Dam ustunde saksagan...
https://pbs.twimg.com/media/F8oZ15aW...g&name=900x900
Printable View
Dam ustunde saksagan...
https://pbs.twimg.com/media/F8oZ15aW...g&name=900x900
BAE'nin başkenti Abu Dabi'de "Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonu" gerçekleştirildi
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi liderliğinde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları"nın 12'ncisi Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümü vurgusuyla daha önce Londra, Paris, Milano, Viyana, Pekin, Singapur, Kuala Lumpur, Tokyo, Seul, Vaşington ve New York'ta "Türkiye: Sizin Dayanıklı Ortağınız" temasıyla düzenlenen "Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları", Körfez turu kapsamında Abu Dabi'deki etkinlikle devam etti.
Resepsiyona TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Tugay Tunçer, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ve Birleşik Arap Emirlikleri Uluslararası Yatırımcılar Konseyi Genel Sekreteri Jamal Alijarwan katılırken, iki ülkeden iş insanları ve bürokratlar da organizasyona yoğun ilgi gösterdi.
Resepsiyonda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler, yatırım süreçleri ve yatırım fırsatları ele alındı. Resepsiyon öncesinde lojistik, enerji, konaklama, bilişim, finansal hizmetler ve üretim alanlarında BAE'de faaliyet gösteren 30'a yakın firma ve kamu kurumunun katılımıyla bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.
- "GSYH büyüklüğü açısından kesinlikle ilk 10 ekonomi arasında yer alacağız"
Resepsiyonun açılışında konuşan Burak Dağlıoğlu, BAE'den Türkiye'de faaliyet gösteren yaklaşık 600 şirketin olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını dile getirdi.
Dağlıoğlu, Türkiye ve BAE ülke liderlerinin bir vizyonu olduğunu ifade ederek, "Ekonomi alanındaki aktörler olarak, ticaret ve yatırımları karşılıklı olarak geliştirerek bu vizyona katkıda bulunabiliriz. Bu vesileyle dört önemli noktayı sizlerle paylaşmak isterim: İlki, Türkiye'nin dirençli ve yenilikçi bir ekonomi olduğu gerçeği. İkinci olarak, Türkiye sürdürülebilir bir yatırım ortamı sunuyor. Üçüncüsü, genç ve eğitimli nüfusumuzla derin ve rekabetçi bir yetenek havuzu sunuyoruz. Son olarak, Türkiye, Afrika, Avrupa ve Asya'nın yanı başında yer alarak küresel pazarlara erişim imkanı sunmaktadır." açıklamasını yaptı.
BAE ve Türkiye'nin büyük potansiyel taşıyan ekonomik ilişkilere sahip olduğunu belirten Dağlıoğlu, "BAE ve Türkiye'nin ekonomik, ticaret ve yatırım alanlarında işbirliği ve ortaklık platformlarını geliştirmek için sinerji inşa edebileceğimize inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin küresel ticaretin yüzde 1'inden fazlasını temsil etmekte olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Son 20 yılda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin başarıları hızlandı, ülkemizin yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 5,4 olarak kaydedildi. Küresel ticaretteki payımız 2002'de yüzde 0,5 idi, şu anda yüzde 1'den fazla bir orana ulaştık. Türkiye son 20 yılda 250 milyar dolardan fazla doğrudan yabancı yatırım aldı. 20 yıl önce uluslararası şirket sayısı sadece 5 bin 600 civarındaydı. Şimdi ise 80 bin kişilik bir uluslararası yatırımcı topluluğuna sahibiz. Türkiye olarak hedefimiz dünya çapında ilk 10 ekonomi arasında yer almak. Şu anda Türkiye, GSYH büyüklüğü açısından ilk 20 ekonomi arasında yer alıyor ve kesinlikle ilk 10 ekonomi arasında yer alacağız. Bu bakış açısıyla küresel şirketleri Türkiye'ye yatırım yapmaya davet ediyoruz."
- "Birçok çok uluslu şirket araştırma, tasarım, üretim, ihracat ve lojistik için Türkiye'yi tercih ediyor"
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da Türkiye ile BAE'nin diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 50. yıldönümünün, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıldönümüne denk gelmesinin güzel bir tesadüf olduğunu ifade etti.
Varank, Türk ekonomisinin son 20 yılda tüm büyük siyasi ve ekonomik zorlukların üstesinden başarıyla geldiğini anımsatarak, "Pandemilere, savaşlara, enerji krizlerine rağmen Türk üreticileri dünyanın her köşesinde gösterdikleri performansla yurt içi ve yurt dışı taahhütlerini başarıyla yerine getirdi. Bu performansla Türkiye, her ülke için dirençli bir ortak olduğunu bir kez daha kanıtladı." diye konuştu.
Çok sayıda küresel şirketin Türkiye'deki faaliyetlerini büyütmeye devam ettiğini ve daha fazlasının da bölgedeki faaliyetlerini genişletme arayışında olduğunu aktaran Varank, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bölgesel üs olması nedeniyle birçok çok uluslu şirket artık araştırma, tasarım, üretim, ihracat ve lojistik için Türkiye'yi tercih ediyor. Bu durum, yatırımcıların Türk ekonomisine duyduğu güvenin arttığının açık bir kanıtıdır. Doğu ve Batı'nın kesişme noktasında yer alan Türkiye, Asya, Afrika ve Avrupa arasındaki ticaret ve yatırım yollarının kesişme noktasında yer almaktadır. Bağlanabilirlik, lojistik, altyapı, kapsamlı teşvik sistemleri ve nitelikli iş gücü sayesinde Türkiye elverişli bir iş ortamına sahip."
Türkiye'nin Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer ise Türkiye'nin BAE'nin ilk beş ticaret ortağı arasında yer aldığını ifade ederek, bu ayın sonunda Türkiye-BAE Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi'nin her iki ülkenin ticaret bakanlarının başkanlığında İstanbul'da ilk toplantısını gerçekleştireceğini dile getirdi.
Tunçer, Türkiye'nin büyük bir ekonomi ile genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu belirterek, "BAE'li iş insanlarını Türkiye'ye daha fazla yatırım yapmaya davet ediyoruz. Sağlam temeller üzerinde ilişkilerimizi daha da geliştireceğimizden eminim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan'da düzenleyeceği Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları ile yatırım dünyasının önemli isimlerini bir araya getirmeyi sürdürecek.
Kaynak : Anadolu Ajansı
Bilanco (saksagan) 7 Kasimda bekleniyor.
Özel sermaye fonlarının temsilcileri İstanbul'da buluşacak
Küresel özel sermaye fonlarının temsilcileri, 19 Ekim'de İstanbul'da düzenlenecek Türkiye ve Çevresinde Yatırım Yapan Özel Sermaye Yatırım Fonları Konferansı'nda bir araya gelecek.
Globalturk Capital'den yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin desteği, Küresel Özel Sermaye Birliğinin stratejik ortaklığıyla bu yıl beşincisi düzenlenen uluslararası organizasyon için dünyanın birçok ülkesinden varlık yöneticileri İstanbul'a gelecek.
Birbirinden zengin içerikli panellerin düzenleneceği etkinlikte, üst düzey bireysel konuşmacılar yer alacak.
Konferansta, küresel, bölgesel ve Türkiye'ye yönelik yatırım stratejilerinden özel kredi ve fintek araçlarının sunduğu alternatif finansman fırsatlarına, Borsa İstanbul'da halka açılma fırsatlarından Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Avrasya coğrafyasındaki Türkiye'ye yönelik yatırım imkanları ile teknoloji ve kurumsal girişim sermayesi yatırımlarına kadar birçok önemli konu ele alınacak.
Kaynak : Anadolu Ajansı
BofA: Kötümser yatırımcılar nakde akın ediyor -bloomberght.com
Bank of America Corp.'un küresel fon yöneticisi araştırmasında, ekonomik büyüme beklentilerinin zayıfladığı ve yatırımcıların düşük risk iştahı ile nakde akın ettiği belirtildi.
BofA'nın yayımladığı bir anket sonucuna göre, yatırımcıların nakde akın ettiği ve bu eğilimin de ekonominin kötüye gittiğine işaret ettiği açıkladı.
Michael Hartnett liderliğindeki stratejistlerin yayımladığı notta, nakit pozisyonları, hisse tahsisi ve ekonomik tahminlere dayanan en geniş duyarlılık ölçüsünün yaz aylarında iyileşme gösterdikten sonra Ekim anketinde düştüğü belirtildi. Ayrıca yönetim altındaki varlıkların yüzdesi olarak nakit seviyelerinin yüzde 5'in üzerine çıktığı açıklandı.
Yayımlanan notta, gerçekleştirilen ankete katılan yatırımcıların büyüme beklentilerinin hala kötümser olduğu ve önümüzdeki 12 ayda küresel ekonominin daha zayıf kalmasının beklendiği belirtildi.
bloomberght.com internet sitesinde yayınlanan sözkonusu habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.bloomberght.com/bofa-kot...ediyor-2340281
Pentagon'un yaklaşık 2 bin personeli "hazır duruma geçirdiği" bildirildi
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), İsrail ile Filistin arasında devam eden çatışmaların 11'inci gününde yaklaşık 2 bin personeli, olası bir konuşlandırma için "hazır duruma geçirdiği" belirtildi.
Pentagon'dan yapılan açıklamada, ABD Savunma Bakanı Llyod Austin'in, yaklaşık 2 bin personel ve bazı birlikleri, konuşlandırma emrine hazırlık için "yüksek düzeyde hazır duruma" geçirdiği kaydedildi.
Açıklamada, halihazırda herhangi bir birliğin konuşlandırılması yönünde karar alınmadığı vurgulanırken, Austin'in bu konuda durum değerlendirmesi yapmayı sürdüreceği, müttefikleri ve ortaklarıyla yakın temas halinde kalacağı aktarıldı.
Ayrıca açıklamada, Austin'in, ABD Deniz Kuvvetleri Avrupa-Afrika/Altıncı Filo Harekat Alanı'ndaki USS Gerald R. Ford ekibinin görev süresinin uzatılmasını onayladığı belirtildi.
ABD Savunma Bakanlığından 8 Ekim'de yapılan açıklamada, Hamas'ın başlattığı saldırılarda İsrail'e yardıma hazır olması amacıyla uçak gemi filosunu Doğu Akdeniz'e gönderme talimatı verildiği belirtilmişti.
Açıklamada, USS Gerald R. Ford uçak gemisi ile ona eşlik edecek kruvazör ve saldırı gemilerinin Doğu Akdeniz'e doğru yönlendirildiği vurgulanmıştı.
Ayrıca, İsrail ordusu 11 Ekim'de de gelişmiş mühimmat taşıyan ilk ABD uçağının İsrail'e ulaştığını duyurmuştu.
- İsrail-Filistin çatışması
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 299'u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 2 bin 778 kişinin öldüğünü, 10 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 61 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
İsrail'in saldırılarında ayrıca 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan'ın güneyindeki İsrail sınırında 8 Ekim'den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çıkan çatışmalarda ise şu ana kadar 3 sivil ile 4 Hizbullah milisi ve 2 Filistin İslami Cihad Hareketi üyesi öldü.
​​​​​​​L übnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri hayatını kaybetti.
Kaynak : Anadolu Ajansı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz:Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesinin ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşmasının hedeflendiğini bildirdi.
Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'na ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunda, Planın genel çerçevesinde atılacak somut adımları, "hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek; iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak; beşeri ve sosyal yapıyı geliştirmek; afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak; her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek; ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak; enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek." şeklinde sıraladı.
12. Kalkınma Planı'nın "istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi", "yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim", "nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum", "afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre" ve "adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim" olmak üzere beş ana eksenden oluştuğunu belirten Yılmaz, istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi ekseni kapsamında refah seviyesinin artmasını sağlayacak temel unsur olan milli gelirin istikrarlı biçimde büyümesine her dönemde olduğu gibi öncelik verdiklerini kaydetti.
Bu yıl hedeflenen büyüme artışıyla Satın Alma Gücü Paritesi'ne göre kişi başına gelirin yaklaşık 41 bin dolar seviyesine çıkmasını beklediklerini dile getiren Yılmaz, "2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11'inci ekonomisi olarak konumlanan Türkiye ekonomisi yaklaşık 906 milyar dolar cari GSYH büyüklüğü ile dünyada 19'uncu sırada yer almakta, 2023 yılında ise IMF tahminlerine göre 17'nci sıraya yükselmesi beklenmektedir." diye konuştu.
- "Vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecek"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Plan döneminde sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla başat rol üstlendiği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği ve tarım sektöründe gıda arz güvenliğinin sağlandığı bir yapı tesis edileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede, Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin Plan döneminde dengeli bir yapıda gerçekleşmesi, üretim faktörleri yönüyle verimlilik, üretim sektörleri yönüyle sanayi sektörü ve harcamalar yönüyle ise yatırımların ve ihracatın artırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilecektir."
Yılmaz, imalat sanayi kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılarak sanayi sektörünün GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda yüzde 26,9'a ulaşmasının sağlanacağını söyledi.
Küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşmenin, dünya genelinde önemli bir odak noktası haline geldiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda, Türkiye'nin değer zincirlerindeki konumunun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve böylece cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalara devam edilecektir. Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir."
Bütüncül bir anlayış içinde para ve maliye politikası araçlarının etkin şekilde kullanımıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilerek enflasyonun orta vadede tek haneli rakamlara düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasının birincil öncelikleri olduğunu anlatan Yılmaz, "Bu doğrultuda parasal aktarım mekanizmasının etkin işleyişi için tüm politika araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanılmaya devam edilecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için gerekli ön koşullar tesis edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi hiçbir şekilde enflasyona ezdirmeyecek, vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecektir. Dezenflasyon sürecinin başarıyla hayata geçirilmesi ile kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir." değerlendirmelerinde bulundu.
- "BES daha cazip hale getirilecek"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışma çağında olup iş gücünün dışında yer alan bireylerin iş gücüne dahil olma imkanlarının genişletileceğini belirterek, "Plan dönemi boyunca iş gücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5'e gerilemesi hedeflenmektedir." dedi.
12. Kalkınma Planı döneminde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesinin önem arz ettiğini dile getiren Yılmaz, "Plan dönemi sonunda yurt içi tasarrufların milli gelire oranının yüzde 32'nin üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, BES daha cazip hale getirilecek, sürdürülebilir tüketim davranışlarının toplumda yaygınlaştırılması desteklenecek, finansal okuryazarlığın artırılması amacıyla hanehalkı ve firmalarda tasarruf yapma farkındalığı geliştirilecektir." diye konuştu.
Cevdet Yılmaz, Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve çeşitli finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşmasının amaçlandığını söyleyerek, "Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır." ifadelerini kullandı.
- "KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamu maliyesinde öngörülebilir yaklaşımla istikrarlı ve sürdürülebilir yapının güçlendirilmesinin, 12. Kalkınma Planı döneminin temel amacı olduğunu kaydederek, "Maliye politikası, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde uygulanacaktır." dedi.
Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığının, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacağını, mali disiplinin Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek, vergi tahsilatında etkinlik artırılacak, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacaktır. Kamu maliyesi, para politikasıyla uyumu da gözetilerek fiyat istikrarının sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümü yakalayan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme ortamının tesisi, cari işlemler açığının kontrol altında tutulması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasında etkin bir araç olarak kullanılmaya devam edilecektir. Bu çerçevede Plan dönemi sonunda, GSYH'ye oranla, 2023 yılında yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,8'e, 2023'te yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2'ye gerileyeceği öngörülmektedir."
Yılmaz, Plan döneminde sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla sosyal güvenlik kapsamının artırılacağını ve sistemin daha adil ve etkin bir yapıya kavuşturulacağını vurgulayarak, "Mali sürdürülebilirlik amacı doğrultusunda prim tabanı genişletilecek aynı zamanda kayıt dışılıkla mücadele edilerek prim tahsilatlarının etkinliği artırılacak ve kişilerin istihdamda kalmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılacaktır." şeklinde konuştu.
Kamu işletmelerinin etkin ve verimli çalışarak ekonominin rekabet gücünü artıracağını ve kamu maliyesi üzerinde daha az yük oluşturacağını dile getiren Yılmaz, "Bu kapsamda KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek, KİT'lerin nitelikli personel istihdam etmesi sağlanacak, kurumsal kapasiteleri geliştirilecek, organizasyonel yapıları güçlendirilecek ve aralarındaki koordinasyon artırılacaktır." ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Kaynak : Anadolu Ajansı
7600 endeks bekleyenleri şöyle 9000 endekste mal almak zorunda bıraksalarda işimize baksak....YTD
Şu borsayı pazartesiye kadar kapatmalilar
CPH1931 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Borsayi niye kapatsinlar yahu. Sermaye piyasasi. Insanlar, sirketler finansal ihtiyaclarini karsiliyor gerektiginde.
Yapi Kredi'nin saksagani 24 Ekim'de. Sezonu o aciyor bankalara.
Fidan:"(Türkiye'nin garantörlük önerisi) Bölgedeki Müslüman ülkeler, Filistin halkının bekasını teminat altına almalı, kalıcı barışın garantörleri olarak hareket etmeli
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "(Türkiye'nin garantörlük önerisi) Bölgedeki Müslüman ülkeler, Filistin halkının bekasını teminat altına almalı, kalıcı barışın garantörleri olarak hareket etmeli." dedi.
Fidan, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Açık Katılımlı İcra Komitesi Toplantısı'nda konuştu.
Müslüman ülkeler olarak özgüvenli davranılması gerektiğini belirterek dayatılan "hegemonik" söyleme meydan okunması çağrısı yapan Fidan, "Son olarak Türkiye'nin görüşü, yeni bir garanti mekanizmasının tasarlanıp hayata geçirilmesi gerektiğidir. Bölgedeki Müslüman ülkeler, Filistin halkının iyiliğini ve bekasını teminat altına almalı ve kalıcı bir barışın garantörleri olarak hareket etmeli." ifadesini kullandı.
Fidan, bu mekanizmanın Filistin'in merkezinde olduğu barış, güvenlik ve istikrar kuşağı oluşturma potansiyeli olduğuna işaret ederek "Bu, İstanbul'daki 7. Olağanüstü İslam Zirvesi'nde mutabakata vardığımız ve BM Genel Kurulu kararlarında da kabul ettiğimiz Filistinlilere sağlanacak uluslararası korumayla da uyumlu olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bu kısır döngüyü kırmak zorundayız"
İsrail ve diğer ülkelerin, Filistinlilerle barışı ertelemenin bir bedeli olacağını anlaması gerektiğinin altını çizen Fidan, "İsrail'in zulmettiği, bizlerden ağır eleştiri aldığı ve başka bir gaddarlık yaparak dünyaya bunu unutturduğu kısır döngüyü kırmak zorundayız. Onlar bu modele alışkın." dedi.
Dışişleri Bakanı Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müslüman dünyası, başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayat bulana kadar, cesur kararlar almalı ve kararlılıkla onları kademeli şekilde uygulamalı."
Fidan, toplantı bildirisine "İşgalci güç İsrail'in insanlığa karşı suçlarını durdurmak için bütün üye ülkeleri, uygulanabilir ve etkili diplomatik, legal ve zorlayıcı tedbirleri almaya teşvik eder." paragrafının eklenmesini teklif etti.
(Sürecek)
Kaynak : Anadolu Ajansı
Irak'ta PKK itlerini vurduk diye Arap birliğinin TC. Devletini kınadığını unutmadık.
Bizim Filistin meselemiz yoktur yanlız ve yorgun ülkemin yeterince derdi var.
Redmi Note 8 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
bir süre daha tribünden izlemeye devam. dinlemeli telsiz susmasında pozisyonumuzu koruyoruz. yatırım tavsiyesi değildir...
Bu fiyatlara hiçkimse malını vermez hatta alır. Belki 3-5 terste kalan kredili kaldıraçlı olanları dökerler ; O da attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmez.
altinci teyzeleri de bekliyoruz
borsa`dan cok auction house/müzayede evi islemleri oluyor sanki
1 kurus daha artiriyorum :)
Yurt dışında yerleşik kişiler, geçen hafta 12,6 milyon dolarlık hisse senedi sattı
Yurt dışında yerleşik kişiler, geçen hafta 12,6 milyon dolarlık hisse senedi sattı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 13 Ekim haftasında net 12,6 milyon dolarlık hisse senedi ve 1,1 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) sattı, 1,7 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senedi (ŞBS) aldı.
Yurt dışında yerleşik kişilerin 6 Ekim itibarıyla 32 milyar 837,7 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 13 Ekim'de 31 milyar 453,3 milyon dolara geriledi.
Aynı dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 1 milyar 103,7 milyon dolardan 1 milyar 106,2 milyon dolara, ŞBS stokları 61,6 milyon dolardan 62,8 milyon dolara çıktı.
Kaynak : Anadolu Ajansı
seytan dürtüyor
https://www.youtube.com/watch?v=h3nd22ArkvQ
yatirim tavsiyesi degildir
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu:Türkiye'yi artık küresel bir güç merkezi olarak konumlandırmak istiyoruz
Globalturk Capital tarafından düzenlenen "Türkiye ve Çevresinde Yatırım Yapan Özel Sermaye Yatırım Fonları" konferansı, Küresel Özel Sermaye Birliği'nin (GPCA) stratejik ortaklığı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin desteğiyle İstanbul'da gerçekleştirildi.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, bu yıl 5'incisi düzenlenen etkinliğe, Globalturk Capital'in davetiyle dünyanın birçok ülkesinden 45 yatırımcı panelist ve konuşmacı olarak katıldı.
Uluslararası etkinlikte, Türkiye ve çevresindeki özel sermaye fonlarının son yıllardaki faaliyetleri ve yatırım ortamına ilişkin geleceğe yönelik öngörüler masaya yatırıldı.
Birbirinden zengin içerikli 8 panelin yer aldığı konferansta, yeni küresel yatırım stratejilerinden özel kredi ve fintech araçlarının sunduğu alternatif finansman fırsatlarına, hızla gelişen teknoloji girişim sermayesi yatırımlarından Türkiye ve yurt dışında büyüyen kurumsal girişim sermayesi yatırımlarına, Borsa İstanbul'da halka açılma fırsatlarından Türkiye ile Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Avrasya coğrafyasındaki sınır ötesi yatırım imkanlarına kadar birçok önemli konu ele alındı.
Panellerin yanı sıra bireysel konuşmacılarıyla da dikkati çeken konferansın açılışında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu konuşma gerçekleştirdi.
- "Girişim sermayesi ve teknoloji yatırımlarının ciddi ölçüde yükselişte olduğunu görüyoruz"
Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin son 20 yılda önemli başarılar elde ettiğini, bu dönemde 250 milyar dolardan fazla doğrudan yatırım çekmeyi başardığını belirtti.
Özellikle son 4 yılda girişim sermayesi ve teknoloji yatırımlarının ciddi ölçüde yükselişte olduğunu gördüklerini ifade eden Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
"Son dönemde Türkiye'ye gelen doğrudan uluslararası yatırımların önemli bir bölümünü teknoloji odaklı yatırımlar oluşturuyor. Türkiye'nin, küresel doğrudan yatırımlardan aldığı pay yüzde 1 seviyesinde. Orta vadede bu oranı yüzde 1,5 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye bugüne kadar üretim, AR-GE ve lojistik gibi alanlarda bir merkez haline geldi. Türkiye'yi artık küresel bir güç merkezi olarak konumlandırmak istiyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin ikinci yüzyılı başlıyor ve bu döneme 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. Türkiye hızla büyüyen bir ekonomiye, rekabetçi ve yetkin insan kaynağına ve Kuzey Afrika'dan Avrupa ve Asya'ya uzanan coğrafyada küresel pazarlara açılan bir konuma sahip olmasıyla öne çıkıyor. Küresel yatırımcıları, yatırımcılar için uygun koşullar sunan Türkiye'ye yatırım yapmaya davet ediyoruz."
- "8 yılda, İstanbul'da 5 konferans, yurt dışında 3 yuvarlak masa toplantısı düzenledik"
Globalturk Capital Kurucu ve Yönetici Ortağı, GPCA Orta ve Doğu Avrupa Liderlik Konseyi Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Barış Öney de ilki 2015'te düzenlenen uluslararası konferans serisine salgın döneminde ara verdiklerini aktardı.
Bu yıl beşincisini gerçekleştirdikleri organizasyonla küresel özel sermaye fonlarının temsilcilerini bir kez daha İstanbul'da bir araya getirdiklerini belirten Öney, üyelerinin yönettiği varlıklar toplamı 2 trilyon dolara ulaşan GPCA'nın stratejik ortaklığıyla 2015'ten bu yana, bugünkü etkinlikle İstanbul'da 5 konferans, yurt dışında 3 yuvarlak masa toplantısı ve salgın döneminde 5 çevrim içi buluşma düzenlediklerini kaydetti.
Öney, "ABD'nin ve yükselen pazarların önde gelen özel sermaye fonlarının katılımlarıyla Eylül 2016'da New York'ta, Mayıs 2017'de Washington DC'de ve Şubat 2018'de Londra'da Londra Borsası ile birlikte yuvarlak masa toplantılarını gerçekleştirdik. İstanbul ve Londra'da gerçekleşen 2015, 2016 ve 2018 yıllarındaki etkinliklerimize dönemin Ekonomi Bakanı Sayın Mehmet Şimşek de katılmışlardı. Türkiye'deki yatırım fırsatlarının konuşulduğu bu toplantıların Washington DC'deki ayağında ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası fonların üst düzey temsilcileriyle bir araya gelmişlerdi." ifadelerini kullandı.
Yoğun ilginin olduğu etkinlikte Türkiye ve çevresinde yatırım yapan özel sermaye fonlarını bir araya getirdiklerini anımsatan Öney, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Kuzey Afrika'dan Orta Doğu'ya uzanan, Orta ve Doğu Avrupa ile Avrasya'nın dahil olduğu geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz. Bugünkü etkinliğimize yönettikleri varlıkların toplamı 200 milyar doları aşan yatırım fonlarının üst düzey temsilcileri katıldı. Türkiye'deki doğrudan yabancı yatırımcı portföyünün yaklaşık yüzde 60'ını özel sermaye fonları ile yönetiminde özel sermaye fonlarının yer aldığı şirketlerin yatırımları oluşturuyor. Dolayısıyla Türkiye gibi yükselen ekonomiler açısından küresel özel sermaye fonlarının radarında olmak her daim büyük önem taşıyor. Bu yılki organizasyonumuza gösterilen büyük ilginin de ülkemiz ve bizler açısından son derece memnuniyet verici olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimiz başta olmak üzere organizasyona katkı ve destek veren tüm kurum ve kuruluşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum."
Verilen bilgiye göre, konferansın sahne sponsorları arasında Esas Holding başta olmak üzere Ak Portföy, Doğan Holding, Earlybird Venture Capital, Esin Attorney Partnership, Finberg, Franklin Templeton, Mastercard, Maxis, Mediterra, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Turkven, Türkiye Kalkınma Fonu yer aldı.
Etkinlik sponsorları arasında ise BGN Energy, Bigchefs, Damat Tween, Kurt & Partners ve Samsonite yer alırken, Arksigner, Arzum-OKKA, 360+Media Interactive Technologies ve Teknolojide Kadın Derneği de konferansa destek verdi.
Kaynak : Anadolu Ajansı
Yıllardır bu topicte masal anlatılıyor. Neymiş Türkiye'de Hak hukuk adalet ve Demokrasi yokmuş yabancı gelmezmiş. Vah vah. Görüyoruz örnek gösterilmeye çalışılanlardaki Hak hukuk adalet ve demokrasiyi de. Eee ne olacak şimdi bu yazıları yazanlar utanacak mı? EEE peki milleti USD ye sevkeden Hak hukuk Adalet ve demokrasi sevdalıları S.G M.m A.Y ne olacak şimdi bunlar günah çıkarıp söylemlerini değiştirecek mi? Bu topicte ne masallar anlatıldı yıllardır be. Andersenden masallara rakip olur.
Bir an önce bu yanlışlarından dönmezlerse USD nin beyin ölümü gerçekleşmiştir. Ben göremem diyordum ama bunlarda bu kafa varken bu da muhtemel artık.
Adam Camii vuruyor hadi onu anladık kin ve öfke var Klise Okul hastane vurmak nedir ya. Bu da aşırı Hak hukuk adalet ve demokrasi sahibi oldukları için oluyor herhalde.
Ben hiç hayatımda Türklerin bir yerde hangi dine ait olursa olsun ibadethane yıktığını hatırlamıyorum.
Ülkemi ve Ülke menfaatlerini savununca neymiş ben yandaş oluyormuşum? Peki bu karşıdakileri savunan ne oluyor? Demokrasi havarisi mi?
HALKB topiği olsun bu topic olsun ders kitabı diye okutulur tüm dünya insanlığına. Çünkü dünyada şu an yapılmaya çalışılan dezenformasyonun aynısı kendisini çok akıllı sanan biri tarafından bu topiclerde yıllardır yapılıyor. Yersen Türkiye'nin iyiliği için ülke gelişsin ileri Demokrasiye kavuşsun diye yapıyor yersen. O kadar düşünceli yani.
Yatırım Uzmanı sende bu yazıyı iyi oku. Kiminle saf tutmaya kalkıştığını iyi bil.
dinlemeli telsiz susması pozisyonumuzu koruyoruz.. anlaşıldı tamam..:bravo:
BBC: Hamas discussing release of some hostages in exchange for ceasefire
Israil kabul etmemis ama bu gerceklesirse borsa ziplar.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren, yapısal reformları öne çıkaran bir anlayış ile ekonomimizde istikrarı kalıcı hale getireceğiz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren, yapısal reformları öne çıkaran bir anlayış ile ekonomimizde istikrarı kalıcı hale getireceğiz." dedi.
Yılmaz, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı sunumda, orta ve uzun vadeli hedeflerle uyumlu şekilde hazırlanan 2024 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi'nin, Meclisin onayının ardından, Türkiye Yüzyılı'nın ilk bütçesi olacağını, Cumhuriyet'in yeni yüzyılında daha da güçlü Türkiye'yi inşa ve ihya bütçesi olduğunu söyledi.
Bütçe teklifinin içerdiği 67 ayrı program alanı ile "dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum" önceliklerini esas aldığını vurgulayan Yılmaz, bu bütçeyle depremle yıkılan şehirleri daha iyi şekilde yeniden ayağa kaldıracaklarını, geleceğe dönük afet risklerini azaltacaklarını ifade etti.
"Mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren, yapısal reformları öne çıkaran bir anlayış ile ekonomimizde istikrarı kalıcı hale getireceğiz." diyen Yılmaz, 2024 yılı bütçesinin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, insan odaklı ve sosyal refahı artırıcı bir yaklaşımla hazırlandığını kaydetti.
Yılmaz, tüm dünyayla birlikte Türkiye'yi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığının üstesinden ortak akılla belirlenen gerçekçi politikalarla geleceklerini ifade ederek bütçenin aynı zamanda enerji ve gıda arz güvenliği, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi alanlarda ülkenin elini daha da güçlendirecek yapıda olduğunu dile getirdi.
- "Diplomaside belirleyici rolümüzü sürdüreceğiz"
Bölgedeki kriz ve çatışmalara rağmen güvenli bir liman olarak Türkiye'nin dimdik ayakta durmasını, barış eksenli etkili diplomasiyle demokratik istikrarı güçlendirmeye, milli birlik ve beraberliği pekiştirmeye devam edeceklerini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Son günlerde, İsrail ve Filistin bağlamında yaşanan insani dramın sonuçları ortadadır. Bugünler Filistinli kardeşlerimizin acılarını paylaşmak için ilan edilen yas günleridir. Bu vesileyle ben de İsrail'in saldırıları sonucunda şehit düşen kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralananlara Allah'tan acil şifalar diliyorum. Gazze'de yaşayan halkın su, elektrik, yakıt, gıda, ilaç gibi en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılması, uluslararası hukuka, temel hak ve özgürlüklere açık bir aykırılık teşkil etmektedir. Hastaneleri, camileri bile bombalanan Filistinliler için barışı savunmak insanlık görevidir. Daha fazla masum kanı dökülmemesi için çaba sarf etmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 12 Ekim günü kabul ettiği Ortak Bildiri'yle bu haksızlıklara karşı güçlü bir duruş sergilemiştir. Bu insani ve onurlu duruşundan dolayı Meclis'imizin tüm gruplarını gönülden tebrik ediyorum. Tüm dünyayı, özellikle başta BM olmak üzere tüm uluslararası toplumu bu vahşetin son bulması yönünde çözüme katkı vermeye davet ediyoruz. Türkiye olarak çatışmaların ve acıların sonlandırılması, soruna adil ve kalıcı bir çözüm bulunması yolunda üzerimize düşeni kararlı bir şekilde gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bölgesel ve küresel dengelerin anahtar ülkesi olarak diplomaside belirleyici rolümüzü sürdüreceğiz."
Yılmaz, son yıllarda bütçeleri olumsuz küresel ve bölgesel koşulların etkisi altında hazırladıklarını ifade ederek 2024 yılı bütçesini de dünya ekonomisinde süregelen zayıf görünümü, artan risk ve belirsizlikleri dikkate alarak hazırladıklarını söyledi.
- Küresel Ekonomik Görünüm
Küresel ekonomide 2021 yılında yaşanan güçlü toparlanma sonrasında 2022'de daha ılımlı bir büyüme gerçekleştiğine dikkati çeken Yılmaz, toplam talebin güçlenmesi ile eş zamanlı olarak yaşanan arz sorunları, neticesinde, başta gıda ve enerji olmak üzere, emtia fiyatlarında tarihi yüksek seviyeler görüldüğünü, bu dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşının gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmayı artırdığını ve 2022 yılı boyunca küresel fiyat düzeyinin, alınan önlemlerle düşüş sürecine girmiş olsa da halen tarihsel ortalamaların üzerinde seyrettiğini kaydetti.
Yılmaz, küresel düzeyde artan politik ve ticari gerilimlerin, ekonomik ve siyasi alanda çok sayıda değişime sebep olduğuna işaret ederek ticarette karşılıklı kısıtlama ve yaptırımların belirsizliklere yol açtığını ve küresel ekonomik aktivite üzerinde baskı oluşturduğunu ve bölgesel düzeyde rekabetin belirginleşip müttefik ülkeler ayrımının yaygınlaştığını ifade etti.
Rusya-Ukrayna savaşının yanı sıra Orta Doğu'da beliren savaş ortamının, insani boyutta kabul edilemez sonuçlara yol açtığını, bu çerçevede, çatışmaların tırmanması ve daha geniş bir coğrafyaya yayılması halinde, küresel ekonomik düzende ciddi olumsuz etkiler doğabileceğini dile getiren Yılmaz, "Jeopolitik risklerde görülen son tırmanışlar, özellikle enerji ve gıda fiyatları kanalıyla küresel enflasyonu etkileme potansiyeli taşımaktadır." diye konuştu.
Yılmaz, küresel düzeyde dirençli hale gelen enflasyonla mücadelede 2022 yılının başından itibaren yaygın bir biçimde parasal sıkılaşma eğiliminin bulunduğunu, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ekonomilerde politika faiz oranlarının uzun süredir görülmeyen sıklıkta yükseltildiğini hatırlatarak sıkılaşan finansal koşulların rezerv para birimlerinin güçlenmesine ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde dalgalanmalara yol açtığını, bu gelişmeler ve zayıflaması beklenen talep görünümü nedeniyle küresel büyümede ivme kaybı ihtimalinin giderek kuvvetlendiğini kaydetti.
- "Ekonomiler arasında ciddi farklar oluşması beklenmektedir"
Yaşanan bölgesel savaşlar nedeniyle finansal piyasalarda güvenli limanlara yönelme eğiliminin ortaya çıktığını, para ve emtia piyasalarında dalgalanmaların görüldüğünü ve enflasyonla mücadele edilirken durgunluğa girilmemesi için ülke merkez bankalarının ölçülü adımlar atmasının gündeme geldiğini bildiren Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Süregelen riskler ve belirsizlikler küresel büyümeye ilişkin ihtiyatlı tahminleri beraberinde getirmektedir. Nitekim Uluslararası Para Fonunun (IMF) 2023 Yılı Ekim Ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, dünya ekonomisinin 2022 yılında yüzde 3,5 büyüme kaydetmesinin ardından, 2023 yılında yüzde 3,0 ve 2024 yılında yüzde 2,9 ile daha ılımlı büyümesi öngörülmektedir. 2022 yılında yüzde 2,6 büyüyen gelişmiş ülkelerin belirgin ivme kaybederek 2023 yılında yüzde 1,5, 2024 yılında ise yüzde 1,4 oranında büyümesi beklenmektedir. Bölgelere ve ülkelere özgü ayrışmalar nedeniyle büyüme performanslarında ekonomiler arasında ciddi farklar oluşması beklenmektedir. 2023 yılında ABD'nin yüzde 2,1, Avro Bölgesi'nin yüzde 0,7 büyümesi öngörülmekte iken 2024 yılında bu ekonomilerin sırasıyla yüzde 1,5 ve yüzde 1,2 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.
Başlıca ticaret ortaklarımızdan biri olan Almanya'nın büyüme tahminleri 2023'te yüzde eksi 0,5, 2024 yılında yüzde 0,9'dur. Fransa'nın 2023 yılı büyüme tahmini yüzde 1,0, 2024 yılı büyüme tahmini ise 1,3'tür. İngiltere'nin ekonomik büyümesi 2023 yılında yüzde 0,5 ve 2024 yılında yüzde 0,6 olarak tahmin edilmektedir. 2022 yılında yüzde 4,1 büyüyen yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin ise 2023 ve 2024 yıllarında yüzde 4,0 oranında büyümeleri beklenmektedir. Bu kapsamda, Çin'in büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilerek 2023'te yüzde 5,0, 2024'te ise yüzde 4,2 olmuştur."
Yılmaz, sıkılaşan koşullar ve jeopolitik gerilimlerle birlikte IMF'ye göre küresel mal ve hizmet ticaretinde bu yıl ancak yüzde 0,9 oranında büyüme gerçekleşmesinin beklendiğini bildirerek 2024 yılında ise ticaret hacmindeki artışın tekrar toparlanarak yüzde 3,5'e çıkacağının tahmin edildiğini söyledi.
Küresel enflasyonun son yıllarda 2000'li yılların ortalama seviyesinin yaklaşık iki katına çıktığına dikkati çeken Yılmaz, 2023 yılında yıllık manşet enflasyon oranlarında baz etkisi ve emtia fiyatlarındaki ılımlı görünümle düşüş eğilimi görüldüğünü, çekirdek enflasyon oranlarında ise azalışın hizmet fiyatlarındaki katılık sebebiyle daha yavaş gerçekleştiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, emtia fiyatlarının jeopolitik gerilim ve iklim koşullarının etkisiyle daha değişken bir hal almasının, enflasyonla mücadelede yerinde ve yeterince sıkı politika duruşunun sergilenememesi ile talep koşullarının destekleyici olmaya devam etmesinin küresel enflasyondaki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğunu kaydetti.
(Sürecek)
Kaynak : Anadolu Ajansı
piyasa (aslinda piyasa lafini bile hak emiyor da) o kadar sig ki
bugun %6 düstü
sadece 33 milyon TL para cikisi oldu
yatirim tavsiyesi degildir
20 lira hayalimiz gerçek olacak galiba. biraz daha dinlemeli telsiz susmasında beklemekte yarar var.. nasıl olsa günlük faiz işliyor:yahoo:yatırım tavsiyesi değildir..
Milyonlar sizin olsun insanlık benim. Başka bir şey yazmayacağım.
bakkaldan ekmek te alma tamam mı ! yemekte yeme ! alış verişe de çıkma ! parayı kullanma hayatından tümden çıkar.. Allahım sabır ver kullarına.. ret listem uzayacak gibi..
Yatırım uzmanı kılıklı zevat canın ne istiyorsa yap ama önümden çekil. Senin gibi duyarsız ,,,,,,,,, yüzünden bu barbarlıklar dünyada yaşanıyor. Bir daha benim yazıma cevap verme. Ben seni zaten kaale almıyorum sen göbek atmana devam et.
nasıl cevap vermiyorsun.. bana cevap vermişsin yukarıda.. burası borsa forumu komik olma.. bana cevap yazarsan cevabını veririm.. ret listene ekle geç.. senin barbarlığa falan üzüldüğün yok zarar ediyorsun sonra gelmiş burada ağlıyorsun hepsi bu.. borsa çıkarken ağzın kulaklarındaydı.. şimdi mi hatırladın insanlığı, vahşeti...