Printable View
Uzun süre cezalı olduğum için amerikanın tarihi birleşmiş milletler yenilgisi ile ilgili yorum yapamamıştım
Tam da rumeniggenin forumda yazdığı gibi oldu
amerikanın görgüsüzce yaptığı para tehdidi
türk filimlerindeki onurlu genç gibi diğer ülkelerce
kabul edilmedi
Bu tarihi yenilgide özellikle Türkiyenin önemli bir rol aldığını defalarca söylediğim gibi kelebek etkisi yaptığını kabul etmek gerekir
Bu topikte Amerikanın çirkin yüzünü paylaşmaya çalışacağım
İçerik neyse ne ama imla kurallarına uygun başlık açıp, yazılarımızı yazalım. Alıntılarda da karakter bozukluğu olmasın! Zor geliyorsa sadece kaynağı belirtilip geçilebilir.
Oylanan aslında Trump’dı ve Trump kaybetti. Tabi, Trump’ın şahsında ABD, İsrail ve “Dahlan koalisyonu” da kaybetti.
Trump açık ve kaba bir şekilde, yardım alan ülkeleri tehdit etti. BM’yi tehdit etti. “Fincancı dükkânına giren fil” gibiydi. Trajikomik bir şekilde insanlığın vicdanına tosladı. İşte tasarıya çekimser oy kullananlar: Çekya, Kanada, Arjantin, Fiji, Güney Sudan, Romanya, Polonya, Uganda, Panama, Filipinler, Meksika, Macaristan, Bosna-Hersek, Haiti, Jamaika, Kiribati, Kamerun, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Benin, Vanuatu, Trinidad Tobago, Malavi, Tualu, Solomon Adaları, Ruanda, Paraguay, Kiribati, Lesotho, Litvanya, Bhutan, Benin, Avustralya ve Antigua ve Barbuda. Bir tek bile Arap ülkesi, İslam dünyası, Türk dünyasından bir tek bir ülke bile yok. Bosna’nın durumu kendine özel. O oy Bosna yönetimini ve Bosnalı Müslümanların duygularını temsil etmiyor. Bunların çoğu, ABD’den yardım alan yoksul Afrika ve Latin Amerika ülkesi. Bunlar satın alınan oylar.
Bana kalırsa bazı Arap ülkeleri, Allah’tan korktukları için değil, koltuk aşkı ve kendi halklarından korktukları için evet dediler. Sonuçta ABD ve İsrail’i sattılar.
Kuşkusuz bu oylamanın tek başına fiili bir sonucu yok. Ama öte yandan ABD ve İsrail’e karşı, dünya kamuoyunun açık ve net iradesini ortaya koyuyor.
ABD için BMGK’daki oylamadaki 14/1 sonucundan sonra bu sonuç tam bir hezimet. İslam İşbirliği Konferansı’ndan çıkan oy aslında BM oylaması için önemli bir işaretti. Bu sonuçla İslam dünyası, dünyanın vicdanının sesi olmuştur.
Trump bu çıkışı ile Siyonist lobiyi ve Evangelistleri arkasına almak isterken dünyayı kaybetti.
Oylama öncesi BM’de gerilimli dakikalar yaşandı. BM’deki müzakereler sırasında İsrail BM Daimi Temsilcisi Danny Danon kürsüye çıktı. Danon “Hiçbir BM kararı tarihi yeniden yazamaz” ifadesini kullandı.
New York’ta bunlar olurken, Türkiye, Fahreddin Paşa ile ilgili sözleri sebebi ile BAE Dışişleri Bakanının açıklamasını sert bir dille eleştirdi ve maslahatgüzarlarını bu konu ile ilgili olarak dışişleri bakanlığına çağırdı.
Herkesin BM’deki Kudüs oylamasına odaklandığı bir zamanda BM’den farklı bir haber daha geldi. BM’nin İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Başkanı Zeid Ra’ad el Hüseyin istifa ettiğini açıkladı. Hüseyin, BM’nin bağımsızlık ve birliğine olan inancının kaybolduğunu söyledi. Hüseyin, ABD Başkanı Trump’ı sert bir dille eleştirmiş ve kendisini söz ve fiilleri dolayısı ile “tehlikeli” bulduğunu söylemişti.
Halen BM’ye üye ülke sayısı 193›tür. Üçte iki oy için üçte ikilik bir çoğunluğun, yani 129 ülkenin lehte oy kullanması gerek.
BM Genel Kurulu, Türkiye ve Yemen’in teklifiyle yeni Kudüs tasarısının oylama sonuçları şöyle: 128 kabul, 9 ülke red, 35 ülke çekimser. Evet, Trump’ın Kudüs kararını eleştiren kararı tasarısı BM Genel Kurulu’ndan ABD’nin tehditlerine rağmen 9’a karşı 128 oyla kabul edildi. “Hayır” cephesi, ABD, İsrail, Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Togo ve Palau’dan ibaretti. AB ve NATO ülkeleri de ABD’yi yalnız bıraktı. Güvenlik Konseyi üyeleri de. Bu arada; Palau’nun yüzölçümü 21 km2 ve nüfusu 21.000 kişi, iyi mi?
Ben bu durumda bir bakarım kimler bu oylamada ABD’nin safında yer aldı diye. Bir de bu ülkeler nasıl bir ülke diye. ABD dışındaki ülkelerin nüfusunun toplamı milyon. Bu ülkelerin yüzölçümü km2 ve bu ülkelerin tamamı insan hakları konusunda sabıkalı..
Hani derler ya, “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” diye. Zavallı Amerika, zavallı Siyonistler. 3. milenyumun ilk çeyreğinin sonuna yaklaşırken bunların düştükleri zavallı duruma bakın.
Haydi Amerika, İsrail’i sahiplen, FETÖ’yü koru, Zarrab’la yola devam! Sonuç şu: İnsanlık vicdanı, ABD ve İsrail’i VETO etti. Dahlan lobisinin Arap ayağı da “haksızlıklar karşısında susan” 35 ülke arasında yerini aldı. İşte o 36 ülke: Çekya, Kanada, Arjantin, Fiji, Güney Sudan, Romanya, Polonya, Uganda, Panama, Filipinler, Meksika, Macaristan,
İsrail oylama öncesi kendinden emindi. Hatta Bazı Arap ülkelerinin bile Kudüs’te büyükelçilik açabileceğini düşünüyor ve “Girişimleri anlamsızdır. Kudüs’ün her zaman Yahudi halkının başkenti olduğu, her zaman İsrail devletinin başkenti olacağını bilmek için uluslararası organların onayına ihtiyacımız yok” diyordu. Ama Danon’un evdeki hesabı çarşıya uymadı. Şimdilik Mikronezya, Nauru, Togo, Palau ile yetinmek zorunda. Ha! Bu arada bu ülkelerin Kudüs’te elçilik açmak için paraları yoktur. Elçilik ofisi olarak İsrail Dışişleri Bakanlığı binasında birkaç oda bu zavallı ülkelere ayırırlar artık. Ya da ABD, bu ülkelere gösterdikleri sadakatten ötürü, elçilik binalarını kendisi yapabilir. Bir diğer çözüm de, Siyonist lobi, büyükelçilik binası için bir yardım kampanyası düzenleyebilir. Bir başka çözüm de, “Pensilvanya sakini” Fetullah Gülen, ABD ve İsrail’e sadakatini göstermek için bu masrafı üslenebilir.. Trump’ın ya da Netanyahu’nun gül hatırını mı kıracak!
Tasarıyı daha önce BM Güvenlik Konseyi’nde sadece ABD’nin veto etmiş olması, 193 üyeli Genel Kurulda hatırı sayılır bir çoğunluğun tasarı lehine oy kullanabileceği şeklinde yorumlanıyor. Daha önce Güvenlik Konseyinde bazı üyelerin ABD’nin yanında duracağı tahminine rağmen kalan tüm üyelerin tasarı lehine oy kullanması bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
Çavuşoğlu, BM’deki konuşmasını “Dünya 5’ten büyüktür” diye bitirmişti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın oylama sonrası yaptığı açıklamada “Trump yönetiminin Kudüs kararını reddeden karar tasarısı BM Genel Kurulu’ndan 9’a karşı 128 oyla kabul edildi. Kudüs adına, Filistin davası adına, küresel adalet ve vicdan adına bu tarihi karar hayırlı olsun” dedi.
ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya daimi üye, Bolivya, Mısır, Etiyopya, İtalya, Japonya, Kazakistan, Senegal, İsveç, Ukrayna ve Uruguay ise geçici üyeler. BMGK’dan ABD dışında kimse tasarıya karşı çıkmadı. Bu da önemli bir nokta.
Bu arada, ABD ile birlikte hareket eden ülkelerin nüfus ve yüzölçümü şöyle: Palau: 21,503 / 459 km2, Togo: 7,606 milyon / 56.785 km2, Nauru: 13.049 / 21 km2, Mikronezya:104.937 / 702 km2, Marshall Adaları: 53.066 / 181.4 km2, Honduras: 9.113 milyon / 112.492 km2, Guatemala: 16.58 milyon / 108.889 km2. Toplam nüfusları 46 milyon. Yüzölçümleri ise 1.550.000 km2. Türkiye’nin yüzölçümü 783.562 km2 olduğuna göre 7 ülkenin toplamı Türkiye’nin nüfusu kadar bile değil. Sosyal medyadan bir alıntı: “ABD ve İsrail dışında 4 tanesinin toplam nüfusu Bartın kadar”. Yani 200.000’den daha az.
Ne demişler: Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş. Ağlayın şimdi ey Amerikalılar, başınızdaki beyinsizlerin işleri yüzünden. İnsanlık vicdanı ve onuru o gün emperyalizmi yendi. Kuruluşunda ilk iş olarak İsrail’i tanıyan bu örgüt, bugün İsrail’i mahkûm etti. Ne mutlu bize!
Abdurrahman DİLİPAK
sözün özü "Ne demişler: Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş. Ağlayın şimdi ey Amerikalılar, başınızdaki beyinsizlerin işleri yüzünden. İnsanlık vicdanı ve onuru o gün emperyalizmi yendi."
çok büyük bir ivmeyle devam eden küreselcilerin tek dünya tek devlet projesi için ne düşünüyorsunuz sn rumennige...???
Bu proje hayalAlıntı:
Originally Posted by vitocorleone
başarılı olmasına bir şekilde müsade edilmeyeceği için mi yoksa ütopya anlamında mı hayal dediniz?
tamamen ütopya gerçeklerle hiçbir şekilde uyuşmuyorAlıntı:
Originally Posted by vitocorleone
ben size katılmamakla birlikte sonuçta bizim için değişen bişey olmayacaktır tabi...dünya tek de olsa çift de olsa yolunan tavuk biziz zaten:))
şükür olumlu belirtiler oluşmaya başladıAlıntı:
Originally Posted by vitocorleone
dünyanın haydutu rolünü oynamak isteyen amerikanın hazin yenilgisi
önemli bir aşama
biri esede türkiyenin suriyeyi işgal niyeti olmadığını aslında suriyelilerin bizi işgal ettiğini söylesin.....bizim operasyon yaptığımız bölgede insan kalmamış zaten 3,5 milyon suriyeli ülkemizi işgal etmiş esed zulmünden dolayı.....adam çıkmış türkiye işgalci diyor bu 3,5 milyon suriyeli türkiyede niye.....insanlarını bombalayan terörist masum ayırt etmeden yapan kendileri hemde işgalden bahsediyor....aslında küresel güçler bıraksa 1 yıla türkiye tüm suriyenin problemini çözer........abd fıratın doğusunda 14 tane üs kurdu onlara ses yok zalim esed den....adam belli ki federal yönetime razı o bölgeyide gözden çıkarmış ama biz ırak sınırına kadar gideceğiz aşağıdada rakka sınırına kadar ineceğiz.....halk kendi topraklarına geri dönecek.....
suriyede ülkelerin bulunma nedeni....
abd.........fıratın doğusunu deyr zor a kadar olan bölümü almak..suriyeyi bölmek.
sebep...israilin güvenliğini israilin yayılmacı politikasını sağlamak.enerji kaynaklarını ele geçirmek ve kuzey ırak petrolleri ve suriye petrollerini israile aktarıp akdenize açılmak....Türkiyeyi kuzey ırak petrollerinden mahrum etmek enerji koridoru olmasını engellemek....
iran...
suriye toprak bütünlüğünden ve kendini destekleyen rejimin devamının sağlanması...ülkede bulunma amacı enerji koridoru için idlip üzerinden akdenize açılmak türkiyenin enerji koridorunu engellemek...sünni türkiye yanlısı idlip civarını sürgün edip akdenize açılmak tek amacı bu.
rusya....
suriye toprak bütünlüğü çok önemli değil rusya destekçisi rejimin kalması ve akdenize kıyı üslerin garanti altında olması akdenize açılmak..enerji amaçlı suriyede değiller..
türkiye....
suriye toprak bütünlüğünden yana..enerji koridorunun suriye olmasını engellemek....idlip civarı türkiye yanlısı muhalifleri desteklemek...terör koridorunu engellemek...mültecilerin ülkelerine dönmesini sağlamak...
suriye...
rejim ayakta kalmak için rusya-iran-abd taleplerini sağlamak....
burada ortak payda toprak bütünlüğü ama farklı bakış açıları var...
rusya-iran-rejim muhalifleri enerji koridoru belirlenen yerlerden göçe zorlayarak toprak bütünlüğünden yana...
türkiye herkesin kendi yerinde kalması ile toprak bütünlüğünden yana...bu şekilde yeni bir enerji koridoru oluşmayacak...
abd nin israil için uydu devlet kurmasından en çok türkiye rahatsız olur birazda iran....suriye-abd-rusya federal devlet kurulmasında sakınca görmez....
abd nin elinde tuttuğu bölgede tüm camiler dini yapılar yıkıldı niye israil müslüman izi istemediği için...bunu da aslında müslümanlıkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan müslüman düşmanı abd taşeronu daeş ile yaptılar....ne hikmetse bu müslüman geçinen teröristler hep müslüman katletti....
türkiye olarak terör koridorunu engelleyip bu dini yapıların camilerin orjinali gibi tekrar yapmalı...bunu dünyaya ilan etmeli....
******** abd fıratın batısı için fıratın doğusu için farklı amaç güdüyor...fıratın batısında kalarak akdenize açılmak,israil için kurulması düşünülen uydu devletin su kaynaklarını kontrol etmek,türkiyenin müslüman coğrafya ile bağlantısını kesecek terör koridoru oluşturmak......bunlardan tetör koridoru ve müslüman coğrafya bağlanısını kesme amacı türkiyenin müdahalesi ile önlendi...su kaynakları işini çözmek için mümbiçten abd nin fıratın doğusuna sürülmesi lazım bu şekilde su kaynakları kontrolüde ortadan kalkacak.....
fıratın doğusunda bulunma amacı....israile uydu devlet oluşturmak,enerji kaynaklarına konmak,mevcut işgal edilen toprakların israille bağlantısını sağlayarak kuzey ırak ve suriye petrollerini israile ulaştırmak,israilin vadedilmiş toprakları ele geçirme amacını sağlamak....irana müdahale için daha yaklaşmak...
türkiye ırak sınırına kadar terör koridorunu engelleyerek israilin amacına ulaşmasını engelleyecektir....bölgede bulunan terör örgütlerinin destekçisi israil-abd-almanya ve fransa olduğu ne birşekilde görülüyor...
abd teröristlere silah yardımı yapmaya devam ediyor....peki bunu nereden yapıyor.....kuzey ırak tarafından gelip sincar taraflarından suriyeye sokuyor.....burada çok açık net görünen durum kuzey ırak yönetimi ne ırak merkezi hükümetinden nede türkiyeden yana.....yana olduğu iki ükle var biri abd diğeri israil......biz bu durumda ne yapabiliriz.....ırak hükümetiyle el ele verip sınır kontrolünün ırak merkezi hükümetine geçmesini sağlayabiliriz....bu sonuç vermese dicle kalkanına başlamamız lazım kısmide olsa..dicle kalkanı pkk ya silah sevkiyatını keser....
Abi cok uzun yazdın ben kisaltiyim ecukAlıntı:
Originally Posted by xxtrader
Katarda gaz var gani
Onu sivilastirip gemilere doldurup satma demek
Okyanusu kaşıkla boşaltma demek
Şimdi uzamasın
Katar o gazı hint ve Çin e satamaz satsa satar ama sattirtmazlar
Teori pratiğe donusemez
US liler de o gazı boru ile anca avropa ya sevk edebilirler bunu da isr veya Lübnan üstünden yapmayacaklarina göre
Yoksa kontrol gene elden gider
Rus ta bunu engellemezse tek tabanca özelliği kalmio. Avrupanın gaz tedariginde
Boşuna Suriyeli yol üstünde diye oluyo, yoksa niye oldugunun farkında dahi degil
Allahtan topa avropa girmiyo
Umalimda girmesin