Onemli Gunler Banner
Sayfa 611/1044 İlkİlk ... 111511561601609610611612613621661711 ... SonSon
Arama sonucu : 8351 madde; 4,881 - 4,888 arası.

Konu: Sistem Takibi - II

  1.  Alıntı Originally Posted by T/A Yazıyı Oku
    Endeks bugün bir atak denedi ama başaramadı. Yarın açılışla birlikte daha aşağı inmesi gerekiyor...

    Sanki aşağı devam edecek gibi duruyor...!!!

    Düşüşe sebep olacak şirketleri incelememiştim ama gördüğüm kadarı ile bankalar başı çekiyor...



    Bankaları endeksten çıkarsak BİST 30 kaç olurdu acep, herhalde en az 10.000 olurdu, bunların hepsini kottan atacan ülkece rahata erecen

    Ezmeye doyamadılar bankaları...
    hissE alMAdan ÖNCE; Aylık, HafTalıK, sonra günlüK grafiğe bakın...
    operasyon yemiş yada fiyatı katlamış hissede MaCeRa ararsanız, Paranızdan OlurSUNUz....

  2. #4882
     Alıntı Originally Posted by lutfu001 Yazıyı Oku
    Bankaları endeksten çıkarsak BİST 30 kaç olurdu acep, herhalde en az 10.000 olurdu, bunların hepsini kottan atacan ülkece rahata erecen

    Ezmeye doyamadılar bankaları...
    Demek ki yeterince ezip kıvama getirememişler...

    Satması gereken yabancı hâlen mevcut demek ki...!!!

    Dolar yukarı yöneldi tekrardan. Dolar bazlı endeks bu durumda düşüş gösterecektir...

    Bu işlerin hepsi planlı değilse, ben de bu işi bilmiyorum...!!!

    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  3.  Alıntı Originally Posted by T/A Yazıyı Oku
    Demek ki yeterince ezip kıvama getirememişler...

    Satması gereken yabancı hâlen mevcut demek ki...!!!

    Dolar yukarı yöneldi tekrardan. Dolar bazlı endeks bu durumda düşüş gösterecektir...

    Bu işlerin hepsi planlı değilse, ben de bu işi bilmiyorum...!!!
    Bende öyle düşünüyorum açıkçası, yoksa bu kadar istikrarlı bir düşüş bankalarda hiç mantıklı değil, birde VakıfBankta benim gördüğüm yabancılar ciddi zarar ettiler ve arada çok ciddi miktarda mal sattılar, ellerinde az kaldı ama tek sorun yabancı mı yoksa bizim gibi garibanlarda mı satsın istiyorlar bilmiyorum

    İstedikleri kıvam için 1,5 yıl daha süreleri var, ben aldıktan sonra iki kez 3,2 leri gördü Vakıfın bankası bir kez daha görmesine gerek yok
    hissE alMAdan ÖNCE; Aylık, HafTalıK, sonra günlüK grafiğe bakın...
    operasyon yemiş yada fiyatı katlamış hissede MaCeRa ararsanız, Paranızdan OlurSUNUz....

  4. #4884
    2019 senesine kadar kim tahmin ederdi, yabancı bu kadar satacak diye...?!!!

    İnanılmaz bir eksilme mevcut. Oldu olacak sıfırlasınlar da kurtulalım...!!!




    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  5.  Alıntı Originally Posted by T/A Yazıyı Oku
    2019 senesine kadar kim tahmin ederdi, yabancı bu kadar satacak diye...?!!!

    İnanılmaz bir eksilme mevcut. Oldu olacak sıfırlasınlar da kurtulalım...!!!






    Bunca mal piyasa tarafından karşılandı, ya alanlar ya satanlar çok yanlış yapıyor
    hissE alMAdan ÖNCE; Aylık, HafTalıK, sonra günlüK grafiğe bakın...
    operasyon yemiş yada fiyatı katlamış hissede MaCeRa ararsanız, Paranızdan OlurSUNUz....

  6. #4886
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    52
    Gönderi
    2,990
    Günaydın gençler,

    Aşağıdaki yazı Mahfi EĞİLMEZ hocanın web sitesinden alıntıdır :


    https://www.mahfiegilmez.com/2022/05...a-nasl_17.html


    Yüksek Enflasyona Karşın Piyasa Nasıl Canlı Olabiliyor?
    Mayıs 17, 2022
    Türkiye ekonomisinin rekor düzeyde kur artışı ve enflasyon yükselişi yaşadığı bir ortamda piyasadaki canlılık nasıl açıklanabilir?


    Kur artışı ve enflasyon yükselişi olduğunda normal koşullarda talepte düşüş olması gerekirken tam tersi oluyor, talep ve dolayısıyla harcamalar yükseliyor. Bu durum, fiyat artışının talepte düşüşe yol açacağını öne süren talep yasasıyla çelişkili gibi gözükse de aslında ortada bir çelişki yok. Çünkü kurun ve enflasyonun sürekli arttığı ortamda tüketiciler, ileride, bugünkü fiyatlarla bu malları bulamayacaklarını düşünerek, bugünden satın almaya yöneliyorlar (öne çekilmiş talep etkisi.) Böylece piyasada talep, arzı aşınca fiyatlar daha da yükseliyor, fiyatlar yükseldikçe de talep artıyor.

    İnsanları tasarruf yerine harcamaya yönlendiren bir başka itici güç faiz oranlarının enflasyon oranının altında olması. TÜİK’in açıkladığı TÜFE verisine göre yıllık enflasyon yüzde 70 dolayında görünüyor (ENAGrup’un açıkladığı enflasyon oranı yüzde 120 dolayında.) Buna karşılık bankaların mevduat sahibine önerdiği faiz yüzde 20’nin altında. Kur korumalı mevduat faizini hesaba katsak bile enflasyon oranına ulaşmak mümkün olmuyor. Bu durumda insanlar, tasarruf yapıp sürekli eriyen satın alma gücü yerine, harcamalarını artırmaya ileride daha da pahalanacağını düşündükleri malları satın almaya yöneliyorlar. Mallara yönelik talep arttıkça malın fiyatı da artıyor ve birbirini besleyen bir döngü içine giriliyor (negatif faiz nedeniyle paradan kaçış.)

    Kur artışı ve enflasyon yükselişi insanların ellerindeki varlıkların (gayrimenkul, otomobil, beyaz eşya, her türlü elektronik eşya vb.) değerini yükseltiyor. İnsanlar, kendilerini zenginleşmiş hissediyorlar ve harcamalarını artırıyorlar. Hatta gelirleri harcama artışına yeterli olmasa bile borçlanarak imkânlarının üzerinde yaşamaya yöneliyorlar (servet etkisi.)

    Vatandaşlık verilmesi uygulamasıyla birlikte Türkiye’de gayrimenkul alan yabancıların sayısında artış oldu. 2021 yılında yabancılara satılan konutlardan yaklaşık 5,6 milyar dolar tutarında doğrudan yabancı sermaye girişi gerçekleşti. Bu şekilde ortaya çıkan ek talep piyasanın canlı kalmasına katkı sağlıyor (ek talep etkisi.)

    Ödemeler dengesindeki net hata ve noksan kalemine baktığımızda 2021 yılında 9 milyar dolara yakın, 2022 yılının ilk üç ayında da 5 milyar dolara yakın nereden geldiği bilinmediği için bu başlık altında sınıflandırılan girişler olduğunu görüyoruz. Demek ki Türkiye’ye kayıt dışı kalmış ciddi bir döviz girişi söz konusu. Piyasalarda karşılaştığımız canlılıkta bu kayıt dışı paraların harcanmasının da katkısı olduğu kuşkusuz (kayıt dışı harcama etkisi.)

    Buraya kadar sayılan çeşitli etkilerin yarattığı olumsuzluklar sonucunda beklentiler de olumsuz hale dönüşüyor ve ileriye dönük harcama planları ve bütçeler yapılırken bu olumsuz beklentiler ister istemez planlara, bütçelere yansıtılıyor. Sonuçta gerçekleşmeler de beklentilerle paralel yönde oluşuyor ve enflasyonu besliyor (olumsuz beklenti etkisi.)

    Kamu kesimi, başta vergi indirimleri, düşük faiz uygulamaları ve teşvikler gibi çeşitli desteklerle özellikle konut alımları başta olmak üzere harcamaları özendirici etki yapıyor, talebin ve dolayısıyla harcamaların artmasını sağlayarak piyasa canlılığına katkıda bulunuyor (kamu destekleri etkisi.)

    2021 yılında faiz dışı kamu harcaması artışı artış yüzde 32,8 ile yıllık ortalama enflasyon oranı olan yüzde 19,6’nın oldukça üzerinde gerçekleşmiş görünüyor. Bu hızlı artışın nedenlerinden birisi son yıllarda gelişen hesap vermeme rahatlığının yarattığı israftır. Kamu özel işbirliği adı altında yapılan projelerin yarattığı kara delikler kamu harcamalarının hızla artmasına ve enflasyona katkı yapmasına yol açıyor (kamu israfı etkisi.)

    TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasına göre nüfusun en yüksek gelire sahip yüzde 40’ı toplam gelirin yüzde 70’e yakın bölümünü alıyor. Başta araba, konut, beyaz eşya olmak üzere toplumda talep artışı yaratan bu zengin kesim. Buna karşılık nüfusun yüzde 40’ı toplam gelirden yalnızca yüzde 16 pay alıyor. Bu kesimin daha yüksek gelirli olanları araba ve konut gibi pahalı malları alamasa da gelecek aylarda pahalanacağını düşündüğü deterjan, şampuan gibi temizlik maddeleri, sıvı yağ, şeker, un gibi stoklanabilir yiyecek maddelerini alıp stokluyor. Bu aşırı tüketim harcamalarının talep artışı yoluyla fiyatların yükselmesine katkısı oluyor.

    Ulusal paranın hem iç hem de dış değerinde ortaya çıkan büyük kayıplar başlı başına kriz sayılır. Buna karşılık yukarıda değindiğimiz çeşitli etkiler altında piyasada ortaya çıkan talep ve harcama canlılığı, kurdaki yükselişe ve büyük ölçüde onun yarattığı enflasyon artışına karşılık ekonominin canlı kalmasına ve nüfusun gelir açısından iyi durumdaki kesiminin bu durumu kriz olarak görmemesine yol açıyor. İşin ilginci nüfusun gelir açısından kötü durumdaki kesiminde bulunan insanların bir bölümü, kendi durumlarına bakmak yerine iyi durumdaki kesimin yaşamına bakarak ortada bir kriz olmadığı kanısına varıyor (optik kırılma etkisi.)
    Acı veriyorsa geçmiş; geçmemiş demektir.
    " Artık üç kişi takılıyoruz. Ben...Keyfim...Ve kahyası...Gerisinin......"

  7. [IMG]Kur artışı ve enflasyon yükselişi olduğunda normal koşullarda talepte düşüş olması gerekirken tam tersi oluyor, talep ve dolayısıyla harcamalar yükseliyor. Bu durum, fiyat artışının talepte düşüşe yol açacağını öne süren talep yasasıyla çelişkili gibi gözükse de aslında ortada bir çelişki yok. Çünkü kurun ve enflasyonun sürekli arttığı ortamda tüketiciler, ileride, bugünkü fiyatlarla bu malları bulamayacaklarını düşünerek, bugünden satın almaya yöneliyorlar (öne çekilmiş talep etkisi.) Böylece piyasada talep, arzı aşınca fiyatlar daha da yükseliyor, fiyatlar yükseldikçe de talep artıyor.[/IMG]

    Bu yazıya ekleme yaparsak, mal ve hizmetlerin sürekli arttığı bir ortamda insanlar sadece ihtiyacı olanı değil, ihtiyaçtan fazlasını alıp kenarda dursun mantığıyla hareket ettiğinden talep çok daha fazla artıyor.
    Dün çaya şekere zam geliyor diye marketlerde çay kalmadı yağmaladı millet.Bu durum normaldir.
    Maaşların gerçek enflasyon oranında arttırılmadığı bir ortamda sığınılacak bir liman gibi görülür bu durum.
    Fakat her an zabıta kapınızı çalıp stokçu diye cezada kesebilir fazla mal almayın.

  8. Daha önce yazmıştım yine yazayım.

    Hükümetler GİZLİCE ve FARKEDİLMEDEN sürekli enflasyon yolu ile vatandaşların varlıklarının önemli bir bölümünü KAMULAŞTIRIR LAR. Jhon Maynard Keynes.
    Uzun yıllardan beri bizlere de uygulanan budur.

Sayfa 611/1044 İlkİlk ... 111511561601609610611612613621661711 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •