-
Isvicreli ressam, heykeltiras ve grafist Arnold Böcklin'in dogum yildonumu (16 Ekim 1827)
Villa by the Sea, 1871
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
Isle of the Dead (Die Toteninsel, 1883)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Berlin%29.jpg
-
Ingiliz roman yazari ve sair Charlotte Brontë, Jane Eyre romanini 16 Ekim 1847 tarihinde Smith, Elder & Co. araciligiyla Londra’da yayimladi.
https://pbs.twimg.com/media/EkbmZ9AX...jpg&name=large
http://www.azquotes.com/picture-quot...e-47-13-89.jpg
" Arada sana iliskin tuhaf dugulara kapiliyorum. Simdiki gibi, yakinimda oldugun zamanlar.Sanki sol kaburgamin altinda bir yerde bir ip varmis da bu ip, senin sol kaburgana simsiki bir kordugumle baglanmis. Oyle saniyorum ki aramiza daglar, denizler girerse bizi birbirimize baglayan bu ip kopacak. O zaman da icin icin kanlarim akacakmis gibi bir kuruntuya kapiliyorum. Sana gelince…. Sen hemen unutursun beni. / Qualche volta, soprattutto quando mi siete vicina, come ora, ho nei vostri confronti una sensazione strana: mi sembra di avere una corda, sotto le costole, a sinistra, strettamente, inestricabilmente annodata a una corda analoga situata nella stessa zona del vostro corpo esile. E se quel tempestoso tratto di mare e tre, quattrocento chilometri di terra si metteranno con tutta la loro vastità tra noi, ho paura che quella corda verrà spezzata; e allora temo che comincerei a sanguinare internamente. Quanto a voi… mi dimentichere."
https://pics.me.me/you-are-cold-beca...s-54771347.png
"Usuyorsun, cunku yalnizsin, icinde gomulu duran atesi hicbir insan yakinligi alevlendiremiyor. Hastasin, cunku duygularin en guzeli, insanogluna bahsedilen en tatli, en yuce duygu senden uzak duruyor. Aptalsin, cunku o kadar aci cekerken mutlulugu yanina cagirmaktan kaciyorsun, onun seni bekledigi yere dogru bir tek adim atmaya bile yanasmiyorsun. / Avete freddo, perché siete sola: nessun contatto accende il fuoco che è in voi. Siete malata, perché i migliore di tutti i sentimenti, i più nobile, i più dolce che sia concesso agli uomini, vi rimane lontano. Siete sciocca, perché, per quanto ne soffriate, non gli fate cenno di avvicinarsi, né muovete un passo per andargli incontro."
-
Irlandali oyun ve kisa oyku yazari, romanci ve sair Oscar (Fingal O’Flahertie Wills) Wilde’in dogum yildonumu (16 Ekim 1854)
https://i.pinimg.com/originals/c1/9c...e141726e0d.jpg
Kulak verin sozlerime iyice,
Herkes oldurebilir sevdigini
Kimi bir bakisiyla yapar bunu,
Kimi dalkavukca sozlerle,
Korkaklar opucuk ile oldurur,
Yurekliler kilic darbeleriyle!
Kimi gencken oldurur sevdigini
Kimileri yasli iken oldurur;
Sehvetli ellerle oldurur kimi
Kimi altindan ellerle oldurur;
Merhametli kisi bicak kullanir
Cunku bicakla olen cabuk sogur.
Kimi ask kisadir, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satin alir;
Kimi gozyasi doker oldururken,
Kimi kili kipirdamadan oldurur;
Herkes oldurebilir sevdigini
Ama herkes oldurdu diye olmez...
"Onu seviyorum, onun da beni sevmesini saglamaliyim. Sen ki yasamin tum gizlerini bilirsin, soyle bana, nasil bir buyu yapayim da Sibyl Vane beni sevsin? Romeo'yu kiskandirmak istiyorum. Tarihin olmus asiklari bizim guluslerimizi duysunlar da huzunlensinler istiyorum. Bizim atesimizden bir soluk onlarin topragina can versin, kullerini uyandirip aci cektirsin istiyorum." Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"I love her, and I must make her love me. You, who know all the secrets of life, tell me how to charm Sibyl Vane to love me? I want to make Romeo jealous. I want the dead lovers of the world to hear our laughter, and grow sad. I want a breath of our passion to stir dust into consciousness, to wake their ashes into pain. / La amo e devo fare in modo che mi ami. Tu che conosci tutti i segreti della vita, dimmi qual é l'incantesimo che induca Sibyl Vane ad amarmi! Voglio ingelosire Romeo. Voglio che tutti gli amanti morti sentano le nostre risate e si rattristino. Voglio che un sospiro della nostra passione animi la loro polvere e risvegli queste loro ceneri dal dolore. "
"Hosca kal, sevgili Prens!"diye mirildandi, "Elini opmeme izin verir misin?" / Arrivederci, caro Principe!" mormorò; "posso baciarti la mano?" Oscar Wilde, Mutlu Prens / La rondine ed il principe felice
https://pbs.twimg.com/media/C50eXWnWMAEBllD.jpg
-
Fransiz ressam Louis Nattero'nun dogum yildonumu (16 Ekim 1870)
La Patache dans le port de Toulon, XIXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._de_Toulon.jpg
La Montée des Accoules, Marseille, XIXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Marseille.JPG
-
Alman ressam Otto Mueller’in dogum yildonumu (16 Ekim 1874)
Tanzende (Maschka), 1903
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_ca1903.jpeg
Stehende Zigeunerkinder, 1927 (Germanisches Nationalmuseum)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...r_anagoria.JPG
-
Ingiliz ressam Frank Cadogan Cowper’in dogum yildonumu (16 Ekim 1877)
St Agnes in Prison Receiving from Heaven the ‘Shining White Garment’, 1905
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../N01961_10.jpg
Lucretia Borgia Reigns in the Vatican in the Absence of Pope Alexander VI, 1908 – 1914
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../N02973_10.jpg
-
Ispanyol ressam Francisco Marín Bagüés'in dogum yildonumu (16 Ekim 1879)
El Ebro, XX siglo (Museo de Zaragoza)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%BC%C3%A9s.JPG
La jota, XX siglo (Museo de Zaragoza)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%BC%C3%A9s.JPG
-
Nobel Edebiyat Odullu Amerikali oyun yazari Eugene (Gladstone) O'Neill'in dogum yildonumu (16 Ekim 1888)
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...xmg8Q8VpZxe3w7
"Olum yok! Sahiden. Yalnizca hayat var. Yalnizca Tanri var. Yalnizca inanilmaz bir sevinc var. Adina olumm dedigimiz ve bu yakadan bakinca bize bir hiclige karismak gibi gorunen sey, hic de oyle degil. Olum, surekli bir serpilip gelisme ve surgit bir yasama dogru pasaj yalnizca." Lazarus Guldu
https://4.bp.blogspot.com/-1sb3zr-EN...1600/16229.jpg
“There is no death, really. There is only life. There is only God. There is only incredible joy. Death is not the way it appears from this side. Death is not an abyss into which we go into chaos. It is, rather, a portal through which we move into everlasting growth and everlasting life. ”
http://www.azquotes.com/picture-quot...l-36-18-79.jpg
"Simdi veya gelecek yoktur, sadece gecmis durmadan, simdi tekrarlanir."
-
Fransiz ressam Auguste Toulmouche’un olum yildonumu (16 Ekim 1890)
La Fiancée hésitante, 1866
https://upload.wikimedia.org/wikiped...uche_Bride.jpg
Dolce far niente, 1877
https://upload.wikimedia.org/wikiped...far_niente.jpg
-
Alman ressam Adolf Ziegler’in dogum yildonumu (16 Ekim 1892)
Girl with two fruit baskets, 1930
https://64.media.tumblr.com/tumblr_m...5o2oo1_640.jpg
The Four Elements: Fire, Water and Earth, Air, 1937
https://www.sartle.com/media/artwork...&itok=x4H2Pxhc
-
Cumhuriyet Turkiyesi'ni fotograflariyla ilk kez cok yonlu olarak belgeleyen ve tanitan Avusturyali fotograf sanatcisi Othmar Pferschy’in dogum yildonumu (16 Ekim 1898)
http://www.festtravel.com/Files/Makaleler/219/166.jpg
http://www.festtravel.com/Files/Maka...12wo1_1280.jpg
-
Fransiz ressam Jules-Eugène Lenepveu’nun olum yildonumu (16 Ekim 1898)
Les Martyrs aux catacombes, 1855 (Paris, musée d'Orsay)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Catacombs.jpg
Histoire de Jeanne d'Arc, XIXe siècle (musée des Beaux-Arts d'Angers)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n_lenepveu.jpg
-
-
Italyan kokenli Ingiliz ressam Edward (Jeffrey Irving) Ardizzone'nin dogum yildonumu (16 Ekim 1900)
On the Road to Tripoli – a Cup of Tea for the Burial Party, 1943
https://upload.wikimedia.org/wikiped...MARTLD3035.jpg
Normandy June 1944- Naval Control Post on the Beaches
https://upload.wikimedia.org/wikiped...MARTLD4392.jpg
-
Italyan roman ve oyku yazari, ressam, sairi gazeteci, Tatar Colu romani ile taninan Dino Buzzati Traverso'nun dogum yildonumu (16 Ekim 1906)
"O zaman degin, cocukken insana sonsuz gibi gorunen bir yolda, yillarin yavas yavas ve hafifce gectigi, boylece hic kimsenin akip gittiklerinin ayirdina varmadigi bir yolda, hep ilk gencliginin kaygisizligiyla ilerlemisti. Insan bu yolda sakin sakin, cevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gercekten hic gerek yoktu, ne arkanizda sizi SIKISTIRAN ne de tabi, bekleyen birileri bulunurdu, arkadaslariniz da kaygisiz, oynamak icin SIK SIK durarak ilerlerdi. Evlerinin kapisindan buyukler size dostca selam verir ve suc ortakligi dolu guluslerle ufku gosterirlerdi; boylece yurek yigitce ve tatli arzularla carpmaya baslar ve insan kendisini az otede bekleyen harikulade umudunu tadar; gerci o seyler henuz uzaktadir ama bir gun onlara ulasilacagi kesin, tartismasiz bir bicimde kesindir.”
https://i1.wp.com/www.theastoundingr...?fit=522%2C800
"Fino allora egli era avanzato per la spensierata età della prima giovinezza, una strada che da bambini sembra infinita, dove gli anni scorrono lenti e con passo lieve, così che nessuno nota la loro partenza. Si cammina placidamente, guardandosi con curiosità attorno, non c'è proprio bisogno di affrettarsi, nessuno preme di dietro e nessuno ci aspetta, anche i compagni procedono senza pensieri, fermandosi spesso a scherzare. Dalle case, sulle porte, la gente grande saluta benigna, e fa cenno indicando l'orizzonte con sorrisi di intesa; così il cuore comincia a battere per eroici e teneri desideri, si assapora la vigilia delle cose meravigliose che si attendono più avanti; ancora non si vedono, no, ma è certo, assolutamente certo che un giorno ci arriveremo.”
"Insanlar, su nehri astiktan sonra on kilometre daha gidince varirsin, diyeceklerdir. Ama buna karsilik yol hic bitmeyecektir, gunler gitgide daha kisalacak, yol arkadaslari seyreklesecek, camlarda hareketsiz, donuk, kafalarini sallayan suratlar gorunecektir."
https://1.bp.blogspot.com/-2zfrZGlDW...uzzati-jpg.jpg
"Dietro quel fiume - dirà la gente -ancora dieci chilometri e sarai arrivato. Invece non è mai finita, le giornate si fanno sempre più brevi, i compagni di viaggi più radi, alle finestre stanno apatiche figure pallide che scuotono il capo.”
-
Alman ressam Heinrich Steiner’in dogum yildonumu (16 Ekim 1911)
In der Toskana, 1990s
https://media.mutualart.com/Images/2...6a9aeecc3.Jpeg
Im Duft des Gartens, 1990
https://media.mutualart.com/Images/2...39602d382.Jpeg
-
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw’un Bir Kadin Yarattim (Pygmalion – Pigmalione) oyunu, ilk kez 16 Ekim 1913’de Viyana, Hofburg Theatre’da sahneledi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
http://montrealtheatrehub.com/wp-con...n-1024x574.jpg
-
Fransiz dusunur Louis (Pierre) Althusser’in dogum yildonumu (16 Ekim 1918)
“O gunden beri sanirim sevginin ne oldugunu da ogrendim: atilganca kendi duygulari ustune ‘abartmali’ iddialara girmek degil, karsisindakine ozenle davranmak, onun arzularina ve ritmine saygi gostermek; hicbir sey istememek, verileni kabul etmeyi ogrenmek ve bununla yetinmek; her armagani yasamin bir surprizi olarak kabul etmek; ayni armagani ve ayni surprizi iddiasizca, hic zorlanmaya basvurmadan, karsidakine de yapabilmek. Ozetle, yalin ozgurluk! Cezanne neden Sainte-Victoire Daginin her aninin ayri resmini yapmisti? Her anin isigi ayri bir armagandir da ondan.” Gelecek Uzun Surer
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Depuis, je crois avoir appris ce qu'est aimer : être capable, non de prendre ces initiatives de surenchère sur soi et ‘d'exagération’, mais d'être attentif à l'autre, respecter son désir et ses rythmes, ne rien demander mais apprendre à recevoir et recevoir ch**ue don comme une surprise de la vie, et être capable, sans aucune prétention, et du même don et de la même surprise pour l'autre, sans lui faire la moindre violence. En somme la simple liberté. Pourquoi donc Cézanne at-il peint la montagne Sainte-Victoire à ch**ue instant ? C'est que la lumière de ch**ue instant est un don.”
-
Amerikali yazar Kathleen Winsor’un dogum yildonumu (16 Ekim 1919)
“Amber St. Clare, henuz on altisinda hamileydi, bes parasizdi ve Londra’nin tehlikeli sokaklarinda tek basinaydi. Ancak keskin zekasi, gozu karaligi ve dillere destan guzelligi sayesinde Restorasyon Donemi Ingilteresi’nde bir kadinin erisebilecegi en yuksek noktaya erisecek; fahiselerin, haydutlarin ve katillerin arasindan siyrilip saraya terfi eden bu genc kadin, hem Buyuk Veba’yi, hem Londra Yangini’ni yasayacakti. En yoksulundan en soylusuna sayisiz erkegin -ve kadinin- gonlunu fetheden Amber, daima tek bir adama bagliydi. En cok sevdigi ve asla elde edemeyecegi o adam, bir mucize kadar uzakti ona.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1RMWNBQ8GL.jpg
“Abandoned pregnant and penniless on the teeming streets of London, 16-year-old Amber St. Clare manages, by using her wits, beauty, and courage, to climb to the highest position a woman could achieve in Restoration England-that of favorite mistress of the Merry Monarch, Charles II. From whores and highwaymen to courtiers and noblemen, from events such as the Great Plague and the Fire of London to the intimate passions of ordinary-and extraordinary-men and women, Amber experiences it all. But throughout her trials and escapades, she remains, in her heart, true to the one man she really loves, the one man she can never have.”
-
-
Norvecli ressam Christian Krohg'un olum yildonumu (16 Ekim 1925)
Sleeping mother with child, 1883
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._barn_1883.jpg
Leif Erikson discovers America, 1893
https://upload.wikimedia.org/wikiped...v-eriksson.jpg
-
1 Akademi Onur Odulu, 3 Akademi Odul adayligi, 15 Emmy Odul adayligi ve 6 Golden Globe sahibi ‘Yasayan Efsane’ Ingiliz aktris Dame Angela Brigid Lansbury’nin dogum gunu (16 Ekim 1925)
https://media.giphy.com/media/G2sqRHLViIkMM/source.gif
https://media.giphy.com/media/yeVo44DY98vF6/source.gif
https://78.media.tumblr.com/724b4c15...xo1_r1_400.gif
-
Nobel Edebiyat Odullu Alman romanci, sair, oyun yazari, illustrator, grafik sanatcisi ve heykeltiras Gunter Wilhelm Grass’in dogum yildonumu (16 Ekim 1927)
http://www.literaturplakate.de/Bilde...0px-k/2042.jpg
Iste hikayemiz boyle dostlarim
Su parasiz yapilan alisveris
Iste borc kartimiz, cakiverin imzayi
Yorgan daima kisa gelirmis
Bu uc, cu uca ulasamazmis
Diyebilir misiniz amma da is
Aramak onu ufuklarin ardinda
Arada dusmus yapraklari tekmelemek
Ovmak bir ciplak ayagi
Butun yurekleri kiraya vermek
Ya da bir aynali odada
Bir otomobilde
Kaporta aya dogru dikilmis
Masumluk, duruversin istedigi yerde
Nerede baslatirsa baslatsin cumbusunu
Sesler tiz perdeden kadincil ve sonsuz
Bir baskalik belirir her seferinde
Giselerin onunde, henuz acilmamis
Kenetlenmis eller durmadan citirdar
Kuyrukta sungusu dusmus bir adam
Bir zayif yasli bayan
Ve sinemadaki film
Bir buyuk aski ilan eder neonlu isiklar
Carsaf gibi reklamlarda
Senaristin de garantisi var.
“Bir resim albumundeki anlati zenginligi, bu dunya yuzunde baska nerede vardir? Hamarat bir amator fotografci kimligiyle bizi her pazar yukardan asagi, yani boylarimizi alabildigine kisaltip, isik durumunu biraz iyi, biraz kotu ayarlayarak resimlerimizi ceken ve kendi albumune yapistiran Aziz Tanri, dilerim elimden tutsun." Teneke Trampet
https://images-na.ssl-images-amazon....1TmjE95SIL.jpg
“Cosa mai a questo mondo, quale romanzo avrebbe l’epica vastità di un album fotografico? L’unica possibilità di flirtare con la nostra tristezza ci si offriva per il tramite delle foto, poiché su quelle istantanee realizzate in serie trovavamo noi stessi, se non palpabili, almeno, cosa più importante, passivi e neutralizzati.”
-
Romanya dogumlu Israilli sair Dan Pagis’in dogum yildonumu (16 Ekim 1930)
Yok yok: kesinlikle
insandilar: uniformalar, cizmeler.
Nasil aciklasam? Imgede
Yaratilmislardi.
Ben bir golgeydim.
Farkli bir yaratici isiydim.
Oyle ki, merhametinden, bende olecek bir parca bile birakmadi.
Boylece O’na dogru kostum, hafif mi hafif bir gul, mavi
Affederek – Hatta ozur dileyen bile oldum-
Her seye kadir olan dumana uflendim
imgesiz ve benzersiz.
https://pictures.abebooks.com/isbn/9780856350252-us.jpg
No no: they definitely were
human beings: uniforms, boots.
How to explain? They were created
in the image.
I was a shade.
A different creator made me.
And he in his mercy left nothing of me that would die.
And I fled to him, rose weightless, blue,
forgiving – I would even say: apologizing –
smoke to omnipotent smoke
without image or likeness.
-
Ucak (1980), Top Secret! (1984), Ciplak Silah (1988), Ciplak Silah 2 1/2 (1991) gibi filmlerin Amerikali yonetmeni, yapimci ve senarist David S. Zucker’in dogum gunu (16 Ekim 1947)
https://www.flapperscomedy.com/wp-co...-1024x1024.jpg
-
Irlandali yazar C.S. Lewis, Aslan, Cadi ve Dolap (The Lion, the Witch, and the Wardrobe - Il leone, la strega e l'armadio) kitabinin 1. baskisini 16 Ekim 1950 tarihinde Geoffrey Bles araciligiyla Londra’da yayimlandi.
“Belki bu sizin de ruyalarinizda olmustur. Birisi anlamadiginiz bir sey soyler, fakat ruyanizda sanki cok buyuk bir anlami varmis gibi gelir size: Ya butun ruyayi kabusa donusturecek korkunc bir anlami vardir ya da hos bir anlami; sozlerle anlatilamayacak kadar hos bir anlami vardir ve ruyayi oylesine harika yapar ki, tum yasaminiz boyunca hatirlar ve surekli ayni ruyayi gormek istersiniz.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Perhaps it has sometimes happened to you in a dream that someone says something which you don't understand but in the dream it feels as if it had some enormous meaning--either a terrifying one which turns the whole dream into a nightmare or else a lovely meaning too lovely to put into words, which makes the dream so beautiful that you remember it all your life and are always wishing you could get into that dream again.”
-
Italyan asilli Amerikali yazar Lorenzo Carcaterra’nin dogum gunu (16 Ekim 1954)
“Hicbirimizin kitabi yoktu. Ailelerimizin de oyle. Kitaplar, Cehennem Mutfagi'nda pek az kisinin karsilayabilecegi ya da karsilamak isteyecegi bir lukstu. Erkeklerin cogu ancak gazetelerin at yarisi ekini anlayabilecek kadar okur yazardi. Kadinlar sadece dua kitaplari ve magazin dergileri okurdu. Insanlar, okumanin bir zaman kaybi olduguna inaniyordu, seni okurken gorduklerinde, yapacak baska bir isin olmadigini dusunurler, tembel damgasini yapistiriverirlerdi. Neyse ki arkadaslarimla gidebilecegim bir kutuphane vardi.” Suskunlar
https://cdn2.penguin.com.au/covers/o...1407059396.jpg
“None of us owned any boks and neither did any of our parents They were a luxury few in Hell's Kitchen could afford—or would want. The bulk of the men were literate only to the extent that they could follow the racing sheet of a newspaper; the women limited their reading to prayer books and scandal sheets. People thought reading to be a waste of time. If they saw you reading, they figured you had nothing better to do and wrote off as lazy.”
“Dordumuz birbirimizde baska hic kimsede bulamadigimiz teselli ve guveni bulmustuk. Birbirimize olumune guvenir, aramizda ihanet olmayacagini bilirdik. Baska hicbir seyimiz yoktu. Paramiz, bisikletlerimiz, yaz kamplarimiz ya da tatillerimiz. Birbirimizden baska hicbir seyimiz yoktu. Ve bizim icin onemli olan tek sey buydu.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Together, the four of us found in each other the solace and security we could not find anywhere else. We trusted each other and knew there would never be an act of betrayal among us. We had nothing else – no money, no bikes, no summer camps, no vacations. Nothing, except one another.To us, that was all that mattered.”
-
1 Akademi (Mystic River, 2003), 3 Golden Globe Odullu, Esaretin Bedeli’nin (The Shawshank Redemption - Le ali della libertà ) Andy Dufresne karakteri Amerikali aktor Tim (Timothy Francis) Robbins’in dogum gunu (16 Ekim 1958)
https://pbs.twimg.com/media/EG8JX_cX...pg&name=medium
https://media.giphy.com/media/MxseFhLGXxWyQ/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/PTSLKE77DveXC/giphy.gif
https://i.kinja-img.com/gawker-media...fbtecztefy.gif
-
Fransiz roman yazari Marc Levy’nin dogum gunu (16 Ekim 1961)
“Zaman zaman iki ruh tek bir ruhu olusturmak uzere karsilasir. Boylece sonsuza dek birbirlerine bagimli olurlar. Birbirlerinden asla ayrilmaz, o yasamdan bu yasama hep birbirlerini bulurlar. Bu dunyevi yasantilari sirasinda bir yari digerinden kopup da onlari baglayan yemini bozacak olursa, ruhlarin ikiside hemen olur. Biri yolculugunu bir digeri olmadan surduremez.” Gelecek Sefere
https://www.lisez.com/usuaris/libros...6238137ORI.jpg
“Il arrive que deux âmes se rencontrent pour n'en former plus qu'une. Elles dépendent alors à jamais l'une de l'autre. Elles sont indissociables et n'auront de cesse de se retrouver, de vie en vie. Si au cours d'une de ces existences terrestres une moitié venait à se dissocier de l'autre, à rompre le serment qui les lie, les deux âmes s'éteindraient aussitôt. L'une ne peut continuer son voyage sans l'autre.”
“Hikaye, senin gulumsemelerin ve yoklugunla bitiyor. Cocuklugumdan kalma piyanonun tuslari uzerindeki parmaklarinin sesini hala duyuyorum. Her yerde aradim seni, baska alemlerde bile aradim. Buldum da, nerede olursam olayim senin bakislarinda uyuyorum. Senin tenin benim tenim. En cilgin hayallerin, yuregin murekkebiyle yazildigini biliyorum artik. Tasavvur bile edemedigim bir sey verdin bana, hayatimda seninle gecirdigim her saniyenin diger her saniyeden daha degerli oldugu bir zamani yasattin bana. Sen bir dunya yarattin. Yaz mevsimine nasil girilirse, iste sen de oyle girdin benim hayatima. Ne ofke ne de pismanlik duyuyorum. Bana yasattigin anlarin bir ismi var, buyulu anlar onlar. O buyuyu hala tasiyorlar. Sen olmasan da, artik asla yalniz olmayacagim, cunku sen bir yerlerde yasamaya devam ediyorsun.” Sizi Tekrar Gormek
https://1.bp.blogspot.com/-Gy3OnZQLt...ous-revoir.jpg
“Ainsi se referme l'histoire sur tes sourires et le temps d'une absence. J'entends encore tes doigts sur le piano de mon enfance. Je t'ai cherchée partout, même ailleurs. Je t'ai trouvée, où que je sois, je m'endors dans tes regards. Ta chair était ma chair. De nos moitiés, nous avions inventé des promesses ; ensemble nous étions nos demains. Je sais désormais que les rêves les plus fous s'écrivent à l'encre du coeur. J'ai vécu là où les souvenirs se forment à deux, à l'abri d'une seule confidence où tu règnes encore. Tu m'as donné ce que je ne soupçonnais pas, un temps où ch**ue seconde de toi comptera dans ma vie bien plus que tout autre seconde. J'étais de tous les villages, tu as inventé un monde. Te souviendras-tu, un jour ? Je t'ai aimée comme je n'imaginais pas cela possible. Tu es entrée dans ma vie comme on entre en été. Je ne ressens rien ni colère ni regrets. Les moments que tu m'as donnés portent un nom, l'émerveillement. Ils le portent encore, ils sont faits de ton éternité. Même sans toi, je ne serai plus jamais seul, puisque tu existes quelque part.”
-
Fransiz filozof Gaston Bachelard’in olum yildonumu (16 Ekim 1962)
“Iste hayalimiz, bilgic ve felsefi hayalimiz boyle calisir, butun kuvvetleri siddetlendirir, hayatta da olumde de mutlagi arar. Madem ki kaybolmak gerekmektedir madem ki olum icgudusu en rahat hayata bile kendini kabul ettirmektedir, oyleyse butun halinde olelim ve kaybolalim. Hayatimizin atesini bir ustun-atesle varligin ta kalbine yoklugu oturtacak olan, alevsiz ve kulsuz, insanustu bir ustun- atesle yok edelim. Ates kendi kendini yiyince, guc kendine karsi donunce, varlik yitip gidisi aninda butunsellesiyormus gibi gorunur, yok olusunun siddeti var olusunun en ustun kaniti, en acik kanitiymis gibi gorunur.” Atesin Psikanalizi
https://images-na.ssl-images-amazon....1HlPAUDhJL.jpg
"Ainsi travaille notre rêverie, sa-vante et philosophique, elle accentue toutes les forces, elle cherche l’absolu dans la vie comme dans la mort. Puisqu’il faut disparaî-tre, puisque l’instinct de la mort s’impose un jour à la vie la plus exubérante, disparaissons et mourons tout entiers. Détruisons le feu denotre vie par un surfeu, par un surfeu surhumain, sans flamme ni cen-dre, qui portera le néant au cœur même de l’être. Quand le feu se dé-vore lui-même, quand la puissance se retourne contre soi, il sembleque l’être se totalise sur l’instant de sa perte et que l’intensité de ladestruction soit la preuve suprême, la preuve la plus claire del’existence."
https://qqcitations.com/images-citat...ard-147944.jpg
"Ask, baskasina aktarilan bir atestir. Ates ise, ancak yakalaniverecek bir asktir. / L'amore è un fuoco da trasmettere. Il fuoco è un amore da sorprendere. / Love is a fire that is to be transmitted, fire is but a love whose secret is to be detected."
https://sc01.alicdn.com/kf/HTB1EHjeN...nt-b-Games.jpg
-
Arjantinli Kubist ressam Emilio Pettoruti'nin olum yildonumu (16 Ekim 1971)
El Quinteto, XX siglo
https://uploads7.wikiart.org/00114/i....jpg!Large.jpg
El Improvisador, XX siglo
https://uploads8.wikiart.org/00106/i....jpg!Large.jpg
-
Sydney Pollack'in yonettigi, Barbra Streisand ve Robert Redford'un basrollerini ustlendigi ve Cornell Universitesi'ndeki Amerikan Karsiti Faaliyetleri Izleme Komitesi'ndeki deneyimleri duygusal orgýlerle bezeyerek anlatan Bulunduðumuz Yol (The Way We Were) promiyerini 16 Ekim 1973 tarihinde New York City, Loew's State Theatre’da yapti.
https://images-na.ssl-images-amazon....L._SL1500_.jpg
-
Nijeryali yazar ve sair Wole Soyinka, 16 Ekim 1986 tarihinde “Genis bir kulturel bakis acisi ve sairane bir sezi uslubu ile sundugu hayatinin tiyatrosu icin" gerekcesiyle Nobel Edebiyat Odulunu kazandigi aciklandi.
https://images.slideplayer.com/33/10...s/slide_12.jpg
Pas olgunluktur, pas
Ve benzi sari misir tuyleri;
Cicek tozlari ciftlesmek uzeredir
Kirlangiclar dansa durdugu zaman
Okun ucundaki tuy gibi
Ucusmakta misir saplarinin iplikcikleri
Isigin hizasinda. Ve biz isitmekten sevincli
Ruzgarin toplu yuruyusunu, isitmek
Ovadaki bicki sesini, misirlarin birakildigi yerde
Bambu kiymiklari gibi icine isledigi.
Biz toplayicilar, simdi
Puskullerin ustundeki pasi beklerken, cekilir
Alacakaranliktan uzun golgeler, kaplanir celenk gibi
Sazdan samandan arabalar tutsuler icinde. Su yuklu saplar
Tohumun curugune yururler - biz bekleriz
Pasin soz verdigini.
-
Emily Brontë'nin ayni isimli romanindan uyarlanan, Juliette Binoche ve Ralph Fiennes'in basrollerini paylastigi Ugultulu Tepeler (Wuthering Heights - Cime tempestose), 16 Ekim 1992 tarihinde Londra'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DMQqGAIW4AARTbG.jpg
https://media.giphy.com/media/BSfiv0IwyVu0M/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/1262747en7JQVW/giphy.gif
-
Jennifer Tilly, Brad Dourif, Katherine Heigl’in basrollerini paylastigi Child's Play film serisinin dorduncusu Chucky'nin Gelini (Bride of Chuck), 16 Ekim 1998 tarihinde Amerika ve Kanada’da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Ekc--yEX...jpg&name=large
-
https://pbs.twimg.com/media/EG7LbB7U...jpg&name=small
"Bir kis aksami bana gelsen, birbirimize sarilip camlarin ardindan karanlik, buz tutmus sokaklarin issýzligina bakarak, bilmeden birlikte yasanan masal kislarini ansiriz."
-
HBO, 25 Ekim’de ekranlara gelecek Nicole Kidman ve Hugh Grant’li The Undoing dizisinden poster yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/EkcxyqHX...g&name=900x900
-
Romulus Entertainment ve Lionsgate, Charlie Hunnam, Jack O'Connell ve Jessica Barden'in oyuncu kadrosunda yer aldigi, Max Winkler imzali Jungleland filminden fragman yayinladi.
Filmde Charlie Hunnam ve Jack O'Connell, Stanley ve Lion isimli iki kardesi canlandiriyor. Patronuna borclu olan Stanley, borcunu odeyebilmek adina yuksek bahisli dovus turnuvasi icin kardesiyle ulkenin bir ucundan digerine yolculuk eder, ayni zamanda beklenmedik bir yolcuyu patrona teslim etmek zorunda kalirlar. Stanley, hayati pahasina kardesi Lion'i boks konusunda egitir. Bir dizi talihsiz olay iki kardesin arasini acar ancak aralarindaki sevgi ve daha iyi bir hayat yasama inanci onlari bir arada tutar.
https://youtu.be/ftcO37FQA0k
-
Amazon Prime, 2020 Sundance Film Festivali‘nin en cok konusulan filmlerinden, Alan Ball’un yazip yonettigi; Paul Bettany ve Sophia Lillis’in basrollerini ustlendigi ve 26 Kasim’da ekrana gelecek Uncle Frank filminden ilk fragmani yayinladi.
https://youtu.be/KXQa55HBR7A
-