Sayfa 1493/7020 İlkİlk ... 4939931393144314831491149214931494149515031543159319932493 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 11,937 - 11,944 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Amerikali yazar, muhabir ve hayvan haklari aktivisti Cleveland Amory’nin dogum yildonumu (14 Ekim 1998)

    “Kediyle bir sure birlikte olan herkesin cok iyi bildigi gibi, kediler insan zekasinin kitligi karsisinda buyuk bir sabir gosterirler. Hoslansalar da hoslanmasalar da, aci verecek denli yavas bir beyinsel surece katlanmak zorunda kaldiklarinin, biz insanlarin utanilacak denli dusuk bir zeka duzeyimiz oldugunda ve belki de bu kusurlarimiz nedeniyle, en basit ve acik talimati anlamaktan bile aciz oldugumuzun farkindadirlar.”



    “As anyone who has ever been around a cat for any length of time well knows, cats have enormous patience with the limitations of the human mind. They realize that, whether they like it or not, they are simply going to have to put up with what to them are excruciatingly slow mental processes, that we humans have embarrassingly low I.Q.'s, and that probably because of these defects, we have an infuriating inability to understand, let alone follow, even the simplest and most explicit of directions.”



  2. Hic gitmedigim bir yerde, sevincle otesinde
    her turlu yasantinin, kendi sessizligi var gozlerinin:
    en ince kimiltisinda birsey var icime gomen beni,
    birsey dokunamayacagim kadar bana yakin

    kolayca acar beni en urkek bir bakisin
    parmaklar gibi kapamis olsam bile kendimi,
    sen hep yaprak yaprak acarsin beni, Baharin
    (dokunup ustaca, gizlice) acisi gibi ilk gununu

    ya da beni kapatmaksa istedigin, ben,
    hayatim kapaniriz guzelce, birden
    karin her yere ozenle inisini
    dusleyen yuregince su cicegin;

    duydugumuz hicbir sey bu ulkede
    erişemez gücüne sonsuz inceliğinin:
    renkleriyle yapisinin beni baglayan,
    olduren, hic durmadan, her nefeste

    (bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan
    ve acan; yalniz anliyor icimde birsey
    gozlerinin sesini gullerden derin olan)
    kimsenin yok, yagmurun bile, boyle kucuk elleri

  3. Ve asagida, tepenin dibinde butunuyle degisik bir sey vardi -kocaman mavi bir su parcasi karanin ustunde surukleniyordu. Ciglik atti, kocaman kadina sikica sarildi. "Ne o, ne o?"

    "Ne," dedi kadin, "deniz o."

    "Canimizi yakar mi - geliyor mu?"

    "Yoo, hayir, bize gelmiyor. Cok guzel. Bir daha bak sen."

    Bakti Pearl. "Gelemeyeceginden emin misin?" dedi.

    "Yoo, hayir. Yerinde kalir," dedi kocaman kadin.



    And down at the bottom of the hill was something water was creeping over the land. She screamed and clutched at the big woman, “What is it, what is it?”

    “Why,” said the woman, “it's the sea.”

    “Ai-e, no, it doesn't come to us. It's very beautiful. You look again.”

    Pearl looked. “You're sure it can't come,” she said.

    “Ai-e, no. It stays in its place,” said the big woman.

  4. “Yalanciligin Alman ulusunun karakterinin ayrilmaz bir parcasi haline geldigini dusunmemek zordur. Savas sirasinda, Alman halkinin tamami ustunde en cok etkili olan yalan, ‘Alman halkinin kader savasi’ [der Schicksalskampf des deutschen Volkes] sloganiydi. Hitler'in veya Goebels'in buldugu bu slogan, insanin kendini aldatmasini uc acidan kolaylastiriyordu: Birincisi, bu savas aslinda savas degil, demeye getiriyordu; ikincisi savasi baslatan Almanya degil, kader olmustu; ucuncusu, bu savas Almanlar icin bir olum kalim meselesiydi: ya dusmanlarini yok edeceklerdi ya da kendileri yok olacaklardi.” Hannah Arendt, Kotulugun Siradanligi



    “Oggi che ormai il contenuto specifico di quelle menzogne è stato dimenticato, ogni tanto si è portati a credere che il mendacio sia divenuto parte integrante del carattere tedesco. Durante la guerra la menzogna piú efficace per incitare e unire tutta la nazione tedesca fu lo slogan della ‘lotta fatale’ (der Schicksalskampf des deutschen Volkes). Coniato che fosse da Hitler o da Goebbels, quello slogan serviva a convincere la gente che, innanzitutto, la guerra non era guerra; in secondo luogo, che la guerra era venuta dal destino e non dalla Germania; e in terzo luogo che per i tedeschi era una questione di vita o di morte: o annientare i nemici o essere annientati.”

  5. 15 Ekim Dunya El Yikama Gunu / La Giornata Mondiale per la Pulizia delle Mani




  6. Romali sair Publius Vergilius Maro'nun dogum yildonumu (M.O 15 Ekim 70)

    "Atin korkuyu icinizden, atin endiseyi Troia'lilar! Guc durumdayiz biz de, devletimiz yeni kurulmakta, boyle davranmak zorundayim, gozculerle koruyorum butun sinirlarimizi. Kim tanimaz Aeneas'ın soyunu, kim tanimaz kahraman Troia kentini, yigitlerini butun? Kim duymadi yanginini, onca unlu savasin? Oylesi kati degildir biz Pon'lerin yuregi. Gunes de atlarim, Tyrus'tan cok uzaklarda kosmaz arabaya. Ister buyuk Hesperia'ya, ya Saturnus ovasina, ya Eryx topragina ister kral Acestes'e gidin, sizi sag salim, ugurlarim oraya; elimden geleni yaparim; esit hakla kalmak isterseniz de bu krallikta, sizindir kurdugum kent. Gemilerinizi cekin, Troia ile Tyrus ayri olmayacak benim icin. Keske buraya atsa Aeneas'i kesisleme!"



    "O miei Troiani, Toglietevi dal cuore ogni timore, Ogni sospetto. Gli accidenti atroci,La novità di questo regno a forza Mi fan sì rigorosa, e sì guardinga De’ miei confini. E chi di Troia il nome, Chi de’ Troiani i valorosi gesti, E l’incendio non sa di tanta guerra? Non han però sì rozzo core i Peni: Non sì lunge da lor si gira il sole, Che nè pietà nè fama unqua v’arrive. Voi di qui sempre, o de la grand’Esperia E di Saturno che cerchiate i campi, O che vogliate pur d’Aceste e d’Erice Tornare ai liti, in ogni caso liberi Ve n’andrete e sicuri. Ed io d’aita Scarsa non vi sarò, nè di sussidio: E se qui dimorar meco voleste, Questa è vostra città. Tirate al lito Vostri navili: chè da’ Teucri a’ Tiri Nulla scelta farò, nullo divaro."


  7. Ingiliz sair Robert Herrick'in dogum yildonumu (15 Ekim 1674)

    Guller once sut berrakti
    Hatta aralarinda anlasamazlardi
    Sappho'nun gogusleri mi
    Yoksa onlarınki mi daha akti.

    Fakat gorur gormez gercegi
    Yuzleri al al kanlandi
    Bundan sonra, sonuna inan
    Gullerin yuzu boyle yandi.



    Roses at first were white
    Till they could not agree,
    Whether my Sappho's breast
    Or they more white should be.

    But, being vanquish'd quite,
    A blush their cheeks bespread ;
    Since which, believe the rest,
    The roses first came red.

  8. Rus sair ve yazar Mihail Yuryevic Lermontov'un dogum yildonumu (15 Ekim 1814)

    "Tutkular dusuncelerin ilk asamasindan baska bir sey degildir: onlar genc kalbin malidir ve kim butun omrunce onlarla heyecanlanacagini saniyorsa budaladir; bir cok sakin nehir, gurultulu selalelerle baslar, oysa bunlardan hic biri ziplayip kopurerek denize kadar akmaz. Ama bu sessizlik cogunlukla, buyuk, ama gizli bir gucun isaretidir; duygularin ve fikirlerin dolgunlugu, derinligi, cilgin egilimlere engel olur; ruh istirap ve sevgi duyarken kendinden kesin bir hesap sorar ve bunun boyle olmasi gerektigine inanir. O bilir ki firtina olmazsa gunesin surekli isisi kendisini kurutur; kendi hayatinin icine isler; kendi kendini sevgili bir evlat gibi oksar ve cezalandirir. Bir insan ancak kendi kendini tanimanin bu yuksek haline erisince Tanri'nin adaletini olcup bicebilir." Mihail Yuryevic Lermontov, Zamanimizin Kahramani



    “Passions are merely ideas in their initial stage. They are the property of youth, and anyone who expects to feel their thrill throughout his life is a fool. Tranquil rivers often begin as roaring waterfalls, but no river leaps and foams all the way to the sea. Tranquility, however, is often a sign of great, if hidden, power. Intensity and depth of feeling and thought preclude wild outbursts of passion; in sorrow and joy the soul takes careful stock of every situation, and sees that so it must be. It knows that without storms the constant heat of the sun would dry it up. It gets steeped in its own existence, coddles and chides itself like a loved child. Only this higher state of self-knowledge can give man a true appreciation of divine justice.”

Sayfa 1493/7020 İlkİlk ... 4939931393144314831491149214931494149515031543159319932493 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •