|
|
''Gazete haberine göre, Ümraniye Dudullu'da bir caddeye, El Kaide terör örgütünün kurucularından Abdullah Azam'ın adı verilmiş. Demokrasiyi tramvaya benzetenlerden de ancak bu beklenirdi. "Mustafa Muğlalı" kışlasının adını değiştir, Sabiha Gökçe'nin ismini tartışmaya aç; sonra da El Kaide'nin kurucusunun adını caddeye ver! Ver kemençeyi!...''
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Köy Enstitüleri...
Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir hatırasını Cumhuriyet gazetesinde yazmıştı:
“Okulun hayvanlarını barındıran ahırda bir çocuk gördüm. Gece nöbeti ona düşmüş. Elinde kitap vardı, dalmıştı. Shakespeare okuyordu. Okuduğunu nasıl kavradığını, ertesi gün oynadıkları piyeste gördük.”
(Tarih Tarih)
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
alıntı
Neden oldu biliyor musun?
Çünkü
Üçüncü havalimanı b.kuna İstanbul’da Kuzey ormanlarını talan ettiniz.
Çünkü
Taksim Meydanı Düzenlemeleri rantı için ağaçları kazıdınız.
Çünkü
Kuzguncuk’taki 100 yıllık Langa Bostanı’nı betonlara tahvil ettiniz.
Çünkü
İstanbul-İzmir Otoyolu için 700 bin zeytin ağacına acımadan kıydınız.
Çünkü
16 hektarlık Tuzla Hacet Deresi orman içi mesire yerini peşkeş çektiniz.
Çünkü
İstanbul’un yeşil vadisi olarak tanımlanan Cendere Vadisi’ni ranta teslim ettiniz.
Çünkü
Alemdağ, Çekmeköy, Polonezköy, Beykoz, Riva ormanlarında katliam yaptınız.
Çünkü
Beykoz Konakları, Acarkent Villaları ayağına 100’lerce ağacın canına kıydınız.
Çünkü
Sarıyer Zekeriyaköy’de işyeriniz için ağaçların anasını ağlattınız.
Çünkü
İstanbul’un son kalan ormanlarından Fatih Ormanı’nı kursağınıza girecek 3-5 kuruş için yalan ettiniz.
Çünkü
İstanbul'un ciğerleri sayılan Belgrad Ormanı’na, yasadışı şekilde bırakılan moloz ve hafriyatlar nedeniyle bitirdiniz.
Çünkü
Kayışdağı’nda su tesislerinden başlayıp tepeye kadar devam eden yaklaşık 20 dönümlük arazide bağıra bağıra gitti ağaçların hepsi
Bu duvarda defalarca ağaçların yok olması küresel ısınmayı 0,1 - 0,7 derece artırır dedik.
Yağışlarda yoğun bir artışa sebebiyet verebilir. Yağmur sularını kendine çekemeyen orman sele sebep olur dedik. Beton suyu toprak gibi çekmez, ne varsa olduğu gibi akar gider dedik.
Havadaki nem oranını düşürürken, sıcaklıkların artmasına yol açar. Şehirlerde durulmaz olur dedik.
İklime zarar verirken, dünyanın önemli tarım bölgelerine de ciddi zararlar verebilir dedik. Hayvancılık için önemli olan meraların yanı sıra birçok tarım ürününün yetişmesi imkânsızlaşır dedik.
Şimdi diyorlar ki;
Bu kadar yağmur afettir, dünyanın neresinde olursa olsun alt yapı karşılayamaz.
Doğru.
Bu kadar yağmur afettir de bu kadar yağmurun yağması ve toprak tarafından yok edilememesinin sebebi nedir?
Bi sorun bakalım kendinize..
Cevabı yukarıda duruyor.
Baştan bi daha okuyunuz.
Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!
|
|
“Sen bilmezsin. O bilmez. Hiç kimse bilmez, bilemez. Hatta ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir.”Aşık Veysel Şatıroğlu
Yer İmleri