Sayfa 332/438 İlkİlk ... 232282322330331332333334342382432 ... SonSon
Arama sonucu : 3501 madde; 2,649 - 2,656 arası.

Konu: EREGL - Ereğli Demir Çelik

  1. Doğru ve önemli tespitleriniz için teşekkür ederim miniyatirimci ve picky, %100 haklısınız.
    Zaten artık gerçekler realize olmaya başladı, yalan veya uydurma söylemler değerini yitirdi.
    Bu konuları tartışmak önemli, son 6 ayda yaşananları şöyle bir hatırlamak faydalı olur.

  2. yataya bağladı. direksiyonu bir tarafa kırması lazım umarım yukarı olur.
    Buradaki görüşler kişisel görüşlerimdir. Kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.

  3. #2651
    Yatırım finansman 32.50 hedef fiyat vermiş,,,%23,,,,enflasyonun çok altında.
    YORUMLAR TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR. YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.

  4. #2652
     Alıntı Originally Posted by olimpik forum Yazıyı Oku
    Yatırım finansman 32.50 hedef fiyat vermiş,,,%23,,,,enflasyonun çok altında.
    Y/F bu öneriyi 10 Ocak 2024 tarihinde yapmış, neredeyse 1 yıl olacak, yeni değil!

  5. son 2 gun islemlere bakinca . gene bizim bilmedigimiz ve sonradan ognerecegimiz bir sey var
    08/04/2025 itibari ile artik hisse.net e girmiyor ve okumuyorum

  6. Bu sığır niye gelip küfürler yağdırdı heralde esadın devrilmesinin şokuna girmiş

    Neyse ceza almıştır gerçi eskisi gibi gelip yazmıyor hisse 1 dolara düşecek ben demiştim diye.

  7. Biraz faiz indirimi beklentilerinden söz etmek istiyorum. Borsa şirketlerini yatırımlar ve iç piyasanın canlanması bakımından ilgilendiriyor.

    Bazı sanayiciler faizler yüksek, yatırım yapamıyoruz demekte! Firmalarının, bugünkü seviyelerine 80'ler ve 90'ların yüksek faiz ortamında ulaştığını unutmuşlar herhalde. Yüksek faizin yükü sanayiciye, turizmciye, müteahite yada tüccara yüklenmez, halk taşır her zaman. Ürün ve hizmetlerinin fiyatlarını belirleme konusunda da devlet pek karışmaz bu kesimlere, serbest piyasa sonuçta. Tek problem tüketici talebidir ve faiz oranı orada da sanıldığı gibi birinci dereceden rol oynamaz.

    Ticari kredilerin faiz ve masrafları gider olarak gösterilip gelir vergisinden bir güzel mahsup edilir. Dolayısıyla sanayici yatırım yaptığında ödediği faize devleti de ortak etmiş olur. %30 yerine %60 faizle borç alması alt toplamda düşük bir fark yaratır. Faiz masrafı büyüdükçe gider olarak düştüğü tutar normal faaliyet giderlerine kaymaya bile başlayabilir. Hele birde teşvikli yatırımsa gece mışıl mışıl uyur üstüne bir de devletten onur belgesi alırsın. Fiyat belirleme konusunda da sıkıntı olmadığına göre, yatırım tamamlana kadar piyasa koşullarının iyileşmesi yeterlidir. Bu böyle değilse sanayiciler 90'ların yüksek faiz ortamında nasıl büyüdüler? Borsada aşırı borçlu şirketlerin zaman zaman nasıl avantajlı olduğunu görmüşsünüzdür?

    Faiz indirimleri olsa olsa piyasada talebin iyileşmesi olarak bahane edilebilir fakat yatırımların da bir süresi olduğunu sanayiciler bilmiyor mu? Yüksek dedikleri faiz ortamında borçlanıp işe koyulur ki; yatırım tamamlandığında zaten bir şekilde piyasa canlanmış olur. Hepsi cin gibidir, bakmayın ağladıklarına. Bu ülkede sık sık seçim olduğunu, politika değişikliklerini, vekilleri ikna etmeyi, kanunlarda üretici hatta ithalatçı lehine düzenlemeler yapıldığını bildiklerinden faiz oranı yüksekken yatırım yapmaktan korkmazlar. Eğer yatırım yapmıyorlarsa sebebi bence faiz değil güven faktörüdür. Önümüzdeki günlerde faiz indirimlerine rağmen yatırımlar canlanmazsa anlamış oluruz.

    Tüketici tarafında da durum farklı değil aslında. Bizim halk ekonomiye çok hakimdir, inşaat yaptırıyorsa iş adamı gibi düşünür, tefeciden bile para alabilir. İş, tamamlandığında bir şekilde değerini bulacaktır. Tüketimin yatırım amaçlı yapılan kısmında, mesela otomobil piyasasında faizlerin düşüşü olumlu etki yapacaktır ancak sınırlı kalabilir. Burada da güven faktörü devreye girer, kişiler dövizin yükselmesinden ya da siyasi bunalımlardan çekiniyorsa faiz indirimleri etkisiz kalabilir. Güven faktörü nedeniyle seçimlerden sonra yapılan faiz indirimleri çok etkili olmaktadır. Mevcut durumda piyasalarda güven yeterli olsaydı kiralar artmaya devam etmezdi. Hatta yumurta gibi hızlı tüketim maddelerinin fiyatları bile durmadan artıyor ve enflasyon hedefi tutmuyor. İnsanlar geleceğe yönelik kaygılarla tasarrufu artırıyor ki; yüksek faizler zaten burada da teşvik edici rol oynamış oluyor. Risk faktörü ise; faiz indirimlerinin tüketim yerine dövize talebi canlandırması. 90'ların popüler ev sahibi olma şekli kooperatiflerdi, demek ki insanlar yüksek faiz ortamında bile barınma sorununu çözmenin alternatif yolunu bulabiliyor. Güven dediğimiz ölçülmesi zor kavram ise tasarruf eğilimlerinde kendini gösteriyor. Dövize ilgi bu nedenle kritik önemde.

    Ülkede kazananlar ağlar bir tek borsacılar kayıplarını sessizce sineye çeker.

  8. Emtia fiyatları üzerindeki baskı artmış gözüküyor, Trump'ın söylemleri ile ilişkilendirilen bu durumun ana kaynağı arz-talep olarak kabul edilmeli. Trump'ın iddialı söylemlerini yerine getiremeyeceğini düşünüyorum, Avrupa'nın daha derin hissettiği durgunluğu perçinlemenin kendi borcunu sorgulatır hale geleceğini söylerler mutlaka. Trump agresif davranırsa ABD'nin borçlanma maliyetini yükseltecek bir mekanizma devreye girer. İleri aşamalarda ise küresel finans piyasalarının en riskli alanı olan teknoloji ve criptoda varlık fiyatları risk altına girer.

    Kötü koşullarda bile ortaya çıkabilecek iyi sektörler olabilir. Savaş ekonomisinin ne yazık ki gittikçe büyüdüğü günümüzde demir çelik ürünlerine talep yüksek olabilir ancak bunun rakamlarda ilk sinyallerini görmek lazım.

Sayfa 332/438 İlkİlk ... 232282322330331332333334342382432 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •