Üstteki yazımda yanlış anlaşılabilecek bir cümle kurmuşum. "Diğer bir araştırma Avrupada pandemi sonrası ölümlerde, belirlenemeyen sebeplerle ölenlerin sayısı %30 oranında artmış. mRNA aşısından olduğu söyleniyor."
Şöyle yazmalıydım. Ölümlerde %30 artış olmuş, bu artışın sebebi bilinmiyor. Yani kalp krizinden ölenler her yıl 100 kişi iken, pandemi sonrası 130 a çıkmış. Ölüm sebebi belli kalp krizi veya diğer hastalıklar, ama bu %30 artış neden olmuş o belli değil deniyor. Akla ilk gelen de aşılar oluyor. Zaten yeni açıkladılar, aşının kalp damar sorunlarına neden oluyor. Hali ile ölüm artışlarının mRNA dan olduğu kesin gibi.
---
selimhan güzel açıklamış, ekleyebileceğim ne var. Salgın olayı bize özel değil, Avrupa zenginleşmeden önce (ki zenginliğide Amerika halklarının katledilip altınlarının gemilerle Avrupa ya taşınması ile başlar) 700 yıl salgınlarla boğuşmuş. Avrupa halkının yanlış hatırlamıyorsam %50 si ölmüş. Temizliği bugün nefret ettikleri Orta Doğu dan öğreniyorlar. Daha önce sokaklarda lağımlar açık haldeymiş. Camdan sokağa işerler, dışkılarını evlerde kaplara yapar bazende camdan dışkıyı atarlarmış. kafasına dışkı düşen insanların mahkeme kayıtları var.
---
Ege hocayı konu edecem de, onada yüklenince en sevmediğim kişi gibi görünüyor. Halbuki okuduğum yazarlar içinde en değer verdiğim kişi. O zaman neden durmadan kelini tokatlıyorum. Çok değer verdiğim için.
Şöyle düşünün, 10 kayık yanyana denizde gidiyorsunuz. Kayıklarda insanlar var. Diğer kayıklardan birinde birisi teknede delik açmaya çalışıyor. Eğer o kayıktakiler sizin için değersizse umursamazsınız. Değerli ise umursarsınız üzülür yakınırsınız. Çok değerli ise belki suya atlayıp o kayığa gitmeye çalışırsınız. Diğer yönden sizin kayığınızdaki biri teknede delik açmaya başlamışsa mecburen umursarsınız. Sizin kayıkta 10 kişi var diyelim bunlardan 4 tanesi ile kafa yapınız benzer, iyi anlaşıyorsunuz. 6 tanesi ile kafa yapılarınız farklı anlaşamıyorsunuz. Sizin için daha az değerliler.
Sizin kayıktaki az değerli gördüğünüz kişilerden biri kayıkta delik açmaya başladı. İleride batacağınız için kızarsınız ve aynı kafada olduğunuz diğer 3 kişiden moral motivasyon desteği alarak tekneyi delmeye çalışanla kararlı şekilde mücadele edersiniz.
Ama ya aynı kafada gördüğünüz diğer 3 kişiden biri tekneyi delmeye çalışıyorsa. O zaman bitersiniz. UMUDUNUZ KALMAZ. Moral motivasyon düşer, mücadele gücünüz kalmaz, kararlı yapınız yok olur. Kendinizi yanlız ve güçsüz hissedersiniz. Daha çok kızarsınız. Diğer 6 kişiden biri delik açmaya başlayınca onunla ekibinizden güç alarak mücadele ederken, sizin ekipteki kişi delmeye başlamışsa çökersiniz çünki umudunuz gidiyor. Yanınızda kimse yok karşınızda tüm kayık ahalisi var. O durumda hissedersiniz kendinizi, umut biter.
İşte bu sebeple Ege Cansen hoca, bu ülkenin altını oyan yazı yazdığında çok sinirleniyorum. Çünki aynı kayıktayız ve değer verdiğim diğer 3 kişiden biri. O üç kişiden birinin kazığını yediğinizi düşünüyorsanız bitersiniz. Ege Hocanın kötü niyetli bazı yazılarıda bana aynı hissi yaşatıyor ve kendi ölçümde çok sert yazıyorum.
Ege Hoca nın bugünki Game Teorisi yazısından yola çıkıp ağır bir konuya girecektim. Ama o ağır konuya girecek gücü hissetmiyorum. Çok uzun yazmam gerekir.
Konu Game Teorisi.
2 Matematikçi insanların seçimlerini inceliyorlar ve neden hep yanlış seçimler yaptıklarını sorguluyorlar. Konu tam olarak soyut ve felsefi. matematikle alakası yok gibi görünüyor. Ama o 2 matematikçi olayı nesnelleştirip matematik formüllere uyarlayıp sunuyorlar. Siyonist medyanın Ünlü yaptığı Steve Nash de bu kuramı geliştirip sunuyor ve nobel ödülü alıyor. Steve Nash filmden hatırladığım kadarı ile şizofren. Zaten GERÇEK dehaların hepsinin ağır psikolojik problemleri vardır. Birde einstein gibi gerçekte dahi olmayıp başkalarının bilgisini kendisininmiş gibi pazarlayıp siyonist medyaca öne çıkarılan ve deha payesi verilen yahudiler var.
Asıl bahsetmek istediğim Game Teorisi nin ele aldığı konuydu. Aynı konuda bende düşndüm. Neden insanlar hep toplumun zararına hatalı kararlar alıyorlar.?
Temelde aynı görüşteyiz. Matematikçilerde kalabalıkların hatalı karar aldıklarını söylüyor, bende. Ancak dayandırdığımız temellerde bazı farklılıklar var.
Birde onlar matematikçi. Tam olarak soyut olan bir konuyu somut verilere dayalı matematik bilimine uyarlamaya çalıştığınızda çok zorlanırsınız. Soyut şeyleri nesnelleştirmeniz gerekir. matematikçi eğitimi ile soyut düşünce ve davranışları nesnelleştiriken hata yapabilirsiniz. Felsefenin konusu olan bir şeyi matematik formülle açıklamaya çalışmanız zordur. Mantıklımıdır o konuya giremem yeterli bilgim yok ancak çok zor olacağı ve hataların olacağı bence aşikâr.
İmdi Game Teorisi ve benim görüşümü açıklayıp farklılıkları ortaya koymam gerekir. Çok uzun ve düşünülerek yazılması gereken bir konu. Ayrıca Game Teorisi ile karşılaştıracaksam Game Teorisi nede hakim olmam gerekir. İşin yoksa onu yeniden oku. Çok eskiden yarım yamalak okumuştum, nereden okuduğumuda hatırlamıyorum birde filmini seyretmiştim.
Bu yüke girmek istemediğimden konudan kaçayım. Sadece şunu belirteyim.
Ege hoca Game Teorisi ile başlayıp doğru veri ile yanlış sonuç üretmiş ve okuyana sunmuş. Aynen kendi açıklamaya çalıştığı hataya düşmüş. Bana kalırsa bilerek yapmış. Kurnaz kötü niyetli siyasetçiler bunu sık yaparlar. Köşeden yazarlarsa sık kullanırlar. Doğru veri açıklayıp o veriye dayalı yanlış sonucu size sunarlar.
Basit doğru ile başlayıp karmaşık yanlış sonucu size çakarlar. Basit doğruyu anlarsınız, karmaşık sonucu ise başta anlamazsınız ve düşünmek de istemezsiniz. Zaten o bilgi elinizde yoktur araştırmakda size göre değildir. O sebeple ilk kısmı doğruysa kalanıda doğru diye kabul edersiniz. Böylece sizi kendi ağılına sokmuş olur.
Türkiye'nin silahlanmasını Yunan silahlanması ile eşleştirip ikisine de yanlış demiş. Kötü niyetli bir yaklaşım.
Yunanistan silahları satın alıyor. Halkının emeğini üretimini silahları üretenlere aktarıyor. Yunan yöneticiler silah üreten ülkeyi zenginleştirirken, kendi halkını fakirleştiriyor.
Türkiye ise Ege hocanın kast ettiği o silahları kendisi üretiyor. Bu silahlar dünyanın en ileri teknolojisi. YANİ. İleri teknolojide ülkemiz gelişiyor. Yani, silah üretmek bir sanayi işidir, sanayimiz ileri teknoloji konusunda gelişiyor. Bir kısmını satıp parada kazanıyor.
Şu anki o ileri teknoloji silah fabrikalarımızın temeli 1960 dan sonra atılmış. Atatürk öldüğünden beridir iyi yaptığımız tek şey bu. Bunu baltalamaya çalışıyor. Silahı satın alalım istiyor. Çok ahlaksızca bir yaklaşım, kötü niyetli bir yaklaşım.
Türkiye sanayi üretmesin, Turizm ve tarım ülkesi olsun görüşü ibrani kökenli siyonistlerin Türk halkı için uzun vadeli planıdır. Bu sebeple geçmişte uçak ve araba fabrikamızı kapattırıp, TR deki TC kimlikli yahudi firmaları destekleyerek, o yahudilerin firmaları ile sanayi ürünü ithal ettirdiler. koç holding, sabancılar, eczacıbaşılar, simaviler, bilginler, doğanlar, cinerler, bunların görevi budur. Türkiyenin gelişmesini engellemek.
Dünyada gelişen siyonistin meyvesini üreten köylüsü, sırtını yoğuran masörü olacağız. Bunu bize dayıyorlar anlatabiliyormuyum.?
Yapma Ege hoca artık çok sırıtıyor. Eskiden internet yoktu TV lerden ve gazetelerden halkı 40 yıl yanlış bilgilendirip kendi ağılınıza kolaylıkla soktunuz. Artık internet var ve herkes her bilgiye ulaşabiliyor.
.
Son düzenleme : alicemal; 16-04-2023 saat: 12:11.
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Yer İmleri