-
:) Rehab yaw kusura bakmada.
Şimdi sen din filan deyince aklıma hemen tarikatlar ve siyasetçi imamlar geliyor. Hali ile anında modum düşüyor ve aklıma siyasi imamların ekibi ile tarikatların yaptıkları geliyor. Söyledikleri değil yaptıkları. Yoksa siyasi islamcılar "herkesle barış, sevgi" diyerek başa geldiler, durum ortada. Önce dışarıyla sonra birbirleri ile kavga edip öldürmeye çalıştılar. Zenginlikleri dağları taşları aştı.
Yaw bisürü şey yazdım hepsini sildim. Konu gereksiz.
Yanlış anlamada din diyenle din konusunda muhatab olmam. Din diyenin çerçevesi sınırları bellidir. O daracık alana girip debelenmenin anlamı yok.
Yanlış anlama "din"le alakalı yazmadım, din diyenlerle alakalı yazdım. Türkiyede din diyenlerin GERÇEK dinle alakaları yok.
Her neyse, gereksiz konu. Bu konuda son açıklamam olsun. Üstteki yazının üstten bir kaç cümlesini okudum.
-
İyi bir insan olmak için dindar olmaya gerek yok ama iyi bir dindar olabilmek için iyi insan olmak şart. Rehab insanlar sevgisizlikten ateist ya da deist olmuyor, bu kavramları eşcinsellikle falan aynı paketin içinde sunan birinin sevgisizlikten dem vurması ds kötü niyetli değilse bile tuhaf. Ayrıca bence küsüp küsüp gitmene de gerek yok. Kimse kimseye fikrini dayatmaya ya da kabul ettirmeye gelmiyor buraya. alicemal'i okumak alışkanlık haline geldi ama her fikrini de kabul ediyor değiliz. Bazen katıldıklarımız oluyor bazen katılmadıklarımız. Misal doğru söylemiş, din diye konusmaya başlayan birinin çercevesi oluyor ve onunla tartışmak o çerçevenin içine girmek demek. Selametle.
-
Asgari ücrete %54 zam yapıldığında yazmıştım. Esnaf asgari ücretli çalıştırdığından sattığı ürünlere 2-3 ay içinde ortalama %54 zam yapar.
Eğer %54 den az gelir artışınız olursa, azaldığı oranda fakirleşirsiniz.
Ocak ayında şu ana kadar benim kullandığım market ürünleri hariç ürün ve hizmetlere %25 ile %100 arası zam yapıldı.
Çorbacı %25 kafadan yapmıştı 2 aya tekrar yapar, çiğ sütçü %33 yapıştırdı, takıldığım cafe kafayı yemiş içtiğim sıcak içeceklere %100 ü geçirdi. Büyük ihtimalle geri indirecek.
Market alışverişlerini toplu yaptığımdan tek tek ürünleri bilmiyorum hangisine ne zam geldi. Sebze meyve çok oynak, bir ay anormal artıp ertesi ay düşüp tekrar artıp filan, takip edemiyorsun.
Emekliler %30 almıştı. Emekli vekiller bu yıl ne kadar geçirir bu millete o da yıl sonu anlaşılır.
Esnaf işini profesyonelce yapmadığından, maliyetlerini detaylı bilmez. Çoğu maliyetini kabaca bile tam tutturamaz. Kendi maliyetlerini bilmediği içinde asgari ücrete zam geldi mi, dolara zam geldi mi, komşusu zam yaptı mı aynı oranda zammı yapar. Maliyeti kuruş artmamışsa da yapar. Müşteri ayağını kesince geri indirir. Bu şekilde ölçüm yapar.
Esnafın profesyonel olmasını da bekleyemezsiniz. Büyük şirketlerin tahminimce çoğu da tam maliyetlerini bilmiyordur. Onlarda dolara göre ayar yapıyordur. Dolar durunca da açıklanan enflasyona göre.
Burada ayvayı yiyenler maaşa mahkum olanlar.
Alman asgari ücreti 1811 AVRO olmuş. O da Almanya'da asgari ücret alan kişi sayısı azmış. Uçak bileti dahil 600 avro ya TR de Antalya da 5 yıldızlı otelde 22 gün kalabiliyorlarmış. 800 avro de bir ay olsun. Cebinde de 1000 avrosu kalıyor. Maaşının yarısından azı ile Türkiye'de 1 ay 5 yıldızlı tatil yapıyor.
Bizim asgari ücretli, Alman'nın yaşadığı kalitede evde yaşasa büyük şehirlerde herhalde 10 bin diğer şehirlerde 4-6 bin kira. Kalırsa geriye kalan parayla da elektrik su telefon internet yol parası öde, kalanı da ay sonuna kadar harca harca bitmez. Sadece ekmek yesen yeter. Ne yapacaksın? Ailenin yanında kalıp kira vermeyeceksin veya sağlıksız kötü evde kalacaksın. Ay sonunu getirebilirsin. Hayatın böyle bitecek.
Asgari ücretle çalışan kız bulup da evlenirsen o zaman azıcık gün yüzü görebileceksin. İki kişi, bir tek Alman asgari ücretlinin yarısı ancak edersiniz.
Bildiğim kadarı ile çok fazla kişide asgari ücret altında çalışıyor.
Almanya bizi kıskanıyor.
-
Jakoben bir düşünce olarak değerlendirilebilir;
"millete rağmen milletin iyiliği için bir şeyler istemek veya yapmak"
2002 öncesi dönem krizlerle, siyasal istikrarsızlıklarla anılır, öyle takdim edilir
Oysa AB ile müzakereler için gerekli adımlar bu dönemde atılmaya başlanmıştır.
Toplumda "nereden buldun yasası" olarak bilinen 4369 sayılı vergi kanunu bu dönemde çıkarılmıştır
Kamu İhale Kanunu bu dönemde yürürlüğe girmiş, kamu personeli seçme sınavı bu dönemde uygulamaya konmuştur.
Bu atılan adımların hemen hepsi de aslında uzun vadede toplum yararına olacak işlerdir.
Ancak "milletin yararına" olacak bu işler yine millet eliyle tersine çevrilmiştir.
Geçen sürede olanları ve nedenlerini az çok görüyoruz, yaşıyoruz.
4369 sayılı kanun yürürlüğe girmeden kadük oldu.
Şimdi bakıyorsun; vasfının, eğitiminin ne olduğu ve ne iş yaptığını bilmediğin insanların ölçüsüz zenginliklerini görüyorsun.
Nereden buldun diye soramıyorsun. Çünkü gelirin unsurları sayılırken o en sona eklenen "her türlü harcama ve tasarrufa kaynak olan" ibaresi yürürlüğe giremedi.
Aynı meslek grubundan olduğun aynı işi yaptığın halde seni bu kadar zenginleştiren fark ne? Bu yaşantını ulusal ya da küresel ölçekte kabul gören hangi başarılı teşebbüse borçlusun? Soramıyorsun. Zaten cari açık dediğin şey de özü itibariyle bu değil mi?
Ne ürettiğini, hangi katma değeri yarattğını bilmiyorsun ama sınırsız bir biçimde harcıyorsun. Bu harcamayı nasıl hak ediyorsun?
Kamu İhale Kanunu'nun kaç kere ve hangi maksatla değiştirildiği kamuoyunun takdiri. KPSS'nin de nasıl sağından solundan dolanıldığı da malum.
Yoksulluğun artması ile yolsızluğun artması arasında bir paralellik olduğunu düşünürüm.
Nacizane önerilerim var;
Ülkemizde çalışan kesim vergi vermez. Verirmiş gibi yaparız. Stopaj denen saçmalığın derhal kaldırılması gerekir. Ücretlerden alınan verginin stopaj olarak işverenden tahsili sistemi derhal terk edilmeli; Çalışanların bizzat cebinden/elinden banka hesaplarından cebri olarak çekilmeli. Çalışan vergiyi kendisi ödemeli. Ödemeli ki öyle "bütçe, kamu israfı, israf yatırımları vs. işlerin" nasıl ve kimin tarafından finanse edildiğini birazcık olsun görmeli.
Fiyat etiketlerinde vergiler ürün ve hizmetin fiyatından ayrı yazılmalı etiketlere. Markette domates tezgahında, etiketin üzerinde domatesin fiyatı ve 1 kg domates için ödediğin vergiyi görmelisin.
Ve acilen ister kişi, ister şirket, ister kamu olsun, herkesin gelirleri ve harcamaları şeffaf ve açık olmalı.
Yoksa karısının kocasından kocasının karısından para sakladığı yerde yolsuzlukların önüne geçmek biraz zor olur.
-
Ali Cemal e bir şey söylemek desteklemek istiyorum , eskiden ısı cam çıkmadan evvel bilirsiniz camcilar vardı hala olsa da , sayıları bayağı bi azaldı , ben gencligimden bu yana muhatap oldum bu " heriflerle " simdi camcı sorar kirilan cam kaça kaç der , ben santim kaçırmadan olçmüşümdür abi içten tam ölçtüm 67 ye 44 üzerine macun gelecek ya iste o noktadan ölçtüm derim .
Camcı herif bana bakar, kulağının üstündeki kurşun kalemle göya hesap eder ev nerede diye basta sormuştur zaten , neyse kalemle bi kağıda bi şeyler karalar 250 lira der , ben hep bu küsuratlı camların fiyat olarak tam para nasıl ettiklerini hesaplamaya çalıştım .
Kaç yaşındaydım bilmiyorum ama artık ergen veya genç değildim adamların hesap yapmadığını fark ettim , kafasında sadece oraya kaça gidiyim hesabi vardı , bi de benim tipime bakıp bu herifi Kaç lira soyabilirim düşüncesi başka bi mok bilmezler , adlarını doğru yazamazlar zır cahildirler .Bunlara yıllarca mm hatasız ölçü getiren ben, zavallı biriydim bunların ne mal olduğunu yıllarca anlayamamistim.
Ülkemiz esnafını , bir de ben tanıtmak istedim az sayıdaki akilli kurt esnafı tenzih ederim .
-
korkunç bir ahlak erozyonu var ve daha da kötüye gidiyor..insan bazen düşünüyor imamhatipler bile yeni yetişen nesili islah etsin diye mi teşvik edildi? faydası oldumu olduysa ne kadar oldu? eğitim çok önemli ama eğitimcilere bir bakın..tv ler proflar..yok öğretim üyeleri yok haberciler çakma gazeteciler.. hangisi ne inanırsınız güvenirsiniz?hangi yöneticiyi ehil bulursunuz??dahası da var şimdiki siyasetçiler ülkeyi yönetemeyecek görünen o..peki yeni siyasetçilerin çıkabileceğini umarmısınız? bence hayal olur...
-
snkleyp'e katılıyorum.
---
Desidero nun yazısı iyi oldu. Çok sert yazmış, birazda o negatif enerji çeksin. Benim işler hep ters gidiyor, hiç olmazsa üç beş gün rahat ederim. Şimdiden dışarıdaki fırtınanın sesi kesildi.
Negatif enerjiye çok inanırım, nazar dediğimiz şey bence bu negatif enerji.
---
maltepe ye katılıyorum.
-
Ayağımı ıslatıp kalorifer borusuna ve banyo karolarina bastım bu suretle Ali Cemal in almadığı bana pasladiği negatif enerjiyi toprakladım, bir daha sert yazacağım da , yazar yazmaz faraday kafesi yapıp içinde bekleyeceğim bir süre.