Sayfa 6010/7020 İlkİlk ... 501055105910596060006008600960106011601260206060611065107010 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 48,073 - 48,080 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Pulitzer Odullu Amerikali oyun yazari Anthony Robert ' Tony ' Kushner'in dogum gunu ( 16 Temmuz 1956 )



    " Abraham Lincoln: Kolelik beyefendi, artik bitmistir. Kendimizi yasaya teslim edersek Alex, ozgurlukleri yitirmemize neden olsalar da ornegin baski yapma ozgurlugunu daha once farkinda olmadigimiz yeni ozgurlukler kesfedebiliriz. Kimi zaman ne kadar husrana yol acsa da, demokratik surece olan inancinizi korursaniz...

    John Campbell: Haydi efendim, bu vaazlarinizi kendinize saklayin bari.

    Abraham Lincoln: Birliginizi nasil korudunuz ? Demokrasi yoluyla mi ? Sizin hukumetiniz altinda kac yuz bin kisi can verdi ?

    John Campbell: Sizin Birliginiz beyefendi, top atesi ve olumle kurulmustur.

    Abraham Lincoln: Hakli olabilirsiniz. Ama bizim yaptigimiz butun dunyaya demokrasinin kaos demek olmadigini, bir halkin birliginde gorunmeyen buyuk bir guc bulundugunu gostermek olmadi mi ? Bir halkin buyuk fedakarliklara katlanip da yine de bir arada kalabilecegini gostermedik mi ? Bu hic olmazsa demokrasi fikrinin hayatta kalmasini saglayamaz mi ? Sonunda da degerli hale gelmesini ? Her ne olursa olsun, kan ve fedakarligin kanitladigi her sey simdiye dek kanitlanmis olmaliydi. Bu kani durduracak miyiz ? "



    " Abraham Lincoln: If we submit ourselves to law, Alex, even submit to losing freedoms—the freedom to oppress, for instance—we may discover other freedoms previously unknown to us. Had you kept faith with democratic process, as frustrating as that can be...

    John Campbell: Come, sir, spare us at least these pieties. Did you defeat us with ballots ?

    Alexander Stephens: How have you held your union together ? Through democracy? How many hundreds of thousands have died during your administration? Your Union, sir, is bonded in cannon fire and death.

    Abraham Lincoln: It may be you're right. But say all we done is show the world that democracy isn't chaos, that there is a great, invisible strength in a people's union ? Say we've shown that a people can endure awful sacrifice and yet cohere ? Mightn't that save at least the idea of democracy, to aspire to ? Eventually to become worthy of ? At all rates, whatever may be proven by blood and sacrifice must've been proved by now! Shall we stop this bleeding ? "

  2. Apollo 11 ve Astronotlar Neil Armstrong, Michael Collins ve Buzz Aldrin, 16 Temmuz 1969 sabahi Amerika, Florida, Merritt Island’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi istasyonundan yola cikti. ( 75 saat sonra, 20 Temmuz 1969 saat 20:18'de uzay'a ulastilar. )





    Neil Armstrong, 20 Temmuz 1969 Ay Modulu'nun icinde gulumsuyor.

  3. Amerikali aktor, komedyen, yapimci ve yazar John William ' Will ' Ferrell'in dogum gunu ( 16 temmuz 1967 )






  4. 1972 Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan Alman yazar Heinrich Boll'un olum yildonumu ( 16 Temmuz 1985 )



    " Sarhos olarak sahneye ciktigimda, tam bir dikkat isteyen hareketlerde sasirir, bir palyaconun basina gelebilecek en kotu hatalari yaparim, sonra da dustugum bu duruma kendi kendime gulerim. Korkunc bir alcalma. Sarhos olmadigim aksamlarda sahneye cikacagim (bazen beni arkamdan itmek zorunda kalirlar) ana kadar korkum daha da artar. Bazi elestirmenlerin "bu dusunceli, fakat esprili nese" dedikleri,"ardinda yuregin atislari duyulan" sey gercekte beni bir kukla gibi hareket ettiren bos bir sogukkanliliktir; fakat en kotusu, iplerim kopup da yere yigildigim andir. " Palyaco



    “ Wenn ich betrunken bin, führe ich bei meinen Auftritten Bewegungen, die nur durch Genauigkeit gerechtfertigt sind, ungenau aus und verfalle in den peinlichsten Fehler, der einem Clown unterlaufen kann: ich lache über meine eigenen Einfälle. Eine fürchterliche Erniedrigung. Solange ich nüchtern bin, steigert sich die Angst vor dem Auftritt bis zu dem Augenblick, wo ich die Bühne betrete (meistens musste ich auf die Bühne gestoßen werden), und was manche Kritiker "diese nachdenkliche, kritische Heiterkeit" nannten, "hinter der man das Herz schlagen hört", war nichts anderes als eine verzweifelte Kälte, mit der ich mich zur Marionette machte; schlimm übrigens, wenn der Faden riss und ich auf mich selbst zuruckfiel. ”


  5. Nip / Tuck dizisinde Eden Lord ve 90210 dizisinde Naomi Clark karakterleriyle taninan Amerikali aktris AnnaLynne McCord'in dogum gunu ( 16 Temmuz 1987 )




  6. Kubali sair Nicolás Guillén’in olum yildonumu (16 Temmuz 1989)

    Ask dilenen gece.
    Soguk yel, gok kulrengi.
    Olu gunes.
    Ask dilenen gece.
    Kapali gozkapaklarini dusunuyorum onun,
    ask dilenen gece,
    kansiz dizlerini dusunuyorum onun,
    ask dilenen gece,
    ve yesil tirnakli ellerini,
    solgunlugunu alninin,
    ve tikanmis agzini onun...
    ask dilenen gece,
    ask dilenen gece,
    ask dilenen gece.
    Hayir,
    adimlarim uzre yuruyor cunku,
    hayir;
    cunku bana seslendi, selamliyor beni,
    hayir,cunku gecisine bakiyorum cenaze alayinin,
    hayir,
    cunku gulumsuyor bana, uzanivermis,
    uzanivermis, yumusacik ve uzanivermis,
    olmus bir tek vurusta, uzanivermis...

    Hayir.



    La soirée qui mendie l’amour.
    Vent froid, ciel gris.
    Soleil mort.
    La soirée qui mendie l’amour.
    Je pense à ses paupières closes,
    la soirée qui mendie l’amour,
    je pense à ses genoux exsangues,
    la soirée qui mendie l’amour,
    et à ses mains aux ongles verts
    et à la pâleur de son front
    et à sa gorge bâillonnée…
    La soirée qui mendie l’amour,
    la soirée qui mendie l’amour,
    la soirée qui mendie l’amour.
    Non,
    Car elle marche sur mes pas,
    non ;
    car elle m’a parlé, car elle me salue,
    non ;
    car je regarde passer son enterrement,
    non ;
    car elle me sourit, étendue,
    étendue, douce et étendue,
    sur la terre, étendue,
    morte d’un seul coup, étendue…

    Non

  7. 20. yuzyilin muzik dunyasinin onde gelen sahsiyetlerinden, Berlin Fialrmoni!nin 35 yil yonetciligini yapan Avusturyali orkestra sefi Herbert von Karajan’in olum yildonumu ( 16 Temmuz 1989 )





    " Tum amaclarina ulasmis olanlar muhtemelen onları cok dusuk tutmustur. / Those who have achieved all their aims probably set them too low. / Coloro che hanno raggiunto tutti i loro obiettivi, li hanno posti probabilmente troppo in basso. "

  8. Amerikali sair, roman ve ani yazari May Sarton’in olum yildonumu ( 16 Temmuz 1995 )



    “ Yagmur yagiyor. Pencereden, birkac yapraginin sariya dondugu akcaagaca bakiyorum; papagan Punch, kibarca cama tiklatan yagmur ile ve kendi kendiyle konusuyor, onu dinliyorum. Haftalardir ilk kez nihayet, kendi ‘gercek’ hayatima yeniden baslamak icin yalnizim. Ilginc olan su ki, olmakta olan veya olmus olani kesfetmek ve anlamak icin kendimle basbasa zamanim olmadikca, arkadaslarim hatta tutkulu askim benim gercek hayatim degil. Fasilalar, olgunlastirici seyler ve cildirticiliklar olmaksizin, hayat yavan, tatsiz olurdu. Fakat bu tada tamamiyle sadece yalniz oldugumda varabiliyorum.

    Uzun zamandir, bir insanla karsilasmak carpisma etkisi birakiyor uzerimde. Asiri hissediyorum, asiri duyuyorum, en ufak bir konusmadan sonra bile bu yakinlasma beni bitkin dusuruyor. Fakat derindeki asil carpisma ahlaksiz, iskence eden ve iskence gormus olan kendimle. Her siirimi, her romanimi ayni amac icin yaziyorum; ne dusundugumu kesfetmek, nerede durdugumu ogrenmek icin. ”



    “ It is raining. I look out on the maple, where a few leaves have turned yellow, and listen to Punch, the parrot, talking to himself and to the rain ticking gently against the windows. I am here alone for the first time in weeks, to take up my ‘real’ life again at last. That is what is strange—that friends, even passionate love, are not my real life unless there is time alone in which to explore and to discover what is happening or has happened. Without the interruptions, nourishing and maddening, this life would become arid. Yet I taste it fully only when I am alone.

    For a long time now, every meeting with another human being has been a collision. I feel too much, sense too much, am exhausted by the reverberations after even the simplest conversation. But the deep collision is and has been with my unregenerate, tormenting, and tormented self. I have written every poem, every novel, for the same purpose — to find out what I think, to know where I stand. ”

Sayfa 6010/7020 İlkİlk ... 501055105910596060006008600960106011601260206060611065107010 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •