-
1954 - Selda Bağcan, ilkokul 1. sınıfta, okul sahnesinde verdiği hayatının ilk konserinde
http://i.hizliresim.com/P0lVYv.jpg
Müzisyen bir ailede müzikle büyüyen Selda Bağcan'ın ilk doldurduğu bant beğenilmeyince, umutları kırılmıştı.
Ancak şarkıları radyoda çalmaya başlayınca, plak şirketleri kapısında kuyruk oldu
KENDİ AĞZINDAN İLK ALBÜM ÇALIŞMASI
-Ankara'da Poyraz Reklam'da dört şarkılık bir bant doldurup İstanbul'a geldim. Şarkılar: "Katip Arzuhalim", "Tatlı Dillim", "Mapushane İçinde Mermerden Direk" ve "Mapushanelere Güneş Doğmuyor"du.
Doğru Doğubank İşhanı'na gittim. Elimde bantlarım, her plakçının kapısını çalıyor, bandımı dinlemelerini istiyordum. Kimi bandı dinleyip, beğenmiyor; kimi dinlemeye bile tenezzül etmiyordu. Sonuç hiç de parlak değildi. Beni beğenmemişlerdl. Kırık, küskün Ankara'ya döndüm.
Ders kitaplarımı önüme açıp çalışmak istedim, ama ne kafama ders, ne de gözüme uyku giriyordu. Bir şeyler yapmalı, plakçılara karşı kırılan gururumu kurtarmalıydım.
Bantlarımı alıp Ankara Radyosu'nun yolunu tuttum.
Ve işte geçtiğimiz Temmuz'da beklediğim mucize oldu.
Selda'nın şarkılarını Ankara Radyosu discokeyleri pek beğenirler ve radyoda devamlı çalmaya başlarlar.
Bu değişik, hisli kadın sesi dalga dalga Türkiye'ye yayılır. Halk plakçılara gidip, Selda'nın plağını sormaya başlar. Ve bir ay sonra Selda'nın evinin önü kendisine büyük paralar teklif eden plak şirketi sahipleriyle dolar.
«Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle» 100 bin, "Tatlı Dillim" 150 bin satar. Üçüncü plağı "Çemberimde Gül Oya", dördüncü plağı "Adaletin Bu mu Dünya" Selda'yı Türkiye'nin bir numaralı kadın sesi yapar...
Artık Selda, Türkiye'nin en ünlü şarkıcılarından biridir.
https://www.youtube.com/watch?v=aGUm64YpSbU&t=15365s
46. sıradaki parça 02:49:50 "Çemberimde Gül Oya"
-
"Ha-ha-ha-hayırlı sabahlar" derken gözlerinin içi gülen Halit Akçatepe'yi güzeller diyarına uğurlamışız.
http://i.hizliresim.com/dPOrvD.jpg
Ertem Eğilmez bize çaktırmadan öbür diyarda şahane filmler çekiyor da haberimiz yok galiba.
Arzu Film "Öbür Diyar" versiyonunun kadrosu genişledikçe bizim ömrümüz kısalıyor, masumiyetimiz azalıyor.
Daha az çocuk, daha az masum, daha az Türkiye oluyoruz.
"O ne demek" demeyin. Öyle işte.
Ertem Eğilmez filmleri, devamında Halit Akçatepe ve çoğu dönemdaşının oynadığı filmler, diziler gerçek Türkiye yi, o Türkiyenin "Neşeli Günleri"ni anlatan, "Gülen Gözler"ini yansıtan filmlerdi. "Bizim Aile" idi, "Canım Kardeşim" di.
Türk, Ermeni, Kürt, Rum, Roman, Çerkes, Laz, sakar, şark kurnazı, saf köylü, sosyete gülü, dert babası, çapkın delikanlı, çileli aşık, kibar hanım, çalışkan velet, kötü kadın, özenti kuzen, dedikoducu komşu, meraklı dede, ünlü şarkıcı, evhamlı anne... hepsi, hepimiz vardık o filmlerde. Kimse kimseyi O_BU_ŞU diye ayırmazdı.
Şimdi hani en büyük eksiğimiz umut ya, o filmler umut doluydu.
Kaybettiğimiz birlik vardı o filmlerde.
Belki de bu yüzden, en zor anlarımızda içlerinden biri göçüp gidiyor ki yeniden gösterilsin bu filmler, biz de kim olduğumuzu hatırlayalım.
Bizi "Onlar-bunlar" yapanlara inat, koskocaman bir aile olduğumuzu unutmayalım.
Alamanyadan geleni de kucaklayan, gidenin ardından su döken, kavgasını kötüye karşı birlik olarak veren ve nihayetinde kötünün hep yenildiği, hep ders aldığı, herkesin kahkahalar attığı o aile bizim ailemiz.
Olur da bugün Halit Ağabeyimizin ardından o güzelim filmlerden birini izlerseniz, geride kalan çocukluğunuza üzülmeyin.
Halit Ağabeyi ve tüm dostlarını onurlandırmak adına ne güzel bir aile olduğumuzu hatırlayın, umudunuzu canlı tutun, ince hastalığa tutulmuş Feride hırkasını atın omuzlarınızdan, kötü adamlara karşı öfkenize yenilmeyin, Güdük Necmi gibi kurnaz olamaz herkes ama onun gibi, onlar gibi koskoca bir sınıfla tek yürek olabilir.
Hafize Ana göbeğini oynatarak gülsün, Şaban tüm dişlerini göstersin, Damatın çakıl gözleri parlasın, diğer yandan Hulusi Kentmen bıyıklarını gururla büksün, Zeki Alasya tüm saf ifadesiyle gülerken Halit Akçatepeye sarılsın.
Hiçbirinin gözü arkada kalmasın. Hem biz onların filmleriyle büyüdük, birlik olmayı bizden iyi kim becerebilir ki?
"Ho-ho-hoşçakal" Halit Akçatepe, tüm dostlarına selamlar!
http://i.hizliresim.com/aLzAWQ.jpg
-
Sauna - Ter banyoları Maya kültüründe büyük bir rol oynardı.
Saunaların, bedenlerindeki ve ruhlarındaki kirlilikten arındırdığına inanılırdı.
http://i.hizliresim.com/GB9OBb.jpg
İlk halk saunası 1936 Berlin olimpiyatlarında Fin sporcuların tepkisi üzerine olimpiyat köyüne olarak inşa edilmiştir.
Diğer ülkelerden gelen sporcuların ilk defa Berlin'de kullandıkları bu sauna, kültürün dünyaya yayılmasında büyük önem taşımışlardır.
-
1982 Falkland Savaşı
http://i.hizliresim.com/P0lZXO.jpg
1982'de Arjantin'in Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etmesi ile başlayan toplam 907 kişinin ölümüne sebep olan savaştır.
Altı hafta süren savaşın ardından Arjantin teslim olmuş ve işgal ettiği toprakları terk etmiştir.
Arjantin'de iktidardaki Leopoldo Galtieri rejimi savaşın ardından devrilmiştir.
Birleşik Krallık'ta ise Margaret Thatcher zaferin etkisiyle 1983 Birleşik Krallık genel seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazanmıştır.
-
4 Mayıs 1982 Exocet füzesi ile vurulup batan İngiliz "H.M.S. Sheffield" savaş gemisi
http://i.hizliresim.com/m329rP.jpg
Falkland Savaşı esnasında, 4 Mayıs 1982 günü, İngiliz Kraliyet Donanmasına ait H.M.S. Sheffield savaş gemisi, en gelişmiş elektronik harp ve füze karşı koyma sistemlerine sahip olmasına rağmen, bir Exocet füzesi tarafından vurulmuştur.
Gemiye iniş kalkış yapan Harrier savaş jetleri ile yapılan telsiz konuşmalarına gemideki elektronik harp karşı koyma sistemleri elektromanyetik karışıma neden olduğundan, geminin elektronik harp karşı koyma sistemleri devre dışı bırakılmış ve bu esnada bir Arjantin uçağından atılan Fransız yapımı Exocet füzesi tarafından savaş gemisi vurulmuştur.
Geminin isabet alması sonrasında yangın çıkmış ve gemi Güney Atlantik Okyanusunun sularına gömülmüştür. Olay sonrasında 24 denizci hayatını kaybetmiş 24 denizci de yaralanmıştır. Gemiye isabet eden Exocet füzesi patlamamasına rağmen, meydana gelen sürtünme nedeniyle çıkan yangın sonucu personel yaralanmış ve hayatlarını kaybetmiştir.
-
Rejim muhaliflerinin idam mangası tarafından kurşuna dizilme anı 1979 İran
http://i.hizliresim.com/brBm28.jpg
İran'da 1979 da çekilen ve 1980 Pulitzer Ödülüne layık görülen ünlü idam mangası fotoğrafının, İranlı foto muhabiri Razmi'nin olduğu ortaya çıktı
Aktüalite dalında 1980 Pulitzer ödülü verilen ve 11 mahkumun idam mangası tarafından kurşuna dizilmesini gösteren fotoğrafı kimin çektiği uzun zaman gizli kalmıştı.
Fotoğrafı İranlı Razminin çektiğiyse 2006 yılında Wall Street Journal tarafından ortaya çıkarıldı.
Ağustos 1979da bir İran gazetesinde yayımlanan fotoğrafın sahibi Razminin, güvenlik gerekçesiyle adını gizli tutmayı seçtiği belirtiliyor.
Pulitzer Komitesinden Sig Gissler, O dönemde ilk kez adı açıklanmayan biri tarafından çekilen bir fotoğrafa ödül vermiş ve günün birinde kimin çektiğinin ortaya çıkmasını umut etmiştik dedi. Gissler, bunca yıl sonra ünlü fotoğrafı çeken kişinin kimliğinin ortaya çıkmasına sevindiklerini söyledi.
Razmi, sertifikasını ve 10 bin dolarlık para ödülünü yeni Pulitzer Ödülü sahipleriyle birlikte aldı.
-
Amerikan yapımı bu cihazlar ses dalgalarını dinleyerek uçakların geldiği yönü belirlemek için kullanılıyordu. Daha sonra yerini radar sistemlerine bıraktı
http://i.hizliresim.com/7q65P5.jpg
-
I. Dünya Savaşı sırasında kullanılan İtalyan obüsü, 1914 ve 1917 yılları arasında İtalya’da kullanıldı, yaklaşık 30 adet üretildi.
http://i.hizliresim.com/R0n29R.jpg
-
Güneş ışınlarını kullanarak, tepeden tepeye Mors alfabesiyle iletişim sağlayan Osmanlı askerleri.
http://i.hizliresim.com/m32m10.jpg
-
Şehir meydanında Giyotin ile idam, Fransa, 1929.
http://i.hizliresim.com/ojOoEX.jpg
-
Eski Bilibid Hapishanesinde infaz, 1901 Manila - Filipinler
http://i.hizliresim.com/QaVmvj.png
-
Soğuk savaş döneminde Sovyetlerin Kars sınırı 1970
Tabelada yazan "Sınır muhafızı uyanık ol. Sınırı kapitalist Türkiye'den koruyorsun."
http://i.hizliresim.com/AL1Wkq.jpg
-
Simitlerini sokak köpekleriyle paylaşan bir simitçi İstanbul - Sultanahmet 1880
http://i.hizliresim.com/W07m7P.jpg
-
Trafik polisi. Beyoğlu, Istanbul 1930
http://i.hizliresim.com/NpZm2k.jpg
-
Tekel Birası Bomontı reklam afişi 1890
http://i.hizliresim.com/gqOEvQ.jpg
-
Galata kulesi önünde koyun sürüsü 1907 Şstanbul
Yokmuş efendim o zamanlar kurban pazarı yeri falan.. İdare edin..:)
http://i.hizliresim.com/m32mpy.jpg
-
Doğu cephesinde pusuya düşürülerek öldürülen Alman Waffen SS askerleri 1942 Stalingrad
http://i.hizliresim.com/P0lmJ9.jpg
-
Küçük kokoş kızı sigara kampanyasında kullanmışlar. 1925 Washington D.C.
http://i.hizliresim.com/j8ymom.jpg
-
1854 Balaklava Savaşı ve İngilizlerin Büyük Yalanı
https://www.youtube.com/watch?v=NKoBg1yv0A0&feature=share
Türk Askerinin Kahramanlık Destanı "Hafif Süvari Alayı Hücumu"
600 İngiliz askerinin öldüğü iddia edilen ve İngiliz tarihine bir efsane şeklinde geçen Balaklava Savaşında ölenlerin aslında Türk askerleridir. İngiltere de kamuoyunun desteğini sağlamak için savaşla ilgili her şey çarpıtılmıştır.
İngiliz tv kanallarında yayınlanan "Battlefields Detectives" yani savaş alanları detektifleri programında, kendi generallerinin sahte raporlarını ispat ettiler.
Savaş alanları detektifleri, savaş arazisinde elektronik detektörlerle aramalara giriştiler ve Türk askerlerine ait çok sayıda kalıntıyı ortaya çıkardılar. Türk askerlerine ait olan düğmeler, 1830 yılında İstanbul da basılmış Osmanlı paraları ve yine Türkler tarafından kullanılan tophane işi denilen toprak ağızlık parçaları, Balaklava Savaşının bilinenlerden başka şekilde yaşandığı yolunda kuşkular yarattı.
savaş alanları detektifleri vardıkları sonuçtan oldukça şaşkındılar ve 150 yıl önceki savaşın kayıtlarının tahrif edilmiş olması üzerine araştırmalarını genişlettiler. Londra ya dönüşlerinden sonra zayiat kayıtları da tek tek elden geçirildi ve Balaklava da öldüğü söylenen 600 askerin sadece 120 sinin can verdiği, diğerlerinin ise sağ salim İngiltere ye dönmüş oldukları ortaya çıktı.
Araştırmaların tamamlanmasından sonra, dört bölüm olarak yayınlanan programda bütün bu gerçekler tek tek anlatılıyor. Türk askerlerinin ümitsiz bir savunma yaptıkları söyleniyor. Hadiselerin nasıl değiştirildiği anlatılıyor.
Türkler in kaybını umursamamamız bir yana, yaralılarımızı bile onlara taşıttık ama kayıplarından hiç söz etmedik deniyor.
Konu ile ilgili olarak geçen yıl (2016) yüklemiş olduğum video yukarıda..
Videonun özellikle 38:48 saniyesinden sonra başlayan bölümü Türk askerinin cesaretini ve savaşa katkısını açıkça göstermektedir.
-
Ariel Şaron sorumluluğundaki israil askerleri Sabra ve Şatilla kamplarını basarak binlerce Filistinli çocuğu öldürdüler. 16 Eylül 1982
http://i.hizliresim.com/ZZ37No.jpg
-
Babanız benzin almak için durmuştu, sizi çeken fotoğrafçıya gülmüştünüz. Tam 18 yıl önceydi.
Şimdi savaş var. Hayattamısınız naparsınız acep..:( Hama Suriye 1999
http://i.hizliresim.com/ZZ372g.png
-
Batı Prusya'da bir krematoryum. Yanmayı bekleyen bir ceset. Mayıs 1945, Almanya
http://i.hizliresim.com/4PzbYp.jpg
-
Beyoğlu'nda pasaj kahvesi… Semaver, kösele ayakkabılar, zamanın modası üçte bir bıyıklar… 1958, Ara Güler
http://i.hizliresim.com/yEqL29.jpg
-
-
1979 yılında İstanbul'da bir aile. Sarışın çocuk ailesiyle yürüdüğü için çok neşeli. (Fotoğraf-Richard Kalvar)
http://i.hizliresim.com/69N5Q3.jpg
-
Atölyede çalışan çocuk işçiler. Temmuz 1909, Baltimore - ABD
http://i.hizliresim.com/vbPngp.jpg
-
Balkan Savaşları sırasında Edirne'ye göç eden Türk mülteciler. 1913
http://i.hizliresim.com/P0DP57.png
-
Alexander Graham Bell 1847-1922
http://i.hizliresim.com/69N5kk.jpg
Alexander Graham Bell , 3 mart 1847 yılında İskoçya nın Edinburgh şehrinde dünyaya gözlerini açmıştır. Ahşaptan bir evde doğmuştur. Graham Bell'in annesi doğuştan işitme engelliydi. Dedesi ve babası yıllarını işitme engellilere adadı. Özellikle babası işitme engellilere duymasalar bile konuşmayı öğretmenin yollarını geliştirmeye çalıştı.
Edinburgh'daki McLauren's Akademisinde öğrenim gördü. 1860 yılında Kraliyet Lisesi'nden mezun oldu. Graham Bell'in iki erkek kardeşi veremden öldü. Bu ölümler nedeni ile doktorlarının tavsiyesine uydular ve Kanada'ya göç ettiler. Babasının ölümünden sonra onun çalışmalarını tanıtmak ve yaymak için çabalayan Graham Bell Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Burada bir süre işitme engellilere dil öğretmeni yetiştiren okulda çalıştı. Daha sonra kendi okulunu kurdu.
Ünü kısa sürede yayılan Bell, Oxford Üniversitesi'ne konuk öğretmen olarak çağrıldı.Harmonik telgraf icadı O'nu tarihe geçirmişti. Bu başarıyla yetinmeyen Bell, arkadaşı Watson ile birlikte yaptığı çalışmalar sonucu sesin bir kablodan iletilebileceğinin sadece bir hayal olmadığını gördü ve telefonu çalıştırmayı başardı.
Ancak ses anlaşılmaz bir durumdaydı. 14 Şubat 1876 günü Bell ve Gray telefon patenti almak için ayrı ayrı başvuru yaptı. Bell'e 7 Mart günü istediği patent verildi. 174.465 nolu patentini alan Bell atölyede denemelerini sürdürürken telefonu çalıştırmak için kullandığı bataryadan pantolonuna asit döküldü. Watson'u yardıma çağırdı:
Bell New York-Şikago arasındaki uzun mesafeli hattın denemesi sırasında, 1892
"Mr. Watson —Come here —I want to see you" ("Bay Watson. Buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.")
Bell yardımcısını yardıma çağırırken farkında olmadan 135 yıl önce 10 Mart günü ilk telefon görüşmesini yaptı.
"Gramofon"dan kazandığı parayı bugün de sağırlar için çalışmalar yürüten Alexander Graham Bell İşitme engelliler Kurumu'na harcadı.
Yeni doğan bir bebeği solunum rahatsızlığı nedeniyle ölünce bunun üzerinde çalıştı. Yapay bir akciğer üretmeyi başardı ve adını Vacuum Jacket koydu.
-
Kocatepeyi Kaybettik.. 1974 Kıbrıs
http://i.hizliresim.com/z3MLQD.jpg
TCG Kocatepe, 21 temmuz 1974 günü, bir Yunan lojistik konvoyunun Baf limanına doğru ilerlemekte olduğu haberi gelince TCG Adatepe ve TCG Mareşal Fevzi Çakmak ile birlikte konvoyu engellemek üzere, bulundukları bölge olan Girne açıklarından Baf'a doğru gitme emri aldı.
Plana göre konvoya önce hava saldırısı yapılacak ardından bu 3 destroyerle son darbe vurulacaktı.
Hiç kimsenin açıklayamadığı şekilde ortada böyle bir konvoy olmadığı için hava filomuz bu 3 gemiyi yunan konvoyu zannederek saldırmaya başladı.
Türk bayraklarını gören pilotlar hemen Ankara Akıncı üssü ile temas kurdular ama bölgede Türk muhribi yok bilgisi harekat başkanlığından teyit edilince saldırıya devam ettiler. Heybetli Kocatepe makine dairesinden vurulunca hareketsiz kaldı, Adatepe ve Mareşal Fevzi Çakmak ise yara almalarına rağmen Türk sahillerine ulaşmayı başardılar.
Kocatepe'nin arka taretinden yaptığı atışla bir uçak düşürülmüştü ve paraşütle atlayan pilot gemiye alındı. Mürettebatın Türk olduğunu gören pilot hemen Ankara ile irtibat kurdu. Kendisinden şüphelenen komutanlar sınıf arkadaşları dahil birçok ahiret sorusu sormalarına rağmen pilota inanmadılar ve saldırı devam etti.
Saldırı sırasında yakıt ve mühimmat ikmali yapmak için uçakların ayrıldığı bir sırada hayatta kalan personel hızlıca filikalara binip gemiyi terk etti, bir süre sonra geri dönen uçaklar filikalarla uzaklaşmış personeli göremeyerek boş gemiyi bombaladı ve 21 veya 22 temmuz 1974 günü Kocatepe Akdeniz'in karanlık sularına gömüldü.
http://i.hizliresim.com/yEq12a.jpg
http://i.hizliresim.com/W0DaWL.jpg
Gemide 54 denizci ve 13 deniz piyadesi toplam 67 askerimiz şehit oldu. Birbirine bağlı filikalar kopan fırtına ile birlikte dağıldı, hem hava muhalefeti, hem de yaralılardan akan kanlar dolayısıyla saldıran camgöz köpekbalıkları sebebiyle, personel zor anlar yaşadı. Dağılan filikalardaki mürettebatı TCG Berk eskort fırkateyni ile İngiliz, İsrail ve Libya gemileri kurtardı.
http://i.hizliresim.com/GBDNb7.jpg
Berk, filikalardaki Kocatepe personelini kurtarıyor...
http://i.hizliresim.com/69NbYW.jpg
Battığı tarihte gemi komutanı Güven Erkaya idi ve 20 yıl kadar sonra, 1995-1997 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yaptı.
NOT : Kocatepe, ABD Deniz Kuvvetleri hizmetindeki ismi USS Harwood 'du ve Gearing tipi destroyerdi.
119 metre boyunda, tam deplasmanı 3500 ton olan USS Harwood, 1945 yılında hizmete girmişti ve 1971 yılında hizmetten alınarak Türkiye'ye satılmıştı.
Ülkemizde de zamanının en iyi gemilerinden biri olan bu canavara Tcg Kocatepe ismi verilmişti.
Aynı şekilde, TCG Adatepe (eski USS Forrest Royal) ve TCG Mareşal Fevzi Çakmak (eski USS Charles H. Roan) gemileride Amerikadan 2. el alınmıştı.
-
-
-
-
Alman askerleri yakaladıkları rus sağlık ekibinden bir bayanı asıyor 1942 Stalingrad
http://i.hizliresim.com/LyDzdz.jpg
-
Yüzlerce at eğeri 1942 Stalingrad
Atlar nerede diye merak edenler bir alt başlığa göz atsın lütfen
http://i.hizliresim.com/LyDzoz.jpg
-
Kesilmiş atların toynakları 1942 Stalingrad
(İkmal sıkıntısı yaşayan Alman ordusu tüm koşum hayvanlarını keserek yemişti.)
http://i.hizliresim.com/ZZ3BA0.jpg
-
Balkanlar'da yaşayan ve çoğu Müslüman olan Pomaklar.
Yaşlısından gencine kırmızı kuşaklarıyla poz vermiş bir aile. 1932
http://i.hizliresim.com/BrzQEj.png
-
Bir nesil şehirlerarası yolculukları 302 otobüslerle yaptı.
Yollar daha uzun, hava daha sıcaktı… 1979, Diyarbakır
http://i.hizliresim.com/9QN1VQ.png
-
Boğaziçi Köprüsü tamamlanırken Muammer bey köprüyü bisikletle geçmek ister ancak sallantıdan ürker ve geri döner.1973
http://i.hizliresim.com/9QN14Q.png
-
Çarlık Rusyası'nda tifüse yakalanmış bir genç. 1892
http://i.hizliresim.com/ZZ3BVA.jpg
-
Bomba düşer, su tesisatı patlar, çocuklara havuz olur. 2013 - Halep
http://i.hizliresim.com/r31kVN.jpg