Sayfa 12/16 İlkİlk ... 21011121314 ... SonSon
Arama sonucu : 123 madde; 89 - 96 arası.

Konu: 2. Abdulhamid ve serveti

  1. "Osmanlı tarihini incelersek görürüz ki, bu bir millet tarihi değildir, milletimizin geçmişteki halini ifade eden bir şey değildir. Belki milletin başına geçen birtakım insanların hayatlarına, ihtirasılarına, teşebbüslerine ait bir hikayedir.
    Osmanlı halkı içindeki Türk milleti de tamamen esir vaziyete getirilmişti. Bu netice arz ettiğim gibi, milletin kendi iradesine ve kendi hakimiyetine sahip bulunmamasından ve bu irade ve hakimiyetin şunun bunun elinde istimal edile gelmiş olmasından kaynaklanıyordu.()10
    Fakat Osmanlı Türkleri İstanbulu, Rumeliyi fethettikten sonra kendilerini içtimai ve askeri hayatın ihtiyaçlarını bizzat temin ile başka işlerle (sanatla) uğraşmaya ihtiyaç duymadılar. Bu konuları, içli dışlı ilişkide bulundukları yabancıların sanatkarlarına bıraktılar.



    Onlar yalnız uzun seferlerin hızını, geniş savaş alanlarının ulaşılmaz kahramanlığı şerefini elde ederek övündüler.



    Onlar için bu kahramanlık sanatından başka sanat yoktu. Veya başka sanatla ilgilenmeyi haysiyetlerine zarar verecek sanırlardı.


    "Atatürk"

  2. Hafızamda aldanmıyorsam, Belgrat üzerinden Viyanaya yürüyen bir Osmanlı ordusunun başında bulunan Sultan Süleyman-ı Kanuninin atının nalı düşmüştür. Nalbant bulmak önemli bir sorun olmuştur. Nihayet askerler arasında nalbantlıktan anlayan birisi bulunmuştur. Padişahın atı nallanmıştır. Fakat Padişah bu olaydan, ordusunda bir nalbant bulunmasından müteessir olmuştur. (Çünkü) Padişah, bu gibi sanatların orduya girmesinin orduyu zayıflatacağını düşünmekteydi.



    İşte bu zihniyetin uygulaması sonucundadır ki, Osmanlı ordusunu iğneden ipliğe her türlü ihtiyacını sağlamada cahil ve aciz bir halde bırakmıştır.



    "M.K. Atatürk"

  3. İstanbulun fethi olayını değerlendirirken diyenler vardır ki: Bizanslılar Türklerden daha medeni idiler, fakat Türklerin harsı kuvvetli olduğu için galip ve başarılı oldular! Bu anlayış anlatım doğru değildir. Gerçekte Türkler Bizanslılardan daha hem daha medeni idiler, hem de ırki karakterleri onlardan yüksekti. Medeniyet dediğimiz harsın üç önemli özelliğini göz önünde tutarak olayı değerlendirirsek fikrimiz kolaylıkla anlaşılmış olur:

    İstanbulu alan Türkler, devlet hayatında elbette Bizans İmparatorluğundan çok yüksekti. Türklerin İstanbulun fethinde inşa ve icat ettikleri gemileri toplar ve her çeşit araçlar, gösterdikleri yüksek fen yeteneği, bilhassa koca bir donanmayı Dolmabahçeden Haliçe kadar karadan nakletmek dehası, daha önce Boğaziçinde inşa ettikleri kuleler, aldıkları tedbirler, Bizansı alan Türklerin fikir ve fen aleminde ne kadar ileri olduklarının yüksek şahitleridir. Bizans prenslerinin Türk ordugahlarında staj yaptıklarını, her konuda ders aldıklarını da hatırlatmak isterim. Daha Atilla zamanında Doğu Roma İmparatorluğunun Türklerin haraçgüzarı olacak kadar siyasette ve askerlikte bilgi ve beceriden yoksun düzeyde olduğu bilinmektedir. Bizansı alan Türklerin, ekonomik hayatta, Bizanslıların çok ilerisinde olduğunu anlatmaya dahi gerek yoktur.[28]



    "Atatürk"



    Mealen şöyle: Osmanlıda bozulma sonradan olmuş diyor Atatürk

  4. "İmkan olsa da her Türk ailesinin tarihi tespit edilebilse. Asırlar içinde her ailenin bir, iki, üç büyük adam verdiği tespit edilebilir. Mesela Timur soyundan Hasan Baykara, Osmanoğullarından Fatih, Yavuz, hatta Dördüncü Murat, Selçukoğullarından Ertuğrul, Kılıç Arslan filan o dönemin tarih anlayışı içinde hatıraları bize kadar ulaşmış Türklerdir. Yalnız şunu da unutmamalıdır ki, hiçbir adamın memleketine hizmet etmiş olmasına karşılık, sülalesini bir memleketin başına sarmağa da hakkı yoktur. Onun içindir ki Türkün karakterine beyzadelik geleneği yerleşmemiştir. Türk, Türk olduğu için asildir. Bu Anadolunun en ücra köşesindeki Mehmetçik, vaktiyle dünyanın yarısını titretmiş bir sınır beyinin nesli olabilir. Ama bundan dolayı hiçbir iddiası yoktur. Çoğumuz büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu Türk olmanın içinde buluruz. İşte onun içindir ki cumhuriyet Türkün en tabii yönetim şeklidir.

    Amma ben Fatihin devrinde yaşasaydım reyimi (oyumu) tereddütsüz ona verir ve onu reisicumhur (cumhurbaşkanı) seçerdim[29]"




    "Atatürk"

  5. Aslını inkar edenin nesli gevşek olur.

  6.  Alıntı Originally Posted by Happy Yazıyı Oku
    Aslını inkar edenin nesli gevşek olur.
    yine yalan var mı göreceğiz.

  7. 2. Abdülhamid hakkında pek çok efsane üretilmiştir. Bir kesim Abdülhamid'i göklere çıkarıp ondan cennet-mekan diye bahsederken bazı kesimler ise 2. Abdülhamid'i yerin dibine sokup kötülerler işin doğrusu döneminde Osmanlı hem çok kötü hem de oldukça güzel olaylar geçirmiştir ancak Cengiz Özakıncı ve Murat Bardakçı'dan öğrendiklerim kadarı ile döneminde toprak kaybedilmediği iddiası çok büyük bir yalandır. hakkında çok fazla bilgim olmasada 2. Abdülhamid hakkında şöyle bir yargıya sahibim: Ne Ulu Hakan olabilmiştir ne de Kızıl Sultandır. Çökmekte olan bir İmparatorluğu kurtarmaya çalışmış dönemin şartları gereği başarısız olmuş bir padişahtır.


    Alıntıdır

  8. 2.Abdülhamit ve İttihat ve Terakki...
    Tarihten herkes kendine göre insanlar çıkartıp, onları yüceltir, rakiplerini de aşağılarlar.
    Sultan 2. Abdülhamit'i bugünlerde göklere çıkaran çok... Ama İttihatçıları sahiplenen kimse yok.. Onlar hep dışlandı, hor görüldü , "hain" veya "hayalperest" ilan edildi. Anlatamadık gerçek tarihi kimseye..O hainler ki İstanbul işgal edilince apar topar toplanıp hapislere atıldılar.. Ama yine de milli mücadeleyi örgütlediler..Dışarıdan para yardımları ayarladılar.. O hainler ki 2. Abdülhamit'in okuma yazma bilmeyen yedi sekiz hasanları paşa ilan edip, bir avuç isyancı karşısında hezimete uğrayan orduyu toparlayıp 10 cephede ayrı ayrı destanlar yazdılar. O hainler ki, bugün sayın başbakanın sadece lafla kollamaya çalıştığı Gazze için 2 kez ingilizlere karşı zafer kazandılar ,Bakü'de zafer kazandılar, Çanakkale'de zafer kazandılar, Kut-al Amara'da ingiliz ordusunu yok ettiler. Bugün ki meşhur kandil dağının olduğu zağroslarda ingilizleri ezdiler. o hainler ki 93 harbinde kaybedilen doğuyu tekrar aldılar. Ama adları 75 bin askerin katıldığı bir harekatta 90 bin kişiyi katleden olarak yazıldı. Ne diyelim, hafıza-i beşer nisyan ile malûldur. O hainler ki ateşkes ilan edildiğinde Musul'un güneyinde ordugâhları ile beklediler.
    Amacım 2.Abdülhamit'i karalmak değildir..O da o kara günlerin bir devlet adamıdır. Ancak düşünceleri farklı olabilir. Yine de elinden geleni yapmıştır. Tabii kendi siyasi perspektifi dahilinde.. Bir halifenin filistini para ile satmaması tarihte övünülebilecek bir olay diye nitelenmemeli. Zaten satması konu olamaz..
    Ne diyelim. şimdilik hepsinin ruhu şâd olsun.



    Alıntı

Sayfa 12/16 İlkİlk ... 21011121314 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •