yazdım tekrar yazıyorum. dahada yazmayacağım aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorsunuz. benimkide öyle oluyor.
fantazi evreninde yaşıyorsunuz. Türkiyedeki çevre talanı bizzat devlet tarafından yapılıyor! Böyle amaçlansın şöyle amaçlansın diye iyi niyetle hayal kurmakla bişey düzelmiyor. Hayatın gerçekleri var içinde yaşadığımız. Halamın sakalları olsa amcam olurdu misali ütopik medeniyet ülkesiymiş gibi hayali dileklerle regülasyon olmuyor malesef. Mecliste el kaldırıp indiren tuzluklar neye el kaldırıp indirdiklerini bile bilmiyorlar. Şirketlerle beraber üçbeş tane rüşvet yiyen bürokrat yazıyor kanunları, yönetmelikleri.
Dünyanın heryerinde çevreyi mahvedenler devlet destekli dev şirketler. Ahbap çavuş kapitalizminin, büyük hantal devletlerin bir sonucu. Daha öncede yazdım Nestle yerin altındaki bütün suyu özelleştirmek istiyor. Reisle fiyatta anlaşsınlar yarın bütün kuyular onların olur. Ama devlet regüle etme altında bulaşmasa bir vatandaş kendi arazisi altındaki suyu ne kadar tüketebilir? Tüketirse kendisi zarar görüp akıllanmaz mı? Binlerce yıl böyle yaşamadımı insanoğlu? Peki Nestle Türkiye'de kaynakları bitirse veya kirletse zerre umurlarında olurmu?
Problem devasa büyüklüğe gelmiş borç batağındaki baskıcı devletler, çözümde devleti ufaltarak bireyleri özgürleştirmek hem finansal hem sosyal açıdan. İnsanlar arasındaki fırsat eşitsizliği ve adaletsizliğini düzeltmek.
Devletçilik Türkiye'de çocukluktan insanların beyinlerine kazınmış değiştirmek mümkün değil boşa yazdığımın farkındayım aslında ama insanlar farklı bir fikir ve yaklaşım olduğunuda bilsinler diye uğraşıyorum.
Serbest piyasayla alakası yok diyorsunuz, hiç olmaz olurmu direk göbekten alakası var. Devletçiliğin karşısı serbest piyasadır. Bugün kuyu suyuna sayaç takan yarın yağmur suyu toplayana bulaşır bu böyle böyle havadan vergi almaya doğru gider... Sordunmu da biz sizin iyiliğiniz için bunu yapıyoruz derler. Aldıkları vergilerle de devlete 100bin tane yan gelip yatacak yeni memur alırlar...