mantikli
bencede faizi artirmayacaklar gibi duruyor,dollarda düşüyor ki hic dokunmazlar
Printable View
Yukarıdaki tüm hamleleri piyasa tcmb'nin olağanüstü toplanmamak için yaptığını düşünüyor ve bu nedenle normalde vermemesi gereken bir kredi veriyor. Ama 13 Eylül'e kadar. Ayrıca merkez bankası da bu tür olağandışı hamleleri çok kısa bir süre içinde (3 ay sanırım) 2. olağanüstü toplantısını yapmamak için yaptığını , söylemlerinde üstü kapalı da olsa duyurdu. Zira son yaptığı açıklama çok alışılmışın dışında bir açıklamaydı. Piyasa bunu 13 Eylül'e kadar sabredin şeklinde algıladı.
Tabii bütün bunlar tcmb'nin sözlü yönlendirmesinin tam tersi istikamette adım atmayacağını garantilemez, ama bedeli çok ağır olacağından böyle bir adım şu an için rasyonel gözükmüyor. Tek risk açıklamaların satır arasında geçen para politikasını yeniden *şekillendireceğiz* lafı. Ben bu lafa biraz takıldım açıkçası.
Zira 3 ay önce ciddi bir şekillenmeye gitmiş ve sadeleşme adımı kapsamında piyasaya belirli sözler vermiş olan merkez bankası çok kısa bir süre sonra para politikasında ne gibi bir şekillendirme yapabilir?. Burası biraz muğlak duruyor.
Bana göre piyasalar tarihinin en önemli toplantılarından birisi 24 Temmuz toplantısıydı. Orada şahsi görüşüme göre hatalı bir politika kararı çıktı. Ve bugüne kadar o hatalı kararı toparlamak mümkün olamadı. 13 Eylül toplantısı bu bağlamda ciddi bir kırılma noktası olarak gözüküyor.
evet sadece nüfus artışı bile enflasyonu eksi değerlere getirebilir. kaybedilen bir miktar altın da vardır kesin, ama ne kadar bilemiyorum...
dolayısıyla dünya çapında insanlar diğer bütün yatırım araçlarını bırakıp altına yatırım yapsalar, kendilerini inek gibi sağan sermaye sahiplerinden ve devletlerden kurtulabilirler...
ama hiçbir konuda birleşemeyecekleri gibi bu konuda da birleşemeyecekler ve sömürülmeye devam edeceklerdir...
Evet bu böyle olsa da tek sıkıntılı taraf 24 Temmuz öncesinde tcmb'nin *bu denli olmasa da* piyasaya bazı mesajlar vermiş olması ve bu mesajlar doğrultusunda hareket etmemesi. Dikkat ederseniz dolardaki temel hareket aslında 24 temmuz'dan itibaren başladı yani ilk çalı orada tutuşturuldu, rahip olayı da tabii ki üzerine bir bidon benzin döktü. Ama olayların çıkış noktası bence 24 Temmuz'dur. Sonrasındakiler sadece katalizördür.
insanlar şunu diyebilse ne güzel olurdu:
başlarım sizin bastığınız paranıza da, merkez bankanıza da, faizinize de, tahvilinize de, borsa "kağıtlarınıza" da...
biz ne "kar" edip başkasının parasını çalmak, ne de "zarar" edip kendi paramızı çaldırmak istemiyoruz...
biz insanlar, altına yatırım yapmaya karar verdik. artık yakamızdan düşün!
marx böyle söyleseydi belki şimdi dünya farklı olurdu...
Dünyada 8 milyar insan var, bunların sadece belki 50-100 milyon kadarı katma değerli çıktı üretiyor, geriye kalanı tamamen borç ile hayatlarını sürdürebiliyorlar. Dünyada şişirilmiş olarak 800 trilyon dolar kaydi para var. İşte bu para bu 7.9 milyarı besliyor. Eğer dünya ekonomileri bu kaydi parayı yaratmasaydı, örneğin sadece altın gibi dar para arzına hitap eden varlıklar ile sınırlı kalınsa idi sadece o katma değerli çıktıya sahip olan 100 milyon kişi için tasarruf imkanı olacaktı.
Diğer problemli bir nokta ise bu 100 milyon kişinin altın tasarrrufu diğer 7.9 milyar kişiye borç vermeye yetmeyeceğinden dünyanın büyük bir kısmı için şu ankine göre ciddi bir açlık ve sefalet hüküm sürecekti. Sonuçta bu teorik olarak mümkün değil zira dünyadaki politikacılar işte o 7.9 milyar kişinin oyları ile seçiliyorlar.
O nedenle o şişirilmiş ve devasa para çarpanı ile dönen karşılıksız kaydi varlık yani para olmak zorunda. Derseniz ki dünya nüfusunu 100 milyona indireceğiz o zaman olur, ama o da insanlık tarihi boyunca geliştirdiğimiz medeniyetimize ve etik değerlerimize yakışmaz.