-
Amerikali yazar F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby (Muhtesem Gatsby) romanini 10 Nisan 1925 tarihinde New York'ta yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/C8_FFlCUIAAiQcl.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped...925jacket.jpeg
https://media.giphy.com/media/10M3THWoV4T6es/giphy.gif
http://www.lindsaydetwiler.com/uploa...79105_orig.png
"Daha genc oldugum ve daha kolay etkilendigim yaslarda babamin bana verdigi bir ogut, o gun bugundur hic aklimdan cikmaz. 'Birini elestirmeye kalktiginda,' demisti, 'herkesin seninle ayni imkanlarla dunyaya gelmemis oldugunu hatirla.' "
-
Lubnan asilli Amerikali ressam, sair ve filozof Halil Cibran'in (Kahlil Gibran) olum yildonumu (10 Nisan 1931)
https://3.bp.blogspot.com/-aQpq9dpO2...00/gibran4.jpg
"Ask sizi cagirdigi zaman izleyin onu, yolu cetin, sarp olsa da. Ve kanatlariyla sizi sardiginda, kendinizi ona teslim edin, tuylerinin icine gizlenmis keskin kilic sizi yaralayacak olsa da. Ve ask sizinle konustugunda, inanin ona; sesi, kuzey ruzgarlarinin bahceleri darmadagin ettigi gibi, duslerinizi dagitsa da. Ask sizi taclandirirken, carm,ha da gerebilir, hem buyutur hem budar sizi. Yukselip tepenize, guneste titreyen en korpe dallarinizi oksadigiı gibi, alcalip koklerinize, topraga SIKI SIKI tutunan baglarinizi sarsabilir de. Ve bugday demeti gibi bagrinda birleştirir sizi, kabuklarinizdan soyup ciplak birakir, apak edinceye kadar ogutur, kolay bicim alacak kadar yogurur. Ve sonra koyar sizi kutsal atesine, Tanrinin kutsal soleninde okunmus ekmek oluncaya kadar. Ask butun bunları, siz yureginizin sirlarina eresiniz ve bu bilgiyle hayatinin yureginin bir parcasi olasiniz diye yapacaktir. Ama eger siz, korkuya kapilip, sadece askin guvencesini ve hazzini isterseniz, ciplakliginizi ortup askin harmanini terk edin daha iyi. Guleceginiz, ama doyasiya gulemeyeceginiz ve aglayacaginiz, ama tum gozyaslarinizi dokemeyeceginiz mevsimleri olmayan bir dunyaya donun. Ask kendinden baska hicbir sey vermez ve kendinden baskasindan da almaz, ask ne sahip olur, ne de sahip olunur; cunku ask yeter aska. Aska yol cizebileceginizi dusunmeyin, cunku asktir size yol gosterecek olan, sizi kendine layik bulursa eger. Askin bir arzusu yoktur kendini gerceklestirmekten baska."
https://pbs.twimg.com/media/C8-1eF1WsAACozC.jpg
"Elinizdeki mallardan verdiginizde cok az verirsiniz. Ancak caninizdan verdiginizde gercekten vermis olursunuz."
-
2 Golden Globes Odullu Lubnan asilli Misirli unlu aktor Omer Serif'in dogum yildonumu (10 Nisan 1932)
https://pbs.twimg.com/media/C8-cLlrXoAIq9pN.jpg
-
Sovyet edebiyatinda ozgun bir ses olarak dikkat ceken Tatar ve Italyan asilli sair Bella Ahmadulina’nin (Izabella Ahatovna Ahmadulina) dogum yildonumu (10 Nisan 1937)
Yagmur kirbacliyor yuzumu, omuzlarimi
Bir firtina ugulduyor cakillar uzerinde
Darbeler indiriyorsun tenime ve ruhuma
Firtınanin gemilere vurdugu gibi
Asla bilmek istemiyorum
Sonrasinda neler olacak bana
Acilarima karsi ezilecek miyim
Yoksa mutluluga mi savrulacagim
Korku ve neseli kivancla geciyorum
Firtinanin icinden gecen bir gemi gibi
Seni gordugume pisman degilim
Ve seni sevmekten korkmuyorum.
http://obviousmag.org/coisas_de_dri/...madulina-2.jpg
Rain flogs my face and collar-bones,
a thunderstorm roars over musts.
You thrust upon my flesh and soul,
like tempests upon ships do thrust.
I do not want, at all, to know,
what will befall to me the next -
would I be smashed against my woe,
or thrown into happiness.
In awe and gaiety elated,
like a ship, that's going tempests through,
I am not sorry that I've met you,
and not afraid to love you, too.
http://clubeclectique.com/files/imag...-gallery-5.jpg
La pioggia schiaccia il mio viso e le palpebre,
un temporale ruggente sui doveri.
Tu ti spingi sulla mia carne e sull’anima,
come le tempeste si spingono sulle navi.
Non voglio affatto sapere
che cosa accadrà a me dopo,
dovrei essere sconvolta contro
la mia miseria o gettata in felicità.
Con timore e gioia allegra,
come una nave che sta andando alla tempesta,
non mi dispiace che ti ho conosciuto,
e non ho paura di amarti anche.
-
Ingiliz roman yazari Penny Vincenzi’nin dogum yildonumu (10 Nisan 1939)
“Sicak bir yaz gunu, kalabalik bir otoyolda, hayat bir anda degisti. Jonathan, sevgilisi Abi’yle yaptigi kacamaktan donen bir doktor. Karisi, onu bir konferansta saniyor. Georgia hayatini degistirecek bir rolun secmelerine katilmak icin yola cikmis genc bir oyuncu. Dinamik, hirsli ama basarisiz bir evliligin ardindan yalnizlik cikmazinda cirpinan, Georgia’nin menajeri Linda. Dugununun yapilacagi mekana dogru, karanlik bir sirla ilerleyen damat Toby ve en yakin arkadasi Barney. Elli yildir gormedigi ilk askini karsilamak icin havaalanina ulasmaya calisan Mary. Hepsini biraraya getiren buyuk kazayi uzaktan izleyen ciftci William ve en yakin hastanede calisan genc ve cekici doktor Emma.Goz acip kapayana kadar hepsinin yasami degisiyor. Hayatlar altust oluyor, yeni sirlar ortaya cikiyor, asklar basliyor ve bitiyor. Bu korkunc kaza her seyin sonu mu, yoksa herkes icin yepyeni bir hayatin anahtari mi?”
https://images-eu.ssl-images-amazon....vXU%2B40bL.jpg
“A hot summer's day, a crowded motorway, a split second that changed a group of people's lives forever. Jonathan, the successful, charismatic surgeon returning from a liaison with his mistress Abi. His wife thinks he's somewhere else... Georgia, the young actress desperate to get to London for an audition for the part that could make her career; and Linda, her agent, dynamic, ambitious - but lonely, and with a failed marriage behind her. Toby, the bridegroom with a dark secret on the way to his wedding, with his loyal best friend Barney. Mary, travelling to the airport to meet her first love, whom she hasn't seen in over fifty years; William, the farmer who watches the drama unfold across the hill; and Emma, the engaging young surgeon at the nearest hospital. One heartbeat in time, and all their lives will be totally transformed. But is it for the worst, or can it be for the best? In the tense, dramatic fall-out, mysteries are created, lives are torn apart, love affairs ended - and ignited. In the aftermath of the crash, urgent questions must be answered: Who was to blame? Who was the girl seen running away from the site of the accident? And can there be any escape from the relentless power of fate?”
-
Amerikali roman ve seyahat yazari Paul Theroux’un dogum gunu (10 Nisan 1941)
“Bu yuzden parayi icat etmeye karar verdim. Her seyin bedava olmasi bir ise yaramiyordu. Tas ve cakillarin bu yosunlu yerde zor bulundugu icin, para yerine gectigini acikladim. Bu yeni bir oyundu ve ise yaradi. Tas aramaya koyulduk ve herkes kucuk bir kume topladi. Benim icin kolaydi cunku yuzme biliyordum, su birikintisine dalarak dipten istedigim kadar tas cikarabiliyordum. Kamptaki en zengin kisi ben oldum.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“So I decided to invent money. It was no good getting everything free. I explained that stones and pebbles would count as money, because they were in short supply in this mossy place.This was a new game and a good one. We set out in search of stones, and everyone gathered a little pile. It was easy for me, because by diving into the pool I could pick up all the stones I wanted off the bottom. I became the richest person in the camp.”
" ‘Jerenimo Demir Devri'ne girer,’ dedi babam. ‘Bir ay once Tas Devri'ydi, tahta kureklerle sebze belleyip cakmak tasindan baltalarla oldurdugumuz sicanlari yendik. Tam sirasiyla ilerliyoruz. Birkac gun icinde 1832'de olacagiz! Bu arada millet, yirminci yuzyili tamamen es gecmeyi planliyorum.’ "
http://www.migladin.co.uk/ekmps/shop...905-1418-p.jpg
“ ‘The Iron Age comes to Jeronimo,’ Father said. ‘A month ago, it was the Stone Age—digging vegetables with wooden shovels and clobbering rats with flint axes.We're moving right along. It'll be 1832 in a few days! By the way, people, I’m planning tos kip the twentieth century altogether.’ ”
-
Amerikali kurgu ve siir yazari Stuart Dybek’in dogum gunu (10 Nisan 1942)
Ucuncu ray
ve elektrikli sandalye
akimla doldurulmustur
akkor halinde parlayan bu gece
yatagin basucundaki lambanin icinde
aydinlatarak govdenizi.
http://foggedclarity.com/wp-content/...3-1024x680.jpg
The third rail
and the electric chair
are charged with the current
that glows tonight
in the bedside lamp
illuminating your body.
-
Amerikali aktor, yapimci, senarist, yonetmen, dovus sanatcisi ve muzisyen Steven Seagal'in 66.dogum gunu (10 Nisan 1952)
https://pbs.twimg.com/media/C9DL0xfXUAI7GFf.jpg
https://2.bp.blogspot.com/-ceCwrEfUX...Kill-03-sg.gif