Bu arada dün gece itibarı ile, sörvayvır seyretmeyide bıraktım.
Amacım ORADAKİ Yunan lılarla Türk ler arasındaki büyük farkı anlamaya çalışmaktı.
Yunanlıları, ülkelerinin tamamına genelleyemem ama, çözemediğim bişey kalmadı. Tüm sorular yanıtlarını buldu ve Şam şeytanlarını seyretmeme gerek kalmadı.
Bora denen vatandaşın olayı kafama takılmıştı. Neden daha içerdeki kimseler birbirlerini tanımıyorken, bu adamın çevresine 7-8 kişi toplanıp biat etmeye başlamışlardı. Sebebinin güç olduğunu biliyordumda, hangi gücü temsil ettiğini bilmiyordum. Sürü güce tapar. Günümüzde güç ise, para, kariyer, devlet gücü, bazen fiziksel güç, dış görünüş filan bu tür şeyler gücü temsil ediyor ancak ana güç para çünki para ile diğer tüm saydıklarınızı alabilirsiniz.
Peki bora hangi gücü temsil ediyordu. Hıyar ağası meğer hem acun un hemde Murat Boz un arkadaşıymış. Bizzat Murat söyledi. Kimbilir daha kimlerin arkadaşı. bora, yönetimi ve pop dünyasını temsil edenlerin yakın arkadaşı olduğundan, tüm zayıflar daha ilk günden biat etmeye başlamışlar.
acun orada her hafta 3-4 gün kalıyor ve kameralar yokken hep yarışmacılarla beraber. Hali ile, yarışmacıların içindeki kendi arkadaşları ile sürekli muhatap olduğundan, diğerleride bunu görüyor ve yarışmada adalet bozuluyor. Çünki sürü oluşturanları, milletde bişey zannedip oy atıyorlar. Artı kameralar sürekli acun un arkadaşlarının çevresinde. En çok onlara söz veriliyor. Onlarda kendilerini güçlü hissedip, öne geçiyorlar, diğerleri sinmek zorunda kalıyor. Çok güçlü karakterseniz, kâhya hikmet gibi veya yusuf gibi, belli ölçüde öne çıkabiliyorsunuz. Hoş Yusuf'ta, acun un arkadaşının arkadaşı. O sebeple onada sık sık söz veriliyor. (bu arada açıkça şuda görülüyor, eğer Dalaka İstanbul a gelirse, Atakan'dan önce Yusuf kızı ufalayacak. Bu tür öyledir. Kardeşindir ama karını kızını ayartıp düdüklemek kardeşliği bozmaz. Hayatları uçkur ve mide arasında geçer.)
Okay gibi ortalama karizmanız, medeni cesaretiniz varsada geri planda kalıyorsunuz ve destekçiniz az oluyor, kazanma şansınız azalıyor. Okay ın lafı her açıldığında, acun kısa kesti lafı değiştirdi. Adam sumo yarışında çok başarılıydı. acun başarısını küçültmek için elinden geleni yaptı. Yani acun tarafsız kalmayı başaramıyor. Zaten tarafsız olmasıda gerekmiyor. Kendi programı, isterse ailesini dldurur. Seyredilmesi ona yeter, benide ırgalamaz. Tek çabam, anlamak üzerine, yoksa benide ırgalamaz.
Bir şey daha gördüm. İçerdekilerin yarısı acun un çevresinden. Arkadaşları, arkadaşlarının arkadaşları. hep onlar ön planda.
350 bin kişi müracaat etti diyor. 20 kişi seçecek, 10 tanesi kendi çevresinden adalete bak. Kameralarda hep onları gösteriyor. TV deki acun un yorumcularıda onları parlatıyorlar çünki onlarında arkadaşları. Zaten maaş garantisi için acun un arkadaşlarına fazla lafada edemezler.
Her neyse.
Yunanlılar ise yavaş yavaş bozuldular. Artık bizimkilermi bozdu yoksa kendilerini daha azmı kontrol ediyorlar tartışmaya açık.
Yarışmanın patronu Türk olduğundan, çok rahat açık davranamazlar. Bu tür durumlarda sıkı bir sürü oluşur. Doğasında bu var.
İkinciside bizimkiler, tamamen acun un hayat tarzını yansıtıyor. Acunun hayata bakışının bir kesiti. Adamın hayatı berbat, yarışmadaki Türk takımıda onu yansıtıyor. Türkiyenin tamamını yansıtmıyor.
Berbat lafını benim dünyaya bakışıma göre söyledim. Yoksa hepiniz yahu benimde öyle berbat hayatım olsa mutlaka dediniz.
Yansıtıyor ancak abartılı olarak. acun değilde o yarışmanın patronu abdullah gül olsa. Aynı yarışmacılar çok daha farklı davranır, kemal kılıçdaroğlu olsa çok daha farklı.
Yunanlılarda gerçek karakterlerini tam gösteremiyorlar, biraz baskılıyorlar. Türklerde acun öyle istiyor diye abartılı adileşiyorlar. Hali ile ortaya böyle bişey çıkıyor.
Artık seyretmiyorum, bana öğreteceği bişeyi kalmadı.