Özel araçla seyahatin ohal olmadan kısıtlanamayacağıni düşünüyorum
Printable View
Kıskanç Angela bak hele
iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Ece Üner in yaptığı kapakRedmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Su an Newyorkta ve Detroitte Vesper denen bir cihazı kullanıp tek bir solunum destek cihazını 4 kişinin kullanmasına imkan veren bir aparat kullanılıyor.biz de bunu kullanabilsek bir anda cihaz sayısı 4 e katlanır.General grup da solunum destek cihazı üretimine kaydirdi bazı fabrikalarını bizde Arçelik ve Aselsanın bu cihazlarin prototipini üreten startup firmasina destek vermeleri gibi.Yazın bağışıklık sistemi daha güçlendiği icin yaza kadar idare etsek virüs de zayıflayacağı icin en azından sürü bağışıklığı da kısmen bizde de gelişecek daha kolay atlatabileceğiz.Bu arada ilaç ya da aşı da sonbahara gelmeli ki bu iş bitsin.Polyyanna kıvamında düşünüyorum dağa falan çıkmam artık sakata gelmeyeyim.Saglık olsun.
https://tse2.mm.bing.net/th?id=OGC.a...CiOw48Nm6zg%3d
VOG-L29 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
[emoji3][emoji3] aynen....hep evde zor tutulan 50 % yuzunden bunlarSM-A505F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Bu başka kaynaktan.Asıl haber Newyork Times da fakat abonelik gerekli.
Prisma Health has received emergency use authorization from the U.S. Food and Drug Administration (FDA) for VESperâ„¢, a unique ventilator expansion device that allows a single ventilator to support up to four patients during times of acute equipment shortages such as the current COVID-19 pandemic. Produced using 3D printing technology, the device is developed with material already in use for medical devices and produced at minimal cost. For further information see the IDTechEx report on 3D Printing in the Medical and Dental Industry 2019 - 2029.
https://i.hizliresim.com/1G6WI6.jpg
Soru ney cevap ney, sosyal medyada Sancaktarın görüntüleri soruluyor, bakan hikaye anlatıyor.
https://i.hizliresim.com/9RKf0M.png
Geçen gün avrupa ortalamasının üstünde sağlık sistemimiz var dedik burada. karşı çıkanlar oldu. 4 senede gerçekten iyi yol aldık. ya orda kalaydık. nerdeeen nereye. işte bunnar anlamayana kapak olsun.
https://i.hizliresim.com/DQlTTh.jpg
Orjinali...
Bizler zaten durumun farkındayız da ... artık yabancılarında gözünden kaçmıyor https://twitter.com/Brad_Setser/stat...031060480?s=20
devlet evinden cikma dediği fakir fukaraya her türlü destegi vermelidir ki evinden çıkmasın,,,devlet herkesin halihazir isini garanti etmeli. işten cikarma önlenmeli. şirketlere bu destek verilmeli. devlet hazineden ne gerekiyorsa almalı.
Erdoğan bugün olayı vehametini anlayan bir yonetici görüntüsü vermedi. bu sadaka falan değil. bu zor gunlerden lafla değil batılı devletler gibi gerçekçi desteklerle çıkacak..
zaten önümüzdeki günlerde mutlaka yeni bir paket açılacak...
Kaptan ve üç tayfası bir gemiyle sefere çıkar. Gemi fırtınaya yakalanarak batar, ama kaptan ve tayfalar kurtulur ve yamyamların adasına düşerler. Yamyamlar bunları yakalar ve bir soru sorarlar. soru şöyledir: Ölüm mü yoksa mokoko mu?.. düşünmeleri için de sabaha kadar süre verirler. ertesi gün ilk tayfaya sorarlar
ölüm mü? yoksa mokoko mu?
Tayfa ölmektense bilmediğim şeyi olurum daha iyi der ve mokoko diye cevap verir. Ardından adamı bir güzel s*kerler ve bırakırlar.
Diğer tayfaya da aynı soru sorulur ve aynı cevap alınır. Onu da s*ktikten sonra serbest bırakırlar.
Son tayfada aynı olayları yaşar ve serbest bırakılır.
Sıra kaptana gelir. kaptan ayağa kalkar ve...
"Ben bir kaptan olarak gururlu ve şerefli bir hayat yaşadım ve yine bu şerefimi hayatım pahasına da olsa vermem ben ölümü tercih ediyorum der."
-Bunu duyan kabile reisinin veciz sözü tarih sayfalarında o an yerini alır.
"O zaman buna ölene kadar mokoko...."
Doğrusu, yahu bir düzgün bir şey koyun.:he:
Bayrak Kütahyada bir köyde, tam yer ismi veremiyorum ne olur ne olmaz, karantinaya alınmış.
Şimdi iki arkadaş oturmuş çocuklarından konuşuyor.
Birisi demiş ki : Benim kızımin çok iyi bir işi var ,çok iyi bir patronu var . Maaşı çok iyi , patronu evden alır eve bırakır, iş gezilerinde mutlaka yanında olmasını ister . Çok memnunuz. Senin kız ne yaptı? Diye sorar .
Diğeri : Benim kız da or.spu oldu ama senin kadar güzel anlatamıyorum.
Herkes hikayeler, fıkralarla anlatmış durumu. Ben de b.ku yediğimizi biliyorum ama sizin kadar güzel anlatamıyorum.
Uzun süredir görüşememiş iki hanım bir misafirlikte karşılaşınca sohbete başlamışlar.
Eee, sizin kızdan ne haber?
Valla ne olsun, işte biliyorsunuz işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok. İlk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu, sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. Patronu onu çok sevmiş, her işi ona veriyormuş. Derken Ankara seyahatleri başladı. Patron nereye, bizim kız yanında oraya. Paris seyahatleri filan derken baktılar bu iş böyle olmayacak, patronu bir ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım.
Eee, peki sizinki ne âlemde?
Valla bizimki de ****** oldu ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum...
Yine septiri suptiri fıkra.:oleyo:
Merhaba, size bir şey sormak istiyorum. Geçen gün viral yükten bahsetmiştiniz. Viral yük konusunu düşünürken şu aklıma geldi .
Herhangi bir ortamda viral yük olusturmayacak kadar zararsız bir miktarda virüs alırsak vücud bağışıklık oluşturmaya başlar mı yoksa vücudun tepkisi böyle düz mantıkla işlemeyip farklı mı olur ?
Teşekkürler.
Kerim Rota Yazdı: Zenginler para, fakirler Korona tahvili basacak
Covid-19 pandemisinin insanlık için ne kadar yıkıcı olduğunu tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Umarım hem dünya hem Türkiye en az hasarla bu karmaşadan biran önce çıkar.
Salgının tüm dünyada mobiliteyi durdurup insanları eve kapatması bilim kurgu filmlerini aratmayacak sahnelere sebep oldu. Ancak sorunlara sağlığın yanısıra ekonomik boyutun da eklenmesi ile durumun bilim kurgudan çıkıp trajediye dönüşmesi an meselesi. İşin sağlık boyutu çok ciddi olsa da ben biraz tecrübemin bulunduğu finansal piyasalara etkilerini analiz etmeye çalışacağım.
1929 Buhranının 2 haftaya ziplenmiş hali
Hem dış talebin, hem iç talebin hem de arz ve tedarik zincirlerinin aynı anda tüm dünyada durması sanırım modern zamanlarda ilk kez olan birşey. Belki 1929 buhranı buna yakın bir etki yaratmış olabilir. Yine de o dönemde bile 2 hafta gibi kısa sürede ani duruş gerçekleşmediğini, ülkelere zaman içinde yayıldığını biliyoruz. Bu tür bir “ani duruşa” herhangi bir ülkenin finansal olarak uzun süre dayanması imkansız. Gelişmiş ve rezerv para sahibi ülkelerin bir süre para ve maliye politikaları ile süreci uzatma şansları var. Diğer orta ve alt gelir grubu ülkelerinse devleti ile vatandaşı ve piyasalar arasındaki “güven” ilişkisi kadar gücü var.
Bir baby boomer kaç millennial eder?
Bu ani duruşun çok uzamaması için devletler ellerinden geleni yapacaklar. Ancak şurası şimdiden belli ki, birçok devlet en geç 2-3 hafta sonra bunun ekonomik etkilerini sindiremeyip, “ölenler ölsün, kalan sağlar bizimdir” demeye başlayacak. *Donald Trump bunun ilk sinyalini verdi bile.(1)*Çarenin sorunun kendisinden daha kötü olmasına izin vermeyeceklerini paylaştı. Tabi ki ölme ihtimali çok daha yüksek olanlar “baby boomer”lar.(2)*Ancak hükümetlerin “tehlike geçti sokağa çıkın” demesiyle bile dünya artık eski dünya olmayacak. Seyahat, tüketim ve davranış kalıpları değişecek. Sanayi bir ihtimal daha kolay toparlansa da, hizmetler sektörünün işi çok zor. Ertelenmiş talep hizmetler sektöründe çalışmıyor. Kimse iptal ettiği seyahate hemen çıkmayacak, Mart ayında gitmediği lokantaya Nisanda iki kez gitmeyecek.
ABD kendi topraklarını finansal çitle çevirdi
İster birkaç hafta sürsün isterse aylar, tüm dünyada para ve maliye politikalarına en çok ihtiyaç duyulan döneme girildi. Rezerv para statüsü ve büyük piyasaları olanlar geniş varlık alımları yaparak hala para politikalarını etkin kullanma şansına sahipler. Nitekim ABD hazine tahvillerinin yanısıra, mortgage ve şirket tahvillerini sınırsız alacağını ilan etti.(3)*ABD böylece kendi sınırları içerisinde faaliyet gösteren hiçbir banka, fon veya şirketin batmasına izin vermeyeceğini de ilan etmiş oldu. Yakında Bank of Japan gibi tahvil veya hisse ETF’lerini almaya başlamaları da sürpriz olmaz. 2 Trilyon dolar üzerinde mali genişleme paketi de parlamentoda eli kulağında.(4)*Bu kaynak işsiz kalanları bir süre koruyacak, işten çıkarmaları geciktirecek.Bu parayla dolar likiditesi ABD’de gittikçe artacak, ancak artan bu likidite, çöken ekonomik aktivite ve dünya milli gelirinin 3,2 katına çıkan borçluluk seviyeleri nedeniyle ABD sınırları dışına çıkmayacak. Likidite yine ABD tahvillerine akacak. Böylece yeni faiz indirimine gerek kalmadan ABD uzun vadeli faizleri de negatife geçecek. Bir anlamda ABD kendi topraklarını finansal çitle korumaya almış olacak.
Siperden sipere atılan erzak
Ancak ABD sınırları dışına çıkınca işler karışıyor. Rezerv para olması nedeniyle dünyada birçok şirket ve bankanın dolar cinsi borçları var. Bu borçların ödenmesi veya çevrilmesi için de dolar likiditeye ihtiyaçları var. AB bölgesi için bu ciddi bir sorun. Ancak burada da 2 önemli aktör var. Almanya ve ECB. Almanya yıllardır oluşan bütçe fazlası ile çok geniş mali genişleme imkanına sahip. O da belli ki çalışanlarının ve işsizlerinin boynunu eğdirmeyecek. İlk panzeri olan 750 Milyar EUR genişleme paketini masaya koydu bile.(5)*ECB ise dolar kadar güçlü olmasa da bir rezerv paranın patronu. Hiçbir Avrupa bankası veya şirketinin dolar likiditeye erişememe nedeniyle zor duruma düşmesine izin vermeyecek. İşte bu nedenle FED ve ECB arasında swap limiti var. ECB ihtiyacı olduğunda FED’e Euro vererek Usd borç alma kapasitesine sahip. Limit yetmediğinde Almanya başta diğer Avrupa ülkelerinin baskısıyla bu limit de artacaktır. Dolayısıyla kıta Avrupası da siperden sipere atılan erzakla ve mali genişleme ile durumu uzun süre idare edecek görünüyor.
Olağan şüpheliler rezervi düşük olanlar.
Peki bu dolar likidite sıkıntısı en çok kimleri etkileyecek? Tabi ki ekonomileri dışa açık, dolar borçluluğu yüksek gelişmekte olan ülkeleri. Bu ülkeleri de 3 kategoriye ayırmak mümkün. İlki kısa vadede bu tsunamide sığınacak limanı olanlar yani yeterli döviz rezervi veya rezerv karşılama oranı olanlar. Bu kaynaklar bu ülkelere bir süre kimseye muhtaç olmadan dış borç ödemelerini gerçekleştirme ve finans ve istihdam piyasalarını savunma zamanı kazandıracak. Çin, Rusya, Suudi Arabistan bu kategoride ülkeler.
İkinci kategori rezervi çok yüksek olmasa da kendi parasını vererek FED’den swap limiti alabilmiş olan ülkeler. Brezilya, Kore,Meksika artık bu kategoride.(6)*Bütçe tarafında zayıf oldukları için ikinci kategori ülkeler bir noktada IMF türü yardımlara ihtiyaç duyabilirler.
Üçüncü kategoride ise hem rezervi borcuna göre düşük hem de swap imkanı olmayanlar var. Bu ülkeler ise finans dünyasının son yıllardaki “olağan şüphelileri” Türkiye, Hindistan, Güney Afrika, Arjantin gibi ülkeler. Bu ülkelerde rezervler yetersiz olduğu için istihdam ve finans piyasalarını savunmak için tek yol mali politika genişlemesi yapmaları. Yani dolaylı para basmaları gerekiyor. Onu da itibarlı bir şekilde yapmazlarsa sermaye çıkışlarıyla veya ileride enflasyon veya dolarizasyonla başa çıkmaları çok zor. O zaman para basmayı itibarlı bir şekilde yapmalarının yolu ne?
Maden ocağındaki kanarya
Ölçüsüz mali genişleme başka bir deyişle ölçeksiz para yaratma gelişmekte olan ülkeler için hala bir tür günah. Mali disiplin olmadan dış finansman gelmiyor. Üstelik içeride yatırımcıyı ve finansal sisteme güvenenleri de korkutma riski var. Maden ocağındaki kanaryanın ölmesini kimse istemez. Bu nedenle bu günahı itibarlı kılmanın tek yolu,tek seferliğine işleneceği ve gerektiğinde geri çekileceği garantisini vermek. Bunun en popüler yöntemi ise hükümetlerin oluşan krizin etkilerini azaltmaya yönelik tahvil ihracı ile bir tür “Özel amaçlı fon” yaratması. Bu fonun hesaplarının da şeffaf bir şekilde halka raporlanması. Krizlerde piyasaya tahvil satmak imkansız olunca para basmanın kibarca yöntemi bu tahvilleri Merkez Bankalarının alması oluyor. Bu şekilde yaratılan paranın hükümetlerin eline geçtikten sonra şeffaf bir şekilde ihtiyacı olan dar gelirlilere kullanılması halinde durgunluk dönemlerinde enflasyonist olmayabiliyor. Ancak yanlış ellere geçip, servet transferine dönüşürse ciddi enflasyon ve dolarizasyon yaratma riski oluşabiliyor. Yanlış ellere geçip geçmeyeceğinin hızlı tanı testi ise basit. Hükümetler basılacak parayı genel bütçenin içine alıp, üstüne her kaleme ne harcadığını baştan raporlayacak sistemi de kurmuyorsa niyetleri bellidir.
Korona tahvilleri
Bu tür krizler esnasında çıkarılan günah tahvillerinin en bilineni savaşların finansmanı için ihraç edilen “savaş tahvilleri”.(7)*Ancak bu savaş tahvillerinin bahsettiğimiz para basmaktan farklı olarak çoğunlukla savaş için basılan paranın piyasadan geri çekilmesi için ihraç edildiklerini de not etmek gerekir. Bir takipçim “Korona tahvilleri” adının bir finansal enstrümana verilmesini eleştirince bu tahviller özelinde bir fikir alışverişi ortaya çıktı. “Savaş” her ne kadar feci birşey olsa da, bir ulusun dayanışmasını da simgeleyebiliyor. Oysa Korona ismi öyle değil. Dolayısıyla rezervi ve kredibilitesi düşük gelişen ülkelerin bu tahvillere daha itibarlı bir isim bulması da şart.
Para basma işini kime emanet edeceğiz?
Türkiye bu işin nasıl altından kalkabilecek? *Son bir yılda 40 Milyar dolar TCMB rezervinin kur 5,60’ı veya 6,00’yı geçmesin diye harcandığını bir kenara koyalım. Bu 40 Milyar dolar, Türkiye’den uygun fiyatlarla çıkmak isteyen yabancı yatırımcıya ve yabancı para mevduat artışına gitti. FED ‘in Brezilya ile yaptığı swap anlaşmasının büyüklüğü 60 Milyar dolar. Türkiye FED ile bir swap anlaşması yapabilmiş olsaydı muhtemelen büyüklüğü 30 Milyar dolar olacaktı. Bugün harcanan 40 Milyar dolar kasada dursaydı Türkiye önemli bir süre kazanırdı.
15 yıldır biriken 40 Milyar TL İhtiyat akçesinin de seçim yılında bir kalemde harcandığını biliyoruz. 40 Milyar TL ile, 3 ay boyunca SGK’lı çalışanların yarısına asgari ücrete yakın kısa çalışma ödeneği verilebilirdi.
Bu bilgiler ışığında eline geçeni ve elinde bulunanı bu kadar verimsiz harcayan bir yönetimin şeffaf olmadan TL para arzında yapacağı artışın kısa vadede başka sorunları tetiklemesi kaçınılmaz duruyor.
Tüm yumurtalar aynı sepette olursa
Kimsenin çok hoşuna gitmese de, Korona krizinin ortaya koyduğu bir gerçek var. ABD doları rezerv para olmanın avantajını sonuna kadar kullanıyor. Bunun değişmesi için mücadele etmek güzel, ancak dünya henüz değişmeden yapılan tercihlerin de maliyeti oluyor. TCMB son yıllarda portföyündeki ABD hazine tahvillerini elinden çıkardı.(8)*Altın biriktirmeye ağırlık verdi. Biriken altınları da fiziki olarak Türkiye’ye taşıdı.(9)*Bugün geldiğimiz noktada ABD hazine tahvillerini sınırsız alacağını beyan eden bir FED var. ABD tahvillerini dolara çevirmek 60 saniyelik bir iş. Oysa uluslararası bir takas odasında bulunmayan yüklü fiziki altını ihtiyaç duyulduğunda nakde çevirmek emek isteyecek bir iş.
Parası olmayan güven yaratmak zorunda
Sonuç olarak Türkiye’nin önünde önemli bir sınav var. Önce vatandaşların sağlığını tam gözetecek, sonra evde oldukları sürede işlerini kaybetmesine engel olacak, işini kaybedene destek olacak, tedarik zincirlerini sağlıklı tutacak, küçük esnafını, Kobilerini, şirketlerini ve bankalarını koruyacak. Bunların hepsi de para demek. Bu para mecburen basılacak. Basılırken devletin itibarını ve bireylerin finansal sisteme olan güvenini korumak için şeffaflığın ve hesap verilebirliğinin olması gerekiyor. Bu bizlerin ve ilerki nesillerin daha iyi bir Türkiye’de yaşayabilmesi için şart.
(1)
SM-G935F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Belediye görevlileri parkta uyarıcı bildiri dağıtıyor maskeleri çenede, alooo... o maskeler çeneyi korumayacak aq!
Para basılacak, şeffaf kullanılacak, servet transferi olmayacak ..... iyiymiş.
Evde oturmaya alışkın biriyim, hayatta canım sıkılmaz illa yapacak bir şeyler bulurum, fakat bu kodumun virüsünden ötürü bunalmaya başladım!
https://youtu.be/6E3Kfp4iHMQ
Maalesef cepheyi terk ettik Yunan dölleri ve diğer gavurlar, Reyisin plânı patladı deye dalga geçiyorlar.
vücut sürekli olarak bakteri, virüs, parazit, kimyasal, polen, ev akarı... vs alıyor veya maruz kalıyor ve bağışıklık tepkisi de veriyor.
çünkü zararsız miktarlarda alıyoruz, geneli, normali bu.
bireyler olarak her gün binlerce çeşit etkene maruz kalıp, bunlar çok iyi gizlenen ya da çok hızlı üreyen türler değilse, az miktarlarda iken ve bağışıklığımız da olağan işleyen bir bağışıklık ise... biz bunları %99 aşıyoruz, öyle diyelim.. mesela HIV'i neden aşamıyoruz çünkü akciğere, göze filan değil doğrudan vücudun bağışıklığına saldırıyor (yani silahı kullanamaz hale getiriyor), daha başka bir etmeni neden aşamıyoruz radara yakalanmayan uçaklar gibi gizlenme mekanizmaları kullanıyorlar vs. Böyle olaylar var. Ama siz prensipte doğru düşünmüşsünüz, bağışıklığın temel olayı budur. Miktar başa çıkılacak kadar az kalırsa vücut onu halleder.
Gece gece uyku da tutmuyor stressten..
Bi haberlere baktım ulaştırma bakanı görevden alınmış.ilginç..acaba sağlık sorunu mu?
Çıldırıcam pff
Geceden beri sağ üst kadranda şiddetli ağrım var. Doktora gitmekte istemiyorum ama çok ciddi bir ağrı ne yapsam bilemedim.
Zaten ibs geçmişim de var. Hiç böyle olmamıştım hayatımda.