Bana kalırsa.

Az önce Maraş depremi dolayısı ile çıkarılan ek MTVnin ilk taksitini ödedim.

Gölcük depremi 1999 yılında oldu. Deprem vergisi adı altında tek seferlik ek vergiler kondu. Tek seferlik denilen vergiler ilkel yaşam fomatlarına para tatlı geldiği için 1999 dan bu güne kadar alındı.

Toplam 38 milyar dolarlık deprem vergisi toplandığı yazdı. TL ile 1.026.000.000.000. Bu trilyon TL ile daire başı 800bin maliyetle 1.282.000 daire yapılıyor. Kazıklı maliyetle bu kadar daire yapılabiliyor.

Ancak bu para yenmiş bitmiş. YOK.

Bizden son yıllarda sürekli para istendiği gibi deprem içinde ek vergiler saldılar, kamu kurumlarının gelirlerine deprem için el koydular.

Deprem için toplanan paralar har vurulup harman savrulduğundan yine bizim cebimize ellerini daldırdılar. Bunu yapan siyasiler.

Ne yazmıştım, deprem bölgesinde olduğu halde tek binası yıkılmayan bir ilçe vardı. Hatay'ın Erzin ilçesi.(Bu belediye CHP'li. Birde osmaniye sumpas ı hiç bir bina yıkılmadı diye akp liler pazarlıyor ancak deprem bölgesine çok uzak. Yani sahtekarlık yapıyorlar.)

Erzin ilçesi belediye başkanı Ökkeş ELMASOĞLU'nu yazmıştım. Özetle çalmadığı için, hırsızlarla ortak olup ilçede her şeye evet demediği için ilçede tek bina yıkılmadı.

Binalar yıkılmadığı için ne Erzin halkının nede bizim cebimizden Erzin için para çıkmadı.

Hırsız olmayan bir belediye başkanı, ilçenin refahı için yeterli oldu. Dahi olması gerekmedi, kapasitesi yüksek olması gerekmedi, çok çok çalışması gerekmedi. Sadece hırsızlık yapmaması, halkın rahat etmesi için, sürünmemesi için yetti.

1999 dan beridir toplanan 38 milyar dolar kayıp, üzerine yeni vergiler alınıyor. Alınan vergiler yine har vurup harman savrulacak ve pek çok müteahhit tarafından haksız yere ceplerine indirilecek. 400 e mal edilmesi gereken konutlar bir milyon beşyüzbüne mal ettik diyecekler ve yine vergilere el girecek.

Sürekli ne diyorum.

Türkiye'nin tek sorunu var yolsuzluğa batmış devlet yönetimi. Geri kalan tüm sorunların temel sebebi budur.

Peki siyasilerin aynı yatakta olduğu sektör hangisi. Medya.

Medya olmasa devleti halkı soyamazlar. Medya destek verince onlar için herşey çok kolaylaşıyor. Türkiye medyasıda tüm dünyada olduğu gibi çıkar gruplarının kontrolunde.

Medya ve siyasi partiler bizim dostumuz değiller.

Bu çok çok açık. Bu kadar açıkken, medyadan etkilenip medya ağzı ile birileri benim topikte bir kaç cümle yazınca çok çok sinirleniyorum ve çoğunlukla kendimi kontrol ediyorum ama bazen bir kaç cümle düşüncesizce yazabiliyorum.

mtv yi ödemeseydin sivil isyan

Alıntı:

---

Originally Posted by ayhan53

mtv yi ödemeseydin sivil isyan

---

EK MTVnin protesto edildiğini bilmiyordum.?

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

EK MTVnin protesto edildiğini bilmiyordum.?

---

en azından ben ediyorum
AYM den kararı bekleyeceğim:)

Alıntı:

---

Originally Posted by ayhan53

en azından ben ediyorum
AYM den kararı bekleyeceğim:)

---

Erken yatırmışım.
Mahkeme kazanılırsa siyasetçilerin dişlerinin arasından paramı kurtarmaya çalışırım artık.

Alıntı:

---

Originally Posted by alicemal

Erken yatırmışım.
Mahkeme kazanılırsa siyasetçilerin dişlerinin arasından paramı kurtarmaya çalışırım artık.

---

dava açmazsan kazanamazsın ihtizari kayıtla ödesen belki sonra hak iddia edebilrisin yoksa şimdi dava açman lazım ödemene

Alıntı:

---

Originally Posted by ayhan53

en azından ben ediyorum
AYM den kararı bekleyeceğim:)

---

Ben de.........

Voleybolcu kızları milli maçlarda seyrettiğimi yazmıştım. Çok başarılılar. Bu sene dünya şampiyonu oldular ve şu an oynanan 2023 Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası ndada hiç yenilmediler. Şampiyona devam ediyor.

Sonuçları buradan takip edebilirsiniz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/2023_A...mpiyonas%C4%B1

Emin Çölaşan çok doğru bir şey yazmış. "Onlar Filenin sultanları değil Atatürk'ün kızları."

Gerçekten de eğer Atatürk ortaya çıkmasaydı Osmanlı devam etseydi o kızlar ev hanımı olacaklardı. Osmanlı yok olup işgal altına girmiş olsaydık da tekstil fabrikasında veya tarım sektöründe köle işçi olacaklardı. Kötümü, bilmiyorum sanırım fark etmez ama en azından şu anki voleybol şampiyonalarında olmayacaklardı. O sebeple Atatürk'ün kızları demek çok daha doğru.

---

Sağlıklı beslenmeye elimden geldiğince dikkat ettiğimi biliyorsunuz. Et serüvenimi yazmıştım. Geçmişte Migros dan hep alışveriş yaptığım için oradan aldığım etleri konu etmiştim.

Her neyse devam edeceğim. Bu yazdıklarımı senet alım satımında kullanmayın yaw, çocukluk yapıp ileride bana karşıda kullanmayın.

Et maceram neydi, Migrosdan aldığım eti tavaya koyduğumda etin ağırlığı kadar su çıkıyordu. Doğal olarak şüphelenmiştim. Diğer bildiklerimle birleşince Migros dan et almayı kesmiştim. Diğer bildiklerim ise, veterinerler kurban hayvanlarına Hollanda dan ithal bradmiks adında bir sıvı kimyasalı enjekte edip etin ağırlık ve hacmini artırıyorlar. Başka ne biliyoruz. Organik maddelerin raflarda daha uzun süre dayanmaları ve canlı görünmeleri için çeşitli kimyasallar kullanılıyor.

Bizim şehirde Belediyenin aracılık ettiği Ege et firması şubeleri var. Üreticiden tüketiciye diye. Oradan almaya başlamıştım. Migros la aynı fiyattı ama eti tavaya koyunca çok az su çıkıyordu. Hali ile Migros konusunda haklı olduğumu düşündüm.

Ege etden almaya başladım. Bir kaç yıl böyle devam etti.

Ancak Ege et de son üç beş ayda sapıttı. Enflasyonun bir kaç katı zam yaptığı yetmediği gibi aşırı yağlı et satmaya başladı. Bazı ürünleride arkada gizleyip bazı müşterilere veriyorlar. Farkındalığımın yüksek olduğunu fark etmişsinizdir. Bir yerde sizin gördüklerinizle benimkiler çok farklı.

Her neyse en son orta yağlı diye aşırı yağlı kıymayı yağsız fiyatına geçirmeye başladıklarında, Ege etin alternatifini aramaya başladım. Geçen aralık ayında 135 TL ye aldığım orta yağlı kıymayı 1,5 ay önce 390 TL ye satıyorlardı. Şimdi 450 olmuştur. Ayda bir ekleme yapıyorlardı.

Komşum BİM den alıyor. BİM inde borsada senedi var yaw. Şimdi bu konuyuda bana karşı kullanmayın. Kötü yönetilselerde bu firmalar bu ülkede iyi kazanıyorlar. İkisi ayrı konular. Siz 3 aylık kazanç ve planlarına bakın bu yazıda anlatılan farklı konu, aynı kefeye koymayın.

Her neyse devam edeyim. Komşu kadın BİM den alıyordu tavsiye etti bende geçen ay aldım. Orta yağlı kıyma kilosu yaklaşık 275 TL. Ege etde hilesiz olduğunu düşündüğüm kıyma 450 TL. BİM de 275 TL.

Hali ile alırken yine şüphelendim. Kesin buda çok bol sulu çıkacak dedim. Kıyma ve et aldım.

Tavaya koydum ne etden ne kıymadan, ikisinden de zerre su çıkmadı. Bu kadar az su çıkması normalmi diye düşündüm.

Acaba başka hayvanın etimi.? Bu kadar fiyat farkı normal değil. Neticede Ege et zengine değil halka satış için kurulmuş, bu kadar fiyat farkı nasıl olur.?

BİM kıyma ve etini 1 aydır alıyorum. Etin tadı pek farklıda değil. Dana eti gibi.

Ancak bunun imkanıda yok. 275 TL ye 450 TL olmasına imkan yok. Tamam BİM Migrosdan daha verimli çalışıyor ama verimli çalışma bu kadar fark ettirmez. Kendi hayvan çiftlikleri olsa yine bu fiyata satmazlar. Piyasa ne ise ona satarlar.

Hali ile huylandım durdum. Çıkacak bir numarası dedim ve tabiki çıktı.

Yine tamamen benim tahminim yani kendi tecrübem haricinde başka bir şeye dayanmıyor.

Bu eti 1 aydır kullanıyorum ve bende bazı değişiklikler oldu. Evet benim farkındalığım yüksek. Çocukluğumdan beridir kendimi anlamaya çalışırım bu sebeple hücreyi dolayısı ile evrimi, kendi soyumun tarihini, insanları, doğayı hayatı anlamaya çalıştım. Bu yaşa kadar her şeyide çözdüm ve buldum.

Bu konulara aşırı dikkatli olduğumdan hali ile sizlerin farkındalığı ile benim farkındalığım farklı. Aynı şeylere odaklanmıyoruz. Dolayısı ilede aynı şeyleri görmüyoruz.

Et'e dönelim. Evet etde et tadı var, su çıkmıyor ama farklı olan bir şeyler var. Hazmı farklı. Vücudumun ege ete ve BİM etine verdiği tepki farklı. Detayını anlatamıyorum. :rules:

Hali ile BİM etindede sanırım bolca katkı maddesi var. Kasapların bazılarının soya liflerini etlere karıştırdığını pek çok yerde okumuştum. Sanırım bu etlerin belli kısmı soya fasulyesinden elde edilen ürünlerle karıştırılmış olmalı.

Geçmişte bir kez market köftesi almıştım. Çok ucuzdu ve içinde zerre et yoktu. Tamamen soya ürünü bir şey olmalı.
BİM in etide bu şekilde olmalı.

Başka bir hayvanın eti filan olsa razıyım. Et olsunda. Neticede etin verdiği proteini vücuda almak gerekiyor. Et düşkünü değilim, yemek düşkünü hiç değilim. Yemeği ilaç niyetine mecburen yiyorum.

Sonuçta Ne yapayım bilmiyorum, yine Ege et kazığını yemeye devammı edeyim.? Birde kazık yemek için orada kuyruk bekliyorum. Ayrıca şişko bir genci yeni almışlar, adam kendini kurnaz sanıyor, et ve makine başında ufak dolaplar çeviriyor, kabak gibi ortada. O kadar aptalki anlamıyoruz sanıyor. Gençken bizde böyleydik herhalde.