Printable View
Şimdi o 2 teklifi yazman lazım, merak ettim.Alıntı:
Originally Posted by hs37
Çünkü geçmişte ben cehape ye üç beş proje gönderdim, hiç birini kullanmadılar, sadece yazıdaki bazı cümleleri slogan olarak kullandılar. Başka partiler ise benim 2 projeyi sahiplendiler ama pzvng'e işçi taşı diye araba verirsen o arabayla ne yapar malum.
Aydınlandıktan sonra benim projeleri neden kullanmadıklarını anladım. Benim projeler ülkeyi batıya bağımlılıkdan kurtarıyordu.
1.teşvik ve destek ödemelerini yılda dört sefer de yapılması.Alıntı:
Originally Posted by alicemal
2.süte parite uygulamasında uygulanması gereken yöntem.(Büyükbaş hayvancılığa verilen tüm desteklerin tek kalemde toplanıp süt maliyetini %50 sine denk gelecek şekilde ayarlanması.
Bu teklifimi daha ayrıntılı şeklini cimer üzerinden tarım şurası katılımcılarına da göndermiştim.kalın kalın dosyaların içnde yarım sayfa kaybolup gitti.
Kategorilerimiz farklıymış.Alıntı:
Originally Posted by hs37
Benimkiler çoğunluğun anlayamayacağı sadece konusunda uzman kişilerin oda görüşü genişse anlayabileceği teknik projeler.
Seninkiler hazmı kolay, pratik, yapılması kolay faydalı projelermiş.
Aklıma benim banka geldi.
Her yıl proje yarışması düzenleyip müşterilerine mail atarak sizde katılın diyorlar.
Üşenmeyip bir fikir gönderdim ama umudum hiç yoktu çünkü İstanbul banka merkezlerinde çalıştım, bankacı yöneticileri biliyorum. Bende yöneticiydim ama teknik yönetici başkadır, yada ben başkaydım diyeyim yiyen olurmu bilmem. :) Proje neydi, sanırım ATM lerdeki dolandırıcılığı önleme amaçlı, yüz tanıma teknolojisiydi. Ama fotoğrafla filan kandırmayı da önlüyordu, biraz zeki bişeydi. O sene hangi projeyi kabul etmişlerdi. Yanlış hatırlamıyorsam, tüm müşterilerden ek bir para toplama yöntemini kabul etmişlerdi.
Zaten hiç ümidim yoktu da, bu kadarını da beklemiyordum. Biri ortaya çıkmış "müşterilere ek vergi salalım" demiş. Onuda yeni buluş olarak kabul etmişler. Proje yarışması düzenlenmese, kimsenin aklına gelmeyecek bişey. Ödül de vermişlerdir.
Benim bir kadın yeğenim var. Bazı teknik konularda benden yardım ister, hiç bir faydam olmadı hala boynum bükük. O yeğenim Tübitak'a bir proje sunuyor. Proje bazı genetik analizlerin ülkemizde yapılmasını sağlayacak, bu konuda dışarı doviz gitmeyecek. Kendisi o konunun uzmanı. Tübitak o sene yeğenime "seninkisi işe yaramaz" deyip, sanırım kıbleyi gösteren seccadeye mi ne, o tür dini bir şeye proje desteği vermişti. Yeğenimde kızıp Amerika'ya gitmişti. Şu an dünyanın en ünlü üniversitesinde akademisyenlik yapıyor.
Ne anlatmaya çalışıyorum. Verdiğin bilgi, almaya çalışan kişinin kapasitesini(belki hedefini) aşıyorsa hiç uğraşma yaw. Bu cümle tam doğru olmadı. Alacak kişinin niyetide önemli. Her neyse, hayat böyle.
Bu türden çok anım var. Bir kısmı iş hayatına ilk başladığım Kamu da, kalanı özel sektörde.
''Seninkiler hazmı kolay, pratik, yapılması kolay faydalı projelermiş.''
işin içinde yetişince uygulabilirlik ön planda oluyor.
Yazılımdan bahsettiniz.İşim gereği 90 lı yıllarda henüz daha windows 3.02 nin yeni piyasaya çıktığı dönemlerdi.İsviçre de linkini vereceğim iki muhasebe yazılımının ön muhasebe stok cari vs kullanmıştım.Birisi almanca konuşan bölgeye hitap eden ayrıntıcı katı kuralcı .
Diğeri kuralları arka planda tutup seni yormadan işini gördürüyordu.
https://de.wikipedia.org/wiki/KHK
yazılımıcı ekibin içinden muhasebeci tanıdığımdı hatta windos versiyonunu bana kurmuştu.
https://www.z-soft.ch/fibu---lohn.html
Bunun la beni tanıştıran yazılımcısı ise isviçre ordusuna depo yazılımı yazmaya çalışıoyrdu.
Her ne ise konuyu dağıtmadan asıl meseleye geleyim.OECD ülkeleri içinde destek ve teşvikler sırlamasında epeyce yukarılardayız.geri dönüş ve faydalı ürün konusnda son sıralardayız.Asıl buna ankaradak zerzevatın kafa patlatması gerekmez mi?
Tokanmayın keyfine yalan dünyanın
İpini eline dolamış gider :ok:
Yazılımda anlamak ayrı iş, tasarlamak ayrı iş, yazmak ayrı iş. Aslında en kolayı yazmak işi. Çok iyi tasarlanmışsa yazmak sadece tercümanlıktan ibaret kalıyor. Tasarımı yazılım diline çevirmen gerekiyor. Onuda yazılım eğitimi almış milyonlarca kişiden herhangi biri yapar. Tabi özel projelerden bahsetmiyorum, kurumların ihtiyacı olan muhasebe stok vb. tabanlı uygulama projelerinden bahsediyorum.Alıntı:
Originally Posted by hs37
Bir müşteri, çok iyi eğitimli bilgisayar mühendisi iş arkadaşımdan katır istemişti. Arkadaş müşterinin istediğini anlayamamış kalkmış Fil yapmış. Son gördüğümde müşteriyi karşısına almış gerçekte katıra değil fil'e ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Hali ile o proje çöpe gitti. O dönem bilgisayar dergilerinde projelerin %95 inin çöpe gittiğinden bahsediliyordu. Gerçektende çalıştığım kurumsal firma elemanlarının projeleri hep çöpdü. Dışarıdan milyonlarca dolara alınıp duruyordu. Çok Büyük rüşvetlerde dönüyordu.
---
Türkiyede destek ve teşvik çok, ama kötü amaçlı kullanılıyor. Adama %4 faizle tarım kredisi veriliyor, o krediyle gidip ev alıp satıyor. Hem tarım üretimi yapmıyor, azalan ürün sebebi ile tarım ürünleri fiyatı artıyor, hemde ev alıp sattığından evlere gelen talep yüzünden ev fiyatlarını artırıyor ve ev alabilecek olan kalabalıklar ev alamıyor.
Teşviği alanların bir kısmı, aslında çoğu, o teşvikle bu ülkeye zarar veriyorlar. Tek işlemde 3 kazık birden.
Aldığı %4 faizin parası halktan çıkıyor bir. Devlet bankası %26 ile mevduat toplamış, maliyeti %28. Çiftçiye %4 faizle veriyor. %22 zarar yazıyor. O yüzde %22 çalışan halktan çıkıyor. Bir kazık oradan yiyoruz. Devlet bankalarına bu zararlar yüzünden hazineden durmadan para konuyor. Birde batık krediler varki ana kaçak oradan.
Aldığı çiftçi kredisiyle ev alıp satıyor. Ev fiyatlarını artırıyor. Bize ikinci kazık buradan. Aslında kazancını beyan etmediğinden gelir vergiside ödemiyor. Kazık üç etti. O vergi vermeyince, vergi kaçıramayan halktan daha fazla vergi toplanıyor.
Üzerine çiftçilik yapmıyor. Çiftçilik yapsın diye bizden aldığı kredi ile çiftçilik yapıp üretmiyor. Hali ile tarım üretimi azalıyor. Tarım ürünleri fiyatı artıyor. Etti kazık 4.
Üç dedim 4 kazık yiyormuşuz. Bu örnek, çiftçi kredisini o amaçla kullanmayanlar içindi. Çiftçi kredisine karşı değilim, bilakis verilmeli.
Pandemide verilen yüz milyarlarca liralık kobi kredileride maalesef bu ülke çalışan halkına büyük zarar verdi çünki amacına uygun kullanılmadı. Lafım kullanana değil.
Arkadaşımda bu kredilerin hepsini aldı ve gitti ev al sat yaptı. Gelir vergiside beyan etmedi. Üstteki 4 kazığı birden yine bu halka attı.
Hep derim, hırsız en az suçlu olandır. Hırsızı yakalasın diye maaş verdiğimiz kamu görevlisi görevini yapmıyorsa büyük suçlu odur.
Hali ile ne çiftçi kredileri denetleniyor, ne kobi. Ne müteahhitler, ne al satçılar, ne özel doktorlar, ne avukatlar, ne esnaf, nede tamirciler hiç bir şey denetlenmiyor.
Burada bana kızmayın. Vergi vermeyenler yüzünden vergi kaçıramayanların anası belleniyor.
Ağır denetleyeceksin ve nefes aldırmayacaksın. Cezalar ağır olacak. Ama karşılığındada vergiler düşük olacak. Herkes vergi vereceğinden aşırı vergi almanın gereği kalmayacak. Ayrıca zarar eden ve az kazanandan gerçek anlamda SIFIR vergi alacaksın. O kadar az vergi alıyorken birde onuda kaçırmaya kalkan olursa vatana ihanetle yergılayıp asacaksan. Sonra yedi sülalesini toplayıp "lang bu adamı kim doğurdu" diye anlatabiliyrmuyum. Konuşmayanı atacaksın zindana, başlarınada gardiyan olarak vurgun'u koyacaksın. neyse bunlar güzel hayaller. :) Gerçekleşmez.
Filan fıstık. Konu neydi unuttum.
Evet pek çok kişi 100 000 - 150 000 ihtiyaç kredisi ile dolar ve altın aldı , sorsan projeye direk ödeme olması lazım ama öyle bir şey yok , yapmayan aptal oluyor .Bunu yani "bu kredileri kullandırın " ı bu ülkede kim düşünüp kararını alıyor , nedeni nedir ? Piyasa canlanacak desen işe gitmiyor para , dolares e veya sarikiza gidiyor .
Evet maalesef öyle. Gerçek ihtiyaç sahiplerine gitmiyor.Alıntı:
Originally Posted by Desidero74
Geçen hafta benim emlak al-sat çı arkadaşıma bir devlet bankasından %32 faiz teklif edildi. Mevduatı var, doviz yükselişi yavaşladığından al-sat işi biraz yavaşladı. Son 4 yılda elde ettiği serveti mecburen mevduata yatırıyor. Devlet bankası %32 teklif etti. İşletme maaliyetler ile beraber alacağı paranın bu bankaya maliyeti %35 filandır diye tahmin ediyorum. Devlet bankaları verimsiz çalıştığından maliyet çok daha yüksekte olabilir. %35 diyelim.
Aynı devlet bankası TOGG satışına destek için 36 ay vade aylık %0,99 faizle kredi vermeye başladı. Yıllık ne eder.? 12 ile çarp, diğer masrafları dosya masrafı sigorta filan koy %15 edermi.? Bazı yerlerde çok daha fazla hesaplıyorlar ama o hesabı bilmiyorum nasıl o kadar yüksek çıkıyor. Ben %15 diyeyim.
TOGG alacak kişiye yıllık %15 ile verdiği krediyi %35 ile alıyor. %20 zarar.
Peki devlet bankası zararına iş yapıyorken nasıl ayakta kalıyor.? tabiki bizim vergilerimizle. halkın vergilerinin bu kadar yüksek olmasının sebebi devlet talanı.
Neredeyse her yıl devlet banka kasaları boşalıyor ve hazineden takviye yapılıyor. Düzenli olarak devlet bankaları aracılığı ile YASAL YOLDAN soyuluyoruz.
Sen vergi kaçırmıyorsun veya kaçıramıyorsun, TOGG alacak gelirinde yok, dar veya orta alt gelirlisin. TOGG alanın parasını sende ödüyorsun.
Çinden iki kat, Avrupadan %50 pahalı araba üreten TOGG fabrikası, araba alamayan halkın vergileri ile ayakta kalacak. Kaç yıl kalır bilmem ama kaldığı müddetçe bizim sırtımızda olacak. akp in yaptığı her iş gibi. Paralı yollar köprüler tüneller aynı, şehir hastahaneleri aynı, devlet bankaları aynı, hükümetten, belediyelerden ihale alan firmalar aynı. Hepsi vergi kaçıramayanların sırtından besleniyor. Fakir daha fakir, zengin daha zengin hale getiriliyor. Yasal ama ahlaklı olmayan yolla. O yasaları yapan ve uygulayanlarda bu sistemden faydalananlar.
Birde devlet bankalarının batık kredi sistemi var ki oradan da soyuluyoruz. Normal şartlarda hiç bir bankadan kredi alamayacak kişilere her yıl milyarlarca lira veriliyor. O krediler geri dönmediği için batık hanesine yazılıyor. Bu sistemden faydalananlar en büyükler. Nasıl oluyorda geri dönmeyeceği açık olan kredi bu kişilere veriliyor.?