İnşaAllah öyledir... :)
Öyle olması için çalışıyorum... :ok:
Printable View
Değerli başlık sakinleri, huzurlu bir haftasonu diler, sakın kafayla okumanızı öneririm.
Sevgiler, saygılar, hürmetler.
BORSADA KISA VADELİ AL-SAT İŞLEMLERİ VE KALDIRAÇLI İŞLEMLER YAPMANIN SONUÇLARI
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği verilerine göre,
Borsa İstanbul 2021 yılı Kasım ayında 237 milyar
dolarlık toplam piyasa değeri ile dünya borsaları
arasında büyüklük itibarı ile 37. sırada yer almıştır.
Diğer yandan, 2020 yılı içinde Borsa İstanbul’un
işlem hacmi borsadaki tüm şirketlerin toplam piyasa
değerinin tam 3.81 katına çıkmış, diğer bir deyişle,
borsamızın devir hızı %381 olmuştur. Bu da Borsa
İstanbul’u bu alanda dünya birincisi yapmıştır.
Borsamızdaki halka açıklık oranının %40 olduğu
düşünülürse, dolaşımdaki hisselerin yılda yaklaşık 10
kere el değiştirdiğini söyleyebiliriz. Son yıllarda
yabancı yatırımcı payının %70lerden %40 seviyesine
gerilemiş olması uzun vadeli yatırımcı sayısını
önemli ölçüde azaltmıştır.
Büyüklük itibarı ile 37. sırada yer alan borsamızın
devir hızında birinci olması haberi “Borsa İstanbul
2020’de dünyanın en likit borsası oldu” manşeti ile
verilmiştir.
Olumlu bir haber gibi yansıtılmak istenen bu
gelişme, gerçekte içinde iki önemli olumsuzluğu
barındırmaktadır:
Yerli yatırımcılar geçmişe göre daha kısa vadeci
olmuşlardır. Geçmiş yıllarda bir ay civarında
olan hisse senedi elde tutma süresi 18 güne
gerilemiştir;
Uzun vadeli yatırım yapan yabancı kurumsal
yatırımcıların işlem hacimleri azalmış, doğrudan
piyasa erişimi ile, genellikle yüksek frekanslı veya
algoritmik işlem yapan yurtdışı kurumların
işlemleri artmıştır. Özellikle vadeli işlem ve
opsiyon piyasasındaki (VİOP) işlemlerin yaklaşık
üçte biri artık bu kurumlar tarafından
yapılmaktadır. Doğrudan piyasa erişimi ve
yüksek frekanslı işlemler yabancı yatırımcıların
hisse senedi elde tutma süresini düşürmüştür.
2018 yılına kadar ortalama 200 gün olan elde
tutma süresi 2019'da 140 güne, 2020’de ise 74
güne gerilemiştir.
Hisse senedi yatırımcılarının (daha doğrusu hisse
senetlerinde kısa vadeli alım-satım yapanların)
sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda sürekli
olarak zarar etmekten yakındıklarını görüyorum.
Bazıları bu zararların robotların yaptığı algoritmik
işlemlerden, bazıları borsanın veya ekonomi
yönetiminin uygulamalarından, bazıları da piyasa
dolandırıcılarının ve/veya bazı halka açık şirket
ortaklarının işlemlerinden kaynaklandığını
söylüyorlar.
Bu şikayetlerin bir kısmında doğruluk payı olmakla
birlikte asıl sorun başka yerdedir:
Yatırımcıların kısa vadeli alım-satım işlemlerinden
veya VİOP’ta yaptıkları kaldıraçlı işlemlerden zarar
etmelerinin asıl nedeni bu tür işlemlerin aşırı riskli
olmasıdır. İstatistikler kısa vadeli işlem yapanların
veya sürekli kaldıraç kullananların çoğunlukla zarar
ettiklerini göstermektedir.
Örneğin, kaldıraçlı işlem hizmeti veren aracı
kurumlar web sitelerinde Sermaye Piyasası Kurulu
mevzuatı gereği “zararda olan müşteri hesaplarının
oranı” başlıklı bir veriyi sürekli olarak yayınlamak
zorundadır. Bu alanda büyük işlem hacmi olan aracı
kurumların sitelerindeki 2021 yılı Ekim-Aralık ayları
arasındaki kayıp oranları aşağıdadır (kurumların
isimlerini özellikle belirtmedim):
Kurum 1 %78.06
Kurum 2 %69.94
Kurum 3 %66.67
Kurum 4 %64.00
Yukarıdaki rakamlardan görüldüğü gibi, kaldıraçlı
işlemlerde zarar oranı çok yüksektir. Benzer
ölçümler anaparanın on misli kaldıraç kullanılan
VİOP işlemlerinde de yapılsa bu oranlara yakın
sonuçlar çıkacaktır.
Yıllardır Borsa İstanbul’da kısa vadeli alım-satım
işlerinden birçok yatırımcının zarar ettiğini
gözlemledim. Bu konuda yakın zamanda yapılmış
bir akademik çalışmaya rastlamadım ama geçmiş
dönemin Borsa İstanbul Araştırma Bölümü
yöneticilerinden Dr. Orhan Erdem ve çalışma
arkadaşlarının Ocak 2011 – Aralık 2012 arasında
20,000 yatırımcı üzerinde yaptıkları detaylı bir
inceleme sonucunda ulaştıkları net sonuç şu olmuş:
“daha çok işlem yapan daha çok kaybediyor”.
Aynı çalışmada, en çok işlem yaparak en çok zarar
eden grubun bir gün sonra başka bir hisse
senedinde şanslarını denedikleri de gözlenmiş.
Araştırmacılar bu bulgularını da “kaybeden pehlivan
güreşe doymaz” deyişiyle ilişkilendirmişler.
Tradeciety.com sitesinde değişik ülkelerde yapılmış
11 değişik akademik araştırmanın sonuçlarını
derleyen bir yazıda kısa vadeli alım-satım işlemleri
ile ilgili aşağıdaki bulgular özetlenmiş:
Her gün hisse senedi alıp satanların (bu kişilere
yazım kolaylığı açısından Türkçe bir kelime
olmamasına rağmen “trader” diyeceğim) %80’i
zarar ettikleri için iki yıl içinde işlem yapmayı
tamamen bırakıyorlar.
Traderların %40’ı bir ay sonra işlem yapmayı
bırakıyor. Üç yıl sonra %13’ü, beş yıl sonra da
sadece %7’si işlem yapıyor.
Traderlar karda oldukları hisseleri zararda
oldukları hisselere göre %50 daha yüksek bir
oranda elden çıkarıyorlar. Yani, karlı hisseleri
satıp, zararda olanları tutmaya devam ediyorlar.
Uzun vadeli hisse senedi yatırımcılarının
ortalama getirileri borsa endeksinin yılda %1.5
gerisinde kalırken, aktif traderların ortalama
getirileri yıllık %6.5 daha düşük oluyor.
Uzun vadede, her gün işlem yapanların sadece
%1’i komisyonlar düşüldükten sonra kar ediyor.
Erkekler kadınlardan daha sık işlem yapıyor.
Son işlemlerinde kar etmiş olan yatırımcıların
kendilerine olan güvenleri artıyor, daha sık ve
daha yüksek miktarlı işlemler yapıyorlar.
Kumar oynama eğilimi olan traderlar kumar
oynamayanlara göre daha çok kaybediyorlar.
Kaynak: Tradeciety.com
Özetle, kısa vadeli hisse senedi alım-satım
işlemleri ve VİOP’ta günlük yapılan kaldıraçlı
işlemlerden sürekli olarak kazanç sağlamak,
hatta zarar etmeden çıkmak istatistiki olarak çok
düşük bir olasılıktır.
Bu istatistikler ortadayken, insanlar neden bu
piyasalarda kısa vadeli işlemler yaparlar? Bunun iki
nedeni var:
Birinci neden finansal okuryazarlık eksikliği ile ilişkili
olup, borsaya ilk defa girenlerin bu istatistikler
hakkında bilgi sahibi olmamalarıdır. Borsalardaki
riskleri bilmeyenler, hele bir de piyasaya bir yükseliş
döneminde girip içinde bulunulan trend sayesinde
karlı işlemler yaparlarsa, yatırım yapmanın çok kolay
bir şey olduğunu düşünmeye başlarlar. Yarım
yamalak öğrendikleri teknik analiz yöntemleri ile
piyasanın geleceğini tahmin edebildiklerini düşünür,
kendilerine olan güvenleri yükselir ve risklerini
arttırarak daha sık işlem yaparlar. Davranışsal finans
literatüründe aşırı güven yanılgısı, kontrol
yanılsaması, kendine atfetme yanılgısı ve yakın
zamanda olma yanılgısı olarak adlandırılan
yanılgılara düşen acemi traderlar ilk piyasa
düzeltmesinde (ki bu özellikle ülkemizde çok sık
rastlanan bir durumdur) maalesef piyasadan
silinirler.
İkinci neden ise davranışsaldır. Beynimiz bizleri
zaman zaman istatistiki bilgileri yanlış
değerlendirmeye yönlendirir. Genelde düşük
olasılıklı olaylara olduğundan daha yüksek, yüksek
olasılıklı olaylara ise olduğundan daha düşük
olasılıklar atfederiz. Birkaç örnek vermek gerekirse:
Uçak kazası olma ihtimalini abartır, uçağa
binmekten korkarız. Bir uçak kazasının hemen
ardından uzun bir süre uçağa binmeme eğilimine
gireriz. Halbuki o uçak kazasının ardından bir
daha uçak düşme olasılığı bir gün öncekinden
farklı değildir.
Uzun vadede kaz*****n her zaman kumarhane
olduğunu bilmemize rağmen kumar oynar ve
kaybederiz. (Bunun hormonal nedenleri de
vardır.)
Kazanma ihtimalinin çok düşük olduğunu
bilmemize rağmen piyango bileti alırız. (Bunun da
tek nedeni istatistiksel yanılgı değildir.)
Aşı olmazsak veya kalabalık ortamlarda maske
takmazsak Covid bulaşma ihtimalinin yüksek
olduğunu bilmemize rağmen bazılarımız bunları
yapmayız.
Her gün yüzlerce değişik faktörden etkilenen
hisse senedi fiyatları ve kurlar hakkında istikrarlı
tahminler yapmanın imkansız olduğunu
bilmemize rağmen, bu tür tahminler yapan
uzmanlara kulak verir, o tavsiyeler doğrultusunda
işlem yaparız.
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, kısa vadeli
alım-satım işlemlerinde kazanma ihtimali çok
düşükken, o istatistikleri ve dolayısı ile piyasayı
yenebileceğimizi düşünürüz. Ama sonunda bizler
de o istatistiklerdeki verilerden biri oluruz.
Yukarıda görüldüğü gibi, kaldıraçlı işlemlerde de
kazanma olasılığı kaybetme olasılığına göre çok
düşüktür. Her gün aracı kurumlar tarafından web
sitelerinde yayınlanan bu istatistikleri göre göre
işlem yapmaya devam etmek düşünce
sistemimizin bizi sürüklediği bir yanılgıdır.
Tüm bunların yanı sıra, kurumsal yatırımcılar
bireysel yatırımcılara veya traderlara göre çok daha
fazla bilgiye, çok daha hızlı ulaşabilmektedirler. Bu
asimetrik bilgi ortamında avantaj her zaman
kurumsal yatırımcı lehinedir. Hisse senedi yatırımları
uzun vadede öyle olmasa da kısa vadede “sıfır
toplamlı oyun (zero-sum game)” niteliğindedir.
Traderlar her gün hisse senedi fiyatlarını etkileyen
ekonomik, finansal, siyasal, vb. verilere onlardan çok
daha hızlı ulaşabilen kurumsal yatırımcılar ve bu
bilgileri aldıkları an karar veren ve saliseler içinde
işlem yapan algoritmik işlemciler ve robotlar ile aynı
arenaya çıkarlar. Bu dövüşün galibinin kim olacağı
en baştan bellidir. Nitekim, hem istatistikler, hem
de piyasalardaki gözlemlerimiz bunun doğruluğunu
her gün gözler önüne sermektedir.
Piyasalarda yeterli tecrübesi olmayan hisse senedi
yatırımcılarına tavsiyelerim; kısa vadeli alım-satım
işlemlerinden kaçınmaları, kesinlikle kaldıraç
kullanmamaları, sosyal medyada kısa vadeli alım/
satım tavsiyeleri veren kişilere itibar etmemeleri,
şirketlerin verilerini inceleyerek uzun vadeli yatırım
yapmaları, teknik analiz yöntemlerini öğrenmeleri
ama bu yöntemleri asla günlük işlemler için
kullanmamalarıdır.
Aslında, piyasalara uzak olan yatırımcılar için en
doğrusu, hisse senedi yatırımlarını fonlar üzerinden
ve zamana yayarak (tercihan her ay düzenli olarak)
yapmalarıdır. Portföy yönetimi sektörümüz son
yıllarda ürün gamını çok geliştirmiş, yerel ve global
yatırım araçlarını içeren birçok yeni fon kurulmuştur.
Takasbank bünyesindeki Tefas.gov.tr sitesinde tüm
yatırım fonları hakkında detaylı bilgiler mevcuttur.
Ayrıca tüm fonlara banka ve aracı kurum web
siteleri ve uygulamaları üzerinden rahatlıkla
ulaşılabilmektedir. Benzer bir esneklik ve ulaşım
kolaylığı, daha sınırlı ölçüde olsa da emeklilik fonları
için de bu yıl başında başlamıştır.
Attila Köksal, CFA
PKART...
1 Nisan 2023 'den bugüne Takas değişimi...
https://i.ibb.co/RND5yZ5/PKART-Takas...-04-2023-1.png