https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net...64&oe=592DAF38
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış İsmet İnönü kendisini işe getiren taksiciye parasını ödüyor. Çevresinde bir tane koruma yok.
Printable View
https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net...64&oe=592DAF38
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış İsmet İnönü kendisini işe getiren taksiciye parasını ödüyor. Çevresinde bir tane koruma yok.
Halkımız büyük hırsızları, dolandırıcıları, haydutları (şakiler), kabadayıları çok sever sayar.
Jet Fadıl, Banker Kastelli (cevher Özden), Banker Bako, Selçuk Parsadan gibi dolandırıcıları çok takdir eder.
Parasını bunlara verecek kadar güvenir.
Sülün Osman, Cumuhuriyet döneminin ilk ünlü dolandırıcısı.
Gariban adamlara, Galata Kulesini, Galata Köprüsünü, tramvayı satabilecek kabiliyette biriydi.
Aslında ondan sonra gelecek dolandırıcılara göre sevimli ve çap olarak da küçüktü...
Bakın onun hakkında geçmiş zaman ait bir gazete küpürü...
https://scontent.fsaw1-6.fna.fbcdn.n...29&oe=594CF529
Şaşıracak bir şey yok.
Malum. Toplum olarak alışığız, hırsız yöneticilerin topluma ahlak dersi vermelerine...
https://www.facebook.com/ustunzekali...4973492282597/
Muş'ta ortaokul öğrencisi Mert, toprağa gömülü patlayıcıların yerini tespit edebilen drone tasarladı...
Düğün Gecesi
Geçtiğimiz pazar İstanbul’un en lüks otellerinden Shangri La’da bir sünnet düğünü vardı. Düğün sahibi Baran Korkmaz, Karslı genç bir işadamıydı.
*
Korkmaz, düğünün başlamasıyla birlikte eline mikrofonu alıp sahneye çıktı. “Hepiniz hoş geldiniz. Bu düğünü bugüne kadar en az 5 kez eşimle ‘Böyle bir dönemde düğün olmaz’ diyerek erteledik.
Sonra baktık ki bizim ülkemize barış gelene kadar bizim oğlan askerlik çağına gelecek... Düğünü yapmaya karar verdik.” Bu dokunaklı sözler misafirlerin yüzünde buruk bir tebessüm yarattı. Baran Korkmaz devam etti konuşmaya: “Birazdan sizlere birer boş kese dağıtılacak. İçlerine hediyenizle birlikte lütfen adınızı ve adreslerinizi de yazın...”
*
Bu sözler aralarında valiler, milletvekilleri, işadamları, sanatçıların da bulunduğu davetlileri adeta şoke etti. Salonda buz gibi bir hava esti. Bu nasıl bir görgüsüzlük, nasıl bir saygısızlıktı?
Adam utanmadan kimin ne takacağını sorguluyor, bu da yetmiyor “Mutlaka adresinizi de yazın” diyordu. Korkmaz’ın bu sözleri üzerine salonda homurdanmalar başladı. Davetliler arasında orta yaşlı bir adam eşine dönüp “Kalk gidiyoruz burada 5 dakika daha durmam” diyordu.
*
Sahnede elinde mikrofonla salondan gelen tepkileri seyreden Baran Korkmaz konuşmasını bitirmek için yeniden hamle yaptı: “Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz tabii, kardeşim takıyı anladık da adresimizi niye yazıyoruz? Anlatayım... Ben Karslı bir ailenin okuyamamış çocuğuyum. İstanbul’a geldiğim yıllarda yoksulluğun dibini gördüm.
Banklarda yattım. Yıllar sonra iş hayatında başarılı oldum. Banklarda yattığım o günlerden bugünlere taşıdığım tek bir hayalim vardı: Bu ülkenin doğusu ve batısı arasındaki mesafeyi kapatmak. Şu an bu salonda Kars valimiz de var.
Düğünden önce Vali Bey’le konuşurken öğrendim ki memleketimde kız öğrenciler için acil bir yurda ihtiyaç varmış. Eşimle karar verdik, bugün sizlerin oğlumuza hediye edeceğiniz takıları o yurdun yapımı için Kars valiliğine bağışlayacağız.
O yurtta kalacak kızlarımıza okula başladıkları ilk gün sizlerin isimlerinizi ve adreslerinizi vereceğiz. Her biri size kendi cümleleriyle teşekkürlerini ifade eden bir mektup yazacak.”
*
(Büyük bir hayırsever olan Baran Korkmaz, bugüne kadar okullar ve yurtlar yaptırdı. Kars Bacalı’da yaptırdığı anaokulunun açılışına ‘Çocuklar Gülsün Diye’ derneğinin başkanı Gülben Ergen de katılmıştı.)
*
Baran Korkmaz konuşmasını bitirdiğinde tüm davetliler ayakta alkışlıyordu. İstanbul’un en lüks otellerinden birinin balo salonu az sonra tarihinin en anlamlı anlarına sahne oluyordu.
Davetliler bir yandan gözyaşlarını silerken diğer taraftan sünnet düğünü için getirdikleri takılara ne ekleyebileceklerini düşünüyorlardı. İstanbullu bir turizmci elindeki keseye Baran Korkmaz’ın oğluna takmayı planladığı tam altınla birlikte kolundaki lüks saati sokmaya çalışıyordu.
Anadolu’dan gelen bir tekstilci hanımefendi üzerindeki bütün mücevherleri almadığı için yeni bir kese daha rica ediyordu.
(Baran Korkmaz Kars’ın köylerinde birçok okulun inşasına yardım etti.)
*
22 Mayıs akşamı İstanbul’daki o sünnet düğününde toplanan 1 milyon 870 bin lira birkaç gün önce Kars Valiliği’ne bağışlandı. Kars’ın Digor ilçesinden çıkan bir gencin hayali binlerce Karslı genç kızın hayalinin gerçekleşmesine vesile olurken, Baran Korkmaz nezdinde bu toprağın tüm güzel insanlarına selam olsun.
http://www.posta.com.tr/dugun-gecesi...-yazisi-345875
https://scontent.fbtz1-9.fna.fbcdn.n...e2&oe=5B43C97E
Siz daha oturun. :)
"Söze bu güzel kız bana Facebook'tan arkadaşlık teklifi gönderdi diye başlamak isterdim ama öyle bir şey olmadı.
Çünkü bu güzel kızın, bu gencecik kızın işi başından aşkın.
Daha 23 yaşında... Adı Ece ÇİFTÇİ
Yaşıtlarının bir çoğu kafasını elindeki telefondan kaldırmadığı bir zamanda bir projeyi hayata geçirmiş ki, haberiniz yoksa bu projeden - benim gibi - şaşırıp kalırsınız.
Ben de bugün gazetede okudum,
Bu kız, 23 yaşındaki bu gencecik kızımız, Türkiye'yi G-20 ( Yani Gelişmiş 20 Ülke ) toplantılarının Girls20 bölümünde temsil
edecek.
Ne yapmış peki bu kız?
SOSYALBEN diye bir platform kurmuş.
Annesi Öğretmen, babası Avukat, varlıklı bir aile değil. ENKA'da okumuş, hayalleri müthişmiş.
Okullarına bir gün Amerika'dan bir profesör gelmiş, Nepal'de ki Sivil Toplum olaylarını anlatmış, o gün karar vermiş, daha lisede " Ben de birilerinin hayatına dokunmalıyım " demiş.
Ve o hayallerine ulaşmak için çalışmaya başlamış, daha 14 yaşındayken, yaşıtları denize, havuza, tatile giderken o kalkmış
Şanlıurfa’nın Suriye sınırına yakın bir gençlik merkezinde 250 öğrenciyle çalışmaya gitmiş.
Resim, müzik, dans, fotoğrafçılık gibi atölyelerde aktiviteler düzenlemişler.
Sonra, vazgeçmemiş, tam 3 sene her yaz tatilinde kalkmış aynı yere gitmiş ve bu arada LİSEYİ bitirmiş, dikkatinizi çekerim, şimdiye kadar yaptığı her şeyi Lisedeyken yapmış ve sonunda ne okuyacağına karar vermiş...
SOSYOLOJİ ...
Sonra Bahçeşehir Üniversitesi ve Sosyalben projesini hayata geçirmeye başlamış.
Tabi en önemli sorun MADDİ, bunun içinde çalışmalara başlamış.
TV8 de ki " Bir Fikrin mi var " yarışmasında birinci olunca adı duyulmaya başlamış, yardımlar artmaya başlamış.
Sürekli neler yapabilirimi düşünmeye başlamış, çok yağmur yağan bir kış ŞEMSİYE üretmişler. Ve demişler ki ..
“Bu şemsiyeler farklı! Bunlar hem sizin ıslanmanızı engelliyor hem de çoook uzaklardaki çocukların ıslanmasını engelliyor!”
Müthiş bir sosyal medya çalışması, şemsiyeyi alan herkesin altında fotoğrafını çekerek, “O da SosyalBen’im!” diye bir slogan üretmişler.
O kadar çok şemsiye satmışlar ki, Afrika’ya Zambiya’ya gidip bu paralar ile oradaki çocuklara destek olmuşlar.
Şimdi, BAKIN burası gerçekten çok önemli...
Yaptıkları duyuldukça bir çok üniversiteden, kurumlardan ödüller almaya başlamış. Harvard ve Oxford Üniversitelerine başvurmuş önce, kabul de edilmiş ...
AMA sonra bakmış ki, onu mutlu eden şey SAHA, Üniversite değil, gitmemiş, Sosyalben'e ağılrık vermiş.
Tibet, Kamboçya, Moğolistan, Karadağ falan derken ...
Bakın bugün Sosyalben 7-13 yaş aralığında, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara Dans, Spor, Drama, Müzik ve benzeri eğitimler götüren Türkiye'de 350 Gönüllü ile, 54 ilde faaliyet gösteren bir çok ülkede çocuklara etkinlikler düzenleyen bir platform haline gelmiş.
23 yaşında bir kız ve 14 yaşındayken kurduğu hayalin geldiği nokta.
Eminim bu kadar güzel ve başarılı bir gencin hayat hikayesini sizler de arkadaşlarınıza duyuracaksınız.
Okuyan BİR TANECİK genç çocuğumuz bile bunun üstüne bugün bir HAYAL kursa fena mı olur....
Benim yazımı aynen paylaşmanız gerekmiyor, isterseniz ALIN, KOPYALAYIN, kendi adınıza yazın, hiç önemli değil...
Sadece Türkiye bu muhteşem kızımızın becerilerini okumalı, okutmalı diyorum.
Uzun yazımı okuduğunuz içinde sizlere ayrıca teşekkür ediyorum.
Sevgilerimle,
Not : Bu yazıyı yazdıktan sonra hemen Sosyalben'e Gönüllü olmak için başvuracağım ....
Web siteleri http://www.sosyalben.com/ "
(Kemal Coşkun- Facebook)
EN DEĞERLİ SPONSORLUK
GALATASARAY-Barcelona ve Karaçay Gençlik Spor Kulübü...
Dünya sporunun iki devini biliyoruz tanıyoruz da, onların yanında adı yazılan “Karaçay Gençlik Spor Kulübü de ne ola?” diyorsunuz değil mi?
Ben de aynı şeyi düşündüm.
Galatasaray’ın ve Barcelona’nın resmi sponsoru NEF, televizyon reklamlarıyla Karaçay Gençlik ve Spor Kulübü’ne sponsor olduğunu duyurdu.
Önce “Memleketinin kulübüne kıyak yapıyordur” diye düşündüm.
Yanılmışım.
NEF’in genç patronu Erden Timur, bambaşka bir şey yapmış.
Osmaniye’nin Karaçay kazasında, 8 gencin mahalleli çocukları uyuşturucudan ve her türlü kötü alışkanlıktan korumak için spordan başka bir yol olamaz diyerek kurduğu bu minik kulübe sponsor olmuş.
Bu kulübün oyuncularına malzeme, ulaşım ve tesis desteği verecekler.
Karaçay’ın oyuncularını İstanbul’a getirecekler, Galatasaraylı futbolcularla tanıştıracaklar, Barcelona’ya götürecekler. Messi ile bir araya getirecekler.
Orada da durmayacaklar.
Karaçay Gençlik benzeri oluşumları Anadolu’nun her yerinde destekleyecekler.
Hem gençleri koruyacaklar, hem de bir altyapı organizasyonu kurmuş olacaklar.
Kutlamak lazım.
Bu sponsorluk, Barcelona ve Galatasaray sponsorluklarından daha değerli.
http://www.haberturk.com/yazarlar/fa...-olamadiniz-mi
Alkışlıyorum....:)
Manisa’nın Alaşehir ilçesinde geçtiğimiz yıllarda komşusu tarafından cinsel istismara uğrayarak öldürülen 3.5 yaşındaki Irmak Kupal cinayeti Türkiye’yi yasa boğmuş, o dönemde belediye meclis üyeliği görevinde bulunan Ali Uçak olaya duyarsız kalmamış, minik Irmak’ın ailesine ev hediye ederek hayırseverliği ile tüm Türkiye’nin gönüllerine taht kurmuştu. Alaşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Ali Uçak bu sefer de tüm Alaşehir’in çocuklarına sahip çıktı.
Türkiye’ye örnek bir davranış sergileyen Başkan Ali Uçak, son günlerde artarak devam eden ve herkesi derinden üzen çocuk istismarları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bu kez de Alaşehir Belediyesi tarafından hazırlanan anlamlı bir sosyal projede rol aldı. Sosyal projenin ardından ailelerin isteklerine de yanıtsız kalmayan Uçak ailelerin ve geleceğin teminatı olan çocukların parklarda daha huzurlu ve güvenli bir ortamda vakit geçirmeleri adına önemli bir projeye imza atarak, ilçede bulunan tüm oyun parklarına kamera kurulacağının sözünü verdi. İlçede yaşayan çocuklar için seferber olduklarını belirten Başkan Ali Uçak, gerçekleştirilen projeleri Milliyet’e değerlendirdi.
http://www.milliyet.com.tr/baskan-uc...undem-2707759/
Örnek davranışlara özlem duyuyoruz toplum olarak...
https://www.facebook.com/AppreciateE...0158922283911/
Afrika'da susuzluk çeken hayvanlara her gün tankeriyle su getirme projesi başlatan ve bir yıldır yürüten bir kahraman Patrick...
Böylelerini kahraman kabul eden bir insanlık seviyesi layıktır hepimize...
Bu ülkeyi seviyorum
Memleketten umudu kesmeye başladığım anda bir olay oluyor ve umutlarım yeniden canlanıyor.
Son olayım Van'dan.
Bir yavru köpek Sıhke Gölü'nde yiyecek ararken, buz kırılınca suya düşüyor ve buzların arasında sıkışıp kalıyor.
Ahali polise haber veriyor ve gelen polis ekibinden memur Burak Ökten, donmuş göle girerek yüzüyor ve köpeğin hayatını kurtarıyor.
Sonrasında da köpeğe sahiplenip adını da "Buz" koyuyor.
Bu haber de benim bu ülke için umutlu kalmama neden oluyor.
(Fatih Altaylı- HaberTürk)
https://scontent.fsaw1-7.fna.fbcdn.n...17&oe=5CBD531E
Türk kimyager, 6 yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda yerli ve milli kaynaklarla çevre dostu ve eksi 45 dereceye kadar buz ve karı 20 dakika içinde çözebilen özel formüllü granül üretti. Kanada, Rusya gibi ülkelerde denenen ürün, yollarda kar ve buzlanmaya çözüm olarak başarılı bulundu.
Kimyager Yücel Kaynak, Samsun Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde (TEKNOPARK) 6 yıl önce hızlı buz ve kar çözücü formülü geliştirmek için bilimsel çalışmalara başladı. Uzun süren araştırmaları sonucu, çevre dostu ve eksi 45 dereceye kadar buz ve karı 20 dakika içinde çözebilen özel formüllü granül üretmeyi başararak ürettiği ürüne "Buz Yak" adını verdi.
Özel formüllü "Buz Yak", Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden onay aldı.
Kaynak: https://tr.sputniknews.com/bilim/
https://www.facebook.com/ScncRlgn/vi...2065140669956/
2. Dünya Savaşı'nda yüzlerini kaybedenlerin yüzlerine yaptığı harika maskelerle, insanlara umut olmayı başaran, Anna Coleman Ladd adında bir bayan heykeltraş.
Örnek bir insan...
Haliç Metro Köprüsü'nden denize atlayan 21 yaşındaki Şirin B.'yi arkasından atlayan genç kurtardı. Yusuf Muhsin Kaya'nın köprüden atlaması ve kadını kurtarması bir vatandaş tarafından cep telefonuyla görüntülendi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/gu...cikti-41271590
https://i.postimg.cc/brKCdny5/668361...39657728-n.jpg
ANGELA MERKEL GÖREVİ BIRAKIRKEN...
Angela Merkel görevi bırakırken öyle bir konuşma yaptı ki!..
Almanya boşuna Almanya🇩🇪olmamış dedirtti bize...
Esas olan görevi zirvede gönüllü olarak bırakmaktır.
Giderken söylediği
Şuydu;
'Haysiyetimle devraldım Haysiyetimle devrediyorum.
Bu zaman zarfında Almanya ya hizmet etmekten haz ve şeref duydum.
Donanımlı ve dürüst, bu kadar sene ailesi ile ilgili tek kelime duymadığımız is çıkışı market kasasında tavuk ve salatasının ücretini ödemek için sırada bekleyen, hiç bir alman modacının kıyafetlerine sponsor olmayan Betty Barcley'in 79 euroluk ceketlerini tercih eden,yurt dışı gezilerine tarifeli uçak seferleriyle giden,Alman halkına kendisine hükümet etme izni verdiği için teşekkür eden,dimdik bir kadından başka ne beklenirdi ki!.
Bundan sonraki seçimlerde aday olmayacağını,Almanya'nın genç insanlar tarafından yonetilmeyi hak ettiğini söyleyerek 'ben basbakan olarak doğmadim ki!' diyerek veda eden bir siyasî lider Angela Merkel...
Güle güle hayallerimizin siyasetçisi ❤
Bu paylaşım Avrupa ya özenti değildir. Batıya hayranlık hiç değildir
Bu paylaşım INSANLIĞA SAYGILI SIYASETÇILERE SAYGI
Nedeniyle paylaşılmıştır..
(Facebook alıntı)
Ben de bizim siyasetçilere, hüllog'culara, kolunda milyonluk saatle yakalanıp ona fatura uydurmaya çalışan bakanlara, "oğlum sıfırla" diye telefonda oda dolusu dövizi yok etmeye uğraşan yöneticilere, yer sofralarından dünya zengini olanlara örnek olsun diye paylaştım.
İsmet Paşa büyük adammış..
https://i.postimg.cc/rmBkXKZC/678194...16829952-n.jpg
Bir kez daha Angela Merkel...
Yer sofralarından 49.999 dolara Hermes çanta almayı marifet sayan ladylere ders ve örnek olmaz biliyoruz ama ...Olsun varsın...
https://i.postimg.cc/MHQtWsHc/689439...78378752-n.jpg
🍂96 sene önce, İngiltere'de doğdu.
Babası petrol mühendisi, iş için Afrika'ya taşındılar, Uganda'da yaşadılar, Svahili dilini öğrendi, uçsuz bucaksız savanlarda çıplak ayakla koşturdu, macera filmlerini andıran hayatı işte böyle başladı. Çılgın, güzel etrafına ışık saçan bir kızdı.
Londra'ya döndüklerinde, bale, tiyatro, şan dersleri aldı, sahnelerde olmayı düşlüyordu ama, henüz 20'sinde aşık oldu, evlendi, eşi çok zengindi, aralarında ciddi yaş farkı vardı, bambaşka bir hayata savruldu, düşündükleri gibi gitmedi, boşandılar, bir başkasına aşık oldu, gene evlendi, bu seferki eşi daha da zengindi, önce New York'a taşındılar, sonra Cenevre'ye yerleştiler, muhteşem bir malikanede yaşıyorlardı, jet sosyetedeydi, ışıltılı partilerdeydi ama, Afrika savanlarında koşturan ruhunun aradığı bu değildi, gene boşandı.Küçücük bir yelkenli aldı, tek başına, Akdeniz'e açıldı. Yunan adalarına demirledi.
🍁20 sene şu adadan bu adaya dolaşırken, Ege denizini avucunun içi gibi bilen, tecrübeli bir kaptan haline geldi.
🍂1975 yılında Ömründe ilk defa Marmaris'e uğradı. Dalyan'a İztuzu plajına vuruldu adeta. Seneye gene geldi. Öbür sene, gene... Olacak gibi değildi, ayrı duramıyordu.
🍁1986 yılında 64 yaşındayken… Tası tarağı sattı, Dalyan'a taşındı.
🍂İztuzu plajında derme çatma, ilkel bir barakaya yerleşti. Bir sabah uyandı ki etrafı carettalarla dolu. Meğer yuvasını, carettaların yuvasına yapmıştı ! Çocuğu yoktu, Kaplumbağaları evlat edindi.*
🍁Gel zaman git zaman… İztuzu Plajı'na beş yıldızlı otel yapılacağı anlaşıldı.İngiliz-Arap ortaklığı, 1800 yataklı bir otel dikilecekti. Doğal 🍂Hayatı Koruma Derneği'yle elele verdi, dünyayı ayağa kaldırdı, ABD'de İngiltere'de İsviçre'de kampanya başlattı, Turgut Özal hükümetine geri adım attırdı, otel projesini iptal ettirdi.
🍁İztuzu plajı SİT alanı ilan edildi, carettalar ilelebet kurtuldu. Bir daha böyle bir tehlike yaşanmasın diye Deniz Kaplumbağaları Koruma Vakfı'nı kurdu. Vakfın kurulması için gerekli olan parayı kendi cebinden verdi.
🍂2009'da 87 yaşındayken Türk vatandaşı oldu.
🍁Joan Christine Fairey Haimoff. Kısaca “Kaptan June” olarak tanınıyor. Sekiz köpeği ve dokuz kedisiyle birlikte hâlâ o barakada yaşıyor, 1966 model vosvosuyla Dalyan sokaklarında dolaşıyor, bilgisayar kullanıyor, gündemi takip ediyor.İztuzu'na çivi çakılmasın, carettaların üreme alanlarına zarar gelmesin diye mücadelesini sürdürüyor, bölgedeki tüm çevreci eylemlere en önde katılıyor.
🍂96 yaşında…Memleketinden binlerce kilometre uzakta, bizim memleketimizi, bizim topraklarımızı, bizim doğamızı, bizim faunamızı korumaya çalışıyor...!
(Facebook-Alıntı)
https://i.postimg.cc/HxHW3fLw/683234...33035264-n.jpg
ADİLE NAŞİT Anlatıyor...
"Bizim Aile filminin çekimlerinde idik. Halit Akçatepe ile Münir Özkul, aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Tarık Akan da, oturmuş bir köşeye dalıp dalıp gidiyordu, yanına gittim, çok samimi değildik, çorba içme saatiydi, çorba içtik ve " Hayırdır " dedim, zor da olsa anlatmaya başladı;
'Mühendislik fakültesindeyken, okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı, Cebinden kitaplar basar, insanlar okusun diye uğraşırdı. Bugün gelirken ona rastladım, İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış dükkanı' dedi..
Çekimler iyi gidiyordu, Münir'in yanına gittim, Durumu anlattım, Yevmiye usulü çalışıyorduk, ne yapacağımızı da çok bilmediğimiz için bekledik. Belki elimizden bir şey gelirdi. Münir bunu epey dert edindi. Hani o can alıcı sahne var ya; Münir'in o güzel tiradı.
Saim Bey' in kapısından içeri girer, "sen değil, ben büyüğüm ben" diye noktalar. İşte o sahnede, herkesin eli ayağı buz kesti, Yarım saat bir sessizlik oldu,
Gün bitti, yevmiyeler dağıtıldı. O gün ne olduysa, hepimiz 3'er yevmiye aldık. Münir 10 yevmiye almıştı. Herkes aldıklarını bir araya getirdi topladık ve Tarık Akan'a uzattık, Kabul etmedi. Zorla kabul ettirdik, beraber gidip matbaadaki işler düzelene kadar, her gün biraz daha destek olduk. Bugün, Tarık' ın vesilesi ile o matbaa halen çalışıyor ve geçtiğimiz gün, 20 bin adet kitap basıp, tüm ülkedeki okul kütüphanelerine yolladı.."
Adile Naşit - 21.06.1985
Kitabın adı ne biliyor musunuz peki?
Yazının sonuna kocaman bırakıyorum:
NUTUK.
(Facebook-Alıntı)
Haluk Levent çok baba adam. Seviyorum. Her insanı takip ediyor. Derhal müdahil olur
Ornek davranış şahsına münhasır
https://i.postimg.cc/8Pk8zvft/130960...34022206-n.jpg
Sebastio Salgado
“Ününün doruğundayken ortalıktan bir anda kaybolmuş. Üç yıl kimse bulamamış. Bir gün elinde 240 bin kare fotoğraf ile çıkmış ve uluslararası bir kampanya ile hepsini satmış! Parasıyla da üç yıl boyunca fotoğraflarını çektiği Brezilyalı topraksız köylülerin yaşadığı binlerce dönüm araziyi satın alarak, köylülere dağıtmış!”
Salgado, 1986 ve 1992 yılları arasında o ana kadar ki en büyük projesi olan “Workers/İşçiler (1993)” üzerinde çalışırken ve bu albümü hazırlarken 26 ülke gezerek müthiş bir işçi profili çıkartır! Kimi eleştirmenlere göre “Workers”, Karl Marx’tan sonra yazılmış en iyi “manifesto”dur! Seçilen konuların marksizm ile ilişkisi olması, biçimsel olarak da, kimi zaman göze batacak kadar koyu tonlar ve buna bağlı olarak dışavurumcu etkiler bu paralelliğin izleri olarak görülebilir.Salgado’nun başarısının diğer bir sırrı da entelektüel birikimini pozitif bir biçimde çalışmalarına yansıtmasıdır. Ekonomi üzerindeki birikimi yoksulluk, üçüncü dünya ve sanayileşme kavramlarına eleştirel yaklaşımını belli bir paradigma içerisine oturtmasını sağlamıştır.
“Dünyanın yaşayan en büyük iki fotoğrafçısından birisi”;
“Kodak sadece Salgado yüzünden Tri-Max filmlerin üretimini durdurmaktan vazgeçmiş. Leica ise yeni bir objektifi piyasaya çıkarmadan önce ona gönderirmiş. Eğer o beğenmezse, piyasaya sürmezmiş”;
Salgado. Tam adıyla; Sebastião Riberio Salgado… Ünlü fotoğrafçı. Ekonomist. Legion D’Honeur ile ödüllendirilen gazeteci. Çektiği tek kare fotoğrafla ünlü fotoğraf ajansı Magnum’u batmaktan kurtaran kişi. Muhalefet kendisine Brezilya cumhurbaşkanlığını önerdiğinde, “Politikacı olursam, yalan söylemeyi öğrenirim” diyerek nazikçe reddeden aydın…
İnsanlığa daha fazla Salgado lazım…
(Alıntı)
insanın en iyi örneği babası herkes babasına benzer
Reis 'in uslübu çok iyi değil mi ya https://www.egebasin.com.tr/bahceli-...ip-cikin/2517/