Onemli Gunler Banner
Sayfa 3291/7020 İlkİlk ... 229127913191324132813289329032913292329333013341339137914291 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 26,321 - 26,328 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ispanyol ressam Antonio Gisbert Pérez'in dogum yildonumu (19 Aralik 1834)

    Ejecución de los comuneros de Castilla, 1860




    El rey Amadeo I contemplando el cadáver del general Prim, 1875


  2. Ingiliz roman yazari ve sair Emily Bronte, Kardesinin Eylul'deki cenazesi sirasinda soguk alginligina yakalandi ve 19 Aralik 1848 tarihinde hayata veda etti.

    "Beni seviyordun sen! O halde hangi hakla beni terkettin? Hangi hakla? Cevap ver bana!Bizi ne sefalet, ne insanlarin gozunde kucuk dusmek, ne olum hicbir musibet ayiramayacakken, bunu sen kendi isteginle yaptin. Ben senin kalbini paramparca etmedim. Kendi kalbini sen kendin paramparca ettin, kendininkinin yani sira benimkini de paramparca ettin." Ugultulu Tepeler



    "Tu mi amavi; che diritto avevi di lasciarmi? Che diritto? Rispondimi. Lasciarmi per quel misero capriccio che ti prese per Linton? Giacché né la miseria, né la degradazione, o la morte, né qualunque pena che Dio o Satana potessero infliggere, avrebbero potuto separarci, tu lo facesti di tua volontà. Non ho infranto il tuo cuore, tu l'hai infranto; e nell'infrangerlo, hai spezzato il mio."




    "Askimi asla sozlerle ifade etmemistim ama, gozlerin bir dili varsa, dunyanin en ahmak insani bile, ona bakislarimdan tutuldugumu anlayabilirdi."



    "Ona kalbimi verdim, aldi, didik didik edip oldurdukten sonra gerisin geri bana firlatti. Insan yuregiyle duyar. / Io gli ho dato il mio cuore, e lui lo ha preso e lo ha stretto crudelmente fino a ucciderlo; poi me lo ha scagliato contro; si sente con il cuore.”


  3. Fransiz ressam Marie-Philippe Coupin de la Couperie'nin olum yildonumu (19 Aralik 1851)

    The Tragic Love of Francesca da Rimini, 1812




    Valentine de Milan pleurant son époux, Louis d'Orléans, 1822


  4. Ingiliz ressam Joseph Mallord William Turner'in olum yildonumu (19 Aralik 1851)

    Fishermen at Sea, 1796




    Modern Rome – Campo Vaccino, 1839


  5. Italyan yazar ve oyun yazari (Ettore Schmitz / Aron Hector Schmitz) Italo Svevo’nun dogum yildonumu (19 Aralik 1861)



    "Ozumuz ne iyidir, ne kotu, daha boyle yiginla olmadigimiz sey vardir. Iyilik denen sey insan ruhunun karanlik dibini zaman zaman, gelip gecici bir sure aydinlatan bir i******. Bir alevdir, parlar, bizi yakar, sonra soner. Ama o bizi aydinlattigi sure icinde kendimize bir yon secer, sonra karanlik basinca da yine o yonu izleriz. Insan bu yuzden iyiligini her zaman kanitlayabilir, onemli olan budur iste. Isik yeniden parladiginda sasirmayacaktim, gozlerim kamasmayacakti. Simdi ufleyip sondurmustum. Geregi yoktu. Nasil olsa yonumu bulmustum, o yoldan ayrilacak degildim artik." Zeno'nun Bilinci



    "Non si era né buoni né cattivi come non si era tante altre cose ancora. La bontà era la luce che a sprazzi e ad istanti illuminava l'oscuro animo umano. Occorreva la fiaccola bruciante per dare la luce e l'essere pensante a quella luce poteva scegliere la direzione per moversi poi nell'oscurità. Si poteva perciò manifestarsi buoni, tanto buoni, sempre buoni, e questo era l'importante. Quando la luce sarebbe ritornata non avrebbe sorpreso e non avrebbe abbacinato. Ci avrei soffiato su per spegnerla prima, visto ch'io non ne avevo bisogno. Perché io avrei saputo conservare il proposito, cioè la direzione."



    "Yoksa seviyor muyum onu? Bu kusku tum yasamim boyunca eslik etti bana; bugunse onca kuskunun esligindeki askin gercek sevgi oldugunu sanmiyorum."

  6. Amerikali roman yazari Eleanor Emily Hodgman Porter’in dogum yildonumu (19 Aralik 1868)

    "Bir baba, bir sabah annesinin odun sandigini doldurmayi reddeden ogluna 'Tom' dedi. 'Senin, gidip annene odun getirmekten mutluluk duyacagini biliyorum.' Tom bir kelime bile soylemeden gitti. Nicin? Cunku babasi acik bir bicimde, ondan dogru olan bir sey yapmasini bekledigini gostermisti. Oysa, boyle degil de, ornegin soyle bir sey soyleseydi, istedigini yaptiramayacakti ve eminim odun sandigiyine bos kalacakti: "Tom bu sabah annene soylediklerini duydum ve senden utandim. Hemen git ve su odun sandigini doldur!"

    Rahip, tekrar tekrar bu satirlari ve digerlerini okudu:

    "Insanlar cesaretlendirilmeyi beklerler. Onlara ozgu olan direnme gucleri zayiflatilmamali, bilakis guclendirilmelidir. Bir insanin devamli olarak yetersizliklerini yuzune vurmaktansa; ona meziyetlerini, yeteneklerini soylemelidir. Onu kotu huylarindan kurtarmaya calisin. Ona gercek benligini; iyi yonlerini tanitin. Boylece onu kazanirsiniz. Guzel, iyiliksever ve umitli bir kisilik bulasicidir. Bir kiside bulunan bu nitelikler, butun kasabaya da gecebilir. Insanlar kafalarinda ve kalplerinde olanlari yayarlar. Eger bir kisi iyi niyetli ve yumusak basliysa, eninde sonunda komsusu da ona benzeyecektir. Fakat o birey, kas catar ve surat asarsa, komsusu da buna fazlasiyla karsilik verecektir. Eger kotuluk arar ve bunu beklerseniz, kotuluk bulursunuz. Iyilik bulacaginizi bilirseniz, iyilige kavusursunuz. Oglunuz Tom'a odun sandigini doldurmaktan memnun olacagini bildiginizi soyleyin. Goreceksiniz ilgi ve istekle o, ise baslayacaktir. Rahip elindeki dergiyi birakip basini kaldirdi. Biraz sonra ayaga kalkmis, odada bir asagi bir yukari gidip gelmeye baslamisti. Bir sure sonra, derin bir nefes alip kendisini masasinin basindaki koltuga birakti.”



    "A father one day said to his son, Tom, who, he knew, had refused to fill his mother's woodbox that morning: 'Tom, I'm sure you'll be glad to go and bring in some wood for your mother.' And without a word Tom went. Why? Just because his father showed so plainly that he expected him to do the right thing. Suppose he had said: 'Tom, I overheard what you said to your mother this morning, and I'm ashamed of you. Go at once and fill that woodbox!' I'll warrant that woodbox, would be empty yet, so far as Tom was concerned!"

    On and on read the minister--a word here, a line there, a paragraph somewhere else:

    "What men and women need is encouragement. Their natural resisting powers should be strengthened, not weakened. Instead of always harping on a man's faults, tell him of his virtues. Try to pull him out of his rut of bad habits. Hold up to him his better self, his real self that can dare and do and win out! The influence of a beautiful, helpful, hopeful character is contagious, and may revolutionize a whole town. People radiate what is in their minds and in their hearts. If a man feels kindly and obliging, his neighbors will feel that way, too, before long. But if he scolds and scowls and criticizes--his neighbors will return scowl for scowl, and add interest! When you look for the bad, expecting it, you will get it. When you know you will find the good--you will get that. Tell your son Tom you know he'll be glad to fill that woodbox--then watch him start, alert and interested!" The minister dropped the paper and lifted his chin. In a moment he was on his feet, tramping the narrow room back and forth, back and forth. Later, some time later, he drew a long breath, and dropped himself in the chair at his desk."

  7. Slovak ressam Mihael Stroj'un olum yildonumu (19 Aralik 1871)

    Angelika und Medor, 1833




    Azija, 1871


  8. Fransiz ressam François Bonvin'nin olum yildonumu (19 Aralik 1887)

    Still Life, 1883




    La tailleuse de soupe, c. 1886


Sayfa 3291/7020 İlkİlk ... 229127913191324132813289329032913292329333013341339137914291 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •