Printable View
buffet balangıçta tr de olsaydı toprak ağası veya müteahhit olurdu. sonra vakıf kurup malını mülkünü oraya devir eder yurt dışında yaşardı. ticaret buffet için riskli bir ortam olurdu diye düşünüyorum. Türklerden buffet gibi borsa yatırımcısı çıkmaz. genetiklerimiz uymuyor.Alıntı:
Originally Posted by rxpu
buffet'ın abd dışındaki yatırım zihniyetini anlamak için buffet' ın yabancı tahviller hakkında düşüncelerine bakmak gerekiyor. (kıyısından köşesinden eurobond ile alakalı)
Herkes gece nasil rahat uyuyacaksa o sekle sokmali portfoyu :)
Bu da kisiye gore degisir.
20 lerinde birisi cok farklidir 60 larina gore.
Evli olan da cok farkli bekara gore.
Cocugu olan da..
Hatta cocugunun egitimi bitmis olan da.
Emekli maasi olan da bir ayri cinstir.. :)
Dolayisi ile bir "one fits all" durumu yoktur.
Ben ise bir psikopatim, 100% ve her daim hisse senedi ile devam..
Syg,
kısaca şirketinizi "hedge" şeklini anlatmışsınız, ben kimsenin yoğurt yiyişine karışmam. hatta umurumda olmaz lakin şirketinizin ticari alacakları ile eurobond' un alakası nedir ? cidden şirketinizin parasını kendi paranız falan mı sanıyorsunuz ? velev ki şirketin %100' ü sizin olsun.Alıntı:
Originally Posted by rxpu
lütfen açıklamayın ancak dayanamayıp sormak zorundayım. şirketinizin yedek akçeleri şirketinizin toplam yükümlülüklerinin ne kadarı ?(eurobond yedek akçeden sayılmıyor) eğer şirketinizde eleman çalışıyorsa uzun vadede kazanılmış hakları şirketinizin yıllık cirosunun yüzde kaçı (abd' de olsak başka kriterler sorardım). ticari kredilere - borçlara vs girmiyorum bile (metal işleri ile uğraştığınızı anlıyorum - bu devirde bu işlerde olup hala nasıl vadeli mal (önceden banka teminatı - ipotek aldıysanız sözümü geri alıyorum) satabiliyorsunuz anlamış değilim - bendeniz de bir süre metal (bakır) iş kolunda bulundum).
aslında şirketinizin ciddi risk altında olduğunu "eurobond' dan gelen nakit ile spot likidi destekliyorum" açıklamanız ile anlıyorum. yaptığınız ciro vs nedir bilemiyorum ancak buraya gelip insanlara eurobondlar hakkında bilgi vermeden önce (ya da verin banane) ciddi bir mali müşavirden (yurt dışı - big four tecrübeli) şirketiniz için bir sürdürülebilirlik için danışmanlık almanızı tavsiye ediyorum. umarım planlarınız terse dönmez ve şirketinizin "stakeholders" parasını kaybetmezsiniz.
min gayri haddin eurobond yatırımınızı şirketinizde kar dağıtımı veya huzur hakkı aldığınızda "bireysel" olarak (eurobond vergi konularına vakıf değilim) yapmanızdır. bu sayede şirketinizi finansal riskten kurtarmış olursunuz. şirketin çarkını döndürecek olan parayı yüksek riskli bir yatırım aracının kupon ödemesine bağlamak yerine likid fonları tercih etmenizi tavsiye ederim. meta üretip satıp, şirketin karını risk taşıyan finansal ürüne bağlamak mantıklı gelmiyor(ülkemizde birden fazla para birimi var) sizin yerinizde olsam bir süre sonra panik atak nöbetleri geçirmeye başlardım büyük ihtimalle.
Not: sizi böyle pervasızca eleştirmemi kendi şirketinizin varlıklarını burada detaylandırarak sağladığınız. sevgiler
Alıntı:
Originally Posted by vicont
Şirketim endüstriyel entegre tesisler üretiyor ve ben tesis fiyatları yüksek olduğu için sanayicilere 36 ila 48 taksitte satıyorum.
Zaman içinde işler teslim ediliyor şirket ile ilgili kısım kapanıyor (vergi temettü v.b.gibi) ve ben bireysel olarak vergisini ödedikten sonra aylık olarak ödenen döviz bazlı bu taksitleri kendi hesabıma tahsil ediyorum.
Ödemeler aylık (tamamı $ bazında) ve 2025 yılının Aralık ayına kadar 3 ayrı kaynaktan her ay düzenli döviz bazlı ödemeler sürüyor.
Yeni yaptığım anlaşmalar olursa ki şu an görüşmeler sürüyor o zaman yeni müşterilerin ödemeleri 2027'ye kadar sürecek.
Bu tür konularda fazla detaya girmek istemedim ama yukarıda anlattığım detay doğrultusunda benim portföyüm spot ve vadeli alacaklardan oluşuyor. Şirket sürekli büyüdüğü ve yeni işler aldığı için de vadeli alacaklar spotun 3 katına yaklaşabiliyor.
Bu vadeli alacakların tüm yükümlülükleri (tesis üretim giderleri , vergi v.b.gibi) sıfırlandığı için teknik olarak bu tür vadeli alacakları da kişisel portföyümün bir parçası olarak ele alıyorum. Zira her ay ciddi bir nakit akışı yaratıyorlar.
Şirketin sadece bana borcu var başka hiçbir yere borcu yok. Benim de başka hiçbir yere borcum yok. Eurobondların tamamı kişisel portföyümde. Şirket ile ilgisi olmuyor. Ayrıca ben son 10 yıldır şirkete bireysel portföyümden hiç para aktarmadım. Bahsettiğim eurobond kupon faizi kişisel portföyümün nakit akışına destek amaçlı kullanıyorum. Şirket ile bir ilgisi yok. Çoğunlukla da kupon faizleri ile tekrar eurobond alımı yapıyorum.
Kabaca öyle. Vadeli alacaklarında şirket kısmındaki tüm yükümlülükleri (üretim gideri, vergi ) sıfırlandığı ve ürünler teslimedilip sözleşmeler kapatıldığı için o kısmı da bireysel portföyüm olarak ele alıyorum.Alıntı:
Originally Posted by Pscyokinesis
Ben de aslında %100 temettü yatırımcısıyım. Ancak temettü aldığım şirket kendi şirketim.Alıntı:
Originally Posted by shorts
O nedenle borsada hiç yatırımım yok. Tüm diğer yatırımları da bu temettülerden yaptım (eurobond v.b.gibi)
Kendi şirketime yatırım yapmak yerine borsadaki şirketlere yatırım yapmak benim için şu aşamada mantıksız.
Zira temettü oranlarım koyduğum sermayeye göre borsadaki en yüksek temettü veren şirketlerin kat ve kat üzerinde.
Ama bu şekilde bir yatırımım olmasaydı mutlaka eurobondların yanına BIST30 içinden düzenli temettü geliri veren şirketleri de eklerdim Dudu gibi.
teşekkürler sn rxpu, sn dudu
Eyvallah .Alıntı:
Originally Posted by shorts