Originally Posted by
Tırt Yatırımcı
TFRS ve Vergi Mevzuatı Açısından Karın Tespitine Yönelik Yapılan Çalışmalarda özetle; "Muhasebe standartları dikkate alınarak hesaplanan muhasebe kârının, geleneksel muhasebe anlayışı ile tespit edilen kâra kıyasla işletmenin finansal durumunu yansıtmada daha gerçekçi bir veri olduğu görülmüştür. Bu durumun, standart uygulamaları dikkate alınarak hazırlanan finansal tablolarda yer alan diğer bilgiler açısından da geçerli olduğu açıktır. Bunda, standartların vergisel kaygılardan uzak, salt muhasebe temelli bir anlayışla hazırlanmış ve gerçeğe uygun sunuma odaklanmış olması etkilidir. Nitekim standart uygulamaları dikkate alınarak yapılan bir raporlama, ilgili kesimlerin bu tablolardan hareketle daha sağlıklı kararlar almalarının temelini oluşturacak düzeyde faydalı, yeterli ve karşılaştırılabilir bilgiyi bünyesinde barındırmaktadır.
Öte yandan, standart uygulamaları sonucunda ulaşılan muhasebe kârının devlet otoritesinin vergisel kaygıları düşünüldüğünde tek başına vergi matrahını oluşturacak bir veri olması, diğer bir ifadeyle vergiye tabi kârı yansıtması, mümkün bulunmamaktadır.
Her ne kadar standartlar geleneksel muhasebe anlayışına kıyasla vergisel açıdan muhasebe içi uygulamalar ve raporlamaya ilişkin birtakım düzenlemeler öngörüyor olsa da vergi sistemlerinin girift yapısı mutlak bir entegrasyonun gerçekleşmesinin önünde güçlü bir engel olarak durmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, vergiye tabi kârın vergisel düzenlemeler esas alınarak hesaplanması gerekmekte ve dolayısıyla da her iki uygulama ile ulaşılan kârın tutar itibariyle birbirinden farklı olması kaçınılmaz olmaktadır." şeklinde açıklamalara yer verildiği görülmüştür.
Bu çerçevede Ülker'in vergi mevzuatı çerçevesinde karlı olmamış ve kar dağıtmıyor olması şirketin gerçek anlamda karsız bir şirket veya değerinin üzerinde bir şirket olduğu anlamına gelmemektedir. Şirketin yurt dışı iştirakleri ile bir bütün halinde değerlendirilerek gerçek anlamda etki kabiliyeti ve şirketin uzun vadede herhangi bir iştirakinin satışı veya herhangi bir ortaklık halinde şirket paylarının satışı halinde piyasa değerinin tespitinde vergi mevzuatı yönünden karlı olup olmadığına değil üretmiş olduğu katma değer ve büyüme potansiyeli göz önüne alınacağından vergi mevzuatı yönünden şirketin karlı olmamasının şirketin asıl değerinin tespitinde ana unsur olmayacağı, vergi mevzuatı yönünden istisnalar gibi vergi mevzuatı yönünden karı eriten unsurların bulunması şirketin gerçek anlamda karının tespitinde tam veri oluşturmamaktadır. Ayrıca şirketin bilançosu kontrol edildiğinde esas faaliyetinin karlı olmasına rağmen borç kaynaklı olarak ortaya çıkan finansman giderleri ve finansman giderlerinin döviz ağırlıklı olması sebebiyle kambiyo zararları şirket üzerinde önceki dönemlerde negatif etki yaratmıştır. Bu etki döviz kurunda ki artışın sınırlı kalması ile 2024 yılı 2. çeyrek bilançosunda şirketin faaliyet karı üzerinde kur kaynaklı kambiyo zararı etkisi minimize olacaktır. Buda şirket üzerindeki döviz borcundan kaynaklı kur etkisini sınırlayacaktır. Ayrıca yapılacak yeni döviz borçlanmasının da kurun stabil kalması ve önem gibi bir grup içi şirket alımı olmaz ise şirketin bilançolarına pozitif yansıyacağını düşünmekteyim.
Bunun dışında Ülkerin Önem Gıdayı satın aldığı dönemde yaklaşık 500 milyon dolar civarı bir alış bedeli ortaya çıkmıştı, Ülkerin diğer yurt dışı iştirakleri ve GODİVA daki yaklaşık % 20 lik payı ile şirketin mevcut 1,4 Milyar Dolarlık değeri göz önüne alındığında şirketin emsallerine göre uygun bir fiyatta olduğu, gelecek dönemlerde döviz şokları yaşanmaz ise her çeyrek net kar yazma potansiyeli olması ile ÜLKER ile karşılaştırılabilecek AEFES ve CCOLA gibi sektörünün lider şirketlerinin fiyatlama olarak ivmelenme durumları göz önüne alındığında sektörünün lideri olan ÜLKER'in de 100 lü fiyatlarda kalmasının spekülatif bir değerlemeden başka bir anlam ifade etmediği kanısındayım.
Şirketin Önem Gıdayı aldığı dönemde Önem Gıdanın çarpanları üzerinde satın alınmasını da yine göz önüne aldığımda şirketin bir ortaklık kurması veya hisse satışı gerçekleştirmesi halinde şirketin kesinlikle 100 lü fiyatlardan hisselerini elden çıkarmayacağını da değerlendirdiğimdem ÜLKER'in değer yatırımı kapsamında iyi bir şirket olduğunu ve gelecek çeyrekler itibari ile de bilançolarının da pozitif gelmesi (özellikle 2023 yılı 2. çeyrek bilançosunda yaklaşık 1,7 miyar zarar gelmesi ile 2024 yılı 2. çeyrek bilançosunda ise 2 milyar ve üzeri kar gelmesi halinde şirket fiyatının ivmelenmesinin daha hızlanması ve hedef fiyatların da yükseltilmesi) ile bu durumun tescilleneceğini düşünmekteyim. Yazdıklarım şahsi düşüncelerim olup, yatırım tavsiyesi değildir.
Yer İmleri