Rica ederim. Hayır, müşterek hesapta sizin için ayrı eşiniz için ayrı beyan sınırını (2019 için 40.000 TL), yani toplam 80.000 TL'lik faiz beyan edilmez.
Saygılar.
Printable View
Sn Epicurist
257 nolu tebliğde aşağıdaki şekilde bir ifade var müşterek hesaplar tek hesap olarak değerlendirilir diyor Ayrıca kazanç 41000 TL olursa 40000 TL yi düşüp 1000 TL yimi bildireceğiz yoksa 41000 TL nin hepsinimi
2.4.6. Birden fazla hesap kullanılması ve müşterek hesaplar
Aynı banka veya aracı kurum bünyesinde birden fazla hesap kullanılmak suretiyle işlem yapılması halinde tüm hesaplar tek bir hesap olarak kabul edilecek, ancak müşterinin talep etmesi halinde bu hesaplar ayrı ayrı değerlendirilebilecektir.
Geçici 67 nci maddenin uygulanmasında müşterek hesaplar tek bir hesap olarak kabul edilmekte olup, aynı banka veya aracı kurumda hem bireysel hem de müşterek hesap veya birden fazla müşterek hesap kullanılmak suretiyle işlem yapılması durumunda söz konusu hesaplar birbiriyle ilişkilendirilmeksizin tevkifat matrahı tespit edilecektir.
selam,
şu kısmı anlayamadım:
"Maliye daha önce itfada zarar edeceğim diyerek düştüğünüz bedelleri alım-satım kazancını hesaplarken alım fiyatından düşüyor."
Satmadan, elinizde tutarken... nasıl bir beyanname veriyorsunuz? "gerçeğe uygun değer" hesaplamasına imkan veriyor mu?
Benim bildiğim sermaye kazancında zırnık muafiyet yok. Direk gelir vergisi kademeleri çalışıyor.
Üst limit miktara göre şu anda gelir vergisi üst kademesi olan %35 . Kabaca 100.000TL üstü sermaye kazancı %33-34'ler ile vergilenmeye başlayabilir. (Tabii şimdilik yapılacak herhangi bir değişiklik itfası gelmemiş ya da satılmamış tüm ürünleri kapsayabilir.
Bildiğim kadarıyla sermaye kazancındaki bir başka sıkıntı ise itfa tarihi beklenilmeden yapılan satışlar.
Lütfen teyit edin, bu başlıktan da derlediğim kadarıyla eğer itfa tarihini beklemeden satarsanız VE sermaye kazancı oluşursa devlet bu kazancı kur farkı kazancını da ekleyerek beyan etmenizi istiyor. (bu kural kupon kazançlarında yok, sadece itfa öncesi satışlardaki sermaye kazançlarında var diye biliyorum)
Beyan edilen ve kur farkının da dahil edildiği bu kazançtan bildiğim kadarıyla yıllık ÜFE oranında iskonto yapılıyor.
Eurobond yurt içi yatırımcılar için vergisel olarak karışık bir ürün o nedenle dikkat etmek gerekli. Devlet bunu bilerek bu şekilde hazırlıyor. Zira yurt içi eurobond alımları zaten içeride olan para ile yapıldığında döviz likiditesine pek yardımcı olmuyor.
Devlet aslen eurobondları yurt dışı yatırımcıya satmak istiyor.
Selamlar,
Öncelikle yanlış bir ifade kullandım, sonradan düzeltmiştim. Alım fiyatından düşüyor olarak yazmak doğrusu. İşlem şu şekilde siz primli bonoyu aldıktan sonra 2 kuponun her birinden x(sermaye zararının kupon başına düşen miktarı) kadar indirim yaptınız vergi matrahını hesaplarken. Sonra diyelim temiz alıș fiyatınız 101'di, kirli fiyatla 103'den sattınız. Değer artış kazancı matrahı 103 - (101 - 2x) şeklinde (tabi hepsinin TL değeri) hesaplanıyor yani alıș fiyatınızı olduğundan düşük göstererek daha fazla vergi vermenizi sağlıyor. Böylece itfayı beklemediğiniz için önceden düştüğünüz itfa zararlarını geri alıyor. Anlattığım tüm işlemler sadece matrah hesaplarken yapılıyor.
Sizin paylaştığınız mantık doğru aslında itfa gelirleri değer artış kazancı olmalı abd'de de öyle, bence Maliye'nin bunu menkul kıymet iradı olarak kabul etmesi zorunluluktan. Çünkü yazdığınız üzere değer artış kazancı sadece satınca ve itfada düşülebiliyor. Oysa her yıl düşülmesi gerekiyor. Yine benim 'uneducated guess' im şu şekilde ; sermaye kaybı(primli almanızdan dolayı olan) itfada alacağınız kupondan yüksek ise anapara'dan kaybınız olacak demektir bunu düşünen yatırımcı daha yüksek faiz isteyecektir ama daha yüksek faiz daha yüksek fiyat ve sonuç olarak itfada daha fazla sermaye kaybı demektir. Fiyat-faiz siparilinden kurtulmak için her yıl amortisman yapılması gerekir. Abd'de vergi sistemi tahakkuk esaslı olduğu için sorun yok her yıl capitol loss olarak yazabiliyorsunuz, ancak Türk vergi sistemi tahsil esaslı, yani sizin yazdığınız üzere sadece itfada, yani tahsil edildiğinde düșülebillir. Buna çözüm ne olabilir, aslında değer artış kazancı olan itfa geliri ya da zararını menkul kıymet iradı(kupon faizi gibi) olarak kabul etmek.
Bu konudaki kaynaklarda da "itfa geliri değer artışı kazancıdır" demiyor, "itfa geliri değer artışı kazancı olarak değerlendirilmektedir" deniyor. Yani zımmen gereklilikten olduğunu kabul ediyor.
Son iki paragraf konu üzerine düşündüğümde ortaya çıkan bir teori, tamamen spekülasyon. (Tahakkuk ve tahsil esaslı vergi sistemi kısmı hariç, öyle olduğu görülüyor)
Saygılar.