Italyan ressam Odorico Politi'nin olum yildonumu (18 Ekim 1846)
Sant'Antonio in Gloria, XVIII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Politi%29.jpg
Autoritratto, 1830-1840 ca.
https://lh3.googleusercontent.com/pr...NpZC1CBiz3_0Lk
Printable View
Italyan ressam Odorico Politi'nin olum yildonumu (18 Ekim 1846)
Sant'Antonio in Gloria, XVIII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Politi%29.jpg
Autoritratto, 1830-1840 ca.
https://lh3.googleusercontent.com/pr...NpZC1CBiz3_0Lk
Fransiz ressam Louis-Maurice Boutet de Monvel’in dogum yildonumu (18 Ekim 1850)
Jeanne Lebaigue, 1877
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._de_Monvel.jpg
L'Apothéose de la canaille, ou le triomphe de Robert Macaire, 1885 (musée des Beaux-Arts d’Orléans)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._de_Monvel.jpg
Amerikali roman yazari Herman Melville’in bas yapiti Moby Dick, Londra’da 18 Ekim 1851 tarihinde yayinci Richard Bentley tarafindan yayimladi.
“Ey oluleri yesil cimenin altinda yatanlar! Cicekler arasinda durup "sevgilim burada" diyebilenler! Sizler bu kadinlarin yureklerindeki derdi bilemezsiniz.Ne aci bir bosluktur altlarinda kimsenin kemikleri olmayan bu kara kenarli mermerlerin boslugu! Bu donmus levhadaki umutsuzluk oyle derindir ki! Ne kara bosluklar ne aci ayriliklar saklidir bu satirlarda !Bu satirlar sanki tum imani kemirmis, nerelerde olduklari bilinmeyen mezarsiz olulerden yeniden dirilmek umudunu almistir.”
https://orig00.deviantart.net/1595/f...57-d6rt002.jpg
“Oh! ye whose dead lie buried beneath the green grass; who standing among flowers can say- here, here lies my beloved; ye know not the desolation that broods in bosoms like these. What bitter blanks in those black-bordered marbles which cover no ashes! What despair in those immovable inscriptions! What deadly voids and unbidden infidelities in the lines that seem to gnaw upon all Faith, and refuse resurrections to the beings who have placelessly perished without a grave.”
1927 yili Nobel Edebiyat Odulu sahibi, ozellikle 20. yuzyilin ilk yarisinda ve 2. Dunya Savasi'ndan sonra kita felsefesinde etkili olan Fransiz filozof Henri Bergson’in dogum yildonumu (18 Ekim 1859)
“Jestler de yasam gibi canli olmalidir! Hayatin temel kanununa, asla kendini tekrar etmeme sartina o da boyun egmelidir! Ama iste, bir bas veya kol hareketi surekli ayni, duzenli araliklarla kendini tekrar ediyor. Bu hareketi fark etmissem, dikkatimi dagitmayi basarmissa, yeniden ortaya cikmasini bekliyorsam ve bekledigim anda da ortaya cikiyorsa, istemeden de olsa gulerim. Nicin? Cunku artik onumde otomatik bicimde isleyen bir makine vardir. Bu artik hayat degil, hayatin icine yerlesmis ve hayati taklit eden bir otomatizmdir. Gulunctur.”
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...24aOvvFJEVVO8f
"Que le geste s’anime donc comme elle ! Qu’il accepte laloi fondamentale de la vie, qui est de ne se répéter jamais ! Mais voici qu’uncertain mouvement du bras ou de la tête, toujours le même, me paraît revenirpériodiquement. Si je le remarque, s’il suffit à me distraire, si je l’attends aupassage et s’il arrive quand je l’attends, involontairement je rirai. Pourquoi ?Parce que j’ai maintenant devant moi une mécanique qui fonctionne automa-tiquement. Ce n’est plus de la vie, c’est de l’automatisme installé dans la vieet imitant la vie. C’est du comique."
https://images.gr-assets.com/books/1...32l/710015.jpg
“Let gesture display a like animation! Let it accept the fundamental law of life, which is the complete negation of repetition! But I find that a certain movement of head or arm, a movement always the same, seems to return at regular intervals. If I notice it and it succeeds in diverting my attention, if I wait for it to occur and it occurs when I expect it, then involuntarily I laugh. Why? Because I now have before me a machine that works automatically. This is no longer life, it is automatism established in life and imitating it. It belongs to the comic.”
Fransiz ressam Henri Adrien Tanoux'nun dogum yildonumu (18 Ekim 1865)
Odalisques, 1905
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ux%2C_1905.jpg
Harem Beauty, 1921
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e-balanced.png
Amerika dogumlu Ingiliz deneme yazari ve elestirmen Logan Pearsall Smith'in dogum yildonumu (18 Ekim 1865)
https://www.azquotes.com/picture-quo...-52-5-0578.jpg
"Yasamda hedeflenecek iki sey vardir: Birincisi istedigini elde etmek, ikincisi ondan hoslanmaktir."
https://www.azquotes.com/picture-quo...h-27-58-31.jpg
"Insanlar, hayat gibisi yoktur derler; ama ben sahsen okumayi yeglerim."
Budizm, Zen ve Shin konularinda kitap ve makaleler yazan Japon Budist bilgin ve yazar Daisetsu Teitaro Suzuki’nin dogum yildonumu (18 Ekim 1870)
“Yasamin su kati gercekleri dedigimiz seylerle surekli olarak karsi karsiya olmak zihnimizi kemiklestiriyor. Yumusaklik kalmiyor, siirsellik gidiyor. Orada yesil otlarin bitmesine olanak veremeyen bir kum coluyle karsilasiyoruz. Basho’nun caginda yasam daha boylesine siirsellikten yoksun, boylesine tikistirilip SIKISTIRILMIS degildi. Bambu kamislarindan yapilmis bir kulube, bir kamis sopa, pamukludan yapilmis cuval gibi bir cul sair icin cevresinde dolanmak, gonlunun cektigi, hosuna giden koyde kalmak, her turlu yasantiyi tatmak icin yeterliydi. Bu yasantilarin cogunlugu da ilkel bir yolculukta karsilasilacak gucluklerin getirecegi yasantilardi. Yolculuk cok kolay, cok rahat olunca yolculugun ruhsal anlami yok oldu. Belki buna duygusallik diyebilirsiniz ama yolculugun uyandirdigi bir tur yalnizlik duygusu vardir, insani yasamin anlami konusunda dusuncelere goturur. Aslina bakacak olursaniz yasam da bir bilinmezden otekine bir yolculuk degil mi? Payimiza dusen altmis yetmis ya da seksen yillik omrumuzde, eger elimizden gelirse gizlerin ortulerini kaldirmaya calisiyoruz. Bu kisa omru uzuntusuz sikintisiz da olsa kapali gozle gecirmek bizi bu sonsuzluk duyarliginin yalnizligindan yoksun birakir.” Zen Budizm
https://pictures.abebooks.com/isbn/9780090484317-us.jpg
“Where science rules the imagination beats a retreat. We are all made to face so-called hard facts whereby our minds are ossified; where there is no softness left with us, poetry departs; where there is vast expanse of sand, no verdant vegetation is made possible. In Basho's day, life was not yet so prosaic and hard-pressed.: One bamboo hat, one cane stick, and one cotton bag were perhaps enough for the poet to wander about with, stopping for a while in any hamlet which struck his fancy and enjoying all the experiences-which were likely mostly hardships of primitive travelling. When travelling is made too easy and comfortable, its spiritual meaning is lost. This may be called sentimentalism, but a certain sense of loneliness engendered by travelling leads one to reflect upon the meaning of life, for life is after all a travelling from one unknown to another unknown. A period of sixty, seventy, or eighty years alloted to us is meant to uncover if we can the veil of mystery. A too smooth running over this period, however short it may be, robs us of this sense of Eternal Aloneness.”
Italyan ressam Luca Postiglione’nin dogum yildonumu (18 Ekim 1876)
Antiono's Dream, 1904
https://media.mutualart.com/Images/2...701b97c42.Jpeg
Odalisque, 20th century
https://media.mutualart.com/Images/2...309d80fa6.Jpeg
Amerikali yazar ve tarihci James Truslow Adams'in dogum yildonumu (18 Ekim 1878)
"Amerikan Ruyasi, yasamin her biri icin yetenek ve basariya gore daha iyi ve daha zengin ve herkes icin daha iyi olmasi gereken bir topragin hayalidir. Motorlu tasitlar ve yuksek ucretler sadece bir ruya, ama her insanin ve her kadinin, en icten yetenekli olduklari en iyi boyuta ulasabilecekleri bir toplumsal duzen hayali. Ve dogustan ya da pozisyondan kaynaklanan tesadufi kosullara bakilmaksizin, baskalari tarafindan taninmalidir. ”
https://imgcdn.saxo.com/_9781412847438
“The American Dream is that dream of a land in which life should be better and richer and fuller for everyone, with opportunity for each according to ability or achievement. It is not a dream of motor cars and high wages merely, but a dream of social order in which each man and each woman shall be able to attain to the fullest stature of which they are innately capable, and be recognized by others for what they are, regardless of the fortuitous circumstances of birth or position.”
Ingiliz suc hikayeleri yazari Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes maceralarindan Bir Kimlik Vakasi’ni (A Case of Identity - Un caso di identità) 18 Ekim 1887 tarihinde yazmaya basladi.
“Adam agzina bir damla bile icki surmezdi, hayatinda da baska bir kadin yoktu ve kadinin sikayetci oldugu davranis, kocasinin her yemekte takma dislerini cikararak kadina firlatiyor olmasiydi. Takdir edersin ki, bu kadarini siradan bir hikayeci bile hayal edemez. Biraz enfiye al Doktor ve verdigin ornegi curuttugumu itiraf et”
http://www.advertisingarchives.co.uk...tity/1900s.jpg
“The husband didn't drink, there was no other woman, and the conduct complained of was that he had drifted into the habit of winding up every meal by taking out his false teeth and hurling them at his wife, which, you will allow, is not an action likely to occur to the imagination of the average story - teller. Take a pinch of snuff, Doctor, and acknowledge that I have scored over you in your example."
Isvecli ressam Johan August Malmström’un olum yildonumu (18 Ekim 1901)
King Aella's messenger before Ragnar Lodbrok's sons, 1857
https://upload.wikimedia.org/wikiped...str%C3%B6m.jpg
Dancing Fairies, 1866
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._18226.tif.jpg
Ingiliz ressam John Callcott Horsley'in olum yildonumu (18 Ekim 1903)
The Morning of St Valentine, 1863
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ne%27s_Day.jpg
The waiting maid, 1875
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._maid_1875.jpg
Avusturyali besteci Gustav Mahler'in 5.senfonisinin Dunya promiyeri, bestecinin katilimiyla Gürzenich Orkestrasi tarafindan 18 Ekim 1904 tarihinde Koln, Gürzenich Festhalle’de yapildi.
https://images-na.ssl-images-amazon....0000E4H3.L.jpg
Italyan filozof Norberto Bobbio'nun dogum yildonumu (18 Ekim 1909)
"Liberalizmi burjuvazinin gucu olarak anlayinca onu reddetmek kolaydir; devletin gucunu sinirlamak seklinde anlayinca ise reddetmek guctur."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"È molto facile sbarazzarsi del liberalismo se lo si identifica con una teoria e pratica della libertà come potere in particolare del potere della borghesia, ma è assai più difficile sbarazzarsene quando lo si consideri come teoria e pratica dei limiti del potere statale."
Liyakat Nisani sahibi, Ingiliz roman, oyku ve deneme yazari Edward Morgan Forster, Howards End romanini 18 Ekim 1910'da Edward Arnold yayinevi araciligiyla Londra'da yayimladi.
“Sevgili Meg,
Bekledigimiz gibi cikmadi. Ev eski, kucuk sirin mi sirin, kirmizi tugladan. Icine guc bela sigiyoruz, yarin Paul (evin kucuk oglu) geldiginde ne olur, Tanri bilir. Sofanin sagdaki kapisi yemek odasina, solda olani misafir odasina aciliyor. Aslinda sofanin kendisi de bir oda. Baska bir kapiyi itiyorsun, karsinda birinci kata cikan bir tur dehliz gibi merdivenler. Yukarida yan yana dizili uc yatak odasi, onlarin ustunde de tek sira halinde uc cati kati odasi. Aslinda evin tamami bu kadar degil, ama insan bu kadarini farkediyor. On bahceden basini kaldirip bakinca gorulen dokuz pencere. Yine cepheden bakinca sol tarafta dallari biraz evin ustune egilmis, govdesi bahceyle cayirin sinirinda bulunan kocaman bir dag karaagaci var. Bu agaci simdiden sevdim.”
http://prodimage.images-bn.com/pimag..._s1200x630.jpg
“Dearest Meg,
It isn’t going to be what we expected. It is old and little, and altogether delightful—red brick. We can scarcely pack in as it is, and the dear knows what will happen when Paul (younger son) arrives to-morrow. From hall you go right or left into dining-room or drawing-room. Hall itself is practically a room. You open another door in it, and there are the stairs going up in a sort of tunnel to the first-floor. Three bed-rooms in a row there, and three attics in a row above. That isn’t all the house really, but it’s all that one notices—nine windows as you look up from the front garden. Then there’s a very big wych-elm—to the left as you look up—leaning a little over the house, and standing on the boundary betweenthe garden and meadow. I quite love that tree already."
Ispanyol ressam Ignacio Pinazo Camarlench’in olum yildonumu (18 Ekim 1916)
The Daughters of El Cid, 1876
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Pinazo%29.jpg
The Cross at the Mill in Godella, 1916
https://upload.wikimedia.org/wikiped...en_Godella.jpg
Amerikali muzisyen ve rock'n'roll'un varlik nedeni ve efsanesi (Charles Edward Anderson Berry) Chuck Berry’nin dogum yildonumu (18 Ekim 1926)
https://pbs.twimg.com/media/Dpyf5VtWwAA7Mnd.jpg
https://pbs.twimg.com/media/EHJrkMaW...jpg&name=small
"Rock bana iyi geliyor. Rock benim hem cocugum hem de buyukbabam. / Rock's so good to me. Rock is my child and my grandfather."
https://media.giphy.com/media/26xBOI...95S/source.gif
https://media.tenor.com/images/9913a...8d3c/tenor.gif
https://laughingsquid.com/wp-content...03/gif-201.gif
Alman aktor, yonetmen ve yazar (Nikolaus Karl Gunther Nakszynski) Klaus Kinski’nin dogum yildonumu (18 Ekim 1926)
https://media.giphy.com/media/4F9XwumQvqn6g/giphy.gif
https://68.media.tumblr.com/d6841371...2a1uo2_500.gif
1 Akademi, 2 Golden Globe ve 2 Emmy Odullu Amerikali aktor George Campbell Scott'in dogum yildonumu (18 Ekim 1927)
https://media2.giphy.com/media/26ufa...MVtm/giphy.gif
https://media1.giphy.com/media/W4uQHHS6H2B6o/giphy.gif
Alman ressam Lesser Ury’nin olum yildonumu (18 Ekim 1931)
Damen, einer Droschke entsteigend, 1920
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ntsteigend.JPG
Berliner Straße im Regen, 1925
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_im_Regen.JPG
20. yuzyil yasamini icatlariyla buyuk bir sekilde etkileyen Amerikali mucit ve is adami Thomas Alva Edison’in olum yildonumu (18 Ekim 1931)
https://media1.giphy.com/media/V5SpvqsUBrxoQ/giphy.gif
https://1zl13gzmcsu3l9yq032yyf51-wpe...p-1068x561.jpg
"Hayatin basarisizliklarinin cogu, pes ettiklerinde basariya ne kadar yakin olduklarinin farkinda olmayan insanlardir. / Molti dei fallimenti di alcune persone sono dovuti al non rendersi conto di quanto fossero vicine al successo quando hanno rinunciato."
https://thumbs.gfycat.com/TenseTangi...on-max-1mb.gif
https://thumbs.gfycat.com/DismalGlas...ke-max-1mb.gif
Italyan ressam Fiore Martelli’nin olum yildonumu (18 Ekim 1934)
Anime semplici tre figure e albero, 1931
https://foto.cambiaste.com/Foto/Rido...493/103493.jpg
Bagnante con pagaia, XX secolo
https://foto.cambiaste.com/Foto/Rido...495/103495.jpg
Everybody Loves Raymond dizisinde Frank Barone karakterine hayat veren Amerikali katarker aktoru Peter Lawrence Boyle Jr’in dogum yildonumu (18 Ekim 1935)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...cropped%29.jpg
https://i.ytimg.com/vi/vemCrYpsQKM/s...pg#404_is_fine
https://media1.tenor.com/images/e14c...temid=15083391
Norvecli sair, caz vokalisti, cevirmen ve yazar Jan Erik Vold'un dogum gunu (18 Ekim 1939)
Yatiriyorsun 20.000 Norvec kronunu
yuksek faiz getirili bir hesaba
buyuk bankalarimizdan birinde. Alti yil sonra
bankaya gidip tami tamina aliyorsun
35.532 Norvec kronunu. Simdi soru su: Kimden
alinmistir bu 15.532 Norvec kronu?
https://media.snl.no/media/46890/sta...d-jan-erik.jpg
You put
as the advert says
20,000 kroner into a high-interest savings account
in one of our largest banks. After six years
you can go back to the bank and take out
35,532 kroner. The question is: From whom have they taken
15,532 Norwegian kroner?
Fransiz sair (Paul-Pierre Roux) Saint-Pol-Roux'nun olum yildonumu (18 Ekim 1940)
"Benim dusunsel gercekligim, kokleri Tanri’da, meyveleri, yapraklari, dallari bizim katimizda heybetli bir agactir."
https://images-na.ssl-images-amazon....2BGzS2qT3L.jpg
"Mon idéo-réalisme est un arbre immense ayant ses racines en Dieu, ses fruits et sa frondaison ici-bas."
2 Akademi Odul adayligi bulunan; John Huston’in yonettigi, Humphrey Bogart, Mary Astor, Gladys George’un basrollerini paylastigi Malta Sahini (The Maltese Falcon), 18 Ekim 1941 tarihinde Amerika’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
https://cdn.britannica.com/59/102859...-film-1941.jpg
https://4.bp.blogspot.com/-jhCL2UBod...nd+like+it.png
“Tokatlandiginda bunu benimseyecek ve seveceksin.”
Rus ressam Mikhail Nesterov'un olum yildonumu (18 Ekim 1942)
Papal legats visiting Ivan the Terrible, 1884
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281884%29.jpg
Wayfarers. Beyond the Volga, 1922
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ga%2C_1922.jpg
Fransiz ressam Émile Beaussier’nin olum yildonumu (18 Ekim 1943)
Le Quai Marceau, port de Martigues, XXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ai_Marceau.JPG
La Rivière Paillon, village de l’Escarène, XXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ar%C3%A8ne.jpg
Amerikali sair, roman ve oyun yazari (Paulette L. Williams) Ntozake Shange’nin dogum gunu(18 Ekim 1948)
https://mypoeticside.com/wp-content/...93525f718d.png
Uc dakikada bir dovuluyor bir kadin
Tecavuze ugruyor her bes dakikada bir
Taciz ediliyor kucuk bir kiz her on dakikada bir
Yine de metroya bindim bugun
Ve oturdum 3 dakika ya da 3 gun once
Yasli karisini dovmu olabilecek
Yasli bir adamin yanina
Kendi kizini arkadan yapmistir belki 30 yil once
Ama oturdum orada
Cunku trendeki adamlar
Dovecek belki genc kadinlari gunun aksaminda
Ya da yarin
Yeterince hizli kapatamayabilirim kapimi
Itemeyebilirim yeterince sert
Her 3 dakikada bir olur bu
Akar bazi kadinlarin masumiyeti yanaklarina
Tasar agzindan
Parcalanmis Betsy-Wetsy bebekler gibi
Kanar agizlari kirmizi tukurukle
Her 3 dakikada ezilir bir omuz duvardan
Ya da firin kapagindan
Sandalyeler carpar gogus kafesine
Sicak su ya da kaynar sperm susler bedenini
Metroya bindim bugun
Ve gazetemi aldim dogu Hintli bir adamdan
Kendi karisini kizgin bir utuyle daglayan belki
Bilmiyordum belki yakaliyordur kucuk kizlari parklarda
Ve parcaliyordur gerilerini demir cubuklarla
Ne yapmis olabilecegini kestiremem
Tek bildigim 3 dakikada, her 5 dakikada
10 dakikada bir
Gazete alip haberlere baktigim
Dun kaybolan kadinin kayip cesedi bulundu
Diyen mesela
Kaybolan kucuk kizin haberi
Oturdum bir lokantada
Haberlere bakarak
Genc bir adam getirdi kahvemi
Merak ettim doktu mu kahveyi kadinin ustune
O zaten aptal diye
Fincana koydu mu diye kucucuk kizi
Cok agladi diye
Tam olarak ne yapti kizgin kahveyle
Baktim haberine
Parcalanmis kadinin bulunan bedeni
Kurbanlarin tamami teshis edilemedi bugun
Ciplaktilar ve olu
Kimi teshis etmek istemedi kizi
10 dan biri cok da tutarli degil
Bir yudum aldim
Ve tukurdum kahveyi
Bulmustum bir haber
Nehirde yuzen sismis kadin cesedi degil
Ne de 59 ncu caddedeki kan revan icindeki cocuk
Parcalanmis bebek de degil koridordaki
“Iddiaya gore, dovulen kadinlar,
Makul bir neden yokken
Oldurmeye baslayabilirler
Kocalarini ya da sevgililerini”
Tukurdum, kustum, bastim cigligi,
Hepimizin var makul bir nedeni
3 dakikada bir
5 dakikada bir
10 dakikada bir
Her gun
Cunku bulunuyor her gun bir kadinin cesedi
Yollarda ve yatak odalarinda
Merdiven baslarinda
Binmeden metroya, gazete almadan sizden
Ve icmeden once kahveyi elinizden
Bilmeliyim bir kadin incittiniz mi bugun
Dovdunuz mu bugun bir kadin
Carptiniz mi bir cocugu duvara
Cebinizde mi kucuk kizin kulodu
Kac kadin incittiniz bugun
Sormaliyim bu mustehcen sorulari
Bilmeliyim
Bilirsiniz otoriteler
Makul bir neden gostermemizi ister
Her uc dakikada
Her bes dakikada
Her on dakikada bir
Her gun…
Amerikali oyun yazari Wendy Wasserstein’in dogum yildonumu (18 Ekim 1950)
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-35-92-31.jpg
“Huner… mizahin parlak renkleri ile ciddi kimlik sorunlari, kendinden nefret etme ve artik mumkun olmadiginda veya daha uzucu, artik gerekli olmadiginda samimiyet ve sevgi olasiligi arasindaki dengeyi bulmaktir. / El truco ... es encontrar el equilibrio entre los colores brillantes del humor y los serios problemas de identidad, autodesprecio y la posibilidad de intimidad y amor cuando ya no parece posible o, más triste aún, ya no es necesario.”
https://www.azquotes.com/picture-quo...-52-4-0438.jpg
“Ne kadar yalniz olursaniz olun ya da kac dogum ilani alirsaniz alin, isin puf noktasi korkmak degildir. Yalniz olmanin yanlis bir yani yoktur. / No importa cuán solo consigas o cuántos anuncios de nacimiento recibas, el truco es no asustarte. No hay nada de malo en estar solo.”
Amerikali roman yazari Terry McMillan'in dogum gunu (18 Ekim 1951)
"Kimse bana bilmedigim bir sey soyleyemez. En azindan konu cocuklarim olunca. Tabii hepsi buyudu, ama yine de cocukca davraniyorlar. Onlarin sinirine dokundugumu biliyorum, ama onlar da benim dalima basiyor ve islerine burnumu sokmakla sucluyorlar. Ne de olsa ben onlarin annesiyim. Benim isim onlara karismak. En cok yaptigim da kaygilanmak. Dordu icin de kaygilanmak." Artik Cok Gec
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...BDojUY_ny5UwWv
"Can't nobody tell me nothing I don't already know. At least not when it comes to my kids. They all grown, but in a whole lotta ways they still act like children. I know I get on their nerves—but they get on mine, too—and they always accusing me of meddling in their business, but, hell I'm their mother. It's my job to meddle. What I really do is worry. About all four of 'em."
Ispanyol filozof ve deneme yazari José Ortega y Gasset’in olum yildonumu (18 Ekim 1955)
“Kadinin dikkati bir erkege takildi mi, erkegin artik o kadinin dusuncelerini butunuyle kendi egemenligi altina almasi cok kolay olur. Bundan sonra tutulacak yol, bir sicak bir soguk davranmaktan, bir candan bir asagilayici gorunmekten, bir gorunup bir gozden kaybolmaktan olusan basit bir oyunu oynamaktir. Bu yontemin ritmi, kadinin dikkati uzerinde ruhsal bir makine etkisi yaparak, dunyada geri kalan her seyi onun gozlerinden siler goturur.”
https://cdn.gandhi.com.mx/media/cata...65_1_90798.jpg
“Una vez que la atención de una mujer se fija en el hombre, es a este muy fácil llenar por completo su preocupación, Basta con un sencillo juego de tira y afloja, de solicitud y de desdén, de presencia y de ausencia.El pulso de esta técnica actúa como una máquina neumática en la atención de la mujer y acaba por vaciarla de todo el resto de mundo.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Once a woman’s attention is fixed upon a man, it is very easy for him to dominate her thoughts completely. A simple game of blowing hot and cold, of solicitousness and disdain, of presence and absence is all that is required. The rhythm of that technique acts upon an woman’s attention like a pneumatic machine and ends by emptying her of all the rest of the world.”
Belcikali aktor ve sporcu Jean-Claude Van Damme’in dogum gunu (18 Ekim 1960)
https://pbs.twimg.com/media/CP3MLd3WoAEUR40.jpg
https://media2.giphy.com/media/25uJfJyX1MsCI/giphy.gif
1962 yilinda 10 dalda Akademi Odulu kazanacak olan, Natalie Wood, Richard Beymer, Russ Tamblyn, Rita Moreno ve George Chakiris'in rol aldigi, Bati Yakasi'nin Hikayesi (West Side Story - Storia lato ovest), 18 Ekim 1961'de New York'ta gosterime girdi.
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...1j0-i7aplEtFbW
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...7yRb3opuvFRErp
Italyan ressam Cornelio Geranzani’nin olum yildonumu (18 Ekim 1955)
Ragazza con papaveri, 1905 circa
https://www.pittoriliguri.info/2020/...-1-600x694.jpg
Ballerina, 1920
https://pbs.twimg.com/media/EknGf92W...pg&name=medium
Ingmar Bergman'in yonettigi, Bibi Andersson, Liv Ullmann ve Margaretha Krook'un basrollerini paylastigi drama-gerilim Persona, 18 Ekim 1966'da Isvec'te vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...xNTU@._V1_.jpg
"Icimizde tasidigimiz bu kaygilar, umutsuz duslerimiz, aciklanamaz zulum, yok olma korkumuz, dunyevi kosullarimizin farkina varmis olmamiz, kurtulus umudumuzu daha belirginlestiriyor. Inancimiz ve kuskularimiz karanliga karsi sessiz bir ciglik ve sessizlik terk edilmisligimizin en muthis kaniti. / All the anxiety we bear with us, all our thwarted dreams, the incomprehensible cruelty, our fear of extinction, the painful insight into our earthly condition, have slowly eroded our hope of an other-wordly salvation. The howl of our faith and doubt against the darkness and silence, is one of the most awful proofs of our abandonment and our terrified, unuttered knowledge."
https://www.youtube.com/watch?v=IVXVfIoC8lI
"Saglikli rolu oynuyorsun. Herkes de sana inaniyor. Bir tek ben senin ne kadar curumus oldugunu biliyorum. / You act healthy, act it so well that everyone believes you, everyone except me, because I know how rotten you are."
Walt Disney Productions'in Ormanin Kitabi (The Jungle Book - Il libro della giungla) animasyon filmini 18 Ekim 1967'de Amerika'da vizyona girdi.
https://media.giphy.com/media/ykUYsNYRvrprq/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/PaBjTa3kmkSWs/giphy.gif
Italyan ressam Michelangelo Merisi da Caravaggio'nun 1600 yilinda tamamladigi ve alti metrekare buyuklugundeki Aziz Francis ve St. Lawrence ile Dogus (La Natività con i santi Lorenzo e Francesco d'Assisi) tablosu 18 Ekim 1969 gecesi Sicilya, Palermo San Lorenzo Oratoryo'dan calindi. Uzerinden 51 yil gecmesine ragmen hala bulunamadi.
https://pbs.twimg.com/media/EHJnUITX...g&name=900x900
Gene Hackman’in ilk Akademi Odulunu kzandigi; kadrosunda Hackman haricinde Melvyn Douglas, Dorothy Stickney, Estelle Parsons ve Elizabeth Hubbard’in bulundugu Babaya Agit (I Never Sang for My Father), 18 Ekim 1970 tarihinde New York City’de gosterime girdi.
https://encrypted-tbn2.gstatic.com/i...ygbQDRCBRpyOZq
Alman asilli Amerikali siyaset felsefecisi Leo Strauss'un olum yildonumu (18 Ekim 1973)
“Dinsel gaddarligin buyuk bir merdiveni vardir, coktur basamaklari; ama bunlarin uc tanesi en onemlileridir. Insan bir zamanlar tanrisina insanlari, belki de en sevdiklerini kurban ederdi ( tum tarih öncesi dinlerde ilk dogan cocugun kurban edilmesi buna dahildir.) Sonra insanligin ahlaki doneminde, insan sahip oldugu en guclu icgudusunu, kendi 'dogasini' kurban etti tanrisina.
Son olarak — gaddarligin bu paradoksal gizemi, simdi gelmekte olan kusaga saklandi: hepimiz simdiden biraz biliyoruz bunu..."
https://image.isu.pub/141217112952-f...jpg/page_1.jpg
“There is a great ladder of religious cruelty, with many rungs; but three of these are the most important. Once one sacrificed human beings to one’s god, perhaps precisely those whom one loved most: the sacrifices of the first–born in all prehistoric religions belong here. Then, during the moral epoch of mankind, one sacri¤ced to one’s god one’s own strongest instincts, one’s nature’.
Finally—To sacrifice God for the nothing—this paradoxical mystery of the ¤nal cruelty was reserved for the generation that is now coming up: all of us already know something of this…”
https://i.ytimg.com/vi/68ISg5Wzv94/maxresdefault.jpg
"Bizler kendimiz bilgeler degiliz ama bilge olmayi istiyoruz. Bizler bilgeligi ariyoruz. / We ourselves are not wise but we wish to become wise. We are seekers for wisdom."