Bruce Springsteen, 3.studyo albumu Born to Run'i 25 Agustos 1975 tarihinde piyasaya surdu.
http://4.bp.blogspot.com/-SaW7dMGnOM...1600/cover.jpg
Printable View
Bruce Springsteen, 3.studyo albumu Born to Run'i 25 Agustos 1975 tarihinde piyasaya surdu.
http://4.bp.blogspot.com/-SaW7dMGnOM...1600/cover.jpg
Amerikali roman,oyun yazari senarist, ve aktor Truman Capote'nin olum yil donumu (25 Agustos 1984)
"Cok tutkulu bir adamsin; ne istedigini tam olarak bilemeyen, ac bir ruhun var. Herkesin birbirine benzemek icin elinden geleni yaptigi bu cagda bireyselligini korumak icin mucadele ederken derin yaralar aldin. Iki temel ustunde duran, yarim bir dunyada yasiyorsun; temellerin biri kendini ifade etme yetenegin, oburu de kendini yok etme becerin. Guclusun, ama yureginin bir yerindeki catlaktan bu guc akip gidiyor. Bu catlagi kapamayi basaramazsan gucunu tamamen yitireceksin, zavalli biri olacaksin. Bu catlaktan ne siziyor disariya, biliyor musun? Her an patlamaya hazir, tehlikeli, kocaman bir duygu balonu. Neden boyle bir balon buyuttun icinde? Yasamlarindan memnun, mutlu insanlari gorunce neden durup dururken sinirleniyorsun? Onlari bu kadar cok kucumsemenin nedeni ne, niye onlari incitmek istiyorsun? Tamam seni anliyorum, onlarin hepsinin aptal oldugunu dusunuyorsun, onları kucumsuyorsun; cunku sen onlar yuzunden basarisiz ve ofkeli biri oldun, onlarin ahlak anlayislari ve mutlu olma yontemleri bu kocaman dunyayi yonettigi icin sen onlara yenik dustun.Bu dusuncelerin beynini isgal etmesine izin vermemelisin, cunku senin asil dusmanin, bir kursun kadar yok edici olabilen bu kotu dusuncelerdir. Kursunlar, kurbanlari secip onlari hemen oldurdukleri icin cok aci vermezler. Ama senin icinde yalnizca kursun degil bakteriler de var. Bakteriler insani birden oldurmezler; onu yavas yavas yipratarak en sonunda bir ucubeye donustururler bu ucubenin yasamak icin tek sansi vardir, o da kucumseme ve nefretle bilenmis oklarini cevresine rastgele firlatmaktir. Bir suru seye sahip olabilir bu ucube; ama hayatta hic basarili olamaz, cunku kendi kendisinin dusmani oldugu icin sahip olduğu seyler ile mutlu olmayi hicbir zaman beceremez." Soğukkanlilikla, Truman Capote
http://boomstickcomics.com/wp-conten...cold-blood.jpg
"You are a man of extreme passion, a hungry man not quite sure where his appetite lies, a deeply frustrated man striving to project his individuality against a backdrop of rigid conformity. You exist in a half-world suspended between two superstructures, one self-expression and the other self-destruction. You are strong, but there is a flaw in your strength, and unless you learn to control it the flaw will prove stronger than your strength and defeat you. The flaw? Explosive emotional reaction out of all proportion to the occasion. Why? Why this unreasonable anger at the sight of others who are happy or content, this growing contempt for people and the desire to hurt them? All right, you think they're fools, you despise them because their morals, their happiness is the source of your frustration and resentment. But these are dreadful enemies you carry within yourself--in time destructive as bullets. Mercifully, a bullet kills its victim. This other bacteria, permitted to age, does not kill a man but leaves in its wake the hulk of a creature torn and twisted; there is still fire within his being but it is kept alive by casting upon it faggots of scorn and hate. He may successfully accumulate, but he does not accumulate success, for he is his own enemy and is kept from truly enjoying his achievements."
"Soyleyecegim tek sey, ister inanin, ister inanmayin, seks de diger seyler gibidir; onu bir kez buldunuz mu, onu pek dert etmemeye baslarsiniz. O, vardir ve harika bir seydir falan ama diger her seyin pencereden ucup gitmesine razi olacaginiz anlamina gelmez bu. Eger duzenli seks yapmak, Alicia' nin babasinin zuppeliklerini dinlemek ve kayaktan vazgecmek ve diger arkadaslari hic gormemek demekse, bunu ne kadar istedigimden pek emin degilim. Benimle yatacak bir kiz arkadas istiyordum ama, yasami da istiyordum. Insanlarin bunu basarip basaramadigini bilmiyordum; hala da bilmiyorum." Nick Hornby,Cati
https://images.gr-assets.com/books/1...62l/411527.jpg
"All I can say is that, believe it or not, sex is like anything else good: once you have it, you stop being quite so bothered about it. It's there, and it's great and everything, but it doesn't mean you're happy to let everything else go out of the window. If having sex regularly meant listening to Alicia's dad being snobby, and giving up skating, and never seeing mates, then I wasn't sure how much I wanted it. I wanted a girlfriend who'd sleep with me, but I wanted a life as well. I didn't know -- still don't know."
"Sana bu parayi veriyorum,beni artik mutlu eden pek bir şey yok, sadece sen varsin.Beni tanimanin sana aci ve huzun getirdiginin farkindayim. Umarim bir gun bana daha az ofkeli ve kirgin oldugunda sadece bu yaptigimdan baska yapacak bir seyim olmadigini, bunun gercekten iyi bir yasama sahip olmana, benimle tanismasaydin sahip olacagin hayattan daha iyi bir hayata sahip olmana yardimci olacagini da anlarsin.Iste boyle. Kalbimde bir iz biraktin. Komik kiyafetlerin, kotu esprilerin ve en kucuk bir duygunu bile saklamak konusundaki beceriksizliginle odamdan iceri girdigin ilk andan itibaren bende bir iz biraktin. Sen benim hayatimi, bu paranin senin hayatini degistireceginden cok daha fazla degiştirdin.Beni o kadar SIK dusunme. Seni sulu gozlu bir sekilde hatirlamak istemiyorum. Sadece iyi yasa.Sadece yasa."Jojo Moyes, Senden Once Ben
https://cf1.s3.souqcdn.com/item/2015...00_9078415.jpg
"I'm giving you this because there is not much that makes me happy anymore, but you do.I am conscious that knowing me has caused you pain, and grief, and I hope that one day when you are less angry with me and less upset you will see not just that I could only have done the thing that I did, but also that this will help you live a really good life, a better life, than if you hadn't met me.So this is it. You are scored on my heart. You were from the first day you walked in, with your ridiculous clothes and your bad jokes and your complete inability to ever hide a single thing you felt. You changed my life so much more than this money will ever change yours.Don't think of me too often. I don't want to think of you getting all maudlin. Just live well. Just live."
Turk yonetmen Fatih Akin'in dogum gunu (25 Agustos 1973)
https://pbs.twimg.com/media/DIFyTK_XkAApxWo.jpg
http://www.tarihiolaylar.com/img/tar...1438197418.jpg
26 Agustos 1071 tarihinde Alparslan tarafindan yonetilen Selcuklu ordusu ile Bizans ordusu arasinda gerceklesen Malazgirt Savasi, Bizans Imparatorlugu'nun agir yenilgisi ve Imparator 4. Romen Diyojen'in esir dusmesiyle sona ermistir. / Turks defeated the Byzantine army under Emperor Romanus IV at Manzikert (Malaz Kard), Eastern Turkey. Romanus was taken prisoner.
http://im.haberturk.com/2014/08/26/v...21_940x531.jpg
La battaglia di Manzicerta fu combattuta il 26 agosto 1071 tra l'esercito del sultano selgiuchide Alp ArslÄn e quello bizantino dell'imperatore Romano IV Diogene presso l'odierna cittadina turca di Malazgirt, al confine nord-orientale dell'Anatolia, vicino al lago di Van. Lo scontro, avviato nell'impreparazione e disorganizzazione delle forze imperiali, si risolse in uno smacco per i bizantini.
Italyan asilli Fransiz sair, yazar ve sanat elestirmeni Guillaume Apollinaire'nin dogum yil donumu (26 Agustos 1880)
http://1.bp.blogspot.com/-VTIOr2oLJK...etcher+-+1.jpg
Bardagimda sarap, bir alev gibi titriyor.
Bakin kayikci agirdan bir sarki tutturmus.
Ay isiginda yedi kiz gormus, oyle diyor;
Yesil saclari ta topuklarini bulurmus.
Kalkin, turkuler soyleyin, oynayin yan yana;
Kayikcinin sarkisinii duymayayim gayri;
Butun sarisin kizlari getirin yanima;
Saclari orulmus durgun bakisli kizlari.
Ren sarhostur, sularina asmalar vuran Ren;
Uzerinde gecelerin altini serili.
Yazi buyuleyen yesil sacli perilerden
Bahseder olu bir ses, son nefesinde gibi.
Bir kahkaha gibi kirilir kadehim birden.
Arjantin'in en buyuk yazarlarindan Julio Cortazar'in dogum yil donumu (26 Agustos 1914)
https://newalaqasaba.files.wordpress...o-cortazar.jpg
"Ne tuhaf, insanlar yatak yapmanin tipki yatak yapmak gibi, tokalasmanin her zaman tokalasmak gibi oldugunu, bir sardalye kutusu acmanin sonsuza dek ayni sardalye kutusunu acmak demeye geldigini sanirlar. Beri yandan her sey bir istisnaysa, diye dusunuyor Pierre, yipranmis mavi yatak ortusunu beceriksiz elleriyle duzeltirken. "Dun yagmur yagdi, bugun gune acti; dun icim kapanikti, bugun Michéle geliyor. Degismeyen tek sey su ki: Bu yatagi dunyada dogru durust duzeltemeyecegim." Onemi yok, kadinlar bekar odalarinin duzensizliğinden hoslanirlar, gulumseme firsati cikar onlara (dislerinin her biri anaclikla parlayarak), perdeleri duzeltir, sandalyelerin, cicek saksilarinin yerini degistirir, su masayi en isiksiz koseye koymak ancak senin aklina gelirdi, derler. Michele de buna benzer seyler soyleyecek buyuk bir olasilikla, ortada dolasan kitaplari, lambalari elleyecek, oradan alip oraya koyacak, Pierre de goz yumacak buna; yatagin ustune uzanmis yattigi ya da eski kanepeye gomulmus oturdugu yerden, bir halka Gauloise dumaninin arasından onu suzerek, onu isteyerek.â" Cinayeti Gordum
http://www.stevenwbeattie.com/wp-con...0394728815.jpg
"Strange how people are under the impression that making a bed is exactly the same thing as making a bed, that to shake hands is always the same as shaking hands, that opening a can of sardines is to open the same can of sardines ad infinitum. But everything's an exception," Pierre is thinking, smoothing out the worn blue bedspread heavy- handedly. "Yesterday it rained, today there was sun, yesterday I was gloomy, today Michèle is coming. The only invariable is thatI'll never getthis bed to look decent." Not important, women enjoy disorderin a bachelor's room, they can smile(mother shining outfrom every tooth), they fix the curtains, change the location of achair or flowerpot, say to put this table where there isn't any light woldn't occur to anyone but you. Michèle will probably say things like that, walk about touching and moving books and lamps, and he'll let her, stretched out on the bed or humped down into the old sofa, watching her trough a wreath Gauloise smoke and wanting her."
Amerikali aktris, komedyen ve senarist Melissa McCarthy'nin dogum gunu (26 Agustos 1970)
https://media.giphy.com/media/ceVfzHOZL0k1y/giphy.gif
http://ell.h-cdn.co/assets/16/14/145...y-reaction.gif
https://media.giphy.com/media/D4PFSgUTGjY3K/giphy.gif
Home Alone'nun (Evde Tek Basina) Kevin McCallister'i Macaulay Culkin'in dogum gunu (26 Agustos 1980)
https://media.giphy.com/media/myuFrn2lk5IMU/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/MT20OKUp5KIzm/giphy.gif
http://i.perezhilton.com/wp-content/.../07/culkin.gif
https://cdn.pensador.com/img/frase/p...la_l48ww4l.jpg
Gogsun yeter benim yuregim icin,
kanatlarim yeter ozgurlugune.
Goge yukselecek benim agzimdan
senin can evinde uyuyan her sey.
Sendedir her gunun getirdigi dus.
Gelirsin ciy gibi tacyapraginda.
Yoklugunla surup kazarsin ufku.
Dalga gibi sonrasiz bir kacista
http://slideplayer.it/957177/3/images/7/Poesie%3A.jpg
http://slideplayer.it/957177/3/image...l+suo+viso.jpg
Dur, su pencereden suzulen isik da ne?
Evet, orasi dogru, Juliet de gunesi!
Yuksel ey guzel gunes, oldur su kiskanc ay'i,
Bak nasil da sararip soluvermis tanrica kederden
Sen ondan daha guzelsin diye. Kiskandigi icin vazgec ona bagliliktan,
Sayrili ve toydur bakirelik giysisi.Soytarilar giyer bunu ancak
Sen cikar bu giysileri, at uzerinden.
Kadinim benim, ah benim sevgilim bu!
Ne olur ah, bilseydin sevgilim oldugunu!
Konusuyor, ama bir sey de demiyor;
Ne cikar, anlatiyor ya gozleriyle
Karsilik verecegim ben de!
Amma da yuzsuzum, konustugu ben degilim ki!
Tum goklerin en guzel yildizlarindan ikisi,
Yalvariyorlar onun gozlerine isleri oldugundan:
Biz donunceye dek siz parildayin diye.
Gozleri gokte olsaydi, yildizlar da onun yuzunde,
Utandirirdi yildizlari yanaklarinin parlakligi,
Gün isiginin kandili utandirdigi gibi tipki.
Oyle parlak bir isik aglayani olurdu ki gozleri gokte,
Gece bitti sanarak kuslar civildasirdi.
Bak, nasil da dayamis yanagini eline !
Ah, eline giydigi eldiven olaydim da
Dokunaydim yanagina.
Sachs gozlerinin ustunden kizil tul gibi sarkan saclarini geriye ettı. "Senin kariyerin kanuni yaptirim uzerine, unutma.Intihar kanun disidir."
"Gunahtir da"diye cevap verdi adam. "Dakota Kizilderilileri, intihar edenlerin kendilerini astiklari agaci ebediyet boyunca yanlarinda suruklemek zorunda olduklarina inanir. Bu intihari onledi mi peki? Hayir. Sadece daha ufak agaclar kullandilar." Kemik Koleksiyoncusu
https://images.gr-assets.com/books/1...741l/95326.jpg
Sachs tossed the veil of red hair from her eyes and said, "Your career was law enforcement, remember. Suicide's illegal."
"It's a sin too," he responded. "The Dakota Indians believed that the ghosts of those who committed suicide had to drag around the tree they'd hanged themselves from for all eternity. Did that stop suicide? Nope. They just used small trees."
Italyan ressam Titian'in (Tiziano Vecellio) olum yil donumu (27 Agustos 1576)
Venere di Urbino (Venus of Urbino, 1538) Galleria degli Uffizi di Firenze.
http://www.theartpostblog.com/wp-con...-di-Urbino.jpg
17.yuzyil Ispanyol ressam Francisco de Zurbaran'in olum yil donumu (27 Agustos 1664)
Bicchiere d'acqua e una rosa (A Cup of Water and a Rose, 1634)
http://www.settemuse.it/pittori_oper...and_a_rose.jpg
Hollandali ressam Aert de Gelder'in olum yil donumu (27 Agustos 1727)
Autoritratto al cavalletto (Self-Portrait at an Easel Painting an Old Woman,1685)
http://www.settemuse.it/pittori_oper...l_painting.jpg
Amerikali gorsel sanatci (Fotograf ve resim) Man Ray'in dogum yil donumu (27 Agustos 1890)
http://www.christies.com/img/LotImag...jpg?height=400
http://surrealism.website/Artists/Ma...%20Endgame.jpg
http://surrealism.website/Artists/Ma...%20Fortune.jpg
http://arthistoryproject.com/site/as...photograph.jpg
Italyan sair, romanci, cevirmen ve elestirmen Cesare Pavese'nin olum yil donumu (27 Agustos 1950)
http://slideplayer.it/932143/2/image...arsene+via.jpg
"Yalnizca cekip gitmenin keyfini tadabilmek icin bile olsa, insanin bir ulkesi olmali. Ulke , insanin yalniz olmamasi demektir; insanlarda, bitkilerde, toprakta sizden bir seyler oldugunu bilirsiniz, orada olmadiginizda bile ulkeniz sizi bekler." Cesare Pavese, Ay ve senlik Atesleri
https://pbs.twimg.com/media/DCrKXevWAAAoqVG.jpg
https://ilsassonellostagno.files.wor...ie-einaudi.jpg
"Ama ruzgarli gece, berrak gece bellegin belli belirsiz animsadigi, uzak bir anidir. Yitmis saskin bir sakinlik o da yapraklardan ve hiclikten olusmus. Hicbir sey kalmiyor anilarin otesindeki o zamandan, belli belirsiz bir anımsama disinda.
Kimi zaman geri donuyor gune yaz gununun kipirtisiz isigina o uzak saskinlik. Bos pencereden cocuk diri ve koyu tepelerdeki geceye bakardi ve sasirirdi tepeleri ust uste yigilmis gormekten belirsiz ve berrak devinimsizlik. Karanlikta hisirdayan yapraklar arasinda, tepeler belirdi orada gune ait her sey, kiyilar ve agaclar ve uzumbaglari apacik oluydu ve yaşam bir baska yasamdi, ruzgardan, gokyuzunden yapraklardan ve hiclikten.
Kimi zaman geri donuyor gunun kipirtisiz sakinliginde anisi o yogun yasamin, saskin isikta."
Gregory Peck ve Audrey Hepburn'un oynadigi romantik komedi Roman Holiday (Roma Tatili), 27 Agustos 1953 tarihinde New York'ta gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....1,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/xJns0sziZXrtm/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/QrGKE5azcZI7C/giphy.gif
"Hayatlarimiz en azindan bir yonden filmlere benzer.Ana karakterler, aile bireylerinden ve arkadaslardan olusur.Yardimci rollerde komsular, is arkadaslari, ogretmenler ve tanidiklar vardır. Ufak rollerde supermarketteki guzel guluslu kasiyer kiz, semtin barinda calisan dost canlisi barmen, haftada uc gun gittiginiz spor salonunda birlikte egzersiz yaptiginiz adamlar sayilabilir. Bunlarin yani sira binlerce figuran vardir -her hayattan, suzgecten akip giden su gibi gecerler, sadece bir kez gorulup bir daha karsiniza cikmazlar."Stephen King, Dirilis
http://horrorhomework.com/blog/wp-co...6.75108813.jpg
"In one way, at least, our lives really are like movies. The main cast consists of your family and friends. The supporting cast is made up of neighbors, co-workers, teachers, and daily acquaintances. There are also bit players: the supermarket checkout girl with the pretty smile, the friendly bartender at the local watering hole, the guys you work out with at the gym three days a week. And there are thousands of extras --those people who flow through every life like water through a sieve, seen once and never again."
"Domuz kumbarasi odamin rafinda uzun bir yasam surdu.Yillar zarfinda,onu eline alip sallayan herkes icinde sadece tek bir bozuklugun sesini duydu: tanistigimiz gun icine atilan paranin sesini. Ben,buyumeye ve gozyaslarimi yutmaya devam ettim.Bugun bile,aradan gecen kirk bes yila ragmen,hala nasil aglandigini bilmiyorum,fakat biri beni havaya kaldirip da sallama zahmetine katlanacak olsa,tek bir huzun parasinin bile sesinin duyulmayacaginiı garanti ederim.Cunku genc yasta,birikip coğalan hayal kirikliklarini ve korkulari icimdeki kumbarayi parcalamak zorunda kalmadan cikarmanin bir yolunu kesfettim:Buna ,yazmak deniyor." Etgar Keret, Domuzu Kirmak
https://mir-s3-cdn-cf.behance.net/pr...4a6d0900b9.png
"The piggy bank lived a long life in my room. Throughout the years, anyone who lifted and shook it, could hear only one coin inside: it was the coin that was put inside the day we met. As long as I grew up, I continue swallowing my tears. Even now, after more than forty-five years, I've not learned to cry, but if someone could take the trouble of lifting and shaking me, I promise that you couldn't even hear the noise of a single coin of sadness. Because I discovered very early in life a trick that will help me to get rid of all disappointments and fears that gather inside me without the need to break me into pieces. The trick is called: writing. "
https://mir-s3-cdn-cf.behance.net/pr...4a6c1a67aa.png
"Hepimiz birer seyirciyiz. Tren yolculari dunyanin her yerinde aynidir: Her sabah ve her aksam o trene biner, gazete okur ya da muzik dinleriz, ayni sokaklara aylakca bakariz ve ara sira bir yabancinin hayatindan kesitler yakalar, daha iyi gorebilmek icin kafamizi uzatiriz.
Baskalarinin hayatini izlemenin karsi konulmaz bir yani vardir: Sinir bozucu derecede anlik ama bir o kadar da acik seciktir. Ineceginiz duraktan onceki apartmanin cati katinda yasayan insanlarla hic karsilasmamissinizdir. Onlari tanimiyorsunuzdur ve neye benzediklerine dair en ufak bir fikriniz yoktur ama ogullarinin idolunun Ronaldo oldugunu, genc kizlarinin One Direction yerine Arctic Monkeys dinledigini, modern Iskandinav mobilyalarina ve disavurumcu sanata karsi zaaflari oldugunu bilirsiniz.
Bu insanlari biliyorsunuzdur. Bu insanlari seviyorsunuzdur. Onlarin da sizi seveceginden cok eminsinizdir. Dost olabilirsiniz." Paula Hawkins, Trendeki Kiz
http://cdn.robadadonne.it/wp-content...-del-treno.jpg
"Siamo tutti voyeur.Noi pendolari siamo uguali dappertutto: prendiamo posto sullo stesso treno ogni mattina e ogni sera, leggiamo il giornale o ascoltiamo la musica; osserviamo pigramente fuori dal finestrino le stesse strade, le stesse case, e talvolta cogliamo qualche attimo della vita di perfetti sconosciuti. E allora allunghiamo un po' il collo, per vedere meglio.
C'è qualcosa di irresistibile in quegli attimi rubati, in quegli sguardi dentro le vite degli altri, frustranti perché passano troppo in fretta, ma anche terribilmente rivelatori. Non abbiamo mai incontrato di persona quelli che abitano all'ultimo piano del palazzo che si affaccia sulla nostra penultima fermata. Eppure sappiamo che uno dei loro figli è fan di Ronaldo, che l'altra, adolescente, ascolta gli Artic Monkeys e non gli One Direction, che entrambi hanno un debole per i mobili scandinavi e i quadri espressionisti.
Sentiamo di conoscere queste persone. Ci piacciono. E siamo quasi sicuri che anche noi potremmo piaceremmo loro. Anzi, potremmo essere amici."
Tom Ford'un dogum gunu (27 Agustos 1961)
https://pbs.twimg.com/media/DIQFiOsXYAAwOWI.jpg
Johann Wolfgang von Goethe'nin dogum yil donumu (28 Agustos 1749)
https://pbs.twimg.com/media/CyVYI9YXcAIgIna.jpg
"Insan hergun hos bir sarki dinlemeli, iyi bir siir okumali, guzel bir resme bakmali ve mumkunse akli basinda birkac soz soylemelidir ki, dunyevi kaygilar, Tanri'nin insan ruhuna asiladigi 'güzel' duygusunu yok etmesin."
"Daha iyi olmak istiyorum,yazginin bize sundugu bir parca kotulugu, hep yaptigim gibi, artik gevis getirip durmak istemiyorum; gecmisi gecmiste birakmak ve simdinin tadini cikarmak istiyorum. Elbette,haklisin, ama insanlar, duslem guclerini,umursamaz simdilerine katlanmaktan cok, gecmis kotuluklerin anilarini cagristirmak icin boylesine zorlamasalardi, aralarindaki acilar daha ufak olurdu." Johann Wolfgang Goethe, Genc Werther'in Acilari
https://pbs.twimg.com/media/DDuE2XWXgAAtrbp.jpg
"Io voglio emendarmi; non voglio più rimuginare quel po' di male che il destino mi manda, come ho fatto finora; voglio godere il presente e voglio che il passato sia per sempre passato. Senza dubbio tu hai ragione, carissimo, i dolori degli uomini sarebbero minori se essi - Dio sa perché siamo fatti così! - se essi non si affaticassero con tanta forza di immaginazione a risuscitare i ricordi del male passato, piuttosto che sopportare un presente privo di cure."
Italyan Barok ressam Giacomo Ceruti'nin olum yil donumu (28 Agustos 1767)
La lavandaia (The Laundress, 1735)
http://www.settemuse.it/pittori_oper..._laundress.jpg
Irlandali Gotik hikayeler ve gizemli romanlar yazari J. Sheridan Le Fanu'nun dogum yil donumu (28 Agustos 1814)
http://www.azquotes.com/picture-quot...u-39-29-69.jpg
"Ama ruyalar, tas duvarlarin arasindan iceri suzulebilir, karanlik odalari aydinlatip aydinlik odalari karanliga gomebilir ve ruyalara ait insanlar arzu ettikleri gibi iceri girip cikabilir, bunu yaparken de cilingirlere gulup gecerler."
Ingiliz ressam Edward Burne-Jones'un dogum yil donumu (28 Aguatos 1833)
La canzone d'amore (The Love Song, 1868 - 1877), Metropolitan Museum of Art
http://www.metmuseum.org/toah/images/hb/hb_47.26.jpg
Kanadali sarkici, sarki sozu yazar ve muzisyen Shania Twain'in dogum gunu(28 Agustos 1965)
https://media.giphy.com/media/CzpRe3JDAdrR6/giphy.gif
http://i.perezhilton.com/wp-content/...09lno1_500.gif
https://www.youtube.com/watch?v=iEe3hBXZEyI
Rus yazar ve sair Konstantin Simonov'un olum yil donumu (28 Agustos 1979)
http://s1.dmcdn.net/Hmhp1/1280x720-ATY.jpg
Bekle beni, donecegim ben.
Cok cok, bikmadan bekle!
Sari yagmurlarin
Huznu basinca,
Kar kasip kavururken,
Kizgin sicaklarda.. bekle.
Baskalari dunden unutulmusken,
Beklenmedikleri zaman bekle.
Lawrence Kasdan'in yazip yonettigi, William Hurt, Kathleen Turner, Richard Crenna ve Mickey Rourke'un oynadigi modern kara erotik gerilim film (neo-noir erotic thriller) Body Heat, 28 Agustos 1981 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....5,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/AVjenOZ0GHKEg/giphy.gif
https://media.tenor.com/images/5e28a...865b/tenor.gif
https://media.giphy.com/media/Vqm68zuIGwhaM/source.gif
Amerikali sair William Stafford'un olum yil donumu (28 Agustos 1993)
http://williamstaffordarchives.org/i...ig%20Storm.jpg
Aklimdan hic cikarmiyorum seni,
Ne zaman biri adini ansa,
"1930"damgali butun kutular
yere dusuyor raflardan;
Dort Temmuz'daki butun o nutukcular
yeniden bagirmaya basliyorlar.
Okul musameremizdeki seyirciler
disardaki buyuk firtinaya bakiyorlar.
Birlikte oynadigimiz oyundan dusunuyorum seni-
ah, nasil da caresiz, kimsesizdin! - aglarken,
baban gene olmus.
Sarhosmus, dusmus.
Ne zaman adini ansalar,
orada, ruzgardaki evlerimiz
yeniden gicirdiyor firtinada;
ve nerede olursam olayim,oynadigimiz oyundan
sessizce o kasabanin kiyisinda duran sana dogru egiliyorum:
"Butun dunya ucuyor ruzgardan."
"Neredeyse sabah olacak."
"Usumuyorsun ya?"
Alman fantastik cocuk kitapları yazari Michael Ende'nin olum yil donumu (28 Agustos 1995)
"Onceleri pek farkina varilmaz. Gunun birinde insanin cani artik hicbir sey yapmak istemez. Hicbir seyle ilgilenmez, kurur gider. Ve bu isteksizlik gecici degildir. Hatta giderek artar. Gunden gune, haftadan haftaya daha kotu olur. Kendinden hoslanmaz, ici bombostur, dunyayla bagdasamaz. Sonralari bu hisler de kalmaz, hicbir sey hissetmez olur. Butun dunyaya yabancilasmistir, kimse onu ilgilendirmez olmustur. Ne kizginlik duyar, ne hayranlik. Ne sevinmesini bilir, ne uzulmesini. Gulmeyi de, aglamayi da unutmustur. Boyle bir insanin ici kaskati kesilir. Artik hicbir seyi, hic kimseyi sevemez. Bu durumda, artik hastanin iyilesmesine olanak yoktur. Donus kalmamistir. Bombos, kul rengi bir yuzle, nefretle cevresine bakar, tipki duman adamlar gibi. Onlardan biri olup cikmistir. Hastaligin adina gelince, buna 'olduren can sikintisi'denir." Momo
https://images-na.ssl-images-amazon....1bbRMSKhRL.jpg
"A fatal illness, though you scarcely notice it at first. One day, you don't feel like doing anything. Nothing interests you, everything bores you. Far from wearing off, your boredom persists and gets worse, day by day and week by week. You feel more and more bad-tempered, more and more empty inside, more and more dissatisfied with yourself and the world in general. Then even that feeling wears off, and you don't feel anything any more. You become completely indifferent to what goes on around you. Joy and sorrow, anger and excitement are things of the past. You forget how to laugh and cry - you're cold inside and incapable of loving anything or anyone. Once you reach that stage, the disease is incurable. There's no going back. You bustle around with a blank, gray face, just like the men in gray themselves - indeed, you've attend their ranks. The disease has a name. It's called 'deadly tedium'."
"Ilk olarak senin siradisi oldugunu dusunuyorum." Nora gozlerini simsiki kapayip bir surat yapti. "Ve seni boyle dusunmeye iten nedir Stephen? Nasil olur da bunu dusunebilirsin?" Stephen bir an icin dusundu. "Cunku nerede olursak olalim, kiminle olursak olalim her zaman odadaki en iyi kisinin sen oldugunu dusunuyorum.En akilli,en eglenceli,en bilge,en cok konusmak ya da birlikte zaman gecirmek istedigim kisi." David Nicholls, Medcezir
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:A...ibuGiTJXdFm5VE
"For a start. I think you're . . . extraordinary. Nora screwed her eyes shut. and pulled a face. "And why would you think that. Stephen? Why would you possibly think that?" He thought for a moment. "Because wherever we are, whoever we're with, I always know that you're the best person in the room. The smartest, the funniest, the wisest, the person I most want to talk to, or to be with. The best. By far. Nobody else comes anywhere near."
"Benim var oldugumu bile bilmiyorken sen, sana asiktim ben. Saatlerce etrafinda olup seni rahatlatamamak, sana dokunamamak ve hatta seninle konusamamak cok zordu. Beni gormen yasakti, ama gorevim senin her hareketini izlemekti ve insanlar sana yalan soylerken, seni aldatip uzerken de oylece durmak zorundaydim." Jamie McGuire, Araf
https://static1.squarespace.com/stat...full_print.jpg
"I was in love with you before you ever knew I existed. It was very difficult to be around you for hours on end and not be able to comfort you, or touch you...even speak to you. I was't allowed to let you see me, but it was my job to watch your every move. That included standing by while people lied to you, betrayed you, caused you pain."
"Odanin kapisi acildi ve Mubarek'in omuzlarindan tutarak onunde yuruttugu Derda gorundu. Daha dogrusu gozleri. Cunku Derda'nin sadece gozleri aciktaydi. Once Ubeydullah'a bakti. Cok korktu. Sonra Bezir'i gordu. Daha da korktu. Basini cevirip yaninda duran annesine elini uzatti. Saniye kizin elini tutup birakti." Hakan Gunday, AZ
http://www.marcosymarcos.com/wp-cont...A-con-zeta.jpg
"La porta della stanza si aprì e, sulla soglia, apparve Derdâ con la zia che la spingeva tenendola per le spalle. In realtà, più che Derdâ apparvero i suoi occhi, l'unica parte del corpo lasciata scoperta. Derdâ posò prima lo sguardo su Ubeydullah e si sentì pervasa dalla paura. Poi vide Bezir e la sua paura si fece addirittura più grande. Si voltò verso la madre che le stava accanto e le tese la mano. La madre la tenne stretta per qualche attimo, ma poi la lasciò."
Italyan sair Guido Cavalcanti'nin olum yil donumu (29 Agustos 1300)
Yayin nasil gerildigini bilseniz de,
Ve bir kutunun kenarinin nasıl vuruldugunu;
Arasira Ovidius okumus olsaniz,
Ok atmaktan, yanlis uyak catmaktan anlasaniz da,
Ask'in, incelik ve yalinlikla,
Ask tavrini, ask halini anlatmayı ogrettigi
O yer, yer bulamaz zihninizde.
Elinizde tutabileceginiz bir şey degildir o:
Ne olursaniz olun, sizin olmadiginizdir o:
Yalniz konusmasiyla bilinir kimin orada bulundugu.
http://2.bp.blogspot.com/-kgmlZol3P6...Cavalcanti.jpg
Perchè sacciate balestra legare
e coglier con isquadra archile in tetto
e certe fiate aggiate Ovidio letto
e trar quadrelli e false rime usare,
non po' venire per la vostra mente,
là dove insegna amor sottile e piano,
di sua manera dire e di su' stato.
Già non è cosa che si porti in mano:
qual che voi siate, egli è d'un'altra gente:
sol al parlar si vede chi v'è stato.
17. yuzyilin en onemli dusunurlerinden İngiliz filozof John Locke'un dogum yil donumu (29 Agustos 1632)
http://www.azquotes.com/picture-quot...e-17-76-47.jpg
"Tuhaf , biz insanlar bukalemun gibiyiz. Ahlaki degerlerimizin rengini, cevremizdekilerinkine bakarak seciyoruz. / Siamo come i camaleonti: copiare il tono e il colore del nostro carattere morale di chi ci circonda."
Fransiz Neoklasik ressam Jean Auguste Dominique Ingres'in dogum yil donumu (29 Agustos 1780)
Mezza Figura Di Bagnante (Half-figure of a Bather, 1807)
http://www.settemuse.it/pittori_scul...nante_1807.jpg
Odalisca con schiavo (Odalisque with Slave, 1839)
http://teachmiddleeast.lib.uchicago....-period-04.jpg
Neo-Klasik Italyan ressam Giovanni Tebaldi'nin dogum yil donumu (29 Agustos 1787)
La partenza di Ovidio per l'esilio (Ovid's departure for exile, 1822)
http://www.lombardiabeniculturali.it...181fcescan.jpg