Tereyağından kıl çeker gibi sıyrılmak ve gelecek tahminleri

24.08.2018 şöyle bir yazı yazmıştım :

DOLAR MEVCUT DURUM

Dolar, 1 sene önce başlayan sert yolculuğuna, 3,40'tan başlayıp, 7,20'leri görüp, 6'larda dengelendi. (şimdilik)
Devalüasyon % 100'e yakın.

SEÇİM ÖNCESİ STRATEJİ

5'e ramak kala, MB tarafından, faizler artırıldı ve ivme geçici sonlandırıldı. Bu, aman oylar gitmesin müdahalesi dışında, doğru dürüst bir müdahale olmadı.

SEÇİM SONRASI

4,50 seviyelerinde başlayan, doların yeni yükselişi zerre umursanmadı.
Sadece söylenen, dış güçlerin ve ABDnin operasyonu oldu.
Taki 7 seviyelerine görene kadar.
Ondan sonra, faiz dışında, yapılabilecek ne varsa yapıldı.
Faiz yükselişi yapılmadıysa asaletimdendir.

KENDİLERİNİN BELİRLEDİĞİ DOLAR SEVİYESİ

6-7 aralığı, büyük ihtimalle, kendilerinin, halka nasıl olsa yediririz şeklinde belirlediği dolar seviyesiydi.
Neleri yedirmediler ki, bunu yedirmesinler.
Türkiyeye ekonomik saldırı, ABDnin diz çöktürme planı, vs.
Nitekim, söylemlere bakarsak, bunu da yedirdiler.

Bugün ne düşündüğüm :

Görüldüğü üzere, faiz hamlesini de sert bir şekilde yaptılar. (Kesinlikle doğru yaptılar)
Dolar, 6'nın altını bile görmedi diyenlere katılmıyorum.
Bu hamle olmasaydı, dolar bugün 8 TL idi.
Kendi belirledikleri seviyeden, kesinlikle taviz yok.

Dolarda devalüasyon, dış güçlerden.
Faiz artışı, merkez bankasından.
Hedef vuruldu.

Daha ne olsun !!!

Cari açık düşüyor.
Ekonomi soğuyor.
Hayat pahalı.
Dış güçler memnun.
İşçilik ucuz.
Borç verenler ve potansiyel borç verecekler memnun.
Oy verenler kızgın değil.
Fatura hükümet etmeyenlere.

Bu adamların zekasına şapka çıkartılır :bravo:

GEÇ DE OLSA OLUMLU FARKINDALIKLAR

1- Faizin, ekonominin içinde, önemli bir enstrüman olduğunun farkına varılması (tabana yapılan söylemlerin hiç önemi yok)
2- Ne olursa olsun büyümek gerekir düşüncesinin, yanlış olduğunun farkına varılması (sonuna yaklaşan yatırımların bitirilmesi, yeni yatırımların durdurulması söylemi)
3- Enflasyonla mücadele edilmesi ve önceliğin bu olması gerektiği (söylemler bu maddede önemli mi desek)

DEVALÜASYON

Devalüasyon, bizim gibi ülkelerin en büyük avantajı....(malesef işçinin, memurun, emeklinin dezavantajı, bende bu gruptayım)
Yerel para biriminden, ortak para birimine geçen ülkeler, devalüasyon yapamadıkları için, yıllardır debelenip duruyorlar !!!
2001 - 2017 yılları arası yapılmadıysa, trilyonlarca basılan ve bizim gibi ülkelere yağmur gibi gelen paralardandır.

TÜRKİYE

Türkiye'ye, faiz cazip olursa, parası olanlar, borç vermeye devam edecektir arkadaşlar.
Türkiye, ne Arjantin'dir, ne Venezuella'dır, ne Yunanistan'dır nede başka bir ülkedir.

Türkiye, bir şekilde, hep borcunu ödemiş bir ülkedir.
Borç verenler için, soru, Türkiye borcunu öder mi sorusu değildir.
Borç verenler için, soru, Türkiye olması gereken faizi verir mi sorusudur.
Olması gereken faizi veriyorsa, parayı da bulur.

Tamamina katılıyorum hele hele ikinci paylaşımınız a

SM-A710F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

POZİSYONUNA GÖRE KONUŞANLAR

Dünyada iki tür insan vardır.

Aldığı pozisyona göre konuşanlar.
İnandığı fikirlere göre konuşanlar.

Sadece Türkiye değil, tüm dünyanın çoğunluğu, aldığı pozisyona göre konuşur.
Bunlara genelde, her devrin adamı denir.
Menfaatçi denir, çıkarcı denir, vs. denir. Uzun uzun yazmaya gerek yoktur, bir sürü lakapları vardır.

İnandığı fikre göre konuşanlar ise, dünya genelinde azdır.
Fikirlerinin, yanlış veya doğru olması önemli değildir.
Bir fikri vardır ve onun arkasındadır.
Aldığı pozisyona göre konuşanların aksine, ikna olursa fikri değişebilir.
Karşılıksız anlatmaya çalışır veya öyle sanır.

TURGENYEV - DOSTOYEVSKI

Dostoyevski'yi bugün, edebiyatla ilgilenen herkes bilir.
Turgenyev'i ise, bugün, işin içindekiler hariç hiç kimse tanımaz.

Neden bu durum böyledir ?

Turgenyev, 150 yıl öncesinin, pozisyonuna göre konuşanıdır. 150 yıl öncesine ışınlansak, tüm Rusya Turgenyev'i tanır, gıpta eder.
Dostoyevski ise, inandığı fikre göre konuşanlardandır. 150 yıl öncesi Rusya'sının, Turgenyev'in gerisindedir. O zamanki bir Rus günümüze ışınlansa, şok yaşar.
Çünkü, Dostoyevski, tüm dünyada ölümsüzdür.
Kumarbazdaki nine ölümsüzdür.
Raskolnikov ölümsüzdür.

BORSA DÖVİZ ALTIN FAİZ

İnternet sitelerinde ve medyada, yapılan yorumların, yüzde doksandokuzu, alınan pozisyona göre yapılan yorumlardır.
Yüzde doksandokuzu çöptür.
Önemli olan, bu büyük çöplüğün içinden, % 1'lik minik kırıntıları çıkarmaktır.
Tabi ki buda, emek, araştırma, analiz ister.
Emek göstermeden yemek yoktur.

Dinarı olan dinar yükselecek der, Garanti hissesi olan Garanti yükselecek der, altını olan altın yükselecek der. Tersi durumlarda da düşecek der.
Ama olması gereken neyse o olur.
Şimdiye kadar nasıl olduysa.

Yer yer, kimi için saçmalık olabilecek, bu tür felsefeye devam edeceğim.

GENEL MEDYADA YER ALMAYAN SIRADAN BİR HABER

https://www.evrensel.net/haber/36153...i-isten-atildi

Kriz geliyorum demişti :
http://sosyalistgundem.com/csun-isci...yi-reddediyor/

Bu haber, çoğunluğa, sıradan bir haber gibi gelebilir.
Ama sektöre bakalım.
Güneş panelleri.
Yani, geçmişte kalan, potin tamirciliği yapılan bir sektör değil.
Geleceğe yatırım yapılan bir sektör.
Teşvik almış yabancı sermayeli bir şirket.

Ama durum bu.
Mevcut durum bu.
Görmezden gelsekte, üç kuruş kazanmak için propaganda yapsakta durum bu.

PEKİ 12 EYLÜL NEDEN YAPILMIŞTI

https://odatv.com/isciler-sudan-sebe...-16091854.html

İşte bunun için yapılmıştı.
En ufak hak araması, şüpheyle karşılansın diye.
Hedefe ulaşıldı mı ?
Hedef 12'den vuruldu

Ekonomik kriz yaşıyoruz.
Dolar, avro peşinde koşuyoruz.
İhracatı artırıp, ithalatı azaltmaya çalışıyoruz.
Tabi, her şeyin yerli yerine oturması kolay değil.
Yıllar istiyor, emek istiyor, gerçek eğitim istiyor.
Kısa vadede çözüm zor.

Peki elde ne var ?
TURİZM Mİ ?

Malum Yunanistan'da her şey turizm.
Atina'dan Mikonos'a, Santorini'den Rodos'a her şey turizm.
Çıplaklar kampı arayanda gidiyor, kumar oynamak isteyen de gidiyor, eşi benzeri olmayan sahil ve adalarda yüzmek isteyen de gidiyor, çeşit çeşit deniz mahsulü yemek isteyen de gidiyor.

Peki, turizm liselerinde, alkollü kokteyl dersini kaldıran Türkiye ne durumda ?

TURİZM

İstatistikler, 1990 yılında, 5 milyon 389 bin turistin geldiği Türkiye'yi, 2017 yılında, 32 milyon 410 bin turist ziyaret etti diyor.
Bir zamanlar, Türkiye'ye gelen turist, Rodos adasına gelenden, daha az denirdi.
Çok şükür o günler geride kaldı.

Turizm, zamanın sağ iktidarı Özal'ın, Antalya sahillerinde yaptığı teşviklerle (günümüzdeki farklı teşviklere çok mu benziyor)
gelişmeye başlamıştı. (devlet arazileri bedelsiz veya az bir bedelle kiralanması, istihdam teşvikleri, devlet bankalarından ucuz krediler, vs.)
Görünen, 28 yılda, 6 kat artan turist rakamı.

Peki, artan turist sayısı, Yunanistan gibi, ciddi bir gelire dönüşüyor mu?
Bakalım !

DETAYLAR

1- Paketi satan acenta yabancı (isimlerini tek tek yazmaya gerek yok)
2- Ülkesinden, Türkiye'ye uçuran şirket yabancı (THY İstanbul merkezli tarifeli uçuşlar anlaşılmasın)
3- Konakladığı otel yabancı (benim bu sene konakladığım Crystal, Amare gibi oteller gibi, kabul yerliler de var, mesela turizm bakanımızın otelleri gibi)
Bu arada, yabancılara hitap eden resort otellerimizin çoğunun her şey dahil olduğunu da bir kenara yazalım.

ARTILAR (TÜRKİYE'YE KATKILAR)

1- Oteller, yumurtadan peynire, şaraptan hamura, pek çok ürünü iç piyasadan tedarik ediyorlar.
2- Animatörden garsona, resepsiyon görevlisinden muhasebeciye, istihdama katkı sağlıyorlar (her otel bir fabrika)
3- Ören yerlerimizin bakımlı kalmasını, yada keşfedilmesini sağlıyorlar (Japonlar ve tarihe meraklı Avrupalılar da geliyor)

SONUÇ

32 milyonun içinde, Bulgaristan'a sürekli gidip gelen, Schengen pasaportlu Türk vatandaşı da var, git gel yapan Gürcü'de var, çifte pasaportlu, Türkçe konuşmaya çalışıp, ne dediği anlaşılmayan, doğup büyüdüğü ülkenin vatandaşı olup, dedesinin geldiği toprakları merak eden de var.
Dolayısıyla tam rakam belli değil.
Ama belli olan, gelen milyonların, bahsettiğim artılar dışında, pek bir döviz bırakmadığı gerçeği.

Not : bu sene, Kos adasında, oda kahvaltı 1 yıldız otele ödediğim gecelik ücret, Beldibi'nde her şey dahil, 5 yıldız Amara Premier Palace otele ödediğim gecelik ücretten daha fazla idi.
Buda, turizmde bir şeylerin yanlış olduğunun en önemli kanıtı.

YENİ LÜKS VE GÖSTERİŞLİ HAVAALANIMIZ

Kuzey Marmara otoyolu, 3. havaalanı, Kanal İstanbul gibi adlar altında
İstanbul'un kuzeyini rant alanlarına çevirme operasyonları tüm hızıyla sürerken, hak arayan emekçi kardeşlerimiz, hakim güçler tarafından, terörist ve suçlu ilan edildi.
4.5 senedir akılları neredeymiş !!! tam havaalanı açılmak üzereyken eylem yapıyorlarmış !!!

Sadece propaganda medyalarını okuyanların, işçilerin 4,5 yıldır yaşadığı sorunların farkında bile olmaması normal. :vk:
Bir zahmet okuyuverin :(

https://www.evrensel.net/yazi/82274/...rdeyi-yirtiyor

Rantçılar, bir yandan da, borsadaki halka açık şirketlerde (örneğin iş bankası) spekülasyonun dibine vuruyor !!!

Odatv'den dünkü haber :
Emek harcamışlar, sıkıntıdaki şirketleri dökmüşler. (her medyada yer almaz)
https://odatv.com/turkiyede-krizin-g...-17091824.html

Odatv'den bugünkü haber :
Turist rekoru kıran turizmle ilgili dün yazdığım yazının sonucu mu desek !
https://odatv.com/turizm-de-batiyor-18091815.html

Bu ortamda :
Dolar neden yataya vurdu ?
Borsa neden TL bazında gümlemiyor ?
Bu soruların zaten, klasik cevapları belli.

Ama değişik bir açıdan bakarsak, dolar borcu olan ve dolar toplaması gereken şirketlerin acaba dolar alacak takati mi kalmadı ?
Aynen işçi Ahmet veya memur Mehmet gibi.
Eskiden, her ay maaşından artan TL ile, 300-400 dolar alabilirken, şimdi 100 dolar alacak takati kalmaması gibi.
Saldım çayıra mevlam kayıra ! Alacaklılarım düşünsün :)

Arz talebi, bir tarafa bırakırsak, cari açık nedeniyle paranın değersiz kılınmasını da bir kenara bırakırsak,
Acaba Euro'nun TL karşılığı nedir ?
Sanırım bunun cevabını, en iyi, Belçika veya Avusturya'da, Tavuk burger menüyü 8 euro ödeyerek mideye indirenler bilir.
Aynı menu Türkiye'de 1,5 Euro mu ? :)
Sanırım, yaşlı Almanlar neden kışı Türkiye'de 5 yıldızlı otellerde geçiriyor, bunun cevabı :cool:
Bununla ilgili detaylı bir istatistik çıkarıyorum. Hedefim 1 ay içinde güzel bir tablo hazırlamak.

Ekonominin durumu malum.
Yaşadıklarımız, araştıran, okuyan, merak eden, tasarruflarını artırmak isteyen, çoğu insanın beklediği bir durumdu.
Sanal mutluluğumuzun sebebi, ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının hem faiz vermeyip, hemde sürekli bastığı milyonlarca paraydı.
2013'te frene basıldığı ve frene basıldığını bilenler için, bugünkü durumda bir sürpriz yok.

Ama bugün yaşadıklarımızı, ekonomik kriz değil, dış güçlerin operasyonu olarak niteleyen milyonlarca insan var. Bu insanlar sürpriz mi ? Ekonomik krizi, zamanında doğru tespit eden insanlar bile, buna şaşırıyor. Ama kesinlikle bu insanlar da sürpriz değil.
Neden !!!

Film : Z (Ölümsüz) 1969 (doğduğum yıl)
Yönetmen : Costa Gavras
Oynayanlar : Yves Montand, Irene Papas

Dünyadaki, bütün milliyetçi iktidarlara ve onların kullanışlı gariban şakşakçılarına uyarlayabilirsiniz.
Bizde, milliyetçiliğe ilave, ekstra bonus ümmetçiği de bir kenara not edelim.

Not : Millet olarak okuma özürlü olduğumuz için, Bülbülü öldürmek, 1984 ve Hayvan çiftliği gibi kitapları tavsiye etme gereği duymadım.
Z filmini izlemeniz yeter...:yes:

Hep karamsar, hep karamsar olmak da bir yere kadar.
Yunus Emre ne güzel demiş.
Mal sahibi mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi !

Canım gitmek istemediği için (ekonomik kriz veya euro uçtuğu için değil :) )
bu yaz sadece bir kez gidebildiğim, 3 günde tüm negatif enerjimi dağıttığım,
Yunan müziğiyle biraz hayatın gerçeklerinden uzaklaşalım :party:

Haris Alexiou
https://www.youtube.com/watch?v=q9_7RMnzJr0

Haris Alexiou ve Zeimbekiko
https://www.youtube.com/watch?v=cqcFLNDeh4U

Bu da Sirtakinin Rus versiyonu (yok böyle bir Sirtaki)
https://www.youtube.com/watch?v=T4chpyTIE5Q
:bravo:

Türkiye'nin, yüzde 99'unun ekonomik krizde sandığı, Yunanlı dostlara sevgiler.

HEDİYELER

Gül, kendisine gelen hediyeleri götürmüştü.
Erdoğan, eğer uçak, gerçekten hediye ise, götürür mü götürür.
Kanunen, hiç kimse de, kendisine bir şey diyemez.

Soner Yalçın, buna dikkat çekmiş.
https://odatv.com/ucagin-sahibi-devl...-19091854.html

1- Uçağı götürürse götürür, Allah bereket versin.
2- Uçağı devlete bağışlarsa, gene kahramanlık taslar. Müthiş bir propaganda fırsatı yakalar.

Neyse, her zaman, her konuda, hep dört ayak üstünde.

FİNANS ZİRVESİ

Bugün, ne işe yarayacağı belli olmayan, bir finans zirvesi düzenlenmiş.
Halk bankası genel müdürü, 16 yıldır atılım yapan ülkemiz, son zamanlarda, piyasa gerçekleriyle bağdaşmayan durumlara maruz kalıyor demiş.

Şimdi, Türkiye 16 yıldır atılım yaptığına göre, sevgili genel müdürümüz, atılımları AKP ile bağdaştırıyor. Ayrıca bir banka genel müdürü, ekonominin sanal bir saldırıya maruz kaldığını ima ediyor.

Neyse, Ziraat veya Vakıf genel müdürü de farklı bir şey demez. Bunlar 16 yıldır yaşanan artık kanıksadığımız şeyler.

Benim merak ettiğim, ortalık AKP temsilcisi gibi hareket eden bir sürü bankacı kaynarken, İş bankasındaki, hukuki, 4 CHP temsilcisine laf sokulmasını ve İş bankası hisselerinde spekülasyon yapılmasını, Türkiye'nin çoğunluğunun, aval aval seyretmesi !!!

İşte, bu iç karartıcı ortamda, yandaş olmayan medyada 2 haber gözümüze çarpıyor.
1- Yirmidört işçi tutuklandı.
2- Şırnak Belveran beldesindeki tek lise imam hatipe çevrildi ama talep olmadığı için kapanmak üzere.

Ortalık, olumsuz haber kaynıyor ama :(
Dolar ve Euro, büyüklerimizin belirledikleri aralıkta, yatmaya devam ediyor.
Aynen, 2001 yılında zıplayıp, yataya sarması gibi.
Ben, kolay kolay yatmam, ama bir yattım mı da kolay kolay kalkmam der gibi !!!

Sırada OVP mi var ?
Sonra FED mi var ?

https://www.bloomberght.com/haberler...alatinda-onlem

Ara ara güzel kararlarda alıyorlar.

Her sektör iner çıkar, ama dünyada demir çelik sektörü kadar önemli bir sektör yoktur.
% 25 korumaya alınmış.
Her ne kadar, Türkiye olarak, ihracatçı olsak ta, kararı alanları tebrik ediyorum.
Son 1 yılda, % 150 fiyat artış ivmesi yakalayan sektöre, devlet tarafından güzel bir destek. :bravo:

OVP'de geldi geçti.

Beklendiği gibi, fos çıktı.
Kısmi kabullenmeler var. Enflasyon, büyüme gibi konularda, ayağını yorganına göre uzatmalar var.
Her ne hikmetse, konuttan vazgeçememe de var.

Adeta şunu anlıyoruz.
Kardeşim, benim tek bildiğim iş inşaat. En iyi bildiğim işi, yapmaya devam edeceğim :)

KİŞİSEL BİR HATIRA

Aklıma, rahmetli eniştem geldi.
Eniştem, cumhuriyet başsavcılığından emekli olduktan sonra, kendisi iş kurmaya karar verdi.
Babama danıştı.
Babam, ona, sadece şunu söyledi :
'Ne yapsan yap, batırırsın. Senin tek bildiğin şey, hukuk. Avukatlık yap.'
Nitekim, rahmetli, ölene kadar avukatlık yaptı.

Bunların da, tek bildiği iş inşaat. Gidene kadar inşaat yapacaklar.

Dolar, euro, altın, fos çıkan OVP'ye rağmen, hareketsiz. Adeta pili bitik gibi.
Bu da şunu gösteriyor, hiç bir meta bulutlara kadar yükselemez :)

Sırada ne var ? FED mi ?

Konu başlığına, tereyağından kıl çeker gibi sıyrılmak ve gelecek tahminleri demiştim.
Her ne kadar, gelecek için, doların yataya vurması dışında, bir tahminde bulunmamış olmakla birlikte,
Neden tereyağından kıl çeker gibi sıyrıldığı ile ilgili durum, apaçık ortada değil mi !!!

1) Devalüasyon olduğu halde, oy oranları korunuyor. (son araştırmalar bu yönde) malum son devalüasyon yapanlar anap, dsp nerelere düşmüştü.

2) Dolarcılar, ağustos başından beri, kukuman kuşu gibi bekliyor (yıllarca beklerse şaşırmam)

3) Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, ortalık duruldu.

Sonuç :
Olabilecek tüm olumsuzluklar gerçekleştiği halde, mevcut iktidar dimdik ayakta. (dünyada ve tarihte eşi benzeri yok)

Kıssadan hisse :
Ekonomik krizler, iktidar değiştirir diye düşünürdüm, YANILDIM

Yenilen pehlivan güreşe doymazmış, yorumlara devam. :cool:
Neden dimdik ayakta az sonra :Sad:

Tengoku no rakuen karera wa anata ni kare ga hoshī to omou sh�sū no harikēn no ie o iu

İşte bundan dolayı,
Devalüasyona rağmen,
Batan ve batacak şirketlere rağmen,
İşsiz kalan ve kalacak insanlara rağmen,
Dimdik ayakta !!!

İlk cümlede ne yazıyor !
İşte sorunda bu ya zaten !
İlk cümlede ne yazdığı önemli değil.
İlk cümleye, ister mantıklı, ister mantıksız, milyonların atfettiği önem, önemli !!!

Cumhuriyet kurulduğundan beri, ilk cümleye önem atfedenleri azaltamadık, azaltamıyoruz, sanırım azaltamayacağız !!!
1950'den sonra azaltma şansımız hiç kalmadı...

Zaten, son iletimden sonra, bende ne demek istediğimi anlatamadığıma % 100 eminim. :wu:

38 YAŞINDA EMEKLİ OLANLAR

1- Dağcı arkadaşım var, şu saatte Rusya'da, Türkiye'de Ağrı'ya tırmandıktan sonra yurt dışına açıldı. 1958 doğumlu ve 22 yıldır emekli. 1996 yılında 38 yaşında emekli oldu.

2- Emekli inşaat teknisyeni arkadaşım var. Zamanında faizden kazandığı paralarla, Buca'da 3 ev aldı. Abartmıyorum. 3 EV.

3- TEKÇİ TOKATÇILAR, ÇİFTE DUBARACILAR. İnternette araştırın. Google amca çok bilgilidir. Bu kelimeler ne ifade ediyor.

4- Devlete kapağı atıp, yıllarca avanta nemalananlar,
Ekonomik krize sebep olup, işinden olmayanlar,
Yarattıkları krizle, özel sektör çalışanlarının ekmekleriyle oynayanlar

Bunları, yeni nesil bilmez. Ama, bunlar hala hayattadır ve asalak gibi tüm Türkiye'nin kanını emmeye devam etmektedir.
Geçmişte, az çalışarak yemiştir. Yıllardır, avanta emekli maaşı alarak halen yemeye devam etmektedir.

NEDEN DİMDİK AYAKTA PART III

Örneğin, bugün, hükümeti eleştiren, yanlış yaptığını iddia eden, bu avantacıların, veya avantacı olmayanların, derdi gariban mıdır ? (derin düşünün)

Örneğin, aşağıdaki haberde bahsedilen insanlar, bu insanların, şu anki iktidardan, daha fazla mı umurundadır ??? (derin nefes alın)
https://www.evrensel.net/haber/36184...ngelleyemezler

Örneğin, kendince hak arayan, Kürt gençleri, yıllardır avanta emekli maaşı alan bilmemne kadın kollarının umurunda mıdır ??? (eminim onların gözünde tüm Kürtler potansiyel teröristdir, akp en azından dinci kürtleri dışlamıyor) TÜRKÜM DOĞRUYUM ÇALIŞKANIM.......

Mevcut iktidara oy verenler, bu gerçeklerinde farkındadır.
İşte bu bizim hikayemiz diye başlayan bir şarkı vardı.
İşte buda, oy kaybetmeyen iktidarın hikayesi.

İster sağcı, ister solcu, yok birbirimizden farkımız, farkımız OSMANLI BANKASIYIZ :)

Pardon !

ZWEIG

Dünyada, hiç kimse, Zweig gibi biyografi yazamamıştır.
Kendisiyle savaşanları okuyan, en gaddar, en bencil insan bile, tarihin gördüğü en sorunlu şairlerden, Kleist'e, Holderlin'e hayranlık duyar.
Adeta, intihar edesi gelir.

Zaten, Zweig'da, intihar etmemiş midir ???

Dostoyeski'den sonra, dünyanın gördüğü en yaratıcı yazar, vermesi gereken yüzlerce sanat eserini veremeden, tarihin tozlu sayfalarına karışmamış mıdır ?

Sadece 1 yıl .....

Sadece 1 yıl daha sabretseydi, Hitler'in mağlubiyetini görecek ve intihar etmeyecekti.

Kaybeden o mu oldu !!!
Kaybeden dünya oldu. Vereceği, potansiyel onlarca eseri, veremedi.

O yüzden, umutsuzluk yok. Sonuna kadar UMUT :wave:

Evet arkadaşlar
Üst üste acı gerçekleri ve karamsarlıkları paylaştıktan sonra biraz neşelenelim.

https://www.youtube.com/watch?v=c5kc_pXHy-M

Bu şarkı tanıdık geldi mi ?
Tüh, bu da biraz hüzünlü oldu.
Bakalım daha neşeli ne var :notr:

Not : şuna inandım, hayata negatif bakıyorsan, istem dışı, paylaştığın şarkıda hüzünlü oluyor

SCHUBERT VE SERENADE

https://www.youtube.com/watch?v=0bjB-IWEYI0

Malesef olmadı. Kaybedenler kulübü üyesi olmak böyle bir şey herhalde.
Neşeli bir nota arayışımda bile, karşıma 31 yılda, 100'lerce eser veren Schubert ve inanılmaz hüzünlü SERENADE'ı çıktı.

Ne tesadüftür ki Schubert'de, kendi çağdaşlarının kaybedenlerindendir. Aynı Kafka gibi.
İnsan, böyle bir SERENADE dinlerken, yarın iş olsa bile, bir kadeh Toscana götürmez mi :drunk:

Hatta bir de ilave yapalım.
Schubert'in en sevdiği besteciden : (tüh buda hüzünün dibine vuruyor :agla:)

https://www.youtube.com/watch?v=5-MT5zeY6CU

EKONOMİK KRİZİN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ REÇETELERİ

1- Demokrasi. İnsan haklarına saygılı ol, azınlıklara saygı ol, farklılıklara saygı ol. Bak bakalım kim senin para birimine operasyon yapabiliyor. (Tabi milliyetçilik tamda, zıt pozisyonunda. Enis Berberoğlu'nu, serbest bırakıp ne iyi yaptılar.)

2- Hukuk. Sen hukuka saygılı ol. Bak bakalım kim senin para birimine operasyon yapabiliyor.

3- Güven. Ne kadar borcun olursa olsun, sen alacaklılarına güven ver. Bak bakalım kim senin para birimine operasyon yapabiliyor.

4- Kendini bil. Sen ayağını yorganına göre uzat. Mahalle bakkalıyken, Migros sahibi gibi hareket etme. Bak bakalım kim senin para birimine karşı operasyon yapabiliyor.

Bunlar çok mu zor !!!

Daha doğrusu çok mu zordu diyelim.
Malesef iktidardakiler için çok zormuş ki.
Operasyonu yediler.
Olan da, kendisini destekleyenlere oldu. Tabi ne olduğunu anlamasalar da.

ÜÇÜNCÜ ADAM 1949

Yönetmen Carol Reed
Oyuncular Joseph Cotten, Alida Valli, Orson Welles

Bu film, ikinci dünya savaşı sonrası, dünyayı saran karamsar ortamda, üretilen onlarca kara filmden sadece bir tanesidir. (İMDB puanı da 8 + ile önemli bir seviyededir)

Filmde, Orson Welles, çok az görünür ama toplasan 10 dakikayı geçmeyen görüntülerinde, gelmiş geçmiş en muhteşem film repliklerinden birine, doğaçlama olarak imza atar :

İtalya'da 30 yıl boyunca Borgi'lar vardı, yani savaş, kıyım, cinayet. Ama Michalengelo, Leonardo ve Rönesans da aynı dönemde var oldular. Buna karşılık İsviçre'de kardeşlik, 500 yıllık demokrasi ve barış vardı. Ama ne yaratabildiler? Sadece guguklu saat!

Günümüzde, şu anda, imamlar tarafından, taklit edilmeye çalışılan, itibar verilmeye çalışılan, Cumhuriyet öncesi Osmanlı'ya bakalım :
Savaş, kıyım, kıyamet. Peki ne yaratabildiler ? Guguklu saat bile değil. Yarattıkları, sadece, ikna edilemez, sabit fikirli dogmatik zihinler oldu.

Gelde bunu, bu millete anlat !!!

Eylül ayı sona ererken, FED'de geride kaldı.
Beklenen 25 bp artış gerçekleşti.

Borsa, 100.000 puanın üzerinde.
Dolar, 6 TL'nin, Euro, 7 TL'nin altında.

Aslında, pozisyonumuza göre düşünmesek, her şey çok daha berrak olacak ama kolay değil tabi. :Sad:

Dolar 7 TL, Euro 8 TL, Pound 9 TL'ye dokununca,
Fethiye'de şunu gözlemlemiş ve belirtmiştim.

İngiliz kahvaltısı 2 pound olamaz !!!!
Ya pound yanlış, ya kahvaltı ücreti yanlış.

Kahvaltıda durum değişmediğine ve pound ufak ufak gerilediğine göre, demek ki pound yanlışmış.

Fakir ülke olmanın, borçlu ülke olmanın ve cari açık vermenin bir bedeli vardır ama o kadarda değil demek ki !!!

Benim değinmek istediğim başka şeylerde var. Mesela Euro 24 finallerinin Almanya'ya verilmesi.
2002-2018 arası, yönetimi imamlara verdiğimiz için, ıskaladığımız o kadar çok şey var ki !!!!
Bunlara, en son, Euro 24 finalleri de eklendi. :vk:

Hisseleri veya aldığı pozisyondaki metası yükselme derdinde olan kaç kişinin bu haber derdinde !!!
https://www.evrensel.net/haber/36229...an-dur-denecek

Ya bu haberdeki işçiler kaç kişinin derdinde !!!
https://www.evrensel.net/haber/36234...sciler-tepkili

Peki, sizin sermaye piyasalarındaki veya para piyasalarındaki kayıplarınız, neden kimsenin umurunda olsun ki !!!

ENFLASYON

Her ne kadar, gerçek enflasyonunun, ne olduğunu biliyor olsak ta, ağustos enflasyonunu 2,30, son 12 aylık enflasyonu da 17,90 olarak yaşadığımız, resmi makamlar tarafından ifade edildi.
Bu da, önümüzdeki 4 ayın enflasyonunun ne olacağı konusunda, aşağı yukarı bir fikir veriyor.
Devlet, yıl sonu enflasyonu için, % 22-23 rakamlarını işaret ediyor. (TÜFE)

İş kaybetme derdi olmayan, salla başı al maaşı düsturuyla, kamuya kapağı atanlar için sorun olmayacak ama özel sektör çalışanları, resmi ifade edilen % 22-23 zam alamayacak. Çoğu, işini kaybetmemek için SIFIR zamma razı olacak.

Ekonomik olarak, gerilememize ilave olarak, aşağıdaki saçma sapan haberlerde artış olacak, ama % 90'ımızın haberi bile olmayacak.
https://odatv.com/dolar-mesaji-neden...-27091846.html

Bu zatların yükselişi, her geçen yıl süratle artacak ve çoğunluk tarafından kanıksanacak.
https://odatv.com/ataturke-hakaret-e...-27091857.html

Biz ise, bu zihniyet ülkeyi tam olarak ele geçirirken, dolar ne oldu, halk bank hissesi yükseldi mi, ing bank % 27 faiz veriyormuş sorunlarıyla kafa yoracağız.

Ama, yükselenlerle birlikte, birileri de, aynen Osmanlı'nın son dönemi gibi, itibarda tasarruf olmaz diyerek, saraylar yapmaya devam edecek.
https://odatv.com/erdogana-bir-saray-daha-26091824.html

ÜÇ DOĞRU EYLEMSİZLİK

EYT

Zamanın hükümeti, 35-40 yaşlarında emekli olanları görmüş ve bu saçmalığa önlem alarak, maç oynanırken, kuralları değiştirmişti.
Kademeli olarak yaş artışlarına gitmişti. 10.000 güne yakın sigorta primi yatırmış ve hala emekli olamamış bir vatandaş olarak, kesinlikle doğru bir adımdı diyorum. :bravo:
Bu adımdan, asla taviz verilmemeli.
Keşke, geçmişe dönük, avantacı emeklilere de, bedel ödetebilsek. :rtfm:

KIDEM

Kazanılmış bir hak var. Aynen haftada maksimum 45 saat çalışmak gibi.
İlla kıdemle oynanacaksa, çalışan lehine olmalı.
Yıllardır, ellenmek istiyor da, ellenemiyorsa, bu da olumludur. :)

AF

Başımızdaki kişi ne güzel demiş. "Kişiye karşı işlenen suçları, devletin affetme yetkisi yoktur."
Ayakta alkışlıyorum.
Devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar, umurumda bile değil. DEVLET İNSANDAN DEĞERLİ DEĞİLDİR. Af etmek istiyorsa edebilir ama milliyetçi ortam, burada da eylemsizliğe sebep oluyor.

İZMİR-İSTANBUL-PARİS

Geçen hafta, yurt dışı seyahatim oldu.
İzmir-İstanbul-Paris
Paris-İstanbul-İzmir

Bu seyahatlerimle ilgili paylaşımda bulunmak istedim.

1- Elimizdeki cevherlerin kıymetini bilmemek (İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI)

Gidişte, ucu ucuna, Paris uçağına yetiştim ama dönüşte 5 saatlik boş zamanım oldu.
Bu 5 saatlik sürede ;
Duty free alışverişimi yaptım.
Bakırköy'de, çocukluk arkadaşımı ziyaret edip misafiri oldum.
Carousel avm'de alışveriş yapıp, hediyelik bir şeyler aldım.

Daha geçen hafta, dünyanın en iyi 3 havalimanından biri seçilen, İstanbul Atatürk havalimanı neden tarihe karışacak ?
Dünyada onlarca havalimanı gördüm (bu benim şansım) ve onlarca şehirde tecrübeler yaşadım.
Şunu düşündüm. Lokasyonu ve şehir merkezi bağlantısı bu kadar mükemmel olan, dünyada kaç havalimanı var !!!
Cevabını bulamadım ve sonlandırılma sebebini düşündüm.

Acaba, aşağıdaki 2 sebepten dolayı, olabilir mi diye düşündüm !!!

1- Yandaşlara kaynak aktarmak
2- İstanbul'un kuzeyini ranta açmak

Maalesef bunları düşündüm.

Bir yandan da, THY, Lagos'tan Amsterdam'a, Los Angelas'tan Kabil ve Tahran'a yolcu taşımak ve para kazanmak zorunda galiba diye düşünmeden edemedim.
Afrika ve Asyalıları, Avrupa ve ABD'ye uygun fiyata taşımak için, yeni devasa bir havalimanı yapmak gerekiyordu diye, teselli buldum.
Kimbilir, belkide amaç, İstanbul ve Türk vatandaşlarına hizmetten ziyade, 200 milyon yolcu taşıyarak, dünyada göğsümüzü gere gere gezmekdir.

2- Avrupa'da aşağılanmak

Daha önce, Roma'da, havaalanında giriş yaparken, 3. dünya ülkesi pasaporta sahip olmanın, hissiyattını tam olarak hissetmiştim.
Ama Paris çok farklı bir deneyim oldu.
THY uçağında, tüm yolcular (Fransızlar dahil) ön kontrolden geçti.
Daha uçakta, Türk pasaport sahipleri sorgulandı. (yeşil pasaportlular) Ben vizeli olduğum için sadece polis tarafından pasaportuma bakıldı. (Nereden nereye)

3- Paris

Paris'te, Türk mahallesini görünce,
Ne kadar b.ktan bir millet olduğumuzdan !!!
Yeraltı eski püskü metro ağını görünce,
Dünyayı, 100 yıl geriden takip edip, el parasıyla gerdeğe girip, bunun bile farkında olmadığımızdan !!!

Yüzde yüz emin oldum...

GÖRMEMİŞİN KASIRGASI OLMUŞ

Finans merkezi olduğumuzu veya olacağımızı sanırız.
Futbolda çok iyi olduğumuzu sanırız.
Haftada 45 saatle, dünyada en fazla çalışan insanlarız ama ortaya gökdelen dışında bir şey koyamayız.
Vasat depremlerle yüzlerce ölü verdiğimiz için, deprem kuşağında olduğumuzu sanırız.

Son bir haftadır kasırgayla yatıp, kasırgayla kalktık, acaba kasırga İstanbul'u vurur mu diye sorguladık.
Aldığımız önlemlerle, dış mihrakları gülmekten ağlattık.
Ama kasırgamsıyı bile yaşayamadık !!! :dvr: