Sayfa 512/7020 İlkİlk ... 1241246250251051151251351452256261210121512 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 4,089 - 4,096 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Hollandali altin cag ressami Gerard van Honthorst’un dogum yil donumu (4 Kasim 1592)

    Gruppo musicale di balcone (Musical Group on a Balcony, 1622)


  2. Wolfgang Amadeus Mozart’in 36. Senfonisi promiyerini Avusturya, Linz, Ballhaus Konser salonunda 4 Kasim 1783 tarihinde yapti.




  3. Napoli’deki Italya'nin ve dunyanin en taninan San Carlo Tiyatrosu (Teatro di San Carlo), 4 Kasim 1737 tarihinde acildi.






  4. Hollandali ressam Jan Willem Pieneman’in dogum yil donumu (4 Kasim 1779)

    La battaglia di Waterloo (The Battle of Waterloo, 1824)


  5. Ingiliz filozof George Edward Moore’un dogum yil donumu (4 Kasim 1873)

    “Iyi olan seylerin ayni zamanda baska bir sey de oldugu doğru olabilir, tipki sari olan tum seylerin isigin belli bir tur titresim uretmesinde oldugu gibi. Ahlak Felsefesinin, iyi tum seylere ait olan diger ozellikleri kesfetmeyi amacladigi da bir olgudur. Ancak pek çok filozof, bu diger özellikleri adlandirirken aslinda iyiyi tanimladiklarini dusunduler. Bu ozellikler, aslinda basit olarak ifade edilirse, “diger” ozellikler degil, mutlak olarak ve tamamiyla iyilikle ayniydilar.”



    “Yet a mistake of this simple kind has commonly been made about good. It may be true that all things which are good are also something else, just as it is true that all things which are yellow produce a certain kind of vibration in the light. And it is a fact, that Ethics aims at discovering what are those other properties belonging to all things which are good. But far too many philosophers have thought that when they named those other properties they were actually defining good; that these properties, in fact, were simply not other, but absolutely and entirely the same with goodness.”

  6. Sigmund Freud Duslerin Yorumu (The Interpretation of Dreams) kitabi ilk kez 4 Kasim 1899 tarihinde yayinlandi.




  7. Ingiliz sair Wilfred Owen’in olum yil donumu (4 Kasim 1918)



    Iki buklum, cuval giymiş yasli dilenciler gibi,
    Carpik bacakli, acuzeler gibi oksurerek, kufurlerle gectik icinden camurun
    Basimiza musallat olan roketlere sirtimiza cevirene kadar
    Ve uzaktaki cadirlarimiza dogru yurumeye basladik yorgun.
    Adamlar yururken uyukluyordu. Bircogu botlarini kaybetmis
    Ama topallamaya devam ettiler, kan-nalli. Hepsi sakatlandi; hepsi kor;
    Yorgunluktan sarhos; arkalarında patlayan yorgun, kendilerinden ustun cikmis
    mermi kovanlarinin ugultularina bile sagir.
    GAZ! Gaz! Acele edin, cocuklar! – El yordamiyla o sakar gaz maskelerini
    Takmanin mutlulugu tam zamaninda;
    Ama hala bagirip tokezliyordu biri,
    Atesin ya da kirecin icinde bocalayan bir adam gibi bosuna…
    Icinden los, dumanli camlarin ve yesil isigin,
    Yesil bir denizin dibindeymisim gibi, gordum onu bogulurken.
    Butun ruyalarimda, onunde caresiz bakislarimin,
    Bana dogru atiliyor, oluk-oluk, tikaniyor, boguluyor.
    Bazi duman-alti ruyalarda, yuruyebilseydiniz siz de
    Onu icine firlattigimiz vagonun arkasindan,
    Ve izleyebilseydiniz debelenen beyaz gozlerini yuzunde,
    Sarkmis suratini, sanki bikmis bir seytan gunahlardan;
    Duyabilseydiniz, her sarsilisinda, oluk oluk gelen kani
    Kopukle tahrip edilmis cigerlerinden,
    Kanser gibi mustehcen, gevisi kadar aci
    Masum dillerdeki hakir, dermansiz yaralarin,
    Dostum, bunca keyifle soyleyemezdiniz,
    Umutsuz bir zafere heves eden cocuklara
    O eski yalani: “Tatli ve Sereflidir
    Olmek Vatanin Icin.”
    (Dulce et Decorum est Pro Patria Mori)

  8. Amerika dogumlu Ingiliz sair T. S. Eliot, “ Gunumuz siirine goze carpan ve oncu katkilarindan dolayi" 4 Kasim 1948 tarihinde Nobel Edebiyat Odulunu kazandi.



    “Siir, tum sanat dallarinin en yerel olani olarak nitelendirilir. Resim, heykel, mimarlik ya da muzik, gorene ya da dinleyene zevk verir. Ancak dil, hele de siir dili baska bir konudur. Gorunuse bakilirsa siir insanlari birlestirmek yerine onlari ayirir.

    Kuskusuz her siirde yalnizca sairle ayni bolgede yasayan, ayni dili konusan insanlara hitap eden bir seyler bulunmaktadir. Ancak "Avrupa siiri"nin de, dunya genelinde "siir"in de bir anlami var. Bana gore siir sayesinde farkli ulkelerin ve dillerin insanlari, buna her ulkenin az sayida insani aracilik etse bile, birbirleri hakkinda kismi ama onemli bir algiya sahip oluyorlar. Ben de, bir saire verilerek, siirin uluslarustu degerini teslim eden Nobel Edebiyat Odulu’nu bu hislerle aliyorum. Bu onayi verebilmek icin zaman zaman bir sairin secilmesi gerekiyor. Ben de karsinizda, kendi liyakatimle degil, siirin onemini temsil eden bir sembol olarak duruyorum.”



    “Poetry is usually considered the most local of all the arts. Painting, sculpture, architecture, music, can be enjoyed by all who see or hear. But language, especially the language of poetry, is a different matter. Poetry, it might seem, separates peoples instead of uniting them.

    In the work of every poet there will certainly be much that can only appeal to those who inhabit the same region, or speak the same language, as the poet. But nevertheless there is a meaning to the phrase «the poetry of Europe», and even to the word «poetry» the world over. I think that in poetry people of different countries and different languages - though it be apparently only through a small minority in any one country - acquire an understanding of each other which, however partial, is still essential. And I take the award of the Nobel Prize in Literature, when it is given to a poet, to be primarily an assertion of the supra-national value of poetry. “

Sayfa 512/7020 İlkİlk ... 1241246250251051151251351452256261210121512 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •