Sayfa 6805/7020 İlkİlk ... 5805630567056755679568036804680568066807681568556905 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 54,433 - 54,440 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Ingiliz oyun yazari, librettist, sair ve illustrator Sir William Schwenck Gilbert'in dogum yildonumu ( 18 Kasim 1836 )



    " Dis gorunuse sakin aldanmamali, kaymagi alinmis sutu krema sanmamali. / Le cose raramente sono come sembrano : il latte scremato si maschera da panna. "



    “ Geyiklerin silahlari olsaydi, geyik avi cok guzel bir spor olurdu. / La caccia al cervo sarebbe un autentico sport se solo il cervo avesse il fucile. ”

  2. Cek ressam Mikolas Ales'in dogum yildonumu ( 18 Kasim 1852 )

    The Massacre of the Saxons beneath Hrubá Skála, 1895 ( The depicted battle should happen in early 13th century )




    Gypsies, 19th century


  3. The New York Saturday Press, ( Samuel Langhorne Clemens ) Mark Twain'in Jim Smiley ve Ziplayan Kurbaga ( The Celebrated Jumping Frog of Calaveras County - Jim Smiley e la sua rana salterina ) oykusunu 18 Kasim 1865'te sayfalarinda yayinlamaya basladi.



    " Arkadaslarimdan biri, eski bir arkadasi olan Leonidas W. Smiley hakkinda bazi bilgiler almak icin benden Calaveras sehrindeki Angels kampinda yasayan yasli Simon Wheeler’i ziyaret etmemi rica etmisti.

    Simon Wheeler’i, Angels’teki harap olmus maden kampinda sobanin yaninda uyuklarken buldum. Sisman, kafasinda hic sac olmayan bir adamdi. Huzur dolu yuzunun kibar ve sade bir gorunumu vardi. Uyandiginda beni karsisinda gorunce ' Iyi gunler ' diyerek selamladi. Ona bir arkadasimin benden, bir sureligine Angels Kampi’nda bulundugunu duydugu Leonidas W. Smiley ismindeki bir dostunu sorusturmami rica ettigini soyledim. Eger bana bu kisi hakkinda bilgi verebilirse kendisine minnettar kalacagimi da ekledim.

    Simon Wheeler beni sandalyesi ile bir koseye SIKISTIRARAK bu uzun hikayeyi anlatmaya basladi. Gulumsemeden ve bir kez bile kaslarini catmadan anlattigi ve sonsuzmus gibi gelen tum bu hikaye boyunca ciddiyeti ve durustlugu hissedilebiliyordu. Hikayesini kendi istedigi bicimde anlatmasi icin onu rahat biraktim ve bir kez bile sozunu kesmedim. Bu tamamen Simon Wheeler’in bana anlattigi hikayedir... "



    " A friend of mine in the East asked me to visit old Simon Wheeler, to ask about my friends friend, Leonidas W. Smiley. I did as my friend asked me to do and this story is the result.

    I found Simon Wheeler sleeping by the stove in the ruined mining camp of Angels.I saw that he was fat and had no hair, and had a gentle and simple look upon his peaceful face. He woke up, and gave me ' good-day. ' I told him a friend had asked me to find out about a friend named Leonidas W. Smiley, who he heard was at one time living in Angels Camp. I added that if Mr. Wheeler could tell me anything about this Leonidas W. Smiley, I would feel a great responsibility to him.

    Simon Wheeler forced me into a corner with his chair and began telling me this long story. He never smiled, he never frowned, he never changed his voice. But all through the endless story there was a feeling of great seriousness and honesty. This showed me plainly that he thought the heroes of the story were men of great intelligence... "

  4. Amerikali yazar ve karikaturist Clarence Shepard Day Jr'in dogum yildonumu ( 18 Kasim 1874 )



    " Kitaplarin dunyasi, insanin en hayret verici yaratiklarindan biridir. Abideler yikilir, milletler kaybolur, medeniyetler buyur ve olur fakat butun bu medeniyetlerin, tekrar tekrar nasil ortaya ciktiklarini gosteren kitaplarin dunyasi; hala genc, hala yazildiklari gun kadar taze, yazarlarinin yuzlerce sene once olmelerine ragmen, hala insanlarin kalplerinden gecenleri anlatarak hayatlarini devam ettiriyorlar. / Il mondo dei libri è la creazione più straordinaria dell'uomo. Nient'altro che costruisce dura mai. I monumenti cadono, le nazioni periscono, le civiltà invecchiano e si estinguono; e, dopo un'era di tenebre, nuove razze ne costruiscono altre, ma nel mondo dei libri ci sono volumi che hanno visto accadere questo ancora e ancora, eppure vivono ancora giovani, ancora freschi come il giorno in cui sono stati scritti, che raccontano ancora ai cuori degli uomini i cuori dei uomini morti da secoli. "

  5. Fransiz ressam ( Narcisse Virgilio Díaz ) Narcisse Díaz de la Peña’nin olum yildonumu ( 18 Kasim 1876 )

    Scène de Harem, 1874 ( musée d'art et d'histoire de Meudon )




    Les Princesses bohémiennes, 1865 - 1870 ( musée d'art de San Antonio )


  6. Kanada dogumlu Ingiliz yazar Percy Wyndham Lewis'in dogum yildonumu ( 18 Kasim 1882 )



    " Mizahi, mizahin girtlagina tikadik. Bariscil maymunlari birbirlerine dusurmek icin kiskirttik. / We set Humour at Humour's throat. Stir up Civil War among peaceful apes. "

    " Parali askerler dunyanin en iyi savascilaridir. Biz modern dunyanin ilkel parali askerleriyiz. / Mercenaries were always the best troops. We are primitive Mercenaries in the Modern World. "



    " Kabullenebilecegimiz trajedi ise yan kaslarini simsiki SIKMIS, eli belinde bir durus sergilemeli ve bomba gibi bir kahkaha olmali. / We only want Tragedy if it can clench its side-muscles like hands on its belly, and bring to the surface a laugh like a bomb. "

    " Secilmis bir dunyanin zit beyanlarindan basladik ise. Iki uc nokta arasina yeniyetme safliginin saldirgan yapisini koyduk. / We start fromopposlte statements of a chosen world. Set up violent structure of adolescent clearness between two extremes. "


  7. Irlandali yazar ve oyun yazari George Bernard Shaw’in 1. Dunya Savasi oncesinde, savas yanlisi ve savas karsiti olmak uzere ikiye bolunmus Avrupadaki politik gorusleri ve endustrilesmeyi konu edinen Binbasi Barbara ( Major Barbara - Il maggiore Barbara ) oyunu ilk kez 18 Kasim 1905 tarihinde Londra, Royal Court Theatre’da sahnelendi.




  8. Turk oyku ve roman yazari, sair Sait Faik Abasiyanik'in dogum yildonumu ( 18 Kasim 1906 )



    “ Kis Halic etrafinda Istanbul'dakinden daha sert, daha sisli olur.Bozuk kaldirimlarin uzerinde buz tutmus camur parcalarini kirarak erkenden ise gidenler; mektep hocalari, celepler ve kasaplar fabrikanin onunde bir muddet dinlenirler, kocaman bir duvara sirtlarini vererek ustune zencefil ve tarcin serpilmis salep icerlerdi. Yun eldivenlerin icinde sakli kiymettar elleri salep fincanini kucaklayan burunlari nezleli, kafalari grevli, istirapli pirinc bir semaver gibi tuten sarisin ameleler, mektep hocalari, celepler, kasaplar ve bazen fakir mektep talebeleri kocaman fabrika duvarina sirtlarini verirler; ustune ruyalarinin mabadi serpilmis salepten yudum yudum icerlerdi. ”



    “ Du coté de la Corne d’Or, l’hiver est plus rude, plus brumeux qu’à Istambul. Ceux qui se rendent de bonne heure au travail en brisant les blocs de boue gelée sur les trottoirs défoncés - maîtres d’école, m**uignons et bouchers - faisaient une pause devant l’usine; ils buvaient du salep saupoudré de gingembre et de cannelle, tournant le dos au mur immense. Ouvriers blonds, maîtres d’école, m**uignons, bouchers et, parfois, écoliers pauvres, leurs précieuses mains enfouies dans des gants de laine enveloppant la tasse de salep, le nez enrhumé, la tête en grève, fumant comme un samovar chagrin, tournaient le dos au mur immense de l’usine ; ils buvaient à petites gorgées le salep saupoudré de leurs rêves d’avenir. ”



    “ Icki, sevgili, ev, aile, arkadas, eglence, dunya isleri, bir aralik fikir bile... Hepsi, hepsi zarina igne batirilmis, cigara tutulmus kirmizi, yesil, sari, turuncu balonlara dondugu gunlerimiz olur. Her sey rengini, ucarligini, sevincini lahzada bosaltir. Oyle zamanlarimiz olmamasina imkan mi vardir ? Balonlarina hic igne batirilmayan insanlar da yasiyor. Onlari gun olur kiskanir, gun olur kucuk gorurum. ”



    " L'alcool, l'amour, la maison, la famille, l'amitié, l'amusement, les affaires de ce monde, et même une idée... Il est des jours où toutes ces choses ressemblent à des ballons rouges, verts, jaunes, orange percés par une aiguille ou une cigarette allumée. Tout perd instantanément sa couleur, sa légèreté, sa joie. Peut-on échapper à ces moments-là ? Existe-t-il des gens dont les ballons ne sont jamais percés ? Selon les jours, je les envie ou je les méprise."



    " Gunun birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve agaclardan ve kuslardan ve cimnelerden yapilmis vazife hissi ile carpan yureklerle dolu bir alemde yasayacagimizi dusunelim. Bir ahlakimiz olacak ki, hic birkitap daha yazmadi. Bir ahlakimiz, bugun yaptiklarimiza, yapcaklarimiza, dusunduklerimize, dusuneceklerimize hayretler icinde bakan bir ahlakimiz. O zaman seninle daha uzun dostluklar ederiz patlak goz. O zaman hic merak etme. Dostum panco da bana hak verecektir. Kilise ahlakindan soz acmayacak. Dostlugun olaganustu guzelligini cocuklarina anlatacaktir. "



    “ Let's think about living some day in a world made of friendship, with hearts beating with duty and feeling, and people and animals and trees and birds and lawns. We'll have a morality never written in a book. A morality that looks in surprise at what we do now and what we'll do in the future, what we think now and what we will think. Then we'll have a longer friendship, Bug-eyes. Then, don't worry. My friend PanCo will agree. He won't talk about church morality. He'll tell his children about the extraordinary beauty of friendship. ”

Sayfa 6805/7020 İlkİlk ... 5805630567056755679568036804680568066807681568556905 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •