Balkan savaşında Sırbistan ordusu
Sırbistan 2.912.000 kişilik nüfusa karşılık 255.000 kişilik bir orduya ve 228 topa sahipti. Ordu, 10 piyade tümeni 2 bağımsız tugay ve bir süvari tümeni şekliden Eski Savaş Bakanı General Radomir Putnik emrinde teşkilatlanmıştı.
https://i.hizliresim.com/zJDO47.jpg
Sırp Yüksek Komuta konseyi savaş öncesi tatbikatlarında Üsküp'den hemen önce Ovče Pole platosunda nihai bir meydan savaşı ile Osmanlı'nın Vardar ordusunu kesin bir yenilgiye uğratmayı hedeflemişti.
Ana kuvvetler 3 ordu ile Üsküp'e ve ötesine ilerlerken, bir tümen ve bir bağımsız tugay Yeni Pazar sancağındaki Karadağlılar ile birleşip birlikte harekat düzenleyecekti.
https://i.hizliresim.com/Oyl8M4.jpg
132.000 askerden oluşan 1. Sırp Ordusu, General Petar Bojović emrindeydi ve güç, olarak diğer Sırp Orduları içinde en güçlüsüydü. Üsküp yakınlarında merkezdeydi.
2. Sırp Ordusu, 74.000 askerle General Stepa Stepanović'in komutasındaydı. 1. Sırp Tümeni yanında müttefik Bulgaristan'ın 7. Rila Tümeni'nde birlikte hareket etmekteydi.
Ordunun sol kanadını oluşturup Makedonya'nın Stracin şehri ve ötesine doğru ilerlemekle görevliydi.
Bulgar tümeni her ne kadar harekat öncesi Sırp ve bulgar ordusunun anlaşmalarına uygun şekilde hareket etmesi yönünde anlaşmaya karşın; savaşın başlamasında sonra General Stepanoviç'in emirlerine uymayı bırakıp, sadece Bulgaristan Yüksek Komuta Merkezi'nin emirlerini uygulamaya başladı.
3. Sırp Ordusu, General Božidar Janković komutasında 76.000 askerden oluşmaktaydı ve Kosova'yı ele geçirip ardından diğer ordularla Ovče Polje platosunda, Osmanlı Vardar Ordusu ile yapılacak nihai savaşa katılacaktı.
Bunun yanında 2 önemli askeri yığınak ta Kuzeybatı Sırbistan ve karşısındaki Sırp-Avusturya Macaristan sınırına yapılmıştı.
https://i.hizliresim.com/POV2Qd.jpg
Bu ordulardan biri 25.000 kişilik General Mihail Zhivkovich emrindeki Ibar Ordusu diğeri ise Yarbay Milovoje Anđelković emrinde 12.000 kişilik Javor Tugayı idi.
Balkan savaşında Yunanistan ordusu
Yunanistan, bu sırada 2,666,000 nüfusa sahipti ve üç müttefik içinde en zayıfıydı. 16 yıl önce 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı esnasında Osmanlı'ya yenilmişti.
Ancak kara ordusunun bu zayıflığına karşın Yunanistan güçlü, kayda değer deniz gücüne sahip tek balkan ülkesiydi ve bu diğer iki müttefik için önemliydi. Çünkü Anadolu'da bulunan Osmanlı Birlikleri bu sayede Asya kıtasından Avrupa'ya kolayca nakledilemeyeceklerdi.
Sofya'da süre gelen ittifak görüşmelerinde Yunan Büyükelçisi ittifakta Yunanistan'ın girişinin başı çekeceğini şu sözlerle belirtmişti. "Yunanistan savaş desteği olarak 600.000 asker sağlayacaktır. 200.000 asker muharebe alanında ve donanma ile 400.000 askerin Türkiye'de Selanik ve Çanakkale arasında durdurulmasını sağlayarak..."
https://i.hizliresim.com/Ey0Wrg.jpg
Savaş başlamadan önce Yunan Kara Ordusu, 1911'de çağrılan Fransız uzmanların gözetiminde yeniden yapılandırılmaktaydı. Bu uzmanların gözetiminde Yunanlar kendi ana formasyonlarının yanında üçgen piyade sistemini benimsediler ama bundan önemlisi oluşturdukları seferberlik sistemi 1897'de silahlandırdıklarından çok daha fazla kişinin silahlanmasına imkan veriyordu; yabancı uzmanlar yaklaşık 50.000 kişiyi silahlandırabileceklerini öngörürken Yunanlar 125.000 kiyi silahlandırarak Osmanlı Devleti üzerine sürdüler.
https://i.hizliresim.com/jQDrXW.jpg
Bir de bunun üstüne ulusal muhafızlardan, yedeklerden 140.000 kişi daha seferber edilip savaşa sokuldu.
1897'de olduğu gibi 2 grup ordu oluşturuldu ve coğrafi ayrıma göre ad verilip bu ordular mevzilendi.
Epir ve Teselya orduları.
Balkan savaşında Osmanlı Ordusunun Durumu
Osmanlı Devletinde ise sorunlar çok fazlaydı. 1908 yılındaki II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası siyasal çalkantılar devam etmekteydi ve I. Balkan Savaşı öncesi İttihat ve Terakki Partisi ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası arasında çekişme yaşanmaktaydı. Diğer taraftan Osmanlı Ordusu, Trablusgarb'ta İtalyanlar ile savaşırken, Yemen'de çıkan isyan sonrası büyük bir hata içine düşerek, Rumeli'deki taburların bir kısmını bu isyanı bastırmak için Yemen'e gönderdi.
https://i.hizliresim.com/YO98Vj.jpg
Bunun yanında bir diğer sorun da nüfustu. Osmanlı İmparatorluğu'nun nüfusu 1912 yılında 26 milyon olsa da; bunun sadece 6.1 milyonu Balkanlar'da yaşıyordu. Dahası bu nüfustan hiç askerlik yapmayan Hristiyan ahaliyi düşünce geriye sadece 2.3 milyonluk bir Müslüman Türk nüfus çıkıyordu ki, Anadolu'dan takviye almadan Rumeli'deki halktan bir ordu oluşturulmak istense sadece bu 2.3 milyonluk kesimden çıkartılmak zorundaydı.
https://i.hizliresim.com/jQDrAj.jpg
Bunun yanında İmparatorluk bir de Trablusgarb'da İtalyanlar ile savaş içindeydi ve Donanma'nın bir kısmı 12 adalara saldıran ve işgal eden İtalyan donanması ile uğraşmakta veya Trablusgarb'a askeri destek sağlamaktaydı. Dahası İtalyan donanması Beyrut Deniz Muharebesi gibi deniz savaşları ile Osmanlı donanmasının savaş ve taşıma yapan bir kısım gemilerini yok etmişti.
Yine Trablusgarb Savaşı için bir kısım subay ve asker Libya'daydı. İtalyanlarla olan Trablusgarb Savaşı, ancak I. Balkan Savaşı'nın çıkmasından birkaç gün sonra 15 Ekim 1912'de sonra erdirilebildi. Trablusgarb'ın Osmanlı'nın elinden çıkması, Rodos'u da içine alan 12 adaların ise İtalya'dan antlaşma masasında geri alınabilecek iken; Balkan savaşında Yunanlar tarafından işgal edilmesini engellemek için geçici olarak İtalyanların eline bırakılması ile sonuçlandı
(1. Dünya Savaşında Osmanlı ve İtalya ayrı taraflarda savaşa girince zaten fiilen işgal altındaki 12 adalar resmen İtalyanlarca işgal edilip İtalyan toprağı oldu). Ayrıca Osmanlıların bir kısım kuvvetlerini de Balkanlara geç aktarmasına veya hiç aktaramamasına sebep oldu. Osmanlı, I. Balkan Savaşı öncesi Balkanlarda ordularının yerini sağlamlaştırabilecek bir hamle yapamadı.
Almanların yardımıyla orduda bir kısım modernizasyonlar yapılmışsa da bunlar yetersizdi, Osmanlı İmparatorluğu hala askeri refomlarına ve orduya bir şekil verememişti. İşin daha da kötüsü ordunun siyasetin içine düşmesi yanında Rumeli'de ikmal yollarında yaşanan sorunlardı.
Rumeli'deki Osmanlı Demiryolu ağı, Rumeli'ye ulaşmak için, korumak için zayıf ve asker taşımak için yetersiz bir durumdaydı. Anadolu ile bağlantıda sorunlar yaşanmaktaydı.
Deniz yolunda ise Yunanlar donanmalarını geliştirmişler ve Osmanlılardan denizde üstün bir konuma erişmişlerdi.
https://i.hizliresim.com/2ElWPN.jpg
Dahası I. Balkan Savaşı'nın hemen öncesi Osmanlı Yüksek Komutası Balkanlardaki 70.000 askerin ve bunların bulunduğu mobil askeri birliklerin tasarruf ve yaş haddi gerekçeleriyle terhis edilmesine karar vererek ölümcül bir hata yaptı; tecrübeli askerlerden yoksunluk, ve böyle büyük çapta bir askeri terhis Balkan Savaşı'nda Osmanlının felaketini hazırlayan en büyük nedenlerden biri oldu.
https://i.hizliresim.com/DyAWGl.jpg
Yine Osmanlı Ordusu iki tür birlikten oluşmaktaydı Nizam denen birlikler düzenli ve iyi donanımlı askerlerden oluşmaktaydı buna karşın Redif denen takviye (yedek) askeri kuvvetler ise disiplinsiz ve tecrübesiz, eğitimsiz askerlerden oluşmaktaydı en önemlisi topçu başta olmak üzere yetersiz ekipmanlara sahipti.
bunun yanında Yunanlar, Bulgarlar veya Sırpların aksine Osmanlı seferberlik sistemi eski ve hantal bir pozisyondaydı. Öyle ki I. Balkan Savaşı boyunca, hiçbir zaman hedeflediği sayıya ulaşamadı. Osmanlının savaş öncesi Rumeli'de 3 ordusu vardı.
Bunlardan biri Makedonya Ordusu, diğeri Vardar ordusu (ikisinin birleşimi batı ordusunu oluşturmaktadır) ve sonuncusu Trakya Ordusu (doğu Ordusu) idi, bu orduların toplamda 1.203 hareketli ve korumalı bölgelerde 1.115 sabit topu vardı.
Balkan savaşında Karadağ Ordusu
Karadağ, Balkan Yarımadasındaki en küçük uluslardan biriydi. Nüfusu azdı. Fakat Karadağ bu az nüfusa rağmen savaş için 45.000 kişilik bir ordu çıkardı.
https://i.hizliresim.com/3pVrP2.jpg
Karadağ, 1876 yılında sırplarla ittifak kurup Osmanlı imparatorluğu ile savaşmıştır.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusya'nın yanında yer alan Karadağ, Osmanlı ordusunun önemli bir kısmını Balkanlarda meşgul etmiş ve savaşın Rusya lehine dönmesinde büyük bir etken olmuştur.
Savaş sonrası imzalanan Ayastefanos ve hemen ardından Berlin Antlaşması'yla bağımsızlığını kazanmıştır.
O tarihten beri kendilerine destek veren Rusya ile bağlarını koparmamış, savaştan sonrada yıllar boyunca Rusya'nın desteğiyle askeri becerilerini geliştirmişti.
https://i.hizliresim.com/ROvmB6.png
Ve unutmayalım. Balkan savaşı Karadağ'ın tek başına 8 Ekim 1912'de Osmanlı'ya savaş ilan etmesi ile başladı.
Diğer balkan ülkelerinin savaş ilanı 10 gün sonra olmuştur.
Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu tarafından aşırı dağlık olması nedeniyle asla fethedilemeyen tek Balkan ülkesi Karadağ idi.
Tutankamon’un mezar odası
95 yıl önce bugün, Howard Carter, Tutankamon’un mezar odasına ulaştı. 26 Kasım 1922
https://i.hizliresim.com/o6mGE9.jpg
Bu firavunun Mısır tarihinde çok fazla önemi yoktu, ancak paha biçilmez hazinesi ve mezarın açılmasıyla başladığı söylenen lanet sayesinde Tutankamon dünyaca meşhur olacaktı.
https://i.hizliresim.com/lbDJEr.png
Her şey, Lord Carnavron’un ölümüyle başladı. Herkes, Lord'un Eski Mısır'ın 18. Sülale firavunlarından Tutankhamun'un lanetine uğradığına inanıyordu. Lord, bu firavunun mezarının açılması için para harcamış ve bizzat kazılara katılmıştı. Lord Carnarvon’un ölümünü başka ölümler izledi.
Eski Mısır yazısıyla yazılmış olan bu yazılardan biri, şöyle diyordu:
"Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır.”
https://i.hizliresim.com/ZOqvYV.jpg
Arkeolog Carter ise, Tutankhamun'un mezarında bu türden bir lanetin bulunmadığını söyledi. Onu rahatsız eden bir tek şey vardı. Mezarın altın sandukasının önünde bir lamba bulmuştu. Bu lambanın üstünde şöyle yazıyordu:
"Gizli odaya girilmesini önleyeceğim. Benim görevim, ölüyü korumak."
https://i.hizliresim.com/g9GdX5.jpg
Firavun Tutankhamun'un mezarını ziyaret eden arkeolog ve turistlerden bazıları da kısa bir süre sonra hastalanarak öldüler. Mezarın iç odalarından birinin açılışında bulunan kişilerden biri olan James Henry Breasted, ateşli bir hastalığa yakalandıysa da mezarda çalışmayı sürdürdü. 70 yaşına kadar, yani 12 yıl daha yaşadı. Amerikalı Milyarder George Jay Gould, mezarı ziyaret ettiği gün ateşlenerek aniden öldü. Arkeolog Carter'in yardımcılarından biri olan A. C. Mace, ateş nöbetlerine tutulunca işi bıraktı ve 1928'de öldü. Bir başka yardımcısı Richard Bethell, 45 yaşında kan dolaşımı yetersizliğinden öldü.
https://i.hizliresim.com/V37oEv.jpg
Bütün bu ölümlerin sebebi olarak, havalanan tozdaki bakteriler olduğu öne sürüldü. Ancak Bilim adamı Alfred Lucas, bazı bakteri örneklerini inceleyerek, bir tanesi hariç diğerlerinin zararsız olduğunu söyledi. Bir süre, mezar duvarlarını kaplayan mantarın bir alerjiye neden olduğu sanıldı. Ama bu konuda da bir kanıt getirilemedi. Eski Mısırlıların çok etkili zehirler ürettikleri biliniyordu. Açılan tüm mezarlarda böyle zehirler arandı. Ama bulunmadı.