FETÖ, bir tarikat zemininden ponzi sosyal yapılanmasıyla yükselen, yurt dışından ve derin devletten destek alan paralel devlet yapılanmasıydı, Gladio gibi yani...
Bunlar ise bir siyasi parti zemininden güç alan, ama aslında suç örgütü gibi çalışan bir yapılanma, Omerta gibi yasaları olan, daha çok Belediyelerde gördüğümüz bir yolsuzluk modelinin tüm ülke ölçeğine uyarlanması gibi. Aslında içinden yükseldikleri partiyi de ele geçirmiş durumdalar, asla aynı partili bile olsa, 'yüksek profilli kişilere' izin vermiyorlar, veya kendileri gibi suça, yolsuzluğa geçit vermeyeni içlerinde barındırmıyorlar. Asla kaybedecek çok şeyi olan, boyunlarına ilmek geçirilmiş kişiler dışında hiç kimseye yetki vermiyorlar. Dürüst, çalmayan, boğazından haram geçmeyen bir Doğrucu Davut bunlar için, aralarında olduğu takdirde, çok tehlikeli çünkü.
Yani bu, mevcut siyasi sistemi hack etmek gibi bir şey. Uzun zaman önce paylaşmıştım, 50.000-100.000 nüfuslu, oyların 3-4 partiye eşit dağıldığı bir şehirde, ki 10.000-25.000 aile yapar, oy davranışını parayla etkilemek o kadar kolay ve az maliyetli ki, harcanan parayı seçim kazanıldığında ilk 1 yılda alınan ihalelerle kurtarmak çok kolay.
Öte yandan, bu gördüğümüz, servis edilen haberler, dedikodular v.s. hepsi FETÖ. Bir şekilde hepsi FETÖ arşivi. Zamanında ilgili savcılara duyurulmamış, suç işlenirken müdahale edilmemiş, ileride lazım olur diye yazılan Kara Kaplı Defter bu. Suçlu suçu ihbar edemez mi, eder tabi. Ama niyet ve maksat nedir, bunu yapan kimdir, yapanın karakteri nedir, bunu gözden kaçırmamalı.
Genel taktikleri, 2 doğru arasına 1 tane külliyen yanlış/yalan sıkıştırırlar veya anlattıkları şey yok hiç olmamış bir şey değildir, olmuş bir olayı komple değiştirerek servis ederler, ellerindeki Kara Kaplı Defterden not aldıkları her şeyi anlatmazlar/harcamazlar, işlerine gelen kısmı servis ederler, arka planda kişileri 'Bak senin hakkında da ses görüntü kaydı var, seni de bunlar gibi harcarız' diye tehdit ederek ayar verirler, istediklerini yaptırırlar. Kısacası bunlar (FETÖ) anlattıklarından daha bokturlar.
Muhalefet bu söylemlere niye sahip çıkmıyor diye ara ara çemkiriyorlar, ya da bazı iddiaları dillendirince hemen seviniyorlar, niye, herkes biliyor mevzuyu da ondan, uzak duruyor, pek bulaşmıyor v.s.
Hırsızlar, arsızlar, Allahsızlar, toplumdaki tüm normal insanları istedikleri gibi, oradan oraya savuruyorlar, bölüyorlar ve yönetiyorlar. Anlatmıştım ya hani mahallede herkes her şeyi bilir aslında bilmezmiş gibi davranır, mevzu patladığında herkesin bildiği ortaya çıkar, aynı....Biz kırk kişiyiz, kırkımız da kırkımızı biliriz hesabı.
Teorik olarak, peki o doğru mu, peki ya bu doğru mu, peki ona onu derken, buna niye bunu demiyorsun yaklaşımıyla ilgili olarak da; sistem bu, sistemin doğrularıyla mücadele ederek onu değiştiremezsiniz, oyun kuralına göre oynanacak yani kazanmak isteniyorsa, sonrasına sonra bakacağız, en büyük tehlike=en yakın tehlike.