Sayfa 105/178 İlkİlk ... 55595103104105106107115155 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 833 - 840 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. Musul çarşısında 2 avrupalı


    Musul şehir çarşısı Irak 1932

  2. Toprağa gömülen amerikan emparyalizmi


    Vietkong saldırısında atılan top mermileri ile toprağa gömülen amerikan askerleri. 1968 Khe Sanh

  3. Hata yapan pilot


    Yanlış uçak gemisine iniş yapan uçağa gemi personeli tarafından alaycı grafiti yazılar yazılmış.
    Bu Amerikan ordusunda bir gelenekmiş. Bizde malumunuz böyle bir gelenek yok.
    Birincisi uçak gemimiz yok. İkincisi her ne olursa olsun bizim pilotlarımız hata yapmaz.
    Ya sis vardır yada mekanik arıza vardır...

  4. Venedik 1894


    Venedik kanallarından biri 1894
    fotoğraf Alfred Stieglitz

  5. Yanan Helikopter


    Vietkongların açtığı ateşle vurulup yanan Amerikan CH-46 helikopteri...1966
    Bu kazada biri mürettebat olmak üzere 12 Deniz piyadesi öldü 3 kişi yaralı kurtuldu.

  6.  Alıntı Originally Posted by metin Yazıyı Oku

    Vietkongların açtığı ateşle vurulup yanan Amerikan CH-46 helikopteri...1966
    Bu kazada biri mürettebat olmak üzere 12 Deniz piyadesi öldü 3 kişi yaralı kurtuldu.
    Rönesans tablosu gibi, altınada yazacan "SAVAŞIN KAZANANI, BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ."

    Venus Z10 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  7. Noel Barışı

    Belçika cephesinde, ön hatlarda savaşan Alman ve İngiliz askerleri, Noel bayramı sebebi ile kazdıkları karşılıklı siperlerde kendi iradeleriyle bir ateşkes ilan ederek resmi olmayan bir barış yaptılar. 25 Aralık 1914

    Albay seviyesine kadar toplam 100.000 askerin katıldığı 3-4 günlük gayri resmi barış sürecinde esir ve cenazeler takas edildi. Düşman askerler birbirlerine hediyeler verdi. Aralarında maç bile yaptılar.

    1914’ün noel arifesinde, inanılmaz bir olay vuku bulmaya başladı. Çamurlu, yarı-donmuş ve kana bulanmış hendeklerden, belli belirsiz Noel şarkıları duyulmaya başlandı. “Her şey sakin, her şey parlak,” diye hem İngilizce hem Almanca şarkı söylüyorlardı. Askerler, siperleri, ağır silahları, cephane kutularını, tayın sandıklarını ve siperin duvarlarını tutan tahta kirişleri mumlar ve kağıt fenerlerle süsledi.

    Alman aksanıyla “Merry Christmas” diye bağıran askerlerin sesini, İskoç aksanıyla “Frohe Weinnachten” diye seslenen diğerlerininki izliyordu. Karşılıklı siperler o kadar yakındı ki, sözler rahatça duyulabiliyordu. Alman cephesinden ışıklı noel ağaçları yükselirken, İngiliz askerleri periskoplarıyla izliyorlardı. Papa'nın çağrısı nedeniyle bir noel ateşkesi dedikodusu çoktan yayılmıştı. Bu, o muydu? Yoksa bir tuzak mıydı? Askerler, savaş gereçlerinin arasından kararsızca bakıyor, bir sonraki hareketlerini düşünüyorlardı. Sığınakları eşit yoğunlukta coşku ve şüphe kaplamıştı.

    Ve bir Alman askeri kendini ölüme bulanmış siperden dışarı attı. Silahı yoktu. İngiliz keskin nişancılar oldukları yerden nişan almış bekliyorlardı. Sonra birden ardı ardına başka Alman askerleri ona katılmaya başladı. Onlar da silahsızlardı. Aylarca süren çatışmalar yüzünden kaskatı olmuş, tetikte bekleyen askerler, silahlarını ardı sıra indirdikçe bir heyecan dalgasının üzerlerinde süzüldüğünü hissediyorlardı.

    Ardından İngiliz askerleri de siperlerinden ayrılmaya başladılar. İki taraf da çamurun içinde kaskatı kesilmiş, üzerleri sabah ayazıyla örtülü arkadaşlarının bedenleri üzerinden geçtiler. Askerler, hâlâ biraz tedirgin, ama gülümseyerek, henüz kimseye ait olmayan o yerde, savaş alanının ortasında buluştular.

    Göz göze el sıkıştılar ve birbirlerine evdeki sevdiklerinin resimlerini gösterdiler. Birbirlerine sigara, askeri ambalajlı şekerlemeler, ceket düğmeleri gibi küçük hediyeler verdiler. Ortaklıklarını hemen fark ettiler ve bu hoşlarına gitti. Hepsinin aileleri ya fabrika işçisi, ya ev emekçisi, kısaca sıradan insanlardı. Bu da onları birbirlerine bağladı.

    Kısa süre içinde askerler geçmiş ayların dehşetini hatıladılar. Ölen arkadaşlarının, bu Allah’ın unuttuğu yerde darmadağın uzanan bedenleri, görmezden gelinecek gibi değildi. İki taraftan karışık takımlar oluşturup, mosmor ve paramparça olmuş cesetleri sessizce mezarlarına taşıdılar.

    Ardından birisi futbol oynamayı teklif etti. Savaşın korkunç zorunluluklarının yerine sporu koymuşlardı Askerler, hayatları bu maça bağlıymışçasına oynadılar. Her gelişigüzel şutun, pasın ve golün, eğlence hiç bitmeyecekmişçesine tadını çıkardılar. Takımlar arasında saygı ve sportmenlik hakimdi. O anlarda, artık birbirleriyle düşman değillerdi.

    Albay mevkiine kadar tüm rütbeli askerler de ateşkese katıldı. Yaşananlar gazetelerde yer almaya başlayınca derhal basına sansür kararı geldi. Hatta buna katılanlar vatan haini tanımlamasına maruz kaldı.

    Ancak askerler için eğlence kısa sürdü. İttifak cephesi subayları, General Sir Horace Smith-Dorrien’in tüm birimlerdeki rütbelilere yönelik aşağıdaki emrini uygulamak zorunda kaldılar.

    "Özellikle tatil dönemlerinde, askerlerin moraline yönelik en büyük tehdit açığa çıkar. Bu ve daha önceki savaş deneyimleri kuşkusuz bir biçimde kanıtlamıştır ki; düşmana yakın mesafedeki bölükler, engel olunmadığı takdirde bir “yaşa ve yaşat” anlayışına kaymaktadır…
    Subaylar ve erler, büyük kayıpların verildiği tehlike anları gelip çattığında kendilerini içinden çıkarmanın güç olduğu bir askeri uyuşukluk hâline kaymaktadırlar…
    Birliklerin bu davranışı anlaşılabilir ve hatta bir yere kadar anlayışla dahi karşılanabilir… Fakat böylesi davranışlar en çok da komutanların otoritesini sarstığı ve her rütbeden askerlerdeki savaş ruhuna zarar verdiği için son derece tehlikelidir.

    Bu yüzdendir ki, birliğin kumandanı bölük komutanlarına, onlar da astkomutanlara savaş ruhunun körüklenmesinin zorunluluğunu salık vermelidirler… Düşmanla dostça temaslar, gayrıresmi ateşkesler, her ne kadar cazibeli ve keyifli görünseler de, kati-suretle yasaktır."

    Bu emirle tüm komuta kademesi siperlere geri dönme emri verdiler.
    Ölmeye,.. Öldürmeye devam ettiler.


    NOT: Sanatçılar bu olağanüstü olayı es geçmediler. Olaydan yıllar sonra konuyla ilgili bir çok film yapıldı kitaplar yazıldı. Sanatçı Andrew Edwards'ta olayın anısına "All Together Now" adlı bir reçine heykel yaparak olayı ölümsüzleştirdi.
    Son düzenleme : metin; 10-12-2017 saat: 02:44.

  8. Çar II. Nikolay

    Çar II. Nikolay, Yekaterinburg’taki bir çiftlik evinde 17 Temmuz 1918 tarihinde tüm ailesi ile beraber kurşuna dizilen son Rus çarıdır.

    Çar II. Nikolay, başa geldiğinde Rusya güçlü bir devletti, ancak yürüttüğü kötü politikalar nedeniyle ülke adeta çöküşe sürüklendi. Rusya o dönemde köylü toplumu içerisinde bulunan halk fakir durumdaydı. Sarayın halka ilgisinin azalması, ülkede Sosyalist Akımın yükselmesine neden oldu. Nikolay, meclis ve halkın iradesini hiçe saymış, artan protestoları ise sürekli polis gücüyle bastırmıştır.

    Dış politikada ise sürekli yanlışlıklar içerisinde olmuş, devamlı Osmanlı imparatorluğu ile çatışma halinde kalmıştır. Aynı şekilde balkanlarda yanlış tutumları nedeniyle gereksiz kayıplara yol açmıştır. Kendince Rusya' yı ayağa kaldırmak için Japonya' ya savaş açmış, ancak Rusya - Japonya Savaşında (1904-1905) büyük bir hezimete uğramış, tüm donanmasını kaybetmiştir. Japonya yenilgisi sonrası halkın protestoları artar ve Rusya’nın itibarı giderek düşmeye başlar.

    1917 yılında yaşanan ilk devrimde çarlık yönetimine son verilerek geçici hükumet kurulmuş, aynı yılın Ekim ayında yapılan ikinci devrim ile Bolşevik (Komünist ) hükümeti kurulmuştur.
    Vladimir Lenin' in başını çektiği grup Çarlık otokrasisini tamamıyla ortadan kaldırmıştır. Bununla da yetinmeyip Çar II. Nikolay' ı, çocuklarını, hizmetçileri ve aşçılarıyla birlikte, hapis tutuldukları bodrum katında kurşuna dizilerek öldürülmüşlerdir.

Sayfa 105/178 İlkİlk ... 55595103104105106107115155 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •