Neredeyse tüm ppf'lerde, değişkenlerin büyük çoğunluğunda özel sektör bonoları var. Zaten mevduatı bir tık geçmelerini sağlayan ya elindeki hisseler, ya piyasa faizinin bir tık üstü faizli bu enstrümanlar oluyor. Başka türlü geçemezler.
Şirket ne kadar güvenilir ise, o kadar risk primi düşük borçlanma faizi düşük, getiri az.
Ya da ihraççı şirket ne kadar az güvenilir ise o kadar yüksek faiz ile borçlanıyor doğal olarak.
Az daha getiri, az daha risk, çok getiri çok risk.
Bu yüzden getiri değil risk/getiri.
Değer mi, değmez mi fizibilitesini yapması gerek herkesin.
Sözgelimi benim için bir öst fonunu ppf'ye tercih etmem için belirlediğim bir fazladan getirmesi gereken eşik değer var. ( atıyorum diyelim ki yıllık %2-3 fazla, o zaman bu riski satın alırım diyorum)
Uzun zamandır ppf ile gidiyordum ancak aradaki fark son 1-2 aydır benim için eşik değeri aştı ve osd'ye cevirdim mesela. Aradaki fark, riski satın alınabilir kılacak yerden uzaklaşırsa tekrar ppf'ye dönerim.
Bir ürünü satın alırken uyguladığımız sistemden çok farklı değil. Şu markaya 2 misli fiyat veririm çünkü değer, ama 3 misli vermem o kadar da değmez gibi. Risk/getiri ; fiyat/performans'a çok benziyor aslında.
O sınır değer de herkesin risk algısı ile ilgili zaten.
Burada yer alan yorum ve tavsiyeler genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yer İmleri