Alıntı:
Maalesef Türkiye’ye muhalif olanlar, Erdoğan’a muhalif görüntüsü vererek oraya doluşmuşlardır. Sorun burada başlıyor. Biz Erdoğan’a muhalifiz, Türkiye’ye değil.
HDP ile bu kadar iç içe geçmiş, Sezgin Tanrıkullarının, Canan Kaftancıoğullarının, Mehmet Bekaroğullarının partisi haline gelmiş ve sırf Erdoğan gitsin diye bu isimlere destek vermeyi bir zorunluluk olarak gören, sırf Erdoğan’ın gitmesi için HDP’yi Türkiye’nin yönetimine taşıma gibi bir iradeyi ortaya koyan muhalefet anlayışına nasıl onay verebiliriz?
Zaten AK Parti’ye beslediğimiz ve beslemediğimiz bütün hislerin kaynaklarını oluşturan temel etkenlerin başında “çözüm süreci” gelmiyor mu? Şimdi ne diyelim? AK Parti yaptı, sövdük-saydık; ama CHP yaparsa iyisini mi yapar diyelim? AK Parti’nin HDP’yi kapının önüne koyduğu yerde, onu eve alıp, yıkayıp temizleyip, kol kola giren CHP’ye nasıl susalım?
Vatandaşın biri İngiltere Büyükelçisi ile atışırken araya kaynak yapan ve “Siz ona bakmayın, biz İngilizleri severiz” deme gereği duyan Ekrem İmamoğlu’na ne için susalım? Diyarbakır annelerine gitmek varken, HDP’yi ziyaret eden bir CHP zihniyetine sırf Erdoğan’ı istemiyoruz diye rıza mı gösterelim?
Erdoğan ilk seçimde gitsin; ama ilk seçimde içinde HDP’nin de olduğu bir blok Türkiye’yi yönetmesin. Türk Milleti bir üçüncü yolu, çok kuvvetli bir şekilde arzu ediyor.