-
Onur Çiğdem
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
-
Aşk Mıydı O?
Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi
Etime bir alev değmişçesine
Nasıl da yakardı öptüğü zaman
Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
Yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine
Hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
Gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
Hani, o var olmalarımız öpüştükçe
O delice sürdürmeler yaşantımızı
Hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
Sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
Kudurmuş arzularla zamanı yenmek
Ve en kuytularda buluşmak korka korka
Kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
Kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
Varmak için o sevgiyle açılmış kollara
Apansız düşmek yükseklerden bir yerden
Oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
Sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
Avunmak... Kırık dökük anılarla artık
Kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de
Ümit Yaşar OĞUZCAN
-
Başkalaşan Aşk
Adını anmak güzeldi,
dost ağızlarda sana dair cümlelerin
ıslatılması...
Adını anmak...
Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel
avuntularına sırt çevirip senden söz açmak...
Biraz gülünç, biraz sitemkar...
güzeldi...
Adının Türkçedeki yankısı özeldi...
Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı,
Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında...
Denize amors durup, yüzüne
cepheden bakmak güneşli bir mavilikte....
güzeldi..
İpe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak,
yüzünde
Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi...
Güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum
şimdi...
Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok,
Kanlıca'daki yoğurdu...
ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir
aşkın mührüdür artık...
Yılmaz Erdoğan
-
SENİ DÜŞÜNMEK
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
NAZIM HİKMET
-
Ayrılırken
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, film bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız...
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür , kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
-
AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
ÖZDEMİR ASAF
-
HOŞÇA KAL
Bazen hiç anlamadan çıkıverir dudaklarımızdan,
Bazen derin bir acıyla söyleriz,
Gidenlerin ardından.
Belki bir gün yeniden görme umuduyla,
İki yabancı gibi karşılaşma korkusuyla,
Hoşça kal diyoruz gidenin ardından.
Canımızı yakıyor belki bu kelime7
İstemeden söyleriz zaten çok kere,
Gitme! Demeyi gururumuza yediremeyince,
Hoşça kalları siper ediyoruz önümüze.
Bir buruk hüzün çöker yüreğine,
Alışkın değilsindir ki gitmelere,
Söylenen ise sadece üç hece;
Hoşça kal
Son bakışıdır belki gözlerine,
Son yaslayışıdır başını sinene,
İki damla yaş süzülür gözlerinden,
Kaçırırsın gözlerini gurur denen illet yüzünden.
Belki kalacak gitme diyebilsen,
Söyleyemezsin işte gururun yüzünden.
Tekrar görme umuduyla,
Hoşça kallarla uğurlarsın.
İçinden desende,
Gitme kal benimle.
Dudaklarından çıkan üç hece
HOŞ-ÇA-KAL olur çoğu kere.
-
Hasret Kokusu
Geçmişte kalan hasretin,
Hala içimi ısıtıyor.
Gözlerinin,gözlerime bakışı,
Kalbimi derinden yakıyor.
İlk görüşte,
kalbimden aşağı sızan bir şey hissetim,
Acaba neydi,çok merak ettim.
Senin için ömrümü,hayatımı verdim.
Senin gidişini izlemek,
Can çekişen kelebeği,
İzlemek kadar zordu benim için,
Söyle,sen bana ne söz vermiştin.
Peşinden koşmakla geçti ömrüm,
Senin aşkın için,
Ben kendimi toprağa gömdüm.
Sen bırakıp gidince,
Közü sönmüş bir kömüre döndüm.
Seni sen olduğun için sevdim,
Seni,hep bekledim,
Göremeyince seni yakınımda,
kendimi asmak bile istedim.