|
|
[IMG][/IMG]
Çok gecikmiş bir okuma oldu biliyorum...
Mina Urgan'ı, kişiliği, duruşu, ahlakı, siyasal seçimi ile bu otobiyografisinde tanıdım ve çok ama çok sevdim.
Annem olmasını isterdim.
Oto biyografi ve anı çok sevdiğim türler.
Bu kadar nitelikli birinin özyaşam öyküsü de son derece ilginç oluyor.
Mina Urgan'ın siyaset, edebiyat, tiyatro alanında tanımadığı kimse yok.
Falih Rıfkı Atay çok sevdiği üvey babası.
Tiyatro ve sinema oyuncusu Cahit Irgat iki çocuğunun babası.
Atatürk'ü, Halide Edib'i, Yahya Kemal'i, Sait Faik'i, Ahmet Haşim'i ...bir çok önemli şahsiyeti yakından tanıyor.
Özellikle de Yahya Kemal hakkında yazdıkları beni çok etkiledi.
Vasat şair küçük adam...
Mevki ve para için Atatürk'ün ayaklarına sarılan biri.
Çok sevdim bu içtenlikle yazılmış özyaşam öyküsünü.
Ve hemen "Bir Dinozorun Gezileri"ne başladım...
Teşekkürler Mina Urgan.
Mina Urgan'ın severek okuduğum bende olumlu iz bırakan "Bir Dinozorun Anıları" kitabından sonra bu kitabını da bitirdim.
Mina Urgan son derece mütevazı, cumhuriyet ilke ve devrimlerine bağlı, sol öğretiye ömrünce inanmış, 1980'lerde ateist olduğunu ilan etmiş bir hoca.
Son derece rahat ilişki kuran, anladığım kadarı ile sevilen iki çocuk annesi bir kadın.
Sigarasını hiç bırakmamış. İçkisini de.
Yemeyi de çok seviyor.
Bunların yanında doğayı, özellikle de denizi ve de gezmeyi, dolaşmayı, sosyalleşmeyi çok seviyor.
"Bir Dinozorun Gezilerinde", yurtiçi seyahatlerini, özellikle yazlık evinin de bulunduğu Bodrum hayatını, mavi yolculukları ve yurtdışında gezdiği yerlerdeki anılarını yazmakta.
Son derece akıcı bir üslupla yazdığı bu kitabı da severek okudum.
Ömrünüzün her yılını 8-10 kat daha fazla sürede yaşamak ister miydiniz?
Böyle bir insan farklı neler yaşar , hisseder?
Çevrenizdekiler, aile bireyleriniz hızla yaşlanırken genç kalmak.
439 yaşındaki bir "alba"nın yaşadıkları, his dünyasını ilk defa tanıştığım İngiliz yazar Matt Haig'in kaleminden çok fazla yabancılık çekmeden okudum.
İlgilenenlere tavsiye ederim...
Ayrıksı yazar Truman CpoteNin eşsiz kaleminden çok farklı bir seyahat kitabı.
1950-1960 larda yazarın New Orleans, New York, Brooklyn, Hollwood, Haiti, Venedik, Roma, Londra, Paris, Tanca ve Sicilya gibi şehir ve yerlere yaptığı seyahatlerden alışılmadık bir bakış açısıyla yazdığı kitabı ben çok çekici buldum.
Bunda, kitabı Türkçe'mize Süha Sertabiboğlu'nun çeviri becerisinin rolü büyük...
Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden fazla ise, o ülke batar. Montesquieu
ABD tarihini, daha çok halkın ekonomik ve sosyal durumlarini, etnik ayrımcılığı,savaşların halklara nasıl zarar verdiğini Kolomb' dan günümüze kadar anlatmış yazar.Politikalarin degismedigine dair bir alıntı da yapayim:
Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden fazla ise, o ülke batar. Montesquieu
|
|
Geleceğimizi kökten değiştirebilecek bir teknolojinin temel taşlarından başlayarak anlatmış Cem SAY.Enigma şifrelerinin çözümünde büyük rol oynayan bilgisayar biliminin kurucusu kabul edilen Alan TURING'in eşcinsel olduğu için hadım cezasından sonra intihar ettiğini şimdi ise adına her yıl 1 milyon dolarlık ödül konulan bilgisayar bilimi ödüllerinin verildiğini bile anlatmış.1950 li yıllarda bir grup bilim adamının 10 yıla bu işi çözebiliriz dediği yapay zekanın aradan 60,70 yıl geçmesine rağmen hala insansı duyularından çok uzak olduğu da anlatılmış.Facebook ,google gibi milyarlarca insanın girdiği sitelerden yapay zekanın insanların davranışlarına göre öğrenmeyi hizlandirdigindan da bahsedilmiş bir paragrafla bitireyim.
Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden fazla ise, o ülke batar. Montesquieu
Yer İmleri