Originally Posted by
british
HEM İHLAL HEM ÇARPITMA!
YSK başkanı Sadi Güven, 16 Nisan günü yaptığı açıklamalarda; "Bu, ilk kez bizim yaptığımız bir işlem değildir." diyerek, daha önce de mühürsüz zarfların geçerli sayıldığını söylemişti. Bu doğru değil.
2010 Yılından önce yapılan seçimlerde yasada bir boşluk olduğu için YSK bu tür kararlar almış.
Sonrasında ne olmuş?
"Bu tartışmaları bitirelim" denmiş!
Ne yapılmış?
Yasadaki boşluk 2010'da yapılan değişiklikle doldurulmuş. Nasıl doldurulmuş?
Şöyle denmiş:
"Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan,
tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi
veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır."
Yani şimdi bu hüküm daha önce yok imiş. Bu yüzden YSK yorum yapabiliyormuş. Yorum yapıp, zarlar mühürsüz de olsa geçerli sayılması yönünde karar alabiliyormuş.
Şimdi bunun yorumlanması diye bir olanak yok.
2010'dan sonraki seçimlerde de böyle bir yorum yok!
Olmadığı gibi bilakis; 2014 yılında, Bitlis'in Güroymak ilçesindeki sandıkta 'sadece bir mühürsüz zarfla' oy verildiği tespit edilince AKP'nin itiraz edip, ilçedeki seçimi iptal ettirdi.
Bunun dışında, bu referandumda iki farklı karar bulunuyor:
16 Nisan 2017 referandumunda, yurt dışından gelen oylar içerisndeki mühürsüz zarflar geçersiz sayılmıştır!
Yurt dışı mühürsüzler geçersiz, yurt içi mühürsüzler geçerli!
Söyleyin bakim;
"Çin işi Japon işi
Bunu yapan kaç kişi?"
Eee, neresinden tutup da kabul edelim biz bu işi?!
Not: Üsküdar'dan ötede, muhtemelen binicisini üstünden atmış, sahipsiz bir at bulunmuş!! :(