar arasında adeta düşmanca hale gelen ilişkilerin yarattığı fırsatları KKTC'nin Rusya tarafından tanınması amacıyla kullanmak gerekir
12-Ukrayna savaşı başladığı günlerde Rusya'nın çöktüğü/bittiği şeklinde yapılan propagandanın da etkisiyle Moskova ile gerek Suriye gerekse KKTC konusunda yapılabilecek uzlaşmadan/pazarlıktan biraz uzak durulması belki yerindeydi ancak şartlar değişti
13-Değişen şartlar dolayısıyla nasıl ki ABD'ye rağmen Suriye ile uzlaşma yolunda adımlar atıyor ve ŞİÖ'ye üyelik (hatta BRICS) konusunda kendimizi daha rahat hissediyorsak Rusya-KKTC pazarlığı konusunda da rahat olmalıyız
.................................................. ....................Alıntı:
14-Ayrıca bütün bunların Yunan/Rum tarafının sorunu askeri hale getirme girişimlerinin sonucunda olması bizi daha da rahatlatır. Rusya zaten Kıbrıs'ın tek devletli bir çözümle AB toprağı olmasını hatta belki de NATO'ya girmesini istemeyeceği gibi
15-ABD'nin silah ambargosunu kaldırarak ve silah vererek tamamen kontrolüne alacağı bir Kıbrıs'ı hiç istemez. Yani bu konuda şartlar bizden yana. Azerbaycan ise Ermenistan ile bir barış anlaşması imzalamasının ardından KKTC'yi tanıma adımları atacaktır
16-Ermenistan'ı Azerbaycan ile bir barışa itecek devlet de sonuçta Rusya'dır ve aslında ne kadar yavaş ilerlese de Moskova'nın bunu yaptığını, Erivan'ın provokasyonlarına alet olarak Türkiye ve Azerbaycan karşısında konumlanmadığını görüyoruz
17-Yunan/Rum, sorunları askerileştirirken bunların olması elimizi güçlendirir. Onların AB içinde yaptırım vs girişimlerine mutlaka NATO'dan karşılık seçeneklerini değerlendirmeliyiz. Çok kutuplu dünyada Batı açısından NATO'nun AB'den daha önemli hale geldiğini unutmamalıyız - SON