Döviz kurlarını serbest bırakmanın hazineye ve merkez bankasına ciddi maliyeti var tabii ki,KKM'de 125 milyar dolar var hazine+merkez bankasının toplam döviz açık pozisyonu ise 300 milyar doları geçmiş durumda.
Ama mecbur kaldılar,çünkü bir ödemeler dengesi krizi patlamak üzereydi, düdüklü tencere çok büyük bir basınçla patlamak üzereydi, basıncı düşürmek için hava çıkışı sağlamaya başladılar.Çünkü çok olumsuz bir tablo var:
"Buna göre Mayıs ayında Türkiye'nin dış ticaret açığı (enerji fiyatlarının düşmesine ve altın ithalatına kısıtlamalar getirilmesine rağmen) facia para politikası nedeniyle,12.660 milyar dolar,Ocak-Mayıs yılın ilk 5 ayında dış ticaret açığı 56.104 milyar dolar,yılın 12 ayında dış ticaret açığı 123.356 milyar dolar oldu.",sadece dış ticaret açığı nedeniyle her ay 10 milyar doların üzerinde döviz sistemden çıkarak yurt dışına gönderiliyor, ilave olarak kısa vadeye sıkışan çok yüklü ,1 yıl içinde ödenecek 203.3 milyar dolar dış borç ödemelerimiz de var.Uluslararası piyasalarda borçlanma maliyetleri çok yükselmiş durumda.Turizm ve diğer hizmet gelirlerimizi düşsek de ülke ekonomisinin kabaca yıllık 250 milyar dolar civarında dış borca ihtiyacı var.Buna karşı merkez bankasının kasası boş,rezervi (-)75 milyar dolar.Mecbur bırakan tablo bu.
Seçimlere kadar ekonomi yönetimi kan ter içinde her gün yeni regülasyonlarla, zar-zor bir ödemeler dengesi krizi yaşanmaması için durumu idare etti,ama sonrası için 2 yol vardı;ya tam sermaye kontrolüne geçilip mevcut politikalar 1-2 yıl daha devam ettirilecekti ya da mevcut ekonomi politikalarından vaz geçilip serbest piyasa ekoomisi içinde çözüm aranacaktı.
Mehmet Şimşek'in gelişi ile görünen ikinci yol seçilmiş gibi görünüyor.Mehmet Şimşek'in uluslararası finans piyasalarındaki ilişkilerini kullanarak bir ödemeler dengesi krizine girilmemesi için , Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu dış finansman ihtiyacını sağlaması bekleniyor.Ama ondan sonrası şu anda net değil,faiz politikası nasıl olacak,mehmet şimşek yetkisini tam olarak kullanabilecek mi,güven ortamını sağlamak için yapısal reformlar yapılacak mı, dış borç bulunup bir ödemeler dengesi krizi riski uzaklaşınca tekrar eski politikalara geri dönüş riski olabilir mi,bu soruların cevabını yaşayarak ilerideki günlerde göreceğiz.
Güven eksikliği ve yüksek enflasyon ortamında negatif reel faizler birikimlerin erimemesi için parayı döviz ve altına yöneltti.Negatif faizler hem tüketimi artırarak enflasyonu hem de cari açığı patlattı.Faiz takıntısı nedeniyle kamu çok büyük bir döviz yükümlülüğünün altına girdi.Hatalı para politikalarının şimdi sonuçlarını yaşıyoruz,acısız bir çözüm yok.
Yer İmleri