Borsa Felsefesi, Borsacı Kafası.

İyimserliğimi koruyarak geliştirmeye çalıştığım olumlu kısa vadeli strateji pek umduğum gibi gitmiyor.
-İran operasyonu, sonucu daha ilk birkaç saatte belli olmasına rağmen bizim borsada gerçek bir kapütalisyon noktası oluşturmadı. Coşkulu bir dönüş tepkisi göremediğimiz gibi hem endeks hem TL değer kaybetmeye devam ediyor.
-Bize benzer yurtdışı örnekler de negatif seyirlerini sürdürüyorlar. Politik gerilimin olduğu ama ekonomisi ve parası sağlam Tayland, doğal kaynakları haricinde herşeyi zayıf ve aksayan Arjantin, Avrupa'dan Danimarka yakın benzerler. Direkt savaşan ülkeleri saymıyorum.
-Para politikalarında da beklenen manevralar için pek bir alan yok açıkçası. 2 yıl önce başlayan enflasyon hedefli program anlamını yitirdi ancak resmi olarak yürürlükte hala. Bu süreç TL'de değer kaybının hızlanmasına dönüşebilir.
-Piyasayı yukarı götürebilecek, daha önce söylediğim kısa vadede etkili spekülatif güçler de şimdiye kadar yeterli olamadı. Yatırımcı güvensizliği ve yüksek faizler burada çok zorlu bir engel teşkil ediyor.

EREGL hisselerinde geçtiğimiz günlerde görülen sert hareketliliğin sebebini, United States Steel Corp ile Nippon Steel arasındaki tarihi satın alma anlaşması olarak yorumluyorum. Sektöre dikkatleri çeken bu hareket büyüyen savaş ekonomisiyle birlikte ele alınmalı. Petrolden sonra Çelik de bu ekonomik modelin yükselen değeri.

Bizim borsada, tahtası işleme kapanan şirket sayısı 90'ın biraz üzerinde.
Bunların çoğu borsada toplam işlem gören şirket sayısının 200-300 aralığında olduğu dönemde kapandı.
Nerdeyse %30 gibi bir ORTALAMA kayıp oranı!
Şu anda 585 şirket var, 2013'de 400

Alıntı:

---

Originally Posted by yelpaze

Bizim borsada, tahtası işleme kapanan şirket sayısı 90'ın biraz üzerinde.
Bunların çoğu borsada toplam işlem gören şirket sayısının 200-300 aralığında olduğu dönemde kapandı.
Nerdeyse %30 gibi bir ORTALAMA kayıp oranı!
Şu anda 585 şirket var, 2013'de 400

---

Şu anda BİST'te işlem gören şirket sayısı 585 değil, 700 den fazla hocam.

SPK istatistiklerinde öyle yazmış hocam, Payları Borsada İşlem Gören Şirketler olarak. Siz borsa dışı şirketleri de hesaba kattınız sanırım, onlarla birlikte 707 eder ama o gurupta iflas ve kapanmaları pek takip edemediğimden halka açık olanlara göre hesaplamak lazım, oranın değişeceğini sanmıyorum, her 3 şirketten biri gibi... Üstelik eskiden halka açılan şirketler daha sağlam sermaye yapısına sahip olanlardı. Son 5 yılda halka arzlarda finansman ihtiyacı ön plana çıktığından daha zayıf şirketlerin ağırlığının arttığını varsaymak gerekir.

ECILC da ilginç bir vaka. Yatırım tavsiyesi olarak değil de değer analizi bakımından gözlerden kaçmayan durumunu dile getirmek istedim.

Şirketin yükümlülüklerini düştükten sonra kalan öz sermayesinin tamamı likit veya kolayca likidite edilecek varlıklar. Gayrimenkulleri için de aynı şey söylenebilir ki zaten geçenlerde Levent'teki yerini satmıştı.
Piyasa değeri ise bu nakde eş, öz sermayenin neredeyse yarısı???
Borsa alemi, şirketin asırlık geçmişi olan işletme değerini, marka ve patentlerini, pazar payını eksi(-) olarak değerlendirmiş.
Düzenli temettü de dağıtıyor.
Grafiksel olarak tarihi diplerinden yukarıda ama borsa endeksine paralel bir seviyede.
Maddi varlıklarının ve işinin değerine göre iskontolu çok şirket var ama borçsuz ve likit zengini bir kaç özel örnek bize risk fiyatlamasına dair bazı sinyaller yolluyor. Bazı hisseler kısa vadeli beklentilerden ziyada uzun dönem hedeflemelere uygun davranıyor olabilir?
Belki de burada mesele likit zengini şirketin durumu değil de alternatif yatırım fırsatlarıdır?

ABD bedelini hemen ve kesin tahsil edemeyeceği savaşlara pek yanaşmıyor. Trump ise bu konuda çok daha net.
-Biden zamanında, ulusal çıkarlar adı altında Ukrayna'ya silah desteği veriliyordu, hala veriliyor olabilir ama Trump halk önünde bundan rahatsız olduğunu dile getiriyor.
-Irak örneği ortada, petrol kaynaklarını tahsilat aracı olarak kullandılar. Suriye, Yemen veya Afganistan gibi savaş masraflarının tahsil edilmesinin güç olduğu yerlere ilişkin tutumları da belli...
-ABD savunma bütçesinden İran için para harcanmaya başlaması kötü haber. Üstelik ticaret savaşlarının gölgesinde daralan iş hacimleri ve kayıplar söz konusuyken!
-İsrail askeri hedefleri ve dünyanın zaten hiç hoşlanmadığı İran rejimini hedef alırken İran'ın, İsrail gibi bir ülkenin sivil noktalarını hedef alması bu işin sonunun ne olacağını gösteriyor.

Bu önermeler doğruysa, İran'ın doğal kaynaklarından faydalanacak şekilde bir kazanım ve sonuç elde etmek isteyeceklerdir. Daha önce söylediğim gibi bu tip bir ABD hakimiyeti Rusya için güneyinde bir tepki verme ihtiyacı doğurabilir.