Sayfa 1000/7020 İlkİlk ... 50090095099099899910001001100210101050110015002000 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 7,993 - 8,000 arası.

Konu: Sanat Mozaik



  1. -Hayattaki en buyuk arzunuz nedir?

    -Olumsuz olmak ve sonra olmek.

    Jean-Pierre Melville, Serseri Asiklar (À bout de souffle - Breathless, 1960) filminde. Yonetmen: Jean-Luc Godard

  2. "Agatha'dan kimseye bahsetmem cunku onun adini bile dusununce duygularima hakim olamam. Ama sanirim, bugun baska carem yok. Zira, bizi kurtaran o oldu. / I never speak of Agatha, because even at the thought of her name. I'm unable to control my feelings. Well, I suppose there's no way around it. You see, she saved us."



    Buyuk Budapeste Oteli (The Grand Budapest Hotel, 2014) Yonetmen: Wes Anderson

  3. Italyan Ronesans sairi Torquato Tasso’nun olum yildonumu (25 Nisan 1595)

    Bu kiyilar yoksun
    kadinimin dudaklari kadar
    kirmizi ciceklerden.
    Pinarlar, guller, zambaklar arasinda,
    yaz ruzgarlarinin sesi,
    tutmuyor onun tatli ezgisinin yerini.
    O hos sarki beni tutusturur
    onu yalniz opusmelerimiz susturur.



    Non sono in queste rive
    Fiori cosí vermigli
    Come le labbra de la donna mia,
    Né ’l suon de l’aure estive
    Tra fonti e rose e gigli
    Fa del suo canto piú dolce armonia.
    Canto che m’ardi e piaci,
    T’interrompano solo i nostri baci!

  4. Ingiliz yazar Daniel Defoe, Robinson Crusoe'nun Maceralari'ni 25 Nisan 1719'da yayinci William Taylor araciligiyla yayinladi.

    “Mart'taki yagmur mevsiminin ve bu issiz adaya ayak basisimin yirmi dorduncu yilinin yagmurlu gecelerinden birisiydi; yatagima ya da hamagima uzanmistim, uyaniktim, sagligim oldukca yerindeydi, hicbir agrim, huzursuzlugum yoktu; birazdan anlatacagim seyin disinda ne bedensel ne de kafami her zamankinden daha fazla kurcalayan herhangi bir zihinsel rahatsizligim vardi. Fakat uyumak icin hicbir bicimde gozlerimi kapatamiyordum; yok, butun gece boyunca gozumu bile kirpmadim. Gecenin ilerlemis saatlerinde beynimin, bellegimin o islek, devasa caddesinde donup duran dusunce kalabaligini yazmak mumkun degil. Minyatur ya da kisaltilmis diyebilecegim bicimiyle yasamimin bu adaya gelene kadarki kismini ve ardindan da bu adaya geldikten sonraki bolumunu gozden gecirdim. “



    “It was one of the nights in the rainy season in March, the four- and-twentieth year of my first setting foot in this island of solitude, I was lying in my bed or hammock, awake, very well in health, had no pain, no distemper, no uneasiness of body, nor any uneasiness of mind more than ordinary, but could by no means close my eyes, that is, so as to sleep; no, not a wink all night long, otherwise than as follows: It is impossible to set down the innumerable crowd of thoughts that whirled through that great thoroughfare of the brain, the memory, in this night's time. I ran over the whole history of my life in miniature, or by abridgment, as I may call it, to my coming to this island, and also of that part of my life since I came to this island.”


  5. Ingiliz sair ve humanist William Cowper’in olum yildonumu (25 Nisan 1800)



    “Tanri kirlari yaratti, insan ise kenti.”




    “Bilim, bu kadar cok şey ogrettigi icin gururlu, akil daha fazla bilmedigi icin alcak gonulludur.”

  6. Ispanyol realist roman yazari Leopoldo (García-)Alas’in (y Ureña) dogum yildonumu (25 Nisan 1852)



    “Tek basina erdemlikte karamsarliga karsi, cok miktarda guclu arguman vardir.”




    “Herkes kral olabilir lakin hic kimse tek basina olamaz. / Anyone can be king; almost no one can be solitary.”

  7. Ingiliz sair, kisa hikaye ve roman yazari Walter de la Mare’nin dogum yildonumu (25 Nisan 1873)



    Bana pan oldu dediler,
    Oyleyse kimdi sakiyan sessizce
    Kul rengi murverlerle kapli
    O yesil vadinin dibinde

    Bazen ruhumun buyusuyle
    Canlanan bir kustu sanki oten
    Bazen denizin iniltisiydi
    Karada yuregime seslenen

    Soluk guzelligiyle cuha ciceklerinin
    Donanmis kirlarda bile
    Eski bir acinin gozyaslarina
    Rastladim menekselerde



    They told me Pan was dead, but I
    Oft marvelled who it was that sang
    Down the green valleys languidly
    Where the grey elder-thickets hang.

    Sometimes I thought it was a bird
    My soul had charged with sorcery;
    Sometimes it seemed my own heart heard
    Inland the sorrow of the sea.

    But even where the primrose sets
    The seal of her pale loveliness,
    I found amid the violets
    Tears of an antique bitterness.

  8. Yirminci yuzyilin en onemli caz vokalistlerinden, entonasyonunun ve yorumunun kusursuzlugu, dogaclamalarda bir trompet gibi kullanabildigi uc oktav araligini asan sesiyle taninan Amerikali Ella Jane Fitzgerald'in dogum yil donumu (25 Nisan 1917)



    https://www.youtube.com/watch?v=lnXLVTi_m_M

Sayfa 1000/7020 İlkİlk ... 50090095099099899910001001100210101050110015002000 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •